Ketojenik Beslenme

GASTRONOMİ Beslenme ve Diyetetik

1920’li yıllarda epilepsi hastalarının tedavisi için geliştirilen ketojenik diyet protein açısından sınırlı, karbonhidrat açısından kısıtlı, vücut enerjisinin ve metabolik faaliyetlerin yağdan karşılandığı katı bir beslenme çeşididir. Ketojenik diyet Klasik ketojenik diyet, Atkins diyeti, modifiye Atkins diyeti (MAD), orta zincirli trigliserit (MCT) diyeti ve düşük glisemik indeks diyeti (LGI) olarak çeşitlenmektedir.

Klasik ketojenik diyette tüketilecek besin grupları gram bazında bir oranlama ile hesaplanır. Bu hesaplamada diyet içerisinde tüketilecek yağ miktarının, protein ve karbonhidratın toplamına oranı 3:1 veya 4:1 olacak şekilde kabul görmektedir. Yapılan diyette edinilecek enerjinin yüzde 90 oranında yağlardan kalan yüzde 10’unun da protein ve karbonhidrat bileşiminden sağlanması amaçlanmaktadır. Kısa sürede vücudu ketoz durumuna sokmak hedeflendiği için karbonhidrat tüketimi oldukça kısıtlıdır. Düşük karbonhidrat alımı glukoz oluşumunu engellemektedir.

Ayrıca protein tüketimi de asgari düzeyde (vücut ihtiyaçlarını temel düzeyde karşılayacak kadar) gerçekleştirilmektedir. Bu sayede protein kaynaklı aminoasit yıkımı ile oluşabilecek glukoz üretimi de önlenmektedir. Sonuç olarak vücut ketosiz/ketoz adlı bir sürece girmektedir. Ketoz süreci kan glukozunun azaldığı, karaciğerde yağ asidi moleküllerinin yıkılarak keton adı verilen cisimciklerin oluşması olarak tanımlanmaktadır. Ketonlar fizyolojik ve beyin gelişimi gibi enerji gerektiren faaliyetlerde glukoza alternatif bir yakıt olması ile oldukça önemlidir. Karaciğerde keton cisimciklerinin üretimine neden olması ve vücut için gerekli olan tüm enerjiyi bu ketonlardan, yani vücut yağının parçalanmasından elde etmesi ketojenik diyetin en önemli özelliğidir. 

Ketojenik beslenmede yağ içeriği yüksel mineral ve aminoasit bakımından zengin ürünler yer almaktadır. Tereyağı, avokado, zeytinyağı ve hindistancevizi yağı; badem, kajun gibi yağlı yemişler ve keten, chia gibi yağlı tohumlar KD’nin önemli bileşenlerini oluşturmaktadır. KD’de protein alımı asgari düzeyde tutulurken kaliteli ve yağ içeriği yüksek protein tüketimi de oldukça değerlidir. Somon, sardalya, alabalık, istiridye, yengeç, ıstakoz, deniz tarağı, karides gibi deniz ürünleri; organik yumurtalar, kümes (tavuk, hindi, kaz vb.) ve mera (kuzu, dana vb.) hayvanlarından elde edilen etler bu doğrultuda KD’de sıklıkla yer almaktadır. Ispanak, brokoli, mikrofilizler, pancar yeşillikleri, kuşkonmaz, pazı, brokoli, turp ve lahana çeşitleri ile salatalık gibi yeşil ve yeşil yapraklı sebzelerin tüketimi KD’nin sağlıklı ve sürdürülebilir biçimde gerçekleştirilmesinde önemlidir.

Ketojenik diyette işlenmiş tahıl ürünleri, mısır, soya, pirinç, patates ve nişasta açısından zengin çoğu ürünün tüketiminden kaçınılır. Rafine şeker tüketilmediği gibi şeker oranı yüksek meyveler de tüketilmemektedir. Limon, yaban mersini, böğürtlen, ahududu ve çilek gibi orman meyveleri uzman kontrolünde diyete dahil edilebilmektedir. 

Ketojenik diyet uzman kontrolünde uygulanması gereken oldukça kısıtlayıcı bir beslenme türüdür. Ancak vücut enerjisinin yağ grubundan karşılanması ile yağ yakımını hızlandırması, hızlı kilo kaybı yaratması ve dirençli kiloları kırması ile dikkat çekmektedir. Toplumda zayıflık ile güzelliğin eşdeğer görülmesi, sağlıklı ve sürdürülebilir beslenmenin etkilerinin görece uzun vadede gerçekleşmesi, hızlı zayıflama isteği, karbonhidrata ilişkin olumsuz, yanlış ve bilinçsiz bakış açıları bireyleri karbonhidrat tüketiminin en aza indirildiği ketojenik diyete yönlendirebilmektedir. Epilepsi gibi zorlu hastalıkların tedavisinde doktor ve uzman görüş eşliğinde sürdürülen bu diyet bilinçsiz uygulandığında protein, vitamin, mineral ve aminoasit eksikliğine bağlı olarak uzun ve kısa vadede ciddi sonuçlar doğurma riski taşımaktadır. 

Referanslar

Akbay, G. D. (2021). PKOS'ta Ketojenik Beslenmenin Etkileri, Instıtute of Health Sciences Journal, 6(2): 93-102; Bainbridge, J. L., Gidal, B. E. ve Ryan, M. (1999). The Ketogenic Diet, Pharmacotherapy: The Journal of Human Pharmacology and Drug Therapy, 19(6): 782-786; Bough, K. J. ve Rho, J. M. (2007). Anticonvulsant Mechanisms of The Ketogenic Diet, Epilepsia, 48(1): 43-58; Filiz, C., Yıldız, E. ve Gürbüz, O. (2022). Ketojenik Beslenme ve Sağlık, Izmir Democracy University Health Sciences Journal, 5(2): 317-345; İşçi, M. ve Kaplan, A. K. (2023). Ketojenik Diyet. H. Baygut (Edt.), Sağlık & Bilim 2023: Beslenme-1 içinde (ss. 93-112). İstanbul: Efe Akademi Yayınları.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Allan, S. M. (1933). Ketosis and Epilepsy. (Yüksek Lisans Tezi, Glasgow Üniversitesi, İngiltere). Erişim adresi: https://www.proquest.com/docview/2224602299?%20Theses&fromopenview=true&pq-origsite=gscholar&sourcetype=Dissertations%20, (Erişim tarihi: 21.09.2025); Wheless, J. W. (2004). History And Origin Of The Ketogenic Diet. İçinde; Epilepsy and The Ketogenic Diet (ss. 31-50). New Jersey: Humana Press.

Konuyla ilgili diğer maddeler için bkz.: