Doğubayazıt

Yerleşim Merkezi / Destinasyon Kentsel Destinasyon Kültürel Miras Destinasyonu

(Trabzon, 22-25 Haziran 1992)

Ağrı ilinin en doğu ilçesi olan Doğubayazıt, Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Murat bölümünde yer alıyor. İlçenin merkezi olan Doğubayazıt şehri, Ağrı Dağı’nın güneybatısında, deniz seviyesinden yaklaşık olarak 1.600 metre yükseklikte kuruludur. Karadeniz’in en önemli limanlarından biri olan Trabzon Limanı’nı, Erzurum üzerinden İran’a bağlayan ticaret yolu üzerinde ve Gürbulak Sınır Kapısı’na 36 kilometre mesafede bulunuyor. Yüzölçümü, yaklaşık 2.383 kilometre2 olan Doğubayazıt, kuzeyinde Ağrı Dağı ve Iğdır, batısında Diyadin ve Taşlıçay, güneyinde ise Muradiye (Van) ile çevrilidir. Doğu ve güneydoğu sınırını ise Türkiye-İran sınırı oluşturur. 2019 yılı TÜİK sonuçlarına göre Doğubayazıt’ın nüfusu 119.807 kişidir.

Doğubayazıt ilçesi tarihsel süreç içerisinde Anadolu-İran geçiş koridoru üzerinde çeşitli kültür ve medeniyetlerin buluşma ve kaynaşma noktası oldu. Bu nedenle bölgeye hâkim uygarlıklardan kalma zengin kültürel miras varlıklarının oluşturduğu önemli bir beşeri turistik potansiyele ve aynı zamanda fiziki coğrafya oluşumları ile birlikte çeşitli doğal turistik kaynaklara sahiptir.

Doğubayazıt ilçesinde turizm işletme belgeli toplam 302 oda ve 577 yatak kapasiteli dört adet üç yıldızlı; bir adet iki yıldızlı konaklama tesisi bulunuyor. Ayrıca Doğubayazıt’ta dokuz adet belediye belgeli konaklama işletmesi mevcuttur. Bu tesislerin tamamı otel türünde olup, toplam oda sayısı 332, yatak kapasitesi ise 634’tür.

Doğubayazıt ilçesinde, doğal ve beşeri turizm faaliyetleri açısından destinasyonu oluşturan ve henüz turizme tam anlamıyla kazandırılamayan çok sayıda cazibe merkezi bulunuyor. Başta Ağrı Dağı ve İshak Paşa Sarayı olmak üzere çok sayıda turizm kaynağına ev sahipliği yapıyor. Öncelikle doğal turizm kaynakları değerlendirildikten sonra beşeri turizm kaynaklarının değerlendirilmesi Doğubayazıt’ın turizm potansiyelinin yansıtılması açısından önem arz ediyor.

Doğubayazıt ilçesinde turizm, iktisadi bir faaliyet olarak önemli bir geçim kaynağı olup, özellikle Doğubayazıt ilçesinin gelişmesinde ve bugünkü canlı görünümünü kazanmasında, 1980’li yıllardan itibaren turizm hareketlerinin önemli bir payı vardır. Turizme hizmet veren konaklama tesisleri ve benzeri işletmelerde çalışanlara ilaveten, ilçe halkının önemli bir kısmı da doğrudan veya dolaylı olarak geçimini turizm faaliyetlerinden sağlıyor.

Doğubayazıt’ın kuzeydoğusunda bulunan Büyük Ağrı Dağı, Türkiye’de dağcılık turizmi için yüksek potansiyele sahip volkan konisi olan dağlardan biridir. Dağcılık ile ilgilenenlerin istediği birçok özelliği barındıran Ağrı Dağı’nın kolay çıkış güzergâhları olduğu gibi, tırmanılması zor dik yamaçları da bulunuyor. Ağrı Dağı bütün dünyada çok fazla bilinirliği olan önemli bir dağdır. Bunun başlıca üç sebebi vardır. Bunlardan birincisi 5.137 metrelik yükseltisi ve sivri yapısı ile heybetli oluşudur. İkinci ve üçüncü nedenleri olarak da dağcılık faaliyetleri açısından tatmin edici olması ve Nuh’un Gemisi’nin burada karaya oturduğu inancına bağlı olarak hem dini hem de efsanevi açıdan önemli bir yerinin bulunmasıdır. Ayrıca Ağrı Dağı, 17. 11. 2004 tarihli ve 25643 sayılı Resmi Gazete’ye göre milli park olarak ilan edildi. Ağrı Dağı Milli Parkı üç bölümden oluşuyor. Bunlar Büyük ve Küçük Ağrı dağları, Meteor Çukuru ve Nuh’un Gemisi kalıntısının da bulunduğu 88.014 hektarlık alandır.

Doğubayazıt kentinin 60 kilometre kuzeybatısında yer alan Balık Gölü yaklaşık 34,7 kilometrekarelik yüzölçümü ve 2.241 metrelik yükseltisiyle Türkiye’nin en yüksekte konumlanan ve en derin noktası 37 metre olan bir lav seddi gölüdür. Gölün kuzeyinde, içerisinde tarihi kalıntılar barındıran 4 000 metrekare büyüklüğünde bir ada bulunuyor. Bu ada, Türkiye’nin en önemli kuş yaşama-koruma alanından biridir. Göl çevresindeki dağlardan gelen yüzey suları ve kaynaklardan beslenirken içme suyu ve kullanma suyu koruma sahası statüsündedir. Göl, güneyinden doğan akarsu ile sularını Doğubayazıt Sazlıklarına boşaltır. Gölün bir diğer önemli özelliği barındırdığı kırmızı benekli alabalıklardır.

