Hacıbektaş Müzesi

Müze Etnografya Müzesi

(Hacıbektaş, Nevşehir, 1964 - )

Hacı Bektaş Veli Dergâhı, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1959-1964 yılları arasında restore edilerek, Hacıbektaş Müzesi adıyla 16. 08. 1964 tarihinde ziyarete açıldı. Günümüzde ziyaret edilen yapı topluluğunun (külliye) temelini oluşturan çilehane ve ek yapılar, Hacı Bektaş döneminde, XIV. yüzyılda inşa edildi. Bu yapılara Osmanlı devrinde Orhan Gazi, I. Murat, Yıldırım Beyazıt ve Yavuz Sultan Selim dönemlerinde eklemeler yapılarak XVI. yüzyılda tamamlandı ve dergâh olarak işlevini sürdürdü. 1807’de padişah IV. Mustafa, 1862’de Abdülaziz, 1895 yılında II. Abdülhamit tarafından çeşitli onarımlar gerçekleştirildi. XX. yüzyıla kadar çeşitli eklemeler yapıldı. 1925’de tekke ve zaviyelerin kapatılması sırasında Kırşehir’e bağlı olan Hacıbektaş’taki dergâh da kapatıldı. Dergâh eşyası, Ankara Etnografya Müzesi’ne taşındı. Dergâhın müzeye dönüştürülmesiyle birlikte eserler sergilenmek üzere Hacıbektaş’a getirildi.

Müze olarak ziyaret edilen yapı topluluğu batıdan doğuya sıralanan üç avludan oluşmaktadır. Yapılar, düzgün kesme taştan inşa edilmiş ve Bektaşi kültürüne ait sembollerle süslenmiştir. Birinci avlu (nadar); müzeye batıdaki birinci avluya açılan anıtsal cümle kapısından girilmektedir. Avluda klasik Osmanlı çeşmeleri tipinde, kesme taştan Üçler Çeşmesi, hamam ve çamaşırhane yer almaktadır. Avlunun Üçler Kapısı’ndan ikinci avluya (dergâh avlusu) geçilmektedir. İkinci avlu (derviş locası); dergâhın hizmet yapılarına ayrılmaktadır. Dikdörtgen planlı, revaklı avlunun girişinde, üçgen biçiminde alınlığı bulunan kitabeli bir havuz bulunmaktadır. Havuz 1908 yılında Beyrut Valisi Halil Paşa’nın eşi Zehra Hanım tarafından yaptırıldı. Sağ tarafta iki renkli düzgün kesme taştan almaşık olarak örülmüş iç içe üç kemerden oluşan bir niş içinde yer alan Aslanlı Çeşme, 1554 yılında Silistre Valisi Malkoç Bali Bey’in yakınları tarafından yaptırıldı. Aslan ise Mısır prenseslerinden Kara Fatma Sultan tarafından 1853 yılında gönderildi. Avlunun güneyinde içinde mutfak eşyaları, büyük ocaklar ile Bektaşi kültüründe kutsal sayılan kara kazan bulunan aşevi ve II. Mahmut tarafından yaptırılan mescit ziyaret edilebilmektedir. Avlunun diğer bölümleri ise müşterilerin ağırlandığı, Mihman Evi Babası’nın yaşadığı bölüm olan mihman (konuk) evi, meydan evi ve kiler evidir. Meydan evi, dergâhın en önemli yapılarından olup tarikata girme, ikrar verme, nasip alma gibi törenler ile Cem ayinlerinin düzenlendiği yapıdır. Yapının kitabesi 1367 tarihlidir. Salonun üst örtüsü, dokuz kat göğü sembolize eden, kalın kirişlerle kubbe biçimindedir. Yapının içerisinde 12 makam postu, Bektaşi tahtı ile değerli resim ve tablolar sergilenmektedir. Hacı Bektaş’ın aslan ve geyik ile birlikte betimlendiği portresi önem taşımaktadır. Kiler evi ise eserlerin sergilendiği salon olarak yeniden düzenlenmiştir.

