Stratonikeia ve Lagina Kazıları

Arkeolojik Kazı Doğal ve Kültürel Miras Yerleşim Kazısı UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi

Karia bölgesinin iç kesimindeki kentlerinden biri olan Stratonikeia, Muğla’nin Yatağan ilçesine bağlı Eskihisar Mahallesi’nde, Lagina Hekate Kutsal Alanı ise Turgut Mahallesi’nde bulunmaktadır. Yatağan–Milas karayolu Stratonikeia antik kentinin kuzey ve kuzeybatı bölümünden geçerken, bu kentin dini merkezlerinden biri olan Hekate Kutsal Alanı ise aynı karayolunun sekiz kilometre kuzeybatısında modern yerleşimin bir kilometre doğusunda kalmaktadır. Siyasi idare merkezi olan Stratonikeia kentinin kuzey kapısından başlayıp, Lagina Hekate kutsal alanı propylonuna ulaşan yaklaşık 8,5 kilometre uzunluğunda bir kutsal yol bulunmaktadır. Bu kutsal yol normal zamanlarda ulaşım ve her iki alanda yapılan törenlerde de kutsal yol olarak kullanılmış olmalıdır.

Antik kentte ve çevresinde yapılan araştırma / kazılar sonucunda ele geçen en erken buluntu tiyatro yakınında bulunan seramikler ve kentin batısında tespit edilen ve MÖ üçüncü bine tarihlenen Kyklad tipi mezarlardır. MÖ ikinci bine tarihlenen buluntular arasında, Kuzey Cadde kazılarında bulunmuş olan seramikler önemli bir grubu oluşturmaktadır. Ayrıca III. Hattuşili (MÖ 1267-1237) ve IV. Tudhaliya (MÖ 1237-1209) dönemlerinden Tawagalawa ve Milawata mektuplarında ismi geçen yerlerden biri olan Atriya, yerleşimin bu dönemdeki ismi olmalıdır. Bouleuterion duvarına yazılmış olan Menippos’un takvimdeki tarih başlangıcı da bu bilgileri destekleyen veriler arasındadır. Antik kaynakların verdiği bilgilere göre kent daha sonra Idrias ve Khrysaoris (altın kılıç) olarak bilinmekteydi. Plutarchos’un verdiği bilgilere göre MÖ 281 yılından sonra, Seleukos kralı I. Antiokhos tarafından, önceden üvey annesi sonradan eşi olan Stratonike adına kentin ismi Stratonikeia olarak değiştirilmişktir. Stratonikeia ve içinde bulunduğu bölge, Helenistik dönem süresince Seleukos, Ptolemaios, Makedonyalılar, Rodos ve Roma arasında el değiştirmiştir. Roma İmparatorluk dönemi boyunca önemini koruyan kent, devamlı bir gelişim göstermiştir. Özellikle Erken İmparatorluk ve MS II. yüzyıldaki imar faaliyetlerinden en iyi şekilde yararlanmıştır. Bizans döneminde Stratonikeia piskoposluğu bölgedeki diğer kentler gibi Aphrodisias’a bağlanmıştır. MS XI. yüzyıl sonlarında başlayan Anadolu’nun fethi ile Türk uç beyleri bu bölgeye de gelmişlerdir. Eskihisar ismini alan kentte MS XIV. - XV. yüzyılda Beylikler, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde de yerleşim devam etmiştir. 1957 yılındaki depremden sonra köyden ayrılmalar başlamış, başka yere gitmeyip burada kalan Eskihisarlılar üç defa yer değiştirmiştir. Günümüzde Eskihisar Köyü tamamen yeni yerleşim alanına taşınmış olmasına rağmen halen antik kent içinde oturmaya devam aileler bulunmaktadır.