Doğubayazıt’ın bir diğer önemli doğal turizm değeri olan Buz Mağarası, Küçük Ağrı Dağı’nın güney yamaçlarında yer alır. Buz Mağarası, uzun eksenli ve elips biçiminde olup, yaklaşık 100 metre uzunluğa, 50 metre genişliğe ve sekiz metre derinliğe sahip olan bir çukurdur. Kışın kısmen sıcak olan buz mağarası açık alandan kapalı alana doğru olan hava akımının etkisiyle tavanından damlayan suları dondurup dikit şeklinde buza çeviriyor. Bu buz tabakaları, mağara içerisinde sarkıt ve dikitler oluşturuyor. Mağara içerisinde ışık tutulduğu zaman kristal gibi parlayan ve çeşitli renklerde görülebilen buz parçaları oldukça etkileyici olabiliyor.

Doğubayazıt Sazlığı, Doğubayazıt ilçesi ile Ağrı Dağı arasındaki, Saz ve Gölyüzü gölleri olarak adlandırılan tatlısu aynaları arasında bulunan Sazoba Köyü’ndeki bataklık alanlardan oluşur. Koruma statüsü olmayan ve yaklaşık olarak 12.044 hektarlık bir alandan oluşan sazlık, 1.500-1.700 metre yükselti aralığında yer alıyor. Doğubayazıt Sazlığı, Balık Gölü’nden ve volkanik Tendürek Dağı’ndan gelen derelerle beslenirken, sularını Aras Nehri’ne dâhil olan Karasu’ya boşaltıyor. Doğubayazıt Sazlıkları, birçok kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Sazlık alanda yapılan Sarısu’nun derinleştirilmesi çalışmalarından dolayı su seviyesi düşmeye, alan küçülmeye başladı. Flora ve faunanın korunabilmesi için tedbirler alınmaya başlanmış ve turizme kazandırılmaya çalışılmaktadır.

Meteor Çukuru, Gürbulak Sınır Kapısı’nın iki kilometre kuzeydoğu konumunda yer alıyor. Derinliği 60 metre ve çapı da 35 metre olan bu çukur silindirik bir kuyu şeklindedir. Çukurun içindeki kenarların düzgün bir şekilde kesilmiş gibi görülmesi ve iç yüzeylerinde kopma çiziklerinin bulunması, kuvvetli basınç sonucunda oluşmuş bir deformasyon olduğunu ve meteor çukuru olabileceğini ifade ediyor. Buna karşılık bazı bilim insanları tarafından da bu çukur, bazaltlar içinde açılmış bir çöküntü çukuru (bazalt dolini) olarak değerlendiriliyor. Bütün bu tartışmalara rağmen genel anlamda buranın bir meteor çukuru olduğu, derinlik ve büyüklük itibariyle de Alaska’dakinden sonra, dünyadaki ikinci büyük meteor çukuru olduğu düşünülmektedir.

Doğubayazıt ilçesi sınırları içinde bulunan İshak Paşa Sarayı, Osmanlı döneminde İran sınırına yakın bir yerde 1784 tarihinde İshak Paşa tarafından yaptırıldı. Sarayın iç ve dış mimarisinde Osmanlı, Fars ve Selçuklu medeniyetlerinin ortak etkisi vardır. Doğubayazıt, 1828’de Rus işgaline uğradı ve Ruslar çekilirken İshak Paşa Sarayı’nı da yağmaladı. Bu yağma esnasında sarayın harem dairesinin altın kaplamalı kapı kanatları ile saray kütüphanesindeki kitapları da yanlarında götürdüler. Sarayın 366 odalı olarak inşa edildiği tahmin edilmekle birlikte; üst katları yıkıldığından gerçekte kaç odadan meydana geldiği bilinmemektedir.

Doğubayazıt Kalesi, Doğubayazıt şehrinin yedi kilometre güneydoğusunda, sarp bir kayalık üzerinde kuruldu. Kalenin MÖ XIII. ve IX. yüzyıllar arasında Urartu döneminde Daryunk tarafından yaptırıldığı düşünülüyor. Kaleye ve şehre verilen Daryunk adı Celayirlilerin XIV. yüzyıldaki fethine kadar kullanıldı. Ardından Celayirlilerin lideri olan Sultan Bayezıd’a ithafen kalenin adı Bayezıd Kalesi ilçenin adı da Bayezıd olarak değişti. Eski Bayezid Camii, Yavuz Sultan Selim döneminde 1514 yılındaki Çaldıran Savaşı’nın sonrasında Bayazıt, Osmanlı topraklarına katıldı. Ardından kalenin hemen yakınındaki Selim Camii de o dönemde yapıldı. Günümüzde inanç turizmi için önemli bir merkez olarak değerlendirilmektedir.

Nuh’un Gemisi, Gürbulak oluğu olarak adlandırılan bölgede Telçeker ile Üzengili köyleri arasında gemi silüeti olarak değerlendirilen bir şekildir. Yerli ve yabancı bilim insanları tarafından yapılan analiz ve değerlendirmelere göre Nuh’un Gemisi’nin burada olduğu öne sürülüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu’nun 17. 09. 1989 tarihli ve 3657 sayılı kararı ile burası Doğal Sit ve Açık Hava Müzesi ