Phokaia Antik Kenti

Doğal ve Kültürel Miras Antik Kent

Maddeye katkıda bulunan yazarlar:
Yazar: Selda YESÜGEY (2019) (Madde metni için tıklayınız)
Yazar: Sabri ARICI (2020) (Madde metni için tıklayınız)
1 / 2

On iki İon kentinden biri olan Phokaia, İzmir’e 70 kilometre uzaklıkta, kuzeyde yer alan bir yarımada üzerine kurulmuştur. Doğal bir liman kentidir. Kent ismini etrafında bulunan adalarda yaşamakta olan foklardan alır. Kentin tarihinin MÖ XI. yüzyıla dayandığı bilinmektedir. Phokaia antik kentinde, kazı çalışmaları ilk olarak 1913- 1914 ardından 1920 yıllarında Fransız Arkeolog Felix Sartiaux tarafından yürütülmüştür. Daha sonrasında Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal 1952-1974 yıllarında kazı çalışmalarını üstlenmiştir. 1989 yılından bu yana halen devam etmekte olan kazı çalışmalarının başkanlığını ise Prof. Dr. Ömer Özyiğit sürdürmektedir. Phokaia antik kentinde bulunan önemli yapılar ise; Athena Tapınağı, Tiyatro, Şeytan Hamamı, Kybele Açıkhava Tapınağı, Sur ve Beşkapılar, Taş Ev, Arkaik Duvar & Herodot Duvarı’dır. En önemli yapılarının başında gelen Athena Tapınağı; kentin tanrıçası olan Athena adına İon düzeninde yapılmış bir tapınaktır. Tapınağın ana girişinin doğu yönünde olduğu ve bu yönde Athena adakların yapıldığı bir sunak bulunduğu bilinmektedir. Kazıları halen devam eden tapınağın, podyum duvarının ortaya çıkarılması planlanmaktadır. Bir diğer önemli yapı olan tiyatro ise son dönemdeki kazı çalışmalarında ortaya çıkarılmış olan bir yapıdır. Anadolu’daki en eski tiyatro olabileceği iddia edilmektedir. Günümüzde oldukça büyük bir öneme sahip olan Akdeniz Foku’ndan (Monachus Monachus), antik dönemlerde yağı ve derisi için faydalanılmaktaydı. Yapılan kazı çalışmalarından ortaya çıkarılan MÖ 500’lere ait olduğu düşünülen fok figürlü sikkeler bulunmaktadır. Türkiye’de yaklaşık 100 adet bulunan Akdeniz fokunun korunması için Phokaia antik kentinin bulunduğu İzmir’in Foça ilçesi, Akdeniz foklarının korunduğu bir pilot bölgedir.

Referanslar

Foça Belediyesi (2020). Foça hakkında, https://www.foca.bel.tr/foça_hakkında-1-Foça_Hakkında.aspx, (Erişim tarihi: 30.12.2019); T.C. İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü (2020). Foça, https://izmir.ktb.gov.tr/TR-77451/foca.html, (Erişim tarihi: 12.01.2020).

2 / 2

İzmir ili, Foça ilçesinde bulunan Phokaia antik kentinin çevresinde Aliağa ilçesindeki Kyme antik kenti, Menemen ile Foça arasındaki Panaztepe Höyüğü ve Larisa (Buruncuk Köyü) antik kenti yer almaktadır. Phokaia’da, ilk arkeolojik kazı çalışmaları 1913-1920 yılları arasında Fransız arkeolog Felix Sartiaux tarafından aralıklarla yapılmıştır. Felix Sartiaux kentin farklı yerlerinde çok sayıda küçük çaplı arkeolojik sondajlar yapmıştır. İkinci dönem kazıları, Ankara Üniversitesi’nden Ekrem Akurgal başkanlığında, 1952-1957 yılları arasında sürekli, 1970 yılına kadar da aralıklı olarak gerçekleştirilmiştir. Akurgal, özellikle kentin merkezindeki yarımada üzerinde yer alan Athena tapınağı başta olmak üzere çevrede çok sayıda arkeolojik sondajlar açmıştır. Bu tarihten sonra kentte yapılacak olan çalışmalara uzun bir süre ara verilmiştir. Üçüncü ve son dönem kazıları ise, Ege Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ömer Özyiğit tarafından, 1989-2019 yılları arasında sürdürülmüştür. Özellikle bu dönemde Phokaia antik kenti hakkındaki bilgiler daha da açıklık kazanmış ve çok sayıda yapı gün yüzüne çıkartılarak restorasyonları yapılmıştır.