İkinci avludan altılar kapısı ile üçüncü avluya (Hazret avlusu) geçilmektedir. Üçüncü avlu; avlunun sağında Balım Sultan Türbesi, derviş ve babaların mezarları bulunmaktadır. Giriş kapısının karşısında Hacı Bektaş Türbesi (Pir Evi) bulunmaktadır. Türbeye bir eyvandan geçilerek ulaşılmaktadır. Dergâha mensup dede babaların sandukalarının yer aldığı eyvandan Ak Kapı adı verilen mermer işlemeli taç kapı ile koridora geçilmektedir. Kapının sövesinin yukarısına çift başlı Selçuklu kartalı bulunmaktadır. Giriş koridorunun sağında Hacı Bektaş dergâhının çekirdeğini oluşturan Çilehane yer almaktadır. Koridorun solunda ise duvar içerisine oyulmuş bir mescit hücresi yerleştirilmiştir. Giriş koridorundaki ikinci bir kapıdan üzeri güneş kursu süslemeli kubbelerle örtülü kırklar meydanına geçilmektedir. Kapının kitabesi Kanuni Sultan Süleyman dönemine aittir. Dergâhın ders ve ibadet salonu olarak kullanılan Kırklar Meydanı’nda günümüzde dergâh ve Bektaşilikle ilgili eserler sergilenmektedir. Meydanın güneyinde Horasan erlerine ait sandukaların bulunduğu seki üzerinde Kırk Budak Şamdan, kültürel ve sanatsal özellikleriyle önem taşıyan bir eserdir. Derviş ve babaların kullandığı teslim taşları, kamberiye, keşkül, teberler, nefir gibi özgün eşya ile Hz. Ali’nin ceylan derisi üzerinde el yazısı ile altın kakmalı ayetlerle süslü sancak alemleri müze koleksiyonunu oluşturmaktadır.

Kırklar Meydanı’nın doğusunda Hacı Bektaş’ın türbesi Huzur-ı Pir yer almaktadır. Türbeye açılan mermer üzeri süslemeli kapıdan üzeri işlemeli yeşil örtülü, yüksek sandukanın bulunduğu odaya girilmektedir. Türbe, klasik Selçuklu devri kümbetleri planındadır. Duvarları ve tavanı madalyon, sülüs yazı ve çiçek motifleri ile bezenmiştir. Kırklar Meydanı’nın kuzeyinde Güvenç Abdal Türbesi ziyaret edilmektedir. Avlunun güneyinde Balım Sultan Türbesi yer almaktadır. Türbe, Bektaşi tarikatının kurucularından ikinci pir olarak tanımlanan Hızır Bali’ye (ölüm tarihi 1516) aittir. Dulkadir Beyi Şehsuvaroğlu Ali Bey tarafından 1519 yılında Selçuklu kümbeti biçiminde inşa edilmiş olan piramidal üst örtülü mezar yapısının önünde üç kemerli bir eyvan bulunmaktadır. Eyvandan küçük bir kapı ile Balım Sultan’ın sandukasının bulunduğu odaya geçilmektedir. Hızır Bali’nin kardeşi Kalender Şah’a ait sanduka da burada bulunmaktadır. Türbenin içinde kollarında ejderler ve buket taşıyan güvercin heykelleri bulunan büyük bir şamdan görülmektedir. Türbenin önünde ise dilek ağacı karadut bulunmaktadır. Hacı Bektaş Veli Külliyesi, Anadolu’ya özgü kültürel ve dini mimari yapısıyla önemli ziyaretgâhlar arasında olup, 2012 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü/United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization (UNESCO) Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alındı.

Referanslar

Erogan, K. (1988). Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli. Ankara: Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Vakfı Yayınları; Tanıtma Genel Müdürlüğü (2014). Dünya Mirasında Türkiye. Ankara: Başak Matbaası; Taşdelen, A. (1979). Hacıbektaş Veli Dergahı ve Müzesi, Türkiyemiz, 10(28): 14-20.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Türkiye Kültür Portalı (2019). Hacı Bektaş Veli Müzesi, https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/nevsehir/gezilecekyer/hacibektas-vel-muzes, (Erişim tarihi: 10.06.2019).