Thyateira Kazısı

Arkeolojik Kazı

Manisa’nın Akhisar ilçe merkezindedir. Modern ilçe merkezi tamamen antik kent üzerine inşa edilmekle birlikte kalıntılar Tepe Mezarlığı Örenyeri ile Hastane Höyüğü’nde yoğunlaşmaktadır.

Antik kent, Phrygios (Phryks/Kumçayı) ya da Hyllos havzasının kuzey ucunda, aynı çayın kuzey bölümüne verilen isim olan Lycos (Lykos, Lykus, Lycus/Gördük/Gürdük Çayı) tarafından sulanan verimli ovanın bitişiğine kuruludur. Lydia’nın kuzeyinde, Mysia’nın güneyindeki en büyük antik yerleşimdir. Kentin konumu esas itibariyle yol şebekesiyle bağlantılı olup Pergamon (Bergama) ile Sardeis (Salihli) arasındaki antik yolun, fakat daha uzak mesafeli düşünüldüğünde Smyrna ile Bithynia arasındaki ana yolun kıyısına kurulmuştur.

Kent coğrafi konumu, tarım ve kısmen sanayiye dayalı ekonomisi sayesinde özellikle Roma İmparatorluğu döneminde Batı Anadolu’nun en önemli kentlerinden biri haline gelmiştir. Thyateira’da en önemli endüstri tekstildi. Tekstil sanayii kapsamında yün üretimi, yün ve kumaş boyamacılığı ile keten üretimi gelişmekteydi. Kumaş boyama, seramik üretimi, ayakkabıcılık, dericilik, bakırcılık gelişmiş iş kollarıydı. Bunlarla ilgili olarak pek çok epigrafik veri bulunmaktadır.

Kentin isminin İncil’de iki defa geçmesi Batı Anadolu’da Hristiyanlık inancını benimseyen ilk yedi topluluktan (cemaatten) birinin burada yaşamasıyla ilişkilidir. Bu sebeple XVII. yüzyıldan başlamak üzere pek çok gezgin/seyyah Thyateira’yı ziyaret etmiştir. Thyateira’da incelemeler yapan, gezgin ya da seyyah olarak nitelenebilecek kişilerden ilki İzmir’deki İngiltere temsilcisi (konsolosu) Paul Rycault’tur (Ricault). 1669 yılında Yedi Kiliseler gezisine çıkan Rycault ilkin Tire (İzmir) ile Thyateira’yı karıştırmıştır. Fakat 08. 01. 1670 yılındaki Pergamon (Bergama) ziyaretinin ardından Akhisar’a da gelince Thyateira’nın asıl yerini anlamıştır. Bu, Thyateira’nın gerçek anlamda ilk lokalizasyonudur. Yani Akhisar’da toprak üzerinde görülen kalıntıların Thyateira (Thyatira) antik kentine ait olduğu önerip bunu ispatlayan ilk kişi Rycault’dur.

Ardından 1671 yılında, papaz Thomas Smith’in İncil’de adı geçen diğer altı kilise ile birlikte Thyateira’yı ziyareti gerçekleşmektedir. İki yıl sonra Dr. Pickering ve Mr. Salter, Thyateira’yı ziyaret etmişlerdir. Spon ve Wheler 1675 yılında, 1698 yılında ise İzmir’de görevli papaz Edmund Chishull Thyateira’ya gelir. Bunları sırasıyla 1702 yılında Piton de Tournefort, 1711 yılında M. Eneman, 1714’de Paul Lucas (İzmir’de rahiplik yapar), 1739’da Richard Pococke, 1750 yılında Robert Wood, 1759 yılında J.Aegidius van Egmont izlemektedir. Daha sonra çok sayıda seyyah bu antik kent hakkında incelemelerde bulunmak üzere Akhisar’a gelmiştir. Bu seyyahların yayınlarındaki görsellerinin az bir kısmı fotoğraf, çoğu ise gravür şeklindedir. Görsel açıdan en önemlileri Thomas Allom’un resimleridir. Allom’un, 1820’den itibaren yaptığı Anadolu gezileri esnasında diğer merkezlerin yanı sıra Thyateira hakkında yaptıkları, sonrasında Robert Walsh’ın 1838’deki iki ciltlik eserinde yayımlanmıştır. Türk tarihinde çok özel bir yeri olan Evliya Çelebi de 1671 yılında Akhisar’a gelmiş olup çalışmasında yöreyle ilgili ayrıntılı bilgiler vermektedir. Svoboda’nın 1869 yılında basılan yayını ise Akhisar’ın ve Batı Anadolu’daki bazı yerleşimlerin en eski fotoğraflarının yayımlanması açısından önemlidir.

