Hakkâri
Yerleşim Merkezi / Destinasyon Kentsel Destinasyon Kırsal Destinasyon
-
2020
Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan Hakkâri, doğuda İran, güneyde Irak ülkesi ile sınır oluşturmaktadır. Hakkari şehri, kuzeyinde Van şehrinin Gürpınar ve Başkale ilçeleriyle, batısında ise Şırnak’ın Beytüşşebap ve Uludere ilçeleriyle komşudur. Hakkâri, merkez ilçe ve beş ilçe, dört belde, 136 köy ve 377 mezradan oluşmaktadır.
Dağlık bir bölge olan Hakkâri, coğrafik açıdan Güneydoğu Toroslar ve Irak ile İran sınırı boyunca uzanan Zagros Dağı’nın kesiştiği alanda yer almaktadır. Hakkari’nin zor bir coğrafi yapıya sahip olması, tarihte devletler ve imparatorluklar tarafından egemenlik altına alınmasını zorlaştırdı ve bunun yanı sıra bir yere bağımlı olması da çok yüzeysel oldu. Bölge halkı coğrafik özelliklerinin bu etkisi ile halkı sosyo-politik olarak aşiretler şeklinde örgütlenmeye yönelmiştir.
Hakkâri’nin eski adı Çölemerik’tir. MÖ 7000’li yıllardan itibaren yerleşim yeri olan Hakkâri’nin adıyla ilgili ilk bilgilere X. yüzyılda Arap coğrafyasına ve tarihine ilişkin kaynaklarda rastlanmaktadır. Hakkâri adı, eski çağlarda bölgede hüküm süren Hakar adlı bir Sümer boyundan gelmektedir. Araplar bunu Hakkariye, Türkler ise Hakkâri şeklinde ifade ettiler. Eski coğrafya kitaplarında ise Hekkâri şeklinde ifade edilmektedir. Hakkâri, Van Gölü’nün güney kıyılarına yakın bir alanda başlayıp şu anki Türkiye’nin sınırları dışında yer alan engebeli bir bölgeyi kapsarken; Çölemerik de bu bölgenin merkezi olarak kabul edilen kasabayı kapsamaktadır.
Geçmişi oldukça eskiye dayanan ve doğunun sarp ucu olan Hakkâri’nin ilk sakinleri Anadolu’ya göç eden ve dağlık arazide yaşamayı seven Asya menşeli Oğuz Türkleri boylarından Hakarlar’dır. Hiçbir zaman Bizans toprağı olmayan Hakkâri, 1054 yılında Selçuklular tarafından Abbasilerin elinden alındı. 1548 yılında Kanuni Sultan Süleyman, Hakkâri’yi Osmanlı topraklarına bağladı.
Haşin ve heybetli yüksek dağları, derin vadileri ile dünyada ender yerlerden biri olan Hakkâri, devamlı karlı tepeleri, dağ buzul gölleri ile Türkiye’nin Himalayası olarak kabul edilmektedir. Dört mevsimin aynı anda yaşanılabilir olmasından dolayı Cilo Sat (Reşko) Dağları Milli Park olarak ilan edildi.
Hakkâri’nin ilçelerinden Şemdinli, balı ile ünlüdür. Adı Hakkâri ile özleşen ve Fırat’ın kollarından biri olan Zap suyu rafting sporu için elverişli parkurlara sahipken Cilo Dağları’nın sarp kayalıkları tırmanış meraklıları için eşsiz mekanlar oluşturmaktadır.
Yeryüzünde sadece Hakkâri’nin Cilo Dağları’nda (özellikle Hakkâri – Şemdinli ve Van –Gevaş), dünyanın en nadide çiçeklerinden olan Ters Lale yetişmektedir. Tarihte Hakkâri bölgesinde hüküm süren Asuriler, her sabah göbeğinden su yaydığı ve bu yüzden kutsal sayıldığıdan dolayı Ters laleye Ağlayan Lale adını verdiler. Ters lale, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından koruma altına alındı ve yurtdışına çıkarılması yasaklandı.
