Perre (Pirin) Antik Kenti

Doğal ve Kültürel Miras Antik Kent

Adıyaman’ın önemli turistik değerleri arasında yer alan kent, Adıyaman’ın beş kilometre kadar kuzeydoğusundadır. Kent, MÖ I. yüzyılda hüküm süren Kommagene Krallığı’nın beş büyük yerleşim yerinden biriydi. Kommagene ve Roma dönemlerinde su kanalları ve çeşmeleri ile kent konumunu koruyan yerleşim, Bizans döneminde eski önemini kaybetse de varlığını hala sürdürmektedir. Antik kentin bulunduğu yerde Pirin (Örenli) Mahallesi olarak bilinen geç dönem yerleşimi olan bir köy bulunmaktadır.

Kentin başkent Samasota (Samsat) ile Melitene’yi (Malatya) birbirine bağlayan yol güzergahı üzerinde bulunmasından dolayı kent, geçmişte jeopolitik olarak önemli bir merkezdi. Antik dönemde önemli şehirleri birbirine bağlayan bu geçiş yollarından geçen yolcuların, kervanların ve askerlerin mola verdiği kent, hem Roma hem de Bizans döneminde de önemini korumayı başarmıştır. Antik kentin batı ve kuzey yönündeki sur duvarları ve duvarlara ait kalıntılar, tarihsel süreçte kentin korunması amacıyla yapılmıştır. Bizans döneminde de antik batı dünyasını Pers (İran) ülkesine bağlayan yol üzerinde olmasından dolayı kentin önemi devam etmiştir. Bu süreçte Hierapolis (Kutsal şehir) olarak anılan Perre, MS 325 yılında Niceae’de (İznik) toplanan İncil konsiline Pikopos İoannes Perdos yönetimindeki Persidas eyaletinin bir kenti olarak dahil olmuştur. MS 433 yılında Samosata’lı (Samsatlı) Andreasın Alexander’e yazdığı mektupta Perre’de yaşamış olan önemli piskoposların da adının geçmesinden dolayı kent, dinsel açıdan önemli hâle gelmiştir. Perre (Pirin) antik kentinin hem dinsel açıdan hem de jeopolitik olarak önemli bir konumda olması kentin, antik dönemde yaşayan toplumlar tarafından yerleşim yeri olarak seçilmesinde etkili olmuştur.

Kentin en dikkat çekici kalıntısı antik şehrin güneydoğusunda bulunan nekropol alanıdır. Nekropol alanının bölgedeki diğer nekropol alanlarına göre daha büyük olması ve yapısının diğerlerinden farklı olması, nekropol alanını daha ilgi çekici kılmaktadır. Antik kentin güneyinde yer alan nekropol alanı, yaklaşık altı kilometrekarelik bir alana yayılmakta olup, günümüzde yapılan kazılarla büyük oranda ortaya çıkarıldı. Çok sayıda mezar odasının bulunduğu nekropol alanında, farklı büyüklükte ve farklı biçimlere sahip olan mezar odaları kayaların içine oyulmuş hücreler şeklindedir. Mezar odalarının hemen hemen hepsinde birden fazla sayıda kaya oyma lahit mezarları yer alırken, bazı mezar odaları arasında geçişlerde bulunmaktadır. Lahit mezarlar aile bireylerinin sayısına göre yapılmıştır. Oda girişleri üzerinde motifler yer alırken, mezar odalarına basamaklarla çıkılmaktadır. Yapılan kazılarda 25 oda mezar ve 300 lahit mezar, ayrıca çok sayıda buluntu ve yazı ortaya çıkarılmıştır. Buluntular Adıyaman Müzesi’nde yer almaktadır. Buluntular incelendiğinde nekropolün Geç Hellenistik dönemden başlayarak Bizans dönemine kadar yoğun olarak kullanıldığı, Bizans döneminden sonra ise kullanımının azaldığı, İslami dönemde de nadiren kullanıldığı anlaşılmıştır. Günümüze kadar sağlam kalmayı başarmış olan antik kent ve çevresinde 2013 yılında çevre düzenlemesi yapılmıştır. Ziyaretçilerin rahatça gezebilmeleri için kentte yürüyüş yolları düzenlendi ve ziyaretçilerin dinlenip ihtiyaçlarını giderebilecekleri bir tesis inşa edilmiştir. Bu şekilde kent, turistik bir destinasyon haline gelmiştir.

Yararlanılan Kaynaklar

Adıyaman İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü) (2019). Antik Kent, Kaya Mezarları ve Mağaralar, http://www.adiyamankulturturizm.gov.tr/TR-61374/antik-kent-kaya-mezarlari-ve-magaralar.html, (Erişim tarihi: 20.06.2019), Bilgin Altınöz, A.G. ve Şahin Güçhan, N. (2018). Adıyaman Taşınmaz Kültür Varlıkları Envanteri. Adıyaman: Adıyaman Valiliği, Adıyaman Belediyesi, Kalkınma Bakanlığı GAP İdaresi; Çorbacı, H. (2015). Adıyaman’ın Arkeolojik Değerleri. İçinde; R. Y. Yıldırım (Editör), Fırat’tan Volga’ya Medeniyetler Köprüsü (ss. 21-44) Adıyaman: Mavi Ofset.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Yelken, M. (2016). Kommagene’nin İzleri. Adıyaman: Adıyaman Tanıtma Vakfı Yayınları.