Thyateira’daki ilk kazılar Tepe Mezarlığı örenyerinde, ilk olarak 1962 yılında Prof. Dr. Yusuf Boysal'ın başkanlığında yapılır, fakat sınırlı bir alanda sürdürülen bu çalışmalar sonucunda bazı buluntular ve mimari parçalar açığa çıkarılmış olduğu bilinse de bu kazının sonuçları yayımlanmamıştır.

1968-1971 yılları arasında arkeolog Rüstem Duyuran tarafından aynı alanda kazı çalışmaları sürdürülmüştür. Bu kazılar sırasında Roma ve Bizans dönemlerine tarihlenen apsisli bir yapı (bazilika/piskopos sarayı), sütunlu cadde açığa çıkarılmıştır. 2011 yılında başlayan yeni kazılar ise Dokuz Eylül Üniversitesi adına Prof. Dr. Engin Akdeniz'in başkanlığında bir ekip tarafından sürdürülmektedir. Son kazılarda Hastane Höyüğü’nde son Neolitik-İlk Kalkolitik dönemden başlamak üzere Antik döneme kadar uzanan geniş bir zaman dilimine ilişkin buluntu ve kalıntılara ulaşılmıştır.

Thyateira’nın ziyarete açık kısmı olan Tepe Mezarlığı örenyerindeki kalıntılar arasında MS II. – VI. yüzyıllar arasına tarihlenen apsisli bir yapı dikkat çekicidir. Piskopos sarayına ait olduğu düşünülen bu bazilika planlı yapının duvarları dört - beş metre yüksekliğindedir. Dikdörtgen planlı yapının kuzey kesiminin iç kısmı apsis şeklindedir.

Yapının genişliği yaklaşık 10 metre, korunan uzunluğu 43 metre olmakla beraber tahribat nedeniyle yapının gerçek uzunluğu saptanamamaktadır. Yapının, güney yönünde modern yolun ve binaların altına doğru uzandığı görülmektedir. Yapının batısında kare veya dikdörtgen şeklinde oda ve mekanlara rastlanılmıştır. Kazılan alanlarda Roma ve Bizans dönemlerine ait mozaik, fresk ve seramik parçalarının yanı sıra Roma dönemine ait sikkeler ele geçirilmiştir.

Bu yapı dışında Tepe Mezarlığı örenyerinde MS II. – IV. yüzyıllar arasında tarihlenen, kuzey-güney doğrultulu sütunlu bir Roma caddesi görülebilir. Caddenin Tepe mezarlığından kuzeye, Hastane Höyüğü’ne doğru uzandığı açılan sondajlarla tespit edilmiştir. Bu caddenin açığa çıkarılan kısmı 9,83 metre genişliğinde olsa da doğu kesimi günümüzdeki modern yolun altında kaldığı için genişliği tam olarak saptanamamaktadır. Caddede kolonadın iki sıradan meydana gelen stylobat blokları kum ve kireç harçlı moloz taşından yapılmış bir temel üzerine yerleştirilmiştir. Tepe Mezarlığı’ndaki sütunlu yol ve portikoda in-situ vaziyette bulunan sütun altlıkları ve başlıkları MS II. yüzyıla tarihlenmekle beraber, yangın tabakası içinde bulunan sikkelerin çoğu MS IV. yüzyıla, bazıları ise Arkadius devrine aittir. Caddenin zemin döşemesine ait kanıt tespit edilememiştir. Cadde boyunca uzanan dar bir stylobatın varlığı görülmektedir. Stylobat bir metre genişliğindedir ve yaklaşık 0,5 metre kalınlığında kesme blok taşlarla oluşmaktadır.