Stratonikeia ve Lagina’daki korunan kalıntılar ile Osmanlı dönemi yapılarının bir arada ve anıtsal olması XVII., XVIII. ve XIX. yüzyıllarda seyyahların buraya gelmesine neden olmuştur. İbni Battuta 1332 yılında bu bölgeyi de ziyaret etmiştir. Daha 1670 yılında kente gelen Evliya Çelebi buradaki yerleşim dokusu, yapılar ve insanları ile ilgili bilgiler vermiştir. Bundan sonra gelen seyyahların büyük bir çoğunluğu Stratonikeia antik kentinde Bouleuterionun duvarlarında bulunan Diocletianus’un tavan fiyat kararnamesi, Lagina’da bulunan kalıntı ve kabartmalar ile yazıtlar hakkında detaylı bilgiler vermişlerdir. Aynı zamanda kentin ve kutsal alan alanın çizimlerini yapmışlardır. Özellikle XIX. yüzyılda Lagina’da yapılan kazıların daha fazla olduğu dikkati çekmiştir. Lagina Hekate Kutsal Alanı’nda 1891-1892 yıllarında Osman Hamdi Bey Lagina’da detaylı araştırma ve kazılar yapmıştır. Lagina kazıları, Osmanlı dönemindeki ilk Türk kazıları arasında yer alması nedeniyle Türk Arkeoloji tarihi için önemlidir. Osman Hamdi Bey’den sonra 1895 yılında J. Chamonard, 1902 yılında Halil Ethem Bey, 1912 yılında G. Mendel, 1933 yılında A. Schober bölgede çalışmalar yapmıştır.

Lagina Hekate Kutsal Alanı ve çevresinde, 1966 yılında Y. Boysal başkanlığında, kazı ve araştırmalar yapılmıştır. Daha sonra 1993-2011 yılları arasında A. A. Tırpan başkanlığındaki kazı ekibi propylon, tapınak, altar ve stoada kazı, araştırma ve anastylosis çalışmalarına devam etmiştir. 1 Ağustos 1977 tarihinde Y. Boysal tarafından başlatılan Stratonikeia kazı çalışmaları 1999 yılına kadar sürdürülmüştür. Bu dönemde tiyatro, Augustus ve İmparatorlar Tapınağı, Gymnasion, Bouleuterion ve Kuzey Şehir Kapısı ile Lagina Hekate kutsal yolu arasında yer alan İğdemir, Kabasakız, Aldağ ve Akdağ nekropollerinde kazılar yapılmıştır. Kentte 2003-2006 yıllarında M. Ç. Şahin tarafından kazı ve araştırmalar gerçekleştirilmiştir. Stratonikeia’da, 2008 yılından itibaren B. Söğüt başkanlığında Kuzey Şehir Kapısı ve Kuzey Cadde, Propylon, Gymnasion, Batı Cadde, Tiyatro, Roma Hamamı-1, Roma Hamamı-2 ve Latrinada kazı, araştırma, anastylos, konservasyon ve restorasyon, Türk dönemine ait olan Şaban Ağa Camii, Selçuk Hamamı ve sivil yapılarda kazı ve restorasyon çalışmaları yapılmıştır.

Stratonikeia ve Lagina kazılarından çıkan eserler, İstanbul, İzmir, Bodrum, Milas ve Muğla müzelerinde sergilenmektedir. 2015 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne giren Stratonikeia ve Lagina örenyerlerini her yıl yaklaşık 30 bin kişi ziyaret etmektedir.

Stratonikeia ve Lagina ile ilgili çalışmalar, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Türk Tarih Kurumu, TÜBİTAK, GEKA, Pamukkale Üniversitesi, Muğla Valiliği ve Yatağan Kaymakamlığı tarafından desteklenmekte olan projeler ile yürütülmektedir.

Stratonikeia Yapıları

1- Sur duvarları: Kentteki MÖ birinci bin ilk yarısına ait yerleşim kalıntıları ve Arkaik dönem surları kentin güneyinde Kadıkulesi Tepesi’nin kuzey yamaçlarında bulunmaktadır. Sonraki dönemde ise yerleşim tepenin kuzeyindeki düzlük alana yayılmıştır. Yaklaşık 3.600 metre uzunluğundaki surlar da buna göre yayılım göstermektedir.

