Gülhane Parkı Sarnıcı

Doğal ve Kültürel Miras Sarnıç

Tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan İstanbul, zengin kültürel mirasa sahip bir şehirdir. Roma İmparatorluğu, Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans), Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti dönemlerine ait izleri bünyesinde barındıran şehire, temiz su kaynaklarının yetersizliği sebebiyle çevre bölgelerden su temin edilmiştir. Suyun taşınması ve depolanması amacıyla, Roma ve Bizans dönemlerinde yapılmış açık ve kapalı sarnıçlar kültürel miras zenginliklerimizdendir.

Sarnıçlar; yağmur veya kaynak sularının biriktirilmesi, suyollarıyla getirilen suların depolanması ve dinlendirilmesi için duvarları özel harçlarla sıvanmış su depolarıdır. Genellikle zemin kotunun altı kazılarak etrafı taş veya tuğla gibi malzemelerle örülerek yapılan sarnıçlar, suya erişimin kolay olması amacıyla saraylar, kiliseler, medreseler, konaklar gibi önemli yapıların altlarına kare veya dikdörtgen planlı olarak inşa edilmişlerdir. Sarnıçlara inmeyi kolaylaştırmak için bir duvarına bitişik taş merdiven bulunmaktadır. Sarnıcın üstünü örten kubbe veya çapraz biçimdeki tuğla tonozlarını, birbirlerine bağlanmış mermer sütunlar taşımaktadır. Bizans döneminde, hijyenik açıdan elverişsiz olması nedeniyle açık sarnıçlar yerine kapalı sarnıçların yapımına yönelindiği görülmektedir. 

Topkapı Sarayı, Alay Köşkü ve Sarayburnu arasında yer alan ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde Topkapı Sarayı’nın dış bahçesi olan Gülhane Parkı, zamanın Şehremini (Belediye Başkanı) Dr. Cemil Topuzlu tarafından parka dönüştürülmüştür. Erken Bizans dönemine tarihlenen Gülhane Parkı Sarnıcı ve yakınında bulunan mimari eserler, 1913 yılında, Padişah V. Mehmed Reşad’ın izniyle İstanbul Şehremini Dr. Cemil Topuzlu’nun gerçekleştirdiği çalışmalar sırasında sarayın çevresindeki set duvarlar yıkılırken ortaya çıkmıştır. Dr. Cemil Topuzlu bu keşfi aşağıdaki şekilde ifade etmektedir:

 “…. Bu duvarlardan birini bir gün indirir indirmez önümüze eski bir kilise harabesi ve on sütunlu kocaman bir sarnıç çıktı. Burası kâmilen topraklarla doldurulmuştu, temizlettim, yanı başına da eski bir çeşme taşını koydurdum ve Şehremaneti tarafından yapıldığına dair bir yazı yazdırdım.”

Alman Sanat Tarihçi Karl Wulzinger ve Asurbilimci Eckhard Unger tarafından yürütülen kazı çalışmaları sonucunda Gülhane Parkı Sarnıcı’nın ilk çizim ve fotoğrafları makale olarak yayımlanmıştır.

Gülhane Parkı Sarnıcı'nın mimari yapısı: İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin kuzeyinde Gülhane Parkı içinde yer alan Gülhane Parkı Sarnıcı, yedi metre yüksekliğinde 17.37x12.37 metre ölçülerinde dikdörtgen planlıdır. Dörder sütunlu üç sıra ile dört bölüme ayrılmış sarnıcın kubbelerden meydana gelen üst örtüsünü on iki adet mermer sütun taşımaktadır. Gülhane Parkı Sarnıcı'nda yarı işlenmiş Korinth başlıklar tespit edilmiştir. Tonoz seviyesine kadar su geçirmez sıva ile kaplı olan duvarlar içten payandalarla desteklenmiş, köşeler su basıncına karşı pahlı olarak düzenlenmiştir. Sarnıcın kuzeybatı tarafında 1,03 metre yükseklikte ve 1,87 metre genişlikte tahliye kanalı mevcuttur. Tonozlardan biri üzerinde sarnıcı besleyen, pişmiş toprak künke ait olduğu düşünülen delik bulunmaktadır. Sarnıç üzerinde hamam veya manastır gibi bir yapıya ait duvar kalıntıları görülebilmektedir. 

