Turizmi Teşvik Kanunu (2634 Sayılı)
Hukuki Alanına Giren Konular Yasa
-
2020
Turizmin yasal düzenlemeler ile teşvik edilmesi bağlamında Türkiye’de ilk yasal düzenleme 1950 yılında yürürlüğe giren 5647 Sayılı Turizm Müesseseleri Teşvik Kanunu'dur. Böylelikle “Turizm müessesesi tanımına yer verilerek hangi işletmelerin hangi teşvik tedbirlerinden faydalanabileceği ilk defa yasal düzenlemeler ile karşılık buldu. 1953 yılında ise 6086 sayılı Turizm Endüstrisini Teşvik Kanunu ile özel sektörün turizm alanında faaliyet göstermesini teşvik amacıyla turizm yatırımlarının 10 yıl süreyle vergi muafiyetinden yararlanması sağlandı.
1982 yılında yürürlüğe giren 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu ise özellikle özel sektöre tanıdığı muafiyetler ve yabancı sermayenin de Türkiye’ye çekilmesi bakımından önemli ölçüde katkı sağladı. Bu kanun ile öncelikle turizm alan ve merkezleri belirlenmiş ardından belirlenen alanlardaki kamu arazileri yatırımcılara tahsis edildi. 1983 yılından itibaren turizm sektörüne yatırımların artması da kanunun sağladığı teşvikler ile paralel olup, 20 milyon metrekarelik kamu arazisinin turizm yatırımlarına tahsis edilmesi ve yabancı sermaye yatırımlarının artması gibi faydaları beraberinde getirdi.
Kanunun beşinci maddesi uyarınca, muafiyet ve haklardan yararlanabilmek için bakanlıktan, turizm yatırımı belgesi veya turizm işletmesi belgesi alınması zorunludur. Belgeli yatırımlara, bakanlıkça belirlenen süreler içinde başlanması ve yatırımın tamamlanarak işletmeye açılması zorunlu olup, bakanlıkça kabul edilen zorunlu sebeplerle bu sürenin uzatılması mümkündür.
Kamu arazilerinin turizm yatırımlarına tahsisi bakımından, hazine ve orman arazilerinin uzun sürelerle turistik tesis yatırımlarına tahsis edilmesi sağlandı; turistik konaklama tesis yatırımları için en çok 49 yıl, kamping yatırımları bakımından ise en çok 20 yıl süre ile kamu arazi tahsisi yapılmasına izin verildi.
Ormanlarda yer alacak turizm yatırım belgeli tesislerin, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun Ek-3. maddesinin (c) fıkrası uyarınca ödemek zorunda oldukları bedel, tahsis tarihini takip eden üçüncü yıldan itibaren, beş yıl vade ve beş eşit taksitte alınmaktadır.
Turizm belgeli yatırım ve işletmeler elektrik, gaz ve su ücretlerini o bölgedeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden ödemektedir.
Kanunun getirdiği bir diğer kolaylık ise, belgeli işletmelerde nitelikli yabancı uzman personel ve sanatkarların -yabancı personel sayısının toplam personelin yüzde 10’unu geçmemesi kaydıyla-2007 sayılı Türkiye’de Türk Vatandaşlarına Tahsis Edilen Sanat ve Hizmetler Hakkında Kanun hükümlerinden istisna edilerek çalıştırılabiliyor olmasıdır.
Yürürlüğe girdiği dönem bakımından oldukça önemli bir adım olan kanun, günümüzde daha çok vergisel anlamda kolaylıklar sağlamaktan öteye geçememektedir. Zira, 2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanunu günümüzde turizm sektörünün sorunlarını karşılamaktan uzak olup, çağın koşullarına uyacak şekilde tadil edilmesi gerekmektedir. Kanunun 17. maddesinde yer alan “Belgeli yatırım ve işletmelerin telefon ve teleks taleplerine ilişkin her türlü işlem ve tahsis öncelikle yapılır.” hükmü kanunun yürürlüğe girdiği dönemdeki koşullara göre düzenlenen hükümlere iyi bir emsal teşkil etmekte ve kanunun turizm sektörünün sorunlarına çözüm sunacak şekilde değiştirilmesi gerektiğini göstermektedir.
Ayrıntılı bilgi için bakınız
2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, Resmi Gazete (Tarih : 16.3.1982, Sayı : 17635).