40º 37’ ile 41º 07’ kuzey enlemleri ve 30º 49’ ile 31º 50’ doğu boylamları arasında yer alır. 1999’da yaşanan iki büyük deprem sonrasında, 12. 12. 1999’da il olan Düzce’nin tarihi MÖ 1390-800 yılları arasında hüküm süren Hitit medeniyetine kadar uzanır. Düzce (Konuralp) MÖ 74 yılına kadar Bilecik, Bolu, Kocaeli, Sakarya şehirlerini kapsayan bir alanda hakimiyet süren Bithynia Devleti’nin önemli şehirlerinden biri oldu. O dönemdeki adı Prusias Pros Hypios (Melen Kenarındaki Prusias) olan şehir birçok kavmin ve devletin egemenliğine (Frig, Lidya, Pers, Roma, Bizans, Selçuk ve Osmanlı) girdi. Son olarak Osman Gazi’nin komutanlarından Konuralp Bey, Düzce ve çevresini 1321-1323 yıllarında Bizans tekfurları ile yaptığı savaş sonunda Düzbazar (Düzce Ovası) ve Bizans Prusias’ını fethetti.

Düzce iklimi, zengin doğal kaynakları, bozulmamış çevresi, zengin tarihi ve kültürel varlıkları, yerel yaşam tarzı ve gelenekleriyle benzersiz niteliklere sahip bir şehirdir. Coğrafi konumu nedeniyle Anadolu’daki merkezleri birbirine bağlayan yollar Düzce’den geçer. Özellikle Ankara ve İstanbul gibi iki metropol mesafeyi kat eden TEM otoyolu güzergahında yer alır. Bu nedenle Ankara ve İstanbul’un ön bahçesi özelliğindedir. Yüksek zirveleri ile karlı dağlar, gürül gürül çağlayan akarsular, şelaleler, göller, dört mevsim döngüsü ile birlikte renkleri değişen ormanlar, antik kentler, hırçın dalgaların kumsalları dövdüğü kıyılar, yemyeşil yaylalar, farklı kültürlerin harmanlandığı bir ildir.

Karadeniz Bölgesi’nin batısında yer alan, kendine has iklime sahip olan Düzce, turizm potansiyeli açısından su kaynakları, doğal güzellikleri ve zengin tarihi mirasa sahip durumdadır. Ekonomik yapısı tarım, sanayi ve turizm odaklıdır. Günümüzde alternatif turizme yönelen yerli ve yabancı turistlerin yaz ve kış aylarında tercih ettiği bir destinasyondur. Düzce, turizm bakımından dağlar, göller, nehirler, ormanlar ve doğa manzaraları ile önemli bir turizm potansiyeli arz eder.

Düzce’nin denize kıyısı olan Akçakoca ilçesi; 1950’li yıllarda deniz ve karavan turizmi ile Türkiye’de ilk turizm hareketinin başladığı yerlerden biridir. 1950 yılından 1990’lı yıllara kadar geçen zamanda denizi, kumu, balıkçı barınağı, balık çeşitleri, gün batımı, sivil ve dini mimarisi, dağ çileği, kestane balı, fındığı, kilometrelerce uzanan plajları ve şifalı kumu, yemyeşil bitki dokusu, piknik ve mesire alanları, tarihi anıt ağaçları, tarihi Ceneviz Kalesi, mağarası, şelaleleri ve yöresel ağız tatları ile yabancı turistlerin yoğun uğrak noktasıdır.

1990’lı yıllardan itibaren Türkiye’nin güney bölgelerinin turizm açısından gelişmesiyle Düzce ve Akçakoca’ya gelen yabancı turistler yavaş yavaş azaldı. 1990’lı yıllardan itibaren Düzce’ye gelen turistler genellikle Ankara, İstanbul gibi yakın bölgelerden gelen, kısa süre konaklama yapan yerli turistlerdir. Geçmişte yabancı turistlerin uğrak noktası olan Düzce, günümüzde yerli ziyaretçileri ağırlıyor.