2- Gymnasion: MÖ II. yüzyılın ikinci çeyreğinde inşa edilen yapı, 105 x 267 metre ölçülerinde olup kuzey kenar ve devamında soğuk yıkanma, yağlanma, genç erkekler, torba ve pudra mekanları ile koşu alanın varlığı bilinmektedir.

3- Kuzey şehir kapısı ve sütunlu cadde: MS 139 yılı depreminden sonra inşa edilen Kuzey Şehir Kapısı, Kuzey Suru üzerinde Lagina Hekate Kutsal Alanı’ndan gelen kutsal yolun nekropol içinden geçerek kente ulaştığı noktada bulunmaktadır. Kapının cephesi Dor düzenindedir. Kent içine bakan iki girişi arasında yarım yuvarlak havuzlu bir çeşme anıtı bulunmaktadır. Giriş kapıları ve çeşme anıtının kentin içine bakan güney cephesi Korinth düzenindedir. Kuzey kapı ile birlikte 8,90 metre genişliğindeki kuzey cadde MS 139 depreminden sonra yeniden düzenlenmiştir. Caddeden iki basamak ile Portik peristasislerinin stylobatına çıkılmaktadır. Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde kullanılmış olan bu cadde, kuzey kapıdan başlayıp, güneyde batı cadde ile birleşen merkezi yollardan biridir.

4- Bouleuterion: Kent merkezinde doğu batı yönünde yerleştirilmiş, dikdörtgen planlı yapının oturma sıralarının bulunduğu kapalı kısmı ve doğusunda avlu bölümü vardır. Hellenistik dönemde inşa edilen yapı, Augustus döneminde yeniden düzenlenmiştir. Yapının kuzey anta duvarının iç cephesinde Grekçe, dış cephesinde Latince yazıtlar bulunmaktadır. Bouleuterion’un iç cephede, Augustus döneminden yılın 12 ayının adı ve kaç gün olduklarının yazılı olduğu Menippos’un takvimi, dış cephede ise MS 301 yılında burada satılan tüm ürünler ve verilen hizmetlerin adları ve fiyatlarının yazılı olduğu İmparator Diocletianus Tavan Listesi’nin yer aldığı kararname yazıtı yer almaktadır.

5- Tiyatro: Kadıkulesi Tepesi’nin kuzeyindeki düzlük alanda Greko-Romen tarzında, doğal yamaca tek diazomalı ve çift bölümlü inşa edilen tiyatronun caveası kuzeye bakmaktadır. MÖ II. yüzyıl ve İmparator Augustus döneminde ciddi düzenlemeler yapılan tiyatro yaklaşık 12 bin kişi kapasitesindedir.

6- Augustus ve İmparatorlar Tapınağı: İon düzenli ve peripteral planlı tapınak, Kadıkulesi yamaçlarındaki Klasik dönem ve öncesine ait kutsal teras üzerinde, yeniden düzenlenen Augustus Kutsal Alanı içinde kuzey- güney yönlü olarak MÖ I. yüzyılın son çeyreğinde inşa edilmiştir.

7- Batı Cadde: Kentin Gymnasion Propylonu’ndan başlayıp doğuya doğru devam eden kentin ikinci ana arteridir. Mevcutta 10 metre genişliğinde olan caddenin, Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde kullanıldığı bilinmektedir.

8- Roma hamamları: Kentte bulunan yazıtlardan üç hamamın olduğu bilinmekle birlikte, yeri tespit edilmiş iki Roma Hamamı bulunmaktadır. Roma Hamamı-1, Gymnasion, Batı Cadde ve Bouleuterion gibi yapıların bulunduğu kentin merkezinde MS II. yüzyılda simetrik planlı olarak inşa edilmiştir.

