Niksar Ulu Camii

Doğal ve Kültürel Miras Cami

Tokat’ın Niksar ilçe merkezinde Çepnibey Mahallesi, Fatih Sultan Mehmet Caddesi’nin güneyinde, kalenin dışında surların güneydoğusunda yer almaktadır. Yapı, Evliyâ Çelebi Seyahatnamesi’nde Melik Gazi Camii, yerel kaynaklarda Bey Camii, Câmi-i Kebir, Çepni Beyzâde Hasan Bey Camii olarak isimlendirilmektedir. Caminin kitabesi olmadığı için inşa tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Danişmend Gazi adına düzenlenen vakfiyede Bey Camii olarak geçen yapı ile Başkanlık Osmanlı Arşivi’nde ve Hurufat Defterlerinde Bey Camii ve Cami-i Kebir olarak geçen yapı aynıdır. Bunun yanı sıra mimari açıdan yapılan değerlendirmede yapı üzerinde farklı dönemlere ait birçok eklemeler ve onarım izleri görülmektedir. Danişmendlilere başkentlik yapmış olan Niksar’da bir ulu cami yapılmış olması olağan bir durumdur. Bu gerekçeler doğrultusunda yapının ilk olarak Nizameddin Yağıbasan‘ın hükümdarlık dönemi olan 1143-1164 yılları arasında yaptırıldığını, ancak Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde birden fazla onarım geçirdiğini düşünülmektedir.

Cami, kuzey-güney doğrultuda dikdörtgen planlıdır. Kuzey ve batı cephelerinde birer giriş kapısı bulunmaktadır. Batı cephede yer alan kapının kuzey kısmında yapının yüksekliğince uzanan çokgen bir kaide üzerinde tuğla malzemeden yapılmış minaresi yer almaktadır. Bu cephede duvarı desteklemek amacıyla yapılmış farklı boyutlarda beş ayak yer almaktadır. Ana giriş kapısı (taçkapı) kuzey cephede olup, orta eksenden batıya kaydırılmış vaziyettedir. Cephede en dikkat çeken unsur olan taçkapının iki yanında mihrap nişi bulunmaktadır. Kuzey cephede yedi ahşap direk ile taşınan bir sundurma ile son cemaat yeri oluşturulmuştur. 1939 depreminde yapı büyük zarar gördü, kurul raporuna göre minarenin gövde ve külahı yıkılmış, son cemaat bölümünün doğusundaki mihrap nişi toprak altında kalmıştır.

Taçkapı cephe boyunca yükselmekte olup, iki bordür ile üç yandan kuşatılmıştır. En dıştaki bordür geometrik motifler ile, ikinci bordür gamalı haç motifi ile bezenmiştir. Basık kemerli kapının üzerinde, 12 kollu yıldızın kollarından gelişen iki rozet yer almaktadır. Alınlık kısmında yer alan kitabelik kısmı boş bırakılmıştır. Ancak eski fotoğraflardan burada II. Abdülhamid’in tuğrası ve Nisa Suresi’nin 103. ayetinin son bölümü olduğu görülmektedir. Ayrıca bu fotoğraflarda taç kapının en üst noktasında H.1317/M.1899/1900 tarihi yer almaktadır.

Mihraba dik beş sahınlı harimin diğerlerine göre daha geniş ve yüksek tutulan orta sahnının mihrap önü bölümü ve kuzeyden üçüncü bölümü (müezzin mahfili) pandantif geçişli kubbe ile örtülüdür. Yapının diğer bölümleri ise çapraz tonoz ile kapatılmıştır. Harim 24 ayak ile 35 bölüme ayrılmıştır. Ayaklar sivri kemerler ile birbirine bağlanmıştır. Ayak, kemer ve kubbe üzerinde yer alan kalemişi süslemeler XIX. yüzyılda yapılmıştır.

Mihrap, iki renkli taş malzemeden yapılmış olup dört bordür ile çevrelenmiştir. Bordürlerin üst kısmında kitabe kuşağı içerisinde İhlas suresi yazılmıştır. Dıştan içe doğru iki bordür onikigen ve altıgen yıldız ile bezenmiştir. Mihrabın iki yanında geçme motifli sütunce ve üzerinde kıvrık dallar ve palmet kompozisyonu ile bezenmiş sütunce başlığı görülmektedir. Mihrap nişi beş kenarlı olup, niş yüzeyinde 10 kollu yıldız ve bu yıldızların birbirine kollar aracılığı ile birleşmesiyle oluşan geometrik kompozisyondan vardır. Mihrap nişinin alt orta kısmında bir mihrap nişi daha bulunmaktadır. Bu niş yarım daire olup, istiridye kavsara ve dilimli bir kemere sahiptir. Mihrabın üst kısmı beş sıra mukarnaslı kavsara ile sonlanmaktadır.

Caminin beden duvarlarında moloz taş, kubbeye geçişte ve kubbede tuğla, taç kapı ve cephe köşelerinde kesme taş malzeme kullanılmıştır. Üst örtü sistemi orijinalinde düz toprak dam iken günümüzde kırma çatı ile örtülü olup kiremitle kaplıdır.

Günümüze kadar birçok onarım geçirdiği anlaşılan yapı ile ilgili eski fotoğraflardan, caminin taç kapısı üzerindeki kitabesine göre H.1317/M.1899/1900 tarihinde II. Abdülhamid zamanında onarım gördüğü anlaşılmaktadır. Arşiv araştırmasında ise caminin onarımı ile ilgili H.1309/ M. 1892 tarihli dört belgeye, H.1311/ 1894 tarihli bir belgeye ulaşılmıştır.

Anadolu’nun Türk Yurdu haline gelmesinde önemli bir yeri olan Danişmendli Beyliği döneminde inşa edilen ve Anadolu’daki en eski camilerden biri olan yapı ziyaretçilerini beklemektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

Başkanlık Osmanlı Arşivi(BOA), İ..ŞD.., 115/6917; DH.MKT., 1929/62; Çal, H. (1989). Niksar’da Türk Eserleri. İstanbul: Kültür Bakanlığı Yayınları; Denknalbant, A.(2013). Niksar Ulu Cami Üzerine Bir Değerlendirme, Vakıflar Dergisi, 40: 9-32; Gabriel, A. (1934), Monuments Turcs D’Anatolia, C.2, Paris.