Hakkâri’nin öne çıkan turizm kaynaklarından biri kaya resimleridir. Cilo ve Sat Dağları’nın Gevaruk Vadisi’nde ve Tırşın Yaylası’nda sarp kayalara çizilmiş resimler, bu bölgede tarih öncesi insanların yaşadığını göstermektedir. 1938 yılında keşfedilen bu resimlerin günümüzden 7500 yıl önce yaşayan insanlar tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Buraya dünyanın değişik yerlerinden bilim adamlarının yoğun ilgisi vardır. Hakkâri ve çevresinde görülebilecek diğer yerler; Meydan Medresesi, Kelat Saray, Kayme Sarayı, Hakkâri / Çölemerek Kalesi, Çay Kalesi, Hakkâri Stelleri, Dirheler / Dev Evler, Taş Köprü’dür.
Hakkâri’nin coğrafi yapısı ve özelliklerine ilişkin turizm çeşitleri; dağ turizmi, yayla turizmi, Hakkari flora ve faunasına ilişkin doğa turizmi kapsamında macera turizmi ve doğa gözlemciliği dikkat çekmektedir. Bunlara ek olarak; su kaynaklarına dayalı rafting, diğer su sporları, şifalı sular ve ılıcalar önemli diğer turistik değerlerdir. Hakkâri, köklü bir geçmişe sahip olsa da zor coğrafik koşullara sahip olmasından dolayı yerleşik hayata dair emareler azdır. Bu durum da Hakkari’de doğa turizmi kadar kültür turizminin gelişimini engelleyen bir unsurdur.
Bölgede uzun dönemden beri yaşanan güvenlik sorunundan dolayı birçok kültürel değer (Örneğin kale, kilise ve Kelat Sarayı) ihmal edildi ve birer yıkıntı haline geldi. Ancak bu olumsuzluklara karşın Hakkâri, kültür turizmi açısından yeni alternatif turizm çeşitlerine (gastronomi ve festival turizmi gibi) sahip özelliktedir.
Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde, Selahaddin Eyyûbi Havaalanı Mayıs 2015 itibarıyla hizmet vermeye başladı. Ayrıca Hakkâri’de konaklama ihtiyacını karşılamak için oteller, devlet kurumlarının misafirhaneleri ve öğretmenevi kullanılmaktadır. Hakkâri merkezinde iki tane üç, bir tane iki yıldızlı otel ve bir tane de öğretmenevi mevcuttur. Yüksekova’da iki tane üç, dört tane de iki yıldızlı otel ve bir de öğretmenevi mevcuttur. Şemdinli’de ise bir otel ve bir öğretmenevi, Çukurca’de ise bir otel ve bir öğretmenevi mevcuttur.
Referanslar
Hakkâri Kültür ve Turizm Müdürlüğü. Hakkâri’de Turizm Ulaşım ve Konaklama, https://hakkari.ktb.gov.tr/TR-158461/hakkaride-turizm-ulasim-ve-konaklama.html, (Erişim tarihi: 11.01.2020); Kaplan, Y. (2015). Hakkâri Tarihi. Hakkâri Valiliği – Hakkâri Yıllığı, http://acikerisim.hakkari.edu.tr:8080/xmlui/handle/123456789/208?show=full, (Erişim tarihi: 10.01.2020); Mühürdaroğlu, K. (2019). Hakkari Merkezindeki Yerel Evlerin Mimarisi Üzerine Bir Araştırma (Yayımlanmış yüksek lisans tezi). Van: Van Yüzüncü yıl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü; Şahin, G. ve Kahraman, M. (2017). Hakkâri’nin Turizme Yönelik Potansiyelleri Hakkında Bir Değerlendirme, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Dergisi, 34: 1-21; Şenol, F. (2011). Turizm Coğrafyası ve Dünya Kültürel Mirası. Ankara: Detay Yayıncılık.