9- Latrina: Batı Cadde ile Roma Hamamı-1 arasında bulunan Latrina, Roma İmparatorluk döneminin sosyal ve kamu yapılarının yoğun olduğu bir yere inşa edilmiştir. Kazısı tamamlanmamış olmakla birlikte, 60’tan fazla kişinin aynı anda kullanabilme imkanına sahip olan Latrina’nın son düzenlemesi Geç Antik döneme aittir.

10- Su Yapısı: Kentin güneyinde, Kadıkulesi Tepesi yamaçlarında, eski Yatağan-Milas karayolunun güney kenarında yer alan su yapısı, kullanılan mimari elemanlara göre Roma İmparatorluk döneminde inşa edilmiş olmalıdır.

11- Kiliseler: Kent içinde yapılan kazılarda açığa çıkartılan Erikli Kilisesi, Gymnasion Propylon Kilisesi, Tanrı ve İsa kiliseleri, Erken Bizans döneminden itibaren inşa edilip kullanılan yapılardır. Bunlardan Erikli ve Gymnasion Propylon Kilisesi’nin kazılarda elde edilen veriler ve yapılan tespitlere göre MS VII. yüzyılın ilk çeyreğinde bir deprem sonucunda terk edilmiş olduğu anlaşılmıştır.

12- Türk dönemi yerleşim dokusu: Stratonikeia içinde antik dönem, Beylikler, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinin yapıları iç içedir. Bunlar arasında Beylikler döneminde inşa edilip Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde kullanımları devam eden yapılar bulunmaktadır. Beylikler dönemi yapısı Selçuk Hamamı, Osmanlı dönemine ait Şaban Ağa Camii, köy meydanları, yol döşemesi, çeşmeler, evler ile Cumhuriyet dönemi kahvehane, terzihane, fırın, bakkal, köy odası ve evler yerleşim dokusu ile birlikte antik kent içinde korunmuştur.

13- Türk dönemi yapıları: Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde kullanıldığı düşünülen dört adet köy meydanı, Beylikler, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinden dini, kamu ve sivil yapılar ile konaklar bulunmaktadır. Bunlardan Beylikler döneminden Selçuk Hamamı, Beylikler döneminden itibaren genişletilerek ve ilaveler yapılarak kullanılmakta olan Şaban Ağa Camii, Geç Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinden Bılla, Hasan Sar ve Ali Aydın evlerinin restorasyonu yapılmış ve kullanılmaktadır.

14-Nekropol alanları: Kentin antik döneme ait en büyük nekropol alanı, kuzey kent kapısından başlayıp, Lagina Hekate kutsal alanına giden yol üzerinde bulunmaktadır. Burada kazısı yapılmış İğdemir, Kabasakız, Aldağ ve Akdağ nekropolleri bilinmektedir. Kentin içinde ise Doğu Roma döneminden gymnasion propylonu, batı cadde ve kuzey cadde nekropolleri vardır. Osmanlı döneminde ise yerleşimin kuzeybatısında, yerleşim ile İğdemir arasında kalan alanda olduğu bilinmektedir.

Lagina Hekate kutsal alanı yapıları

Hekate, Anadolu’ya özgü olup, Hesiodos’un hakkında en geniş bilgiyi verdiği ve ana tanrıça Kybele ile kıyaslanabilecek evrensel niteliklere sahip gizemli bir tanrıçadır. Tanrıça ay, gece ve karanlığa egemen, fal, büyü ve sihri elinde tutan kara güçler kraliçesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Kutsal hayvanları kısrak, dişi köpek ve kurt olan tanrıçanın en belirgin simgeleri meşale, hançer, kırbaç, yılan ve anahtardır. Lagina Hekate Kutsal Alanı, yaklaşık 113 x 150 metre ölçülerinde bir alanı kaplamaktadır. Kutsal alan için gösterişli giriş kapıları, buraya gelenlerin yazın güneşten, kışın yağmurdan korunduğu stoa, sunuların yapıldığı ve etrafında törenlerin gerçekleştirildiği altar, tanrıçanın evi olan Hekate tapınağı ile başka tanrı, tanrıça ve imparatorlara ait olan küçük tapınaklar, halk için faydalı işler yapan kişilerin heykel ve kaideleri, sütunlu ve sütunsuz anıtlar, kutsal havuz (çeşme), dükkânlar ve hayvan pazarı yer almaktadır.

