Hamamönü ve Hamamarkası Bölgeleri
DESTİNASYON Kentsel Destinasyon Kültürel Miras Destinasyonu Semt
-
2025
Günümüzde Altındağ Belediyesi sınırları içerisinde yer alan Hamamönü ve Hamamarkası semtleri, kuzeyde Ulucanlar Caddesi, güneyde Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri, batıda Çarşı Sokak ve yine Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri, doğuda Erzurum Sokak, Talat Paşa Bulvarı ve Kestane Caddesi ile sınırlıdır. Talat Paşa Bulvarı'nın devamı, Hamamönü ve Hamamarkası’nı birbirinden ayırmaktadır. Talatpaşa Bulvarı’nın kuzeyinde kalan kısım Hamamarkası, güneyinde kalan kısmı ise Hamamönü olarak adlandırılmaktadır. Hamamönü ve Hamamarkası Ankara’nın en eski semtlerinden olup, İç Kale ile birlikte kentin geleneksel konut dokusunu en yoğun şekilde yansıtan bölgelerdir.
Hamamönü ve Hamamarkası adlarını, Osmanlı sultanı Çelebi Mehmet’in damadı Karacabey tarafından 1440’da inşa edilen ve kendi adıyla anılan çifte (kadın-erkek) hamamdan almış; Karacabey, hamam çevresinde cami ve mutfak da yaptırmıştı. Mutfak bugün yok olmuşken, camii ve hamam hâlâ kullanıma açıktır. Bölge, Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren giderek gözden düşmeye başlamış; 1940’lardan sonra göç ve ilgisizlikle birlikte bir çöküntü alanına dönüşmüştü. 1980’lerde, alanın da içinde bulunduğu Ankara eski kent dokusunun kentsel sit ilan edilmesiyle, yaklaşık 30 yıl boyunca herhangi bir müdahale yapılamamıştı. Bu durum Altındağ Belediyesi’nin 2006’da başlattığı sokak sağlıklaştırma projelerine kadar devam etmişti. Şu denebilir ki söz konusu projelerde belediyenin siyasi, sosyal ve kültürel gündemi ve öncelikleri oldukça belirleyici olmuştur.
Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Ankara Bölge Kurulu’nun 13.06.1997 gün ve 5245 sayılı kararı ile sınırları belirlenen “Ankara Eski Kent Dokusunun Planlanması, Sağlıklaştırılması ve Korunması Projesi,” 1999 yılı başında bir mimarlık şirketine ihale edilmiş ve çalışmalar aynı yıl başlamıştır. Bu plan Hamamönü ve yakın çevresinde yapılan çalışmaların temeli olmuştur.
Hamamönü’nde İlk olarak İnci ve Dutlu sokaklarda başlayan çalışmalar daha sonra bölgenin diğer sokaklarında devam etmiştir. Bu sokaklarda korunmuş yapılarda restorasyon çalışmaları yapılırken, harabe durumundaki yapılarda ise kamulaştırılıp rekonstrüksiyon (yeniden inşa) işlemi uygulanmıştır. Hamamönü’nde harabe durumundaki ahşap ve kerpiç yapıların yıkılmasıyla birlikte yerlerine, bölgedeki eski Ankara evlerine uyum sağlaması için Ankara taşından, ahşap ve tuğladan benzerleri inşa edilmiştir. 1959’da inşa edilmiş ve yaklaşık 20 kadar esnafın dükkanının bulunduğu Yeni Çarşı 2007 yılında yıkılmış; içinde saat kulesinin ve Mehmet Akif Ersoy’un heykelinin bulunduğu bir meydan hâline getirilmiştir.
Hamamönü’nde yapılan restorasyon çalışmaları çoğunlukla cephe yenilemesi üzerinde yoğunlaşmıştır. Birçok yapının dış cepheleri onarılmış ama iç kısımlarında bir onarıma gidilmemiştir. İç ve dış cepheleri yenilenen yapılar, Altındağ Belediyesi’ne ve Hacettepe Üniversitesi’ne ait yapılardır. Özel mülkiyete ait yapıların iç cephe onarımları mülkiyet sahiplerinin tercihine bırakılmıştır. Bu şekilde sağlıklaştırılan birçok konut, dış görünüm olarak estetik bir görünüm sunarken, maliklerin ilgisizliği yüzünden iç taraftan yıkılmaya yüz tutmuş bir tablo sergilemektedir.
