Eflatun Pınar: Hitit Kaya Anıtı (Konya)
Doğal ve Kültürel Miras Sit Alanı Arkeolojik Sit Alanı Anıt UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi
-
2024
Eflatun Pınar, Konya ilinin 100 kilometre batısındaki Beyşehir ilçesinin yirmi iki kilometre kuzeyindeki Sadıkhacı Mahallesi’nde yer alan bir Hitit anıtıdır. Bu anıtı diğer Hitit anıtlarından ayıran en temel farklılık, Beyşehir Gölü’nde sonlanan Eflatun Pınar Deresi’nin kaynağına yakın bir noktada inşa edilmiş kutsal havuz ile ilişkili olmasıdır. Hititlerin, Hint-Avrupalı bir kavim olarak MÖ 3000’lerin sonlarında Anadolu’ya göç ettiği tahmin edilmekle birlikte; bu dönemde Anadolu’da var olan Hatti Uygarlığı ile uzun yıllar birlikte yaşayıp kaynaştıkları, Hititlerin sanatında ve dini inanış biçimlerindeki Hatti etkisinden anlaşılmaktadır. Bu sürecin ilerleyen yıllarında başkenti Hattuşa (Boğazkale) olan bir Hitit Devleti kurulmuştur. MÖ 1650 – MÖ 1200 yılları arasında Anadolu’da varlığını sürdüren Hitit Uygarlığı, yerleşik halkların inanç sistemlerini de kendi inançlarına dahil etmiştir; bu nedenle birçok farklı kutsal alan ve ibadet biçimi ortaya çıkmıştır. Hititlerin inanç dünyasında suyun kutsal kabul edildiği su kültü de bu sebeple önemli bir yer tutmaktadır ve su kültüyle ilgili önemli kalıntılardan biri Eflatun Pınar’dır.
Eflatun Pınar Anıtı'nın adının kökeni kesin olarak bilinmemekle birlikte, güneş ışığı anıtın inşasında kullanılan granit taş blokların üzerine vurduğunda bu blokların eflatuna benzer bir renk alması, anıta bu ismin verilmiş olabileceğine işaret eder. Dini anlamda, tanrıların çağırılması ve tapınakların temizlenmesi gibi ritüeller ve yargılama amacıyla gerçekleştirilen su ordali gibi uygulamalar bile Hititlerde suyun kutsallığını gösteren temel birkaç kanıttan biridir. Bu nedenle, Eflatun Pınar Anıtı'nın alçak taş bloklarla oluşturulan 34 x 31 metre ölçülerine sahip havuz bölümünün, su ve su kaynağının kutsanması amacıyla inşa edilmiş olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, yapının en önemli kısmını temsil eden kuzey duvarı, altı metre yüksekliğinde kesme taş bloklardan oluşur ve cephesinde Hitit Pantheonunu ile ilişkili kabartmalar yer alır. Altı metre yüksekliğindeki bu duvar, farklı boyutlara sahip on altı bloktan meydana gelmektedir. On altı bloğun hepsinde kabartma olarak birbirinden farklı figürler işlenmiştir. Her ne kadar tahrip olmuş olsa da duvarın merkezindeki figürler olasılıkla Güneş Tanrıçası ve Fırtına Tanrısı’dır. Bu ana figürlerin yanı sıra diğer blokların üzerinde karşılık canlılar ve demonlar işlenmiştir. Anıtın merkezde yer alan en üst sıradaki dikdörtgen bloklarda ise Güneş Kursu kabartması yer almaktadır. Anıta ait kabartmalar sadece kuzey duvarda değil, havuzu çevreleyen duvarların üzerinde de bulunmaktadır. Bu duvarlarda özellikle polos giymiş ve baharı temsil ettiğine inanılan tanrıça kabartmaları ve Fırtına Tanrısı Teşup’un en önemli sembollerinden biri olan boğa betimlemeleri dikkat çekmektedir. Eflatun Pınar Anıtı’nın bulunduğu kutsal alanın ilk inşa edildiği dönemde nasıl bir tasarıma sahip olduğuna dair çeşitli görüşler vardır. James Mellaart, anıtın doğusunda bir başka yapı olması gerektiğini savlarken, Volkert Haas ise anıtın merkezinde bir kabartmayla temsil edilen tanrıçaya ait bir tapınağın da bu kutsal alan içinde olması gerektiğini öne sürmüştür. Yapılan kazı çalışmalarında bu iki öneriyi destekleyecek herhangi bir arkeolojik veri ile karşılaşılmamıştır. Eflatun Pınar Anıtı'nı iki su kaynağı beslemektedir ve su kaynağının yeraltı ile olan ilişkisi, anıta kutsallığı veren en önemli özelliklerden biri olarak gösterilmektedir. Anıtın çevresinde yapılan arkeolojik çalışmalar neticesinde on iki adet başsız boğa heykeli ortaya çıkarılmıştır. Anıta ait havuzdan ele geçirilen pişmiş toprak tabaklar ise burada çeşitli ritüellerin gerçekleştirildiğini kanıtlamaktadır. Eflatun Pınar Anıtı'nın ne zaman ve kim tarafından inşa ettirildiği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı araştırmacılar, anıtın Hitit Kralı II. Muvatalli döneminde inşa edildiğini öne sürse de, genel olarak kabul gören görüş, bir başka Hitit Su Anıtı olan Yalburt Havuzu’nu da yaptıran IV. Tuthaliya’nın Eflatun Pınar Anıtı’nı inşa ettirdiğidir.
Anıtın keşfi, 1842 yılında jeolog olan William John Hamilton tarafından yapılmış olsa da seyyah Charles Texier anıtın Hititler ile olan ilişkini ortaya koymuştur. İlerleyen yıllarda Anadolu’daki Hitit araştırmaları ve arkeolojik çalışmaların artmasıyla birlikte, Eflatun Pınar Anıtı’nda Hans Gustav Güterbock, Kurt Bittel, Rudolf Naumann, Volkert Haas, Emmanuel Laroche ve James Mellaart gibi önemli biliminsanları çalışmalar yapmıştır. Şu an için Eflatun Pınar Anıtı 2014 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi edilmiş durumdadır.
Referanslar
Coşkun, İ. ve Kılıç, N. (2019). Hitit Kutsal Su Tapınaklarından Eflatunpınar İle İlgili Değerlendirmeler, Editör H. Çiftçi ve Y. Ağaoğlu (Yay. Haz.). ISPEC 3. Uluslararası Sosyal Ve Beşeri Bilimler Kongresi içinde (ss. 313 – 325); Darga, A. M. (1992). Hitit Sanatı. İstanbul: Akbank Kültür ve Sanat Kitapları; İnan, Y. (2018). Arkeolojik Alan Yönetimi: Eflatun Pınar Örneği. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Ankara: Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Murat, L. (2012). Hititlerde Su Kültü, Tarih Araştırmaları Dergisi, 31(51): 125-158; Murat, T. (2022). Antik Akdeniz'de Su Kültü ve Eflatunpınar Hitit Su Anıtı, (Editör N. Uyanık) Göl Medeniyeti Çalışmaları: Hüyük içinde (ss. 99 – 119). Konya: Palet Yayınları;