1- Propylon ve giriş yapısı: Yapılan kazı ve araştırmalara göre kutsal alana üç kapıdan girilmektedir. Bu girişlerden en gösterişli olanı kutsal alanın güney batısında, Stratonikeia ile kutsal alanı birbirine bağlayan kutsal yolun ulaştığı ve propylon olarak kullanılmış olan yapıdır. Stratonikeia kenti kuzey kapısından gelen tören alayı yaklaşık yaklaşık 8,5 kilometre uzunluğunda kutsal yolu yürüyerek bu propylondan kutsal alana giriş yapmaktadır. Propylon, dıştan üç basamak ile çıkılan, girişte yarım yuvarlak formlu tetrastylos prostylos ve kutsal alanın içine bakan bölümde distylos in antis planlı ve buradan 11 basamak ile inilen bir düzenlemeye sahiptir. Törene katılan protokol basamaklardan inerek altara giderek törendeki yerlerini alırken, izleyiciler basamaklardan inmeden yan tarafta oturma basamakları bulunduğu stoaya geçiş yaparak, stadyum şeklindeki oturma alanında yerlerini alıp töreni izlemekteydi. Propylon, orta giriş lentosunda bulunan yazıta göre Augustus dönemi içinde yapılmış olmalıdır.

2- Altar: Sunuların ve etrafında törenlerin yapıldığı kutsal alanın önemli yapılarından biridir. Altarın üç yönü sütun sırası, en dış bölümü ise bir parapetle çevrilidir olup, altara çıkış kuzeybatı yönünde bulunan basamaklar ile sağlanmaktadır. Bu yapı Anadolu’nun en iyi korunmuş sütunlu altarlardan biri olup, arkeolojik verilere göre MÖ 40 yıllarında tahrip olmasının ardından, İmparator Augustus döneminde yeniden inşa edilmiştir.

3- Tapınak: Kutsal alanın ortasında kuzeybatı-güneydoğu yönünde inşa edilmiş olan tapınak, Helenistik dönemin en önemli ve gözde planı olan pseudodipteros tipinde, kısa kenarında sekiz, uzun kenarında 11 sütunlu yapılmıştır. Pronasounda Ion, naosun çevresinde Korinth düzeninde sütunlara sahip olan tapınağın, duvarlarının ve sütunlarının üzerine gelen iki ayrı frizi bulunmaktadır. Duvar üzerine gelen frizlerinin tamamı yerlerine konuldu, fakat yapının tamamında friz kabartmaları tam olarak bitirilmemiştir. Duvarların üzerine gelen ve tam işlenmiş frizlerden Osman Hamdi Bey döneminde bulunanlar İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne götürüldü. Sütunların üzerine gelen friz kabartmalarında dört yönde dört farklı konu işlenmiştir. Tapınağın doğu cephesinde Zeus’un doğumu ve yaşamı, güney cephesinde Karia’lı tanrılar, kuzey cephesinde Amazonlar ile Grekler arasındaki dostluk ve barış, batı cephesinde ise tanrılar ile Gigantlar arasındaki savaş işlenmiştir. Mevcut büyük tapınak, heykeltıraşlık ürünleri, mimari bezemeler ve arkeolojik verilere göre MÖ II. yüzyıl sonu ile MÖ I. yüzyıl başlarında inşa edilmiş ve sonraki dönemde tamiratlar geçirmiş olmalıdır. Türk Arkeolojisi’nin kurucusu olarak kabul edilen Osman Hamdi Bey 1891-1892 yıllarında burada ilk Türk kazısını başlatarak, kutsal alan içinde kazı çalışmaları yapmış ve bulduğu eserleri İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne götürmüştür.