Kazılan alanda toplam 29 sütun kaidesi saptanmış olup bunların belli aralıklarla stylobat üzerine yerleştirildikleri görülmektedir. Bunlardan sadece 13’ü in-situ durumda korunmuştur. Caddede iki tip sütun başlığının kullanıldığı tespit edilir. Ion tipi sütun başlıkları volütler arasında Ion kyma dekorasyonuna sahiptir ve yumurta dizisinin arasında ok ucu ve bazı örneklerde mızrak motifleri yer almaktadır. Kalıntılar arasında sütunlar üzerindeki yapıyı taşıyan kemerlere ait parçalar da tespit edilmektedir. Bunlar arasında kemer ayakları, kapama blokları ve kemer parçaları vardır. Bu caddenin restorasyon projesi 2019 yılında başlamış olup 2020 yılında tamamlanması öngörülmektedir.

Hastane Höyüğü kazılarında ise 2013 yılında ortaya çıkarılmaya başlanılan, dasit blokların üzerinin mermer ile kaplamasıyla oluşturulan doğu-batı uzantılı, doğu yönünde altı krepis basamağının in-situ haliyle tespit edildiği bu tapınak yapısı (açığa çıkarılan kısmıyla yaklaşık 19x26,5 metre ölçülerinde), höyüğün zirvesini kaplamaktadır.

Hangi tanrı ya da tanrıçaya adandığı şimdilik bilinmeyen tapınağın, MÖ II. yüzyıldaki inşasının ardından Roma dönemi içerisinde iki defa onarıldığını gösteren kanıtlar vardır. Tapınağın MS V. yüzyıla dek kullanıldığı buluntu ve kalıntılar yardımıyla ileri sürülebilir. Bu tarihten sonra höyük üzerine bir Bizans yapısının inşa edildiği ve çevresinin de Nekropol sahası olarak yüzyıllar boyunca kullanıldığı tespit edilmiştir.

Thyateira kazılarında çıkarılan buluntular Manisa ve Akhisar Müzeleri’nde sergilenmektedir. Antik kentin ziyarete açık bölümü Tepe Mezarlığı örenyeridir. 2019 yılı ilk altı ayında büyük bölümünü Güneydoğu Asya kökenlilerin oluşturduğu Tepe Mezarlığı örenyerini 11.282 kişi ziyaret etmiştir.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Akdeniz, E. (2012). Kuzey Lydia’daki Thyateira’nın Erken Dönem Yerleşimi: ‘Hastane Höyüğü Kazısı’. Türkiye Bilimler Akademisi Arkeoloji Dergisi TÜBA-AR, 15: 21-45; Cohen, G. M. (1995). The Hellenistic Settlements in Europe, the Islands and Asia Minor. Oxford: University of California Press; Keil, J., Hermann, P. ve Petzl, G. (1981). Tituli Asiae Minoris V. Tituli Lydiae, linguis Graeca et Latina Conscripti. Viyana: Verlag der Österreichischen Akademie der Wissenschaften; Magie, D. (2002). Anadolu’da Romalılar 2/Batı Anadolu ve Zenginlikleri. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları; Malay, H. (1983). Batı Anadolu’nun Antik Çağdaki Ekonomik Durumu, E.Ü. Arkeoloji ve Sanat Tarihi Dergisi, 2: 50-61; Meinardus, O. F. A. (1974). The Greeks of Thyatira. Atina; Satış, B. (1994). İlkçağdan Günümüze Akhisar. İzmir: Akel Kitapevi; Walsh, R. (1838a-b). Constantinople And Scenery of The Seven Churches of Asia Minor. Londra; Wilson, M. (2006). Thomas Allom’s Constantinople and Scenery of the Seven Churches of Asia Minor. New Jersey: Gorgias Press; Wilson, M. (2012). Biblical Turkey. A Guide to the Jewish and Christian Sites of Asia Minor. İstanbul: Ege Yayınları.