Sağlıklaştırma çalışmalarından önce Hamamönü sadece üniversite kampüsünde bulunan doktor ve öğrencilerin yararlandığı bir alan durumundayken, bugün daha geniş bir kesime hitap etmektedir. Çevrenin düzenlenmesi ve tanınırlığın artmasına paralel olarak artan ziyaretçi sayısı, alandaki mevcut işyerlerinin yanında yeni işyerlerinin açılmasını da sağlamıştır. Sağlıklaştırmadan önce Hamamönü’nde 38 işyeri işyeri bulunurken, sağlıklaştırmadan sonra 2009’da işyeri sayısı 70’e çıkmıştır. Bugün Hamamönü’nde sağlıklaştırılan sokaklardaki ekonomik faaliyetlere kafeler, pastaneler ve restoranlar hakimdir. Yarı geleneksel bir mangalda pişirilen Türk kahvesini (kumda kahve) servis eden ilk girişimci Hamamönü'ndeydi. Makarna, patates kızartması, waffle, sandviç, cheesecake, ızgara tavuk ve köfte ve gözleme birçok kafenin olmazsa olmazları arasındadır. Fakat fiyatlar, hizmet ve yemek kalitesi ile uyumlu değildir. Yerel yemekler bulmak neredeyse imkansızdır. Belediye, buradaki restoran ve kafelere içki ve nargile ruhsatı da vermemektedir.
Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’nı yazdığı Taceddin Dergâhı’nın da içinde bulunduğu parka şairin adı verilmiş; dergâhın parçası olan bir dönem yaşadığı ev de (selamlık) müze hâline getirilmiştir. Ayrıca tanınmış bir siyasetçi olan Muhsin Yazıcıoğlu’nun mezarı da Taceddin Dergâhı’nda bulunmaktadır. Osmanlı mimarisinin en eski plan tiplerinden tabhaneli camilerin Ankara’daki tek örneği olan Karacabey Camii (1428) ile Mehmet Akif Ersoy adına açılan bir edebiyat müze kütüphanesi Hamamönü’nün güney ucundadır. Restore edilmiş tarihi Beynamlızade, Kabakçı ve Kâmil Paşa konakları parkla meydan arasında yer almaktadır. Bölgede bulunan bazı tescilli Ankara evleri, sanat evi, atölye ve sergi salonu olarak kullanılmak üzere restore edilerek, sanat sokağı yapılmıştır. Ramazan ayında Hamamönü'nün tüm sokakları, ziyaretçilerin çeşitli yöresel ürünler ve el sanatları satın alabileceği, Osmanlı padişah kıyafetleriyle fotoğraf çektirebileceği bir stant alanına dönüşmektedir. Akşam iftarın ardından sahnede geleneksel tasavvuf müziği ve geleneksel Türk halk tiyatrosundan oyunlar sergilenmektedir. Hamamönü’nün bu yeni yüzü, Altındağ Belediyesi’nin tarihsel referans noktası olan esas itibariyle Türk-İslamcılığı ve neo-Osmanlıcılığını yansıtmaktadır.
Hamamönü'nün başarısının ardından Belediye, 2012 yılında Hamamarkası’nda ikinci yenileme ve sağlıklaştırma projesini uygulamaya başladı. Yenilemeden önce Hamamarkası, Hamamönü ile benzer sosyal ve kültürel özelliklere sahipti. Ancak belediyenin Hamamarkası’ndaki koruma yaklaşımı kökten değişecekti. Proje, bu sefer mahallenin neredeyse tamamen yeniden inşasını içeriyordu; eski evler yıkıldı ve konut dışındaki işlevlere hizmet edecek yeni "eski evler" tasarlanıp inşa edildi. Eski mahallenin yerini hangi sosyal ve kültürel özelliklerin aldığına baktığımızda çoğunlukla kına evleri, müzeler, kafeler, İslamcı siyasetçilerin ve STK'ların ofisleri, birkaç dükkân ve İslami sanat sokağı görüyoruz. Ayrıca Saraybosna’daki tarihi sebilin neredeyse bir kopyası da ümmetin birliğinin/dayanışmasının işareti olarak Hamamarkası meydanında yer alacaktı.
Hamamarkası’nda özellikle son yıllarda açılan kına konakları dikkat çekmektedir. Önceleri evlerde yapılan kına törenleri, 1990’ların sonlarından itibaren düğün salonlarının kına buluşmaları için de bir mekâna dönüşmesiyle, bu salonlara taşınmıştır. İlki belediye tarafından açılan, özel girişimlerle sayıları hızla çoğalan söz konusu konakların geleneksel kına gecesi ritüeli üzerinden geleneksel bir deneyim sunma ve geleneksel kültürü yaşatma, aktarma vaatleri bulunmaktadır.