V-VII. yüzyıllar arasında yapıldığı tahmin edilen Gülhane Parkı Sarnıcı’nın, Doğu Roma döneminde İmparator Hadrian (117-138) tarafından inşa ettirilen İstanbul’un ilk isale hattı “Hadrianus İsale Hattı” parçası olduğu ileri sürülmektedir. Benzer şekilde Osmanlı isale hattı da bu bölgeden geçmektedir. 1509 yılına ait bazı bilgilerde; Gülhane Parkı Sarnıcı’nın Topkapı Sarayı su sisteminin bir parçası olduğu düşünülmekle birlikte son çalışmalar Gülhane Sarnıcı’nın Osmanlı İmparatorluğu döneminde toprak altında kaldığını, kullanılmadığını ve 1913 yılındaki kazılarla gün yüzüne çıkarıldığını göstermektedir. Kapalı sarnıç olan Gülhane Parkı Sarnıcı’nın, 1913 yılındaki çalışmalar sırasında beden duvarlarından ikisi büyük ölçüde ortaya çıkarılmış ve duvarlar üzerine geniş pencereler açılarak içerisi aydınlatılmıştır. Sarnıcın yanında, “Gülhane Parkı Çeşmesi” adıyla anılan üzerinde Padişah V. Mehmed Reşad’ın tuğrası bulunan, Dr.Cemil Topuzlu Paşa tarafından ihya edilen barok üsluplu çeşme bulunmaktadır. Gülhane Parkı’nın halka açılması çalışmaları sırasında sarnıcın keşfedilmesi anısına yapılan çeşmenin kitabesinde şöyle yazmaktadır: 

Ab-ı hayatın ayn-ı olan işbu çeşmenin,                                                                            Asırlar geçti varmadı kimse farkına.                                                                                  Buldu Emanet (Şehremaneti-İstanbul Belediyesi) eyledi ihya müceddeden                      (yeniden).             
Verdi hayat doğrusu Gülhane Parkı’na”                                                                              1329 (M.1913)

1954-2001 yılları arasında hayvanat bahçesi olarak ziyaret edilen Gülhane Parkı’nda sarnıç, küçük akvaryumlarda çeşitli egzotik balıkların sergilendiği akvaryum bölümü olarak hizmet vermiştir. Akvaryum alanı olarak kullanımı sırasında sarnıcın içine inişi sağlamak amacıyla metal merdiven, zemine metal plakalar ve sütunlara demir kelepçeler yerleştirilmiştir. 

Hayvanat bahçesinin kapatılmasıyla işlevsiz kalan sarnıcın özgün olmayan tüm eklentileri, 2003-2004 yılları arasında Gülhane Parkı’nın yeniden düzenlenmesini içeren proje kapsamında kaldırılmıştır. 2007 yılında Arkeoloji Müzeleri tarafından sarnıcın üst kotunda gerçekleştirilen kazılarda sütun başlıklarıyla birlikte bazı duvar kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. 

Birinci derece Arkeolojik Sit Alanı içinde kalan Gülhane Parkı Sarnıcı’nı İBB Miras 2023 yılında restorasyon çalışmaları sonrasında “Gülhane Sanat” adıyla ziyarete açmıştır.  Kültür-sanat yeri olarak sarnıç ve yanında bulunan çeşmenin bakım ve onarımı yapılmış ve günümüzde de sanatçıların eserleri sergilenmektedir.  

Yararlanılan Kaynaklar

Altuğ, K. (2013). İstanbul'da Bizans Dönemi Sarnıçlarının Mimari Özellikleri ve Kentin Tarihsel Topografyasındaki Dağılımı. İstanbul, https://polen.itu.edu.tr/items/22e121e2-6d8a-4e00-871c-2f2088f49dd2, (Erişim tarihi: 20.02.2024); Eyice, S. (1994). Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi. Sarnıçlar, Cilt: 6. (ss. 469-472). İstanbul: Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı; İBB Kütüphane, (2023). Gülhane Sarnıcı, Gülhane Sarnıcı Galerisi. Atatürk Kitaplığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi, https://ataturkkitapligi.ibb.gov.tr, (Erişim tarihi: 10.02.2024); Kerim, A. ve Süme, V. (2018). İstanbul’un Eski Su Kaynakları; Sarnıçlar. Türk Hidrolik Dergisi, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/572794, (Erişim tarihi:15.02.2024); Topuzlu, C. (2002). İstibdat, Meşrutiyet, Cumhuriyet Devirlerinde 80 Yıllık Hatıralarım. İstanbul: Topuzlu Yayınları, (https://www.academia.edu/43093565/ISTIBDAT_ME%C5%9ERUTIYET_CUMHURIYET_DEVIRURlNDE); Ulaş, A. (2023). Osmanlı Belgeleri Işığında İstanbul Yeraltı Yapıları, https://cdn.vgm.gov.tr/yayin/dergi/muhtelif/iyyscom.pdf, (Erişim tarihi: 20.02.2024); Yaltırık, F. (1994). Gülhane Parkı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Cilt: 3 (s. 349). İstanbul: Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı.