Yeşil kelimesi bir rengi ve çevre dostu kavramını ifade etmesinin dışında gıda ile birlikte kullanıldığında sürdürülebilir, güvenilir ve sağlıklı gıdayı da ifade etmektedir. Yeşil gıda tehlikeli pestisitler ve kimyasallar, antibiyotikler ve büyüme destekleyici takviyeler olmadan üretilen gıdalardır. Bu kavram son zamanlarda özellikle çevrenin kirlenmesi ve doğal kaynakların azalması gibi endişelerin çoğalması ile ortaya çıktı. Gıda üretiminde kimyasal ilaç ve kimyasal gübre kullanımının çevreye zararının yanında insan sağlığına olumsuz etkisi ve gıda çeşitliliğine olan zararı, gıda ile ilgili olan gündem konularının başında gelmektedir. Bu nedenle insanlar gıda ile ilgili giderek bilinçlenmekte, yerel ve doğal yöntemler ile üretilen gıdaları tercih etmektedir. Bu tercihler sadece ev tüketimini değil, dışarıda yeme-içme tüketimini de etkilemektedir. Sürdürülebilir, güvenli ve sağlıklı gıda yiyecek-içecek endüstrisinde yeşil gıda olarak adlandırılmakta ve sürdürülebilir gastronominin temelini oluşturmaktadır. Ayrıca yeşil gıda organik tarım ile kimyasal tarım arasında konumlanmakta ve organik tarıma ulaşmada bir köprü görevi görmektedir.

Sertifikasyon programı olarak yeşil gıda Çin’de başlamış bir gıda üretimi yeniliğidir ve dünyadaki en başarılı eko-etiketleme programı olarak tanımlanmaktadır. 1990 yılında başlayan sertifikasyon programı, gelişimiyle günümüzde Çinli tüketiciler tarafından bilinmektedir ve diğer ülkelere yayılmaya başlamıştır. Yeşil gıda üretimi için dört çevresel kriterin karşılanması gerekmektedir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir: Üretim alanının en yüksek hava standartlarını karşılaması gerekmektedir; test sonrası su ve topraktaki ağır metal artıkları sınırın altındadır; işlenmiş su ulusal içme suyu standartlarına uymalıdır; kimyasal uygulamalar düzenlenerek sınırlandırıldı, bazı pestisit ve herbisitler yasaklandı.

Yeşil Gıda Sertifikası, hem yerli tüketicilere hem de uluslararası tedarik zincirindeki tüketicilere güvence olarak fayda sağlamaktadır. Yeşil gıdanın gelişiminin, tarımın çevresel sürdürülebilirliğini artırabileceğine, gıda kaynaklı hastalıkları azaltabileceğine ve çiftçilerin gelirini artırabileceğine inanılmaktadır.