Öte yandan Hamamarkası’ndaki kına konakları, “otantik ortamda geleneksel kına gecesi” deneyimi vadederek kına ritüelini belirli temalara uygun paketler şeklinde sunuyorlar. Bu da geleneğin bir tür metalaşma sürecine girdiğini ortaya koymaktadır. Konaklarda gerçekleştirilen etkinliklere bakıldığında, kına gecelerinin popüler kültür ve medyanın da etkisiyle katılımcı ve işlevsel niteliğini büyük ölçüde kaybederek adeta bir gösteriye dönüştüğü; gelenekle modern arasında sıkışan bir ritüel halini aldığı görülmektedir. Bundan dolayı Hamamarkası’ndaki kına konakları, gelenekten ilham alıp eğlencenin öne çıktığı, düğün öncesi organizasyonlar için tasarlanmış işletmeler olarak öne çıkıyorlar.
Hamamarkası'nda belediyenin Türk-İslamcı ve neo-Osmanlıcı referanslarına uygun olarak dört müze açılmıştır: Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) Müzesi (2013), Şairler ve Yazarlar Evi (2017), Hacı Bayram Veli müzesi (2022) ve Anne Müzesi (2024). Ulucanlar Cezaevi Müzesi (2011), Gökyay Vakfı Satranç Müzesi (2015) ve Radyo ve İletişim Müzesi (2025) ise çokkültürlü ve seküler özellikleriyle söz konusu referanslara istisna teşkil etmektedir.
Orta oyunu, Karagöz-Hacivat, meddah gösterileri, köy seyirlik oyunları, ıhlamur baskı ve ebru gibi el sanatlarının yapıldığı, çocuk oyunlarının sergilendiği, Ankara'ya özgü türküler, masallar, hikâyeler, maniler, ninniler, geleneksel sohbet toplantıları, temsili kına gecesi, diş hediği, asker kınası gibi birçok kültürel değerin canlandırıldığı SOKÜM Müzesi, ziyaretçinin yaşına, eğitim durumuna göre açıklayıcı bilgiler vermektedir. AKP eski milletvekili, şair ve yazar Mehmet Atilla Maraş’ın öncülüğünde açılan Şairler ve Yazarlar Evi Müzesi, Ankara ile bağı olan 33 şair ve altı yazarın yaşam öykülerinin yanı sıra, onlara ait kişisel eşya ve bilgileri ziyaretçilere sunmaktadır. Müzenin koleksiyonunda Kemal Tahir, Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek, Nazım Hikmet, Özdemir Asaf ve Yahya Kemal Beyatlı gibi edebiyatımızın önemli isimleri yer almaktadır. Hacı Bayram Veli Müzesi'nde, Ankara Etnografya Müzesi'nde yıllardır koruma altında bulunan Ankara'nın manevi mimarı Hacı Bayram Veli Koleksiyonu sergilenmektedir. 2021 yılı Sait Faik Öykü Ödülü sahibi Şermin Yaşar’ın kurduğu Anne Müzesi'nde de teması annelik olan pek çok sanat eseri bulunmakta, annelik ve Anadolu'nun annelik tarihi sanat eserleriyle yorumlanmaktadır.
Hamamarkası sınırının hemen dışında konumlanan Ulucanlar Cezaevi Müzesi'nde, açık olduğu 1925-2006 yılları boyunca düşünceleri yüzünden hapse girmiş gazeteci, yazar, şair, siyasetçi gibi kişilerin ayrıntılı bilgileri, ailelerinden temin edilmiş özel eşyaları ve cezaevinde iken çekilmiş fotoğraflarının sergilendiği avlular bulunmaktadır. Gökyay Vakfı Satranç Müzesi'nde satranç takımı koleksiyoncusu Akın Gökyay’ın dünyanın farklı yerlerinden topladığı satranç takımları sergilenmektedir. Girişimci Mehmet Emin Ayaz tarafından kurulan Radyo ve İletişim Müzesi de iletişimin tarihsel gelişimini insan hikâyeleri ile ziyaretçisine anlatmaktadır.
Hamamarkası’nda restore edilen binaların yeni sahiplerinin veya kiracılarının önemli bir kısmının belediye başkanı ile kişisel bağları ve muhafazakâr dünya görüşleri vardır. Hamamarkası’nda çok sayıda Türk-İslamcı veya neo-Osmanlıcı özel kişi, dernek ve vakıfların büro ve binaları bulunmaktadır. Öyle ki Gelecek ve Deva partilerini kuran hareket, bir dönem Hamamönü Hareketi olarak tanımlanmıştı.