Düzce, oransal olarak konaklamalı turist artışında bölgede ilk sırada yer alır. Yıllara göre düzenli artış gösteren turist sayısı, turizm tesis yatırımları ile de doğru orantıya sahiptir. 2016 yılında 8.401 yabancı ve 233.806 yerli turist olmak üzere toplamda 242.207 kişi Düzce’yi ziyaret etti. Yerli turistlerin ortalama kalış süresi 1,7 günken, yabancı turistlerin ortalama kalış süresi 2,1 gün ve toplam kalış süresi ise ortalama 1,8 gün oldu.

Düzce’nin 2018 yılı itibarıyla nüfusu yaklaşık 387 bindir. Turizm verilerine göre, 2018 yılında destinasyona gelen yerli ve yabancı ziyaretçi sayısı yaklaşık 197.468’dir. İç turizmin hakim olduğu Düzce’de Ankara ve İstanbul’dan gelen turistlerin sayısı oldukça yüksektir. On beş işletme belgeli konaklama tesisi, 680 oda ve 1.381 yatak kapasitesine sahiptir.

Düzce, çok çeşitli doğal güzelliklere ve zengin su kaynaklarına sahiptir. Karadeniz’e açılan Akçakoca ilçesi, mavi bayraklı Ceneviz Kalesi Plajı, Türkiye’nin ilk tabiat anıtı Samandere Şelalesi, en yüksekten akan şelalelerden biri olan Güzeldere Şelalesi, 13 kilometrelik parkuru ile üçüncü büyük rafting alanı olan Büyük Melen Nehri, kuş türleri ve bitki türleri ile eşsiz bir alan Efteni Gölü, Yakın Karadeniz sloganıyla spor turizmi faaliyetleri, Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi ilan edilen Kardüz Yaylası, Düzce’nin görülmeye değer en önemli doğal güzellikleridir.

Düzce, tarih meraklılarına da alternatifler sunar. Farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan Düzce’de Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait eserlerin yer aldığı Konuralp Müzesi, Antik tiyatro, mozaikler, surlar, su kemerleri, Tyche Heykeli, Roma Köprüsü, UNESCO tarafından geçici miras listesine alınan Akçakoca Ceneviz Kalesi ve Osmanlı çantı tipi yapılar bulunuyor.

İstanbul ve Ankara arasında yer alan Düzce’de havaalanı yoktur; ulaşım karayolu ile sağlanır. En yakın havaalanı, İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı’dır. Denizyolu aracılığıyla Akçakoca Limanı’ndan yük taşımacılığı yapılır. Düzce’de kent merkezinin yanı sıra Akçakoca, Cumayeri, Gölyaka, Kaynaşlı, Gümüşova, Yığılca, Beyköy gibi farklı çekicilikleri ile ön plana çıkan destinasyonlar mevcuttur. Düzce’de ziyaretçilerin en çok tercih ettikleri yer Akçakoca’dır. Denizi, plajları, doğası ve çeşitli turizm etkinlikleri ile bu ilçe turizmin başlangıç yerlerinden biridir. Karadeniz’in incisi olarak tanınan Akçakoca konaklama işletmeleri, yiyecek içecek işletmeleri ve doğal güzellikleri ile tam bir turizm bölgesidir.

Düzce, son yıllarda bir turizm destinasyonu olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Coğrafi konumu, doğal güzellikleri, yeşili ve doğasıyla, gölleri, yaylaları, şelaleleri, akarsuları ile tam bir turizm cennetidir. Yaz aylarında, özellikle hafta sonları, günübirlik ziyaretçi akınına uğrar. Akçakoca ile denize kapısı olan Düzce, sörf, yüzme, kürek, dalış imkanı sağlayan yerlerden biridir. Düzce, Baja Rallisi adıyla bilinen motor sporlarına da ev sahipliği yaptı. Ayrıca Düzce’de Fındık Festivali, Horon Festivali ve Hamsi Festivalleri de düzenlenir.