İnsan yaşamına uygun bir iklime sahip olan Phokaia, korunaklı iki limanı, verimli toprakları, sulak alanları ve Kral Yolu’nun başlangıcı olan Sardis’e bağlı bir tali yolla etkin olmuştur. Bunun yanında, birçok yer üstü ve yeraltı kaynaklara sahiptir. Phokaia’nın geçmişi Tunç Çağı’na (MÖ 3000-1200) kadar inmektedir. Kent, MÖ VII.-VI. yüzyıllar arası Akdeniz dünyasının en önemli kentlerinden biri olmuştur. MÖ 546 yılında Persler’in burayı almasıyla, kent eski gücünden uzak bir şekilde Roma dönemi sonuna kadar, küçük bir sahil kenti olarak kalmıştır. Tarihin Babası olarak isimlendirilen Herodotos, İonlar arasında ilk deniz yolculuğuna çıkanların Phokaialılar olduğundan söz etmektedir. Bu yüzyıllar arasında Adriatik, Etruria, İberia ve Tartesos’a kadar gittiler; Batı Akdeniz’de Güney İtalia’da Lucania’nın batısındaki Elea (Velia), Korsika’da Alalia, Fransa’da Massalia (Marsilya) ve İspanya’da Emporion’u (Ampuria) kurmuşlardır. Massalia bölgesinden de, Güney Fransa’da Nice’te (Nicaea-Nizza) ve Antibes’te (Antipolis) ticaret koloni kentleri kurulmuştur. Batı Akdeniz’e yapılan bu uzun seferlerde, İspanya’daki Tartesos kentindeki gümüş, kalay ve bakır gibi önemli kaynaklarına ulaşma imkânı bulmuşlardır. Yapılan bu yoğun ticari ilişkiler ve kurulan koloniler sayesinde Phokaia MÖ VI. yüzyılın ilk yarısında İonia’nın en gelişmiş kentlerinden biri olmuştur. Yakın çevrede ise Phokaia’nın koloni kurmak üzere öncelikle kuzeyde yakın bölgeler olan Thrakia ve bugünkü Çanakkale bölgesine yöneldiği görülmektedir. Phokaia’ın Anadolu’da ilk kurduğu koloni Lampsakos’tur (Lapseki), ardından kolonizasyon hareketlerin öncülerinden olan Miletos’la (Aydın/Söke/Balat Köyü) birlikte Karadeniz’de Amisos’u (Samsun) kurmuşlardır. Mısır’daki Naukratis kentiyle ticari ilişkiler kurarak bu sayede çok zengin olmuşlardır. Antik kentteki başlıca yapılar şunlardır:

Athena Tapınağı: MÖ VI. yüzyılın başlarında yapıldığı düşünülen yapı, Phokaia’nın kent merkezinde oldukça hakim bir noktada kurulmuştur. Tapınak, Hellenlerde, kentin koruyucu, savaş, akıl ve bilgelik tanrıçası olan Athena adına yapılmıştır. İlk önce İon sütun düzeninde tüf taşından yapılan tapınak, daha sonra Roma döneminde Korinth sütun düzeninde mermerden yeniden yapılmıştır. Son dönem kazılarında bulunan at ve griffon (aslan ve kartal karışımı yaratık) heykelleri dikkati çeken buluntulardır.

Tiyatro: 1990 yılında yapılan kazı çalışmalarıyla ortaya çıkarılmıştır. MÖ 330-340 yıllarına tarihlendirilen yapının basamaklarının çoğu başka yerlerde kullanılmıştır. Bulunan basamakta Yunanca harflerle mahalle ismi yazılı olduğu keşfedilmiştir.

Kybele Kutsal Alanı: 1993 yılında liman kazıları sonucunda ortaya çıkarılmıştır. Kybele, Anadolu’da Ana Tanrıça olarak bilinen tanrıça, burada denizcilerin koruyucu tanrıçası ve bereketi temsilen değer görmüştür.

Pers Mezar Anıtı: Foça’nın yedi kilometre doğusunda tek parça bir kayanın şekillendirilmesiyle yapılan iki odalı bir kaya mezarıdır. Mezarın MÖ 546 yılında yapıldığı düşünülmektedir. Persler’in (İran) Sardes’i düşürdükten sonra Phokaia’yı almadan az önce, yapıldığı tahmin edilmektedir.

Arkaik Dönem Kent Suru: Varlığı Herodotos’tan bilinen Phokaia’daki en eski kent duvarının, MÖ VI. yüzyılda kentin çok büyük olması nedeniyle beş kilometrelik bir alanı çevreleyen surun bir bölümüdür. Dönemine göre son derece görkemli ve sağlam bir sur duvarıdır.

Şeytan Hamamı Kaya Mezarı: Foça’nın hemen güneyindeki tepelerin yamacında kayalara oyulmuş halk arasında Şeytan Hamamı diye adlandırılan iki odalı bir kaya mezarıdır. 1970’li yıllarda yapılan arkeolojik kazılar sonucunda, mezarın MÖ IV. yüzyılın sonunda yapıldığı düşünülmektedir. Bütün bunların dışında, Phokaia arkeolojik kazılarında, çok sayıda seramik üretim merkezine rastlandı. Seramik ve diğer buluntular İzmir Arkeoloji Müzesi’nde yer almaktadır.

Referanslar

Özyiğit. S. (1998). Foça-Phokaia. İzmir; Özyiğit, Ö. (2003). Phokaia’da Akurgal kazıları ışığında son dönem çalışmaları, Anadolu / Anatolia, 25: 97-107; Özyiğit, Ö. (2012). Phokaia”, Ege Üniversitesi Arkeoloji Kazıları, (Editör A. Çilingiroğlu-Z. Mercangöz-G. Polat), (ss. 293-312). İzmir.