Hamamarkası’nda bulunan birkaç dükkândan biri de Afrikalı kadın el sanatları ürünlerinin satıldığı pazar-evdir. Cumhurbaşkanının eşi Emine Erdoğan’ın öncülüğünde 2016’da açılan Afrika El Sanatları Pazarı ve Kültür Evi'nde, Afrikalı kadınların yaptığı el sanatları ürünleri, geliri Afrikalı kadınlara kalmak üzere satılmaktadır. Ev aynı zamanda bir kültür merkezidir.
Ulucanlar Cezaevi’nin yarı açık bölümünde açılan Ulucanlar Cezaevi Sanat Sokağı’nda, Hamamönü Sanat Sokağı’ndan daha çok atölye bulunmaktadır. Her iki sanat sokağında da sanatçılar deri, keçe, ahşap oymacılığı, yağlı boya, hat, tezhip, seramik, çini, işlemecilik, vitray, ebru, mozaik gibi birçok İslami/geleneksel sanatları icra edip, aynı zamanda öğrenci de yetiştirerek, sanatlarının gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlıyorlar.
Hamamarkası’nın en önemli camii Cenabi Ahmet Paşa Camii'dir. Anadolu Beylerbeyi Cenabi Ahmet Paşa’nın ölümünden sonra 1565’de yaptırılan camii, Mimar Sinan’ın Ankara’daki tek eseridir. Caminin kuzeydoğu köşesinde bulunan ve cumhuriyetin ilk yıllarında ortadan kalkan Mevlevihane, belediye tarafından Hamamarkası'nın bir başka yerinde, kültür sanat merkezi eklenerek 2017’de tekrar ayağa kaldırılmıştır. Bahsedilen yönleriyle Hamamarkası da belediyenin tarihsel referans noktası ile uyuşmaktadır.
Sonuç olarak Hamamönü ve Hamamarkası projelerinin, AKP’nin milliyetçi ve dinci politikaları doğrultusunda, hayali bir Osmanlı tarihi üzerinden geçmişi yeniden yaratmayı ve canlandırmayı amaçlayan projeler olduğu açıktır. Gökyay Müzesi, Ulucanlar Cezaevi Müzesi, Radyo ve İletişim Müzesi ve Afrika El Sanatları Pazarı gibi çokkültürlü ve seküler kurum ve kuruluşların bölgede daha çok yer alması, kına konaklarındaki kına gecelerinin özüne dönmesi, içkili bar ve lokantaların açılmasına izin verilmesi, kafe ve restoranların otantikleşmesi ve hizmet kalitelerini yükseltmeleri, sanat sokaklarına evrensel sanatların girmesi, Ankaralıların bölgeyi daha çok benimsemelerine sebep olacaktır.
Referanslar
Afrika El Sanatları Pazarı ve Kültür Evi. (2025, 8 Eylül). Erişim adresi: afrikaevi.com/tr/; Gezilecek Yerler, (Erişim tarihi: 09. 09. 2025), https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/ankara/gezilecekyer (Erişim tarihi: 09. 09. 2025),; Kurtar C. ve Somuncu M. (2013). Kentsel Kültürel Mirasın Korunması ve Sürdürülebilirliği: Ankara Hamamönü Örneği, Ankara Araştırmaları Dergisi, 1(2): 35-47.; Müzeler. (2025, 9 Eylül). https://www.altindag.bel.tr/#!muzeler (Erişim tarihi: 09. 09. 2025),; Onur, P. (2018). Re-Creating Nostalgia: Urban Culture in the Citadel, Hamamönü and Hamamarkası Neighbourhoods of Ankara, Ankara Araştırmaları Dergisi, 6(2): 145-166.; Poyraz, U. ve Önder Gündoğan, M. (2014). Tarihsiz ve Talihsiz Bir Dönüşüm: Cazibe Merkezi Olarak Hamamönü, İdealkent, 5(11): 70-87.; Sanat Merkezleri. (2025, 7 Eylül). https://www.altindag.bel.tr/#!sanat_merkezleri (Erişim tarihi: 09. 09. 2025),; Tekin G. (2021). Geleneğin Mekânsal ve İşlevsel Değişimi Bağlamında Hamamönü Kına Konakları ve Kına Gecesi Organizasyonları, Ankara Araştırmaları Dergisi, 9(1): 71-88.