4- Stoalar: Kutsal alanın sınırlarını belirleyen peribolosun iç bölümü, dört yönde Dor düzeninde tek katlı stoa ile çevrelenmektedir. Batı stoanın ön bölümünde ise kutsal alandaki törenleri izlemeye gelen ziyaretçiler için oturma basamakları yer almaktadır. Törenleri izlemek için gelenler, giriş kapısından (propylon) sonra basamaklardan inmeden kuzeybatıya dönerek stoaya girmekte ve oturma sıralarında yerlerini almaktadırlar. Daha önceden var olan stoaların büyük bir bölümü İmparator Augustus döneminde yeniden düzenlenmiştir. Kuzey stoa önünde farklı büyüklükte heykel kaideleri bulunmaktadır.

5- Naiskoslar: Kutsal alan içinde farklı tanrı ve tanrıçalar ile imparatorlar için inşa edilmiş naiskoslar bulunmaktadır. Naiskoslar içinde mimarisi net olarak bilinen, ölümünden hemen sonra MÖ 14 yılında yapılan İmparator Augustus ve tanrı Serapis naiskoslarıdır.

6- Kiliseler: Kutsal alanda tapınak ile altar arasında bazilikal planlı bir kilise bulunmaktadır. Tapınak ile altar arasına inşa edilen kilise, tapınağın altyapısına ait ilk basamağın hemen önünde başlamakta ve altarın üzerine kadar devam etmektedir. Mimari tespit ve arkeolojik verilere göre bu kilisenin MS 325 yıllarındaki serbestliğin sonrasında inşa edildiği ve MS 365 yılı depreminde yıkılmış olduğu düşünülmektedir. Ayrıca henüz kazısı yapılmamış, Propylonun güneyinde de bir Bizans yapısının varlığı bilinmektedir.

7- Apollon ve Artemis kutsal alanı: Hekate Kutsal Alanı’nın yaklaşık 600 metre kuzeybatısında, Köklük mevkii olarak bilinen yerde, Koranza Apollon, Artemis ve Leto Kutsal Alanı bulunmaktadır. Kutsal alan, kuzey ve batı yönü teras duvarı ile çevrili Leyne Ovası’na hakim bir konumda yer almaktadır. Burada Y. Boysal 1970 yılında kısa bir dönem kazı yaptı. Yapılan kazı ve araştırmalarda MÖ VI. yüzyıla ait pişmiş toprak, üç farklı yapıya ait eserler ele geçirilmiştir. Ayrıca MÖ IV. yüzyıl ve sonrasına tarihlenen yazıt ve küçük buluntular da tespit edilmiştir.

8- Diğer Yapılar: Kutsal alan içinde, insanlar için faydalı işler yapanların heykelleri ve bunların heykel kaideleri ile anıt sütunlar, kutsal alanın dışında ise kutsal havuz ile çeşme, evler, dükkanlar ve hayvan pazarı ile Macellum yer almaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar

Mert, İ. H. (2008). Untersuchungen zur Hellenistischen Kaiserzeitlischen Bauornamentik von Stratonikeia, IstForsch 50. Tübingen; Söğüt, B. ( 2018). Geç Antik Çağda Stratonikeia. İçinde; C. Şimşek-T. Kaçar (Editör), Laodikeia Çalışmaları Ek Yayın Dizisi-1, Geç Antik Çağ’da Lykos Vadisi ve Çevresi: 429-458; Söğüt, B. (2014). Stratonikeia, E. Hrnciarik (Editör), Turkey Through the Eyes of Classical Archaeologists 10TH Anniversary of Cooperation between Trnava University and Turkish Universities: 27-37, Trnava; Söğüt, B. (2019). Stratonikeia (Eskihisar) ve Kutsal Alanları, Stratonikeia Çalışmaları 5. İstanbul; Tamsü Polat, R. (2017). Stratonikeia Akdağ Nekropolü, Stratonikeia Çalışmaları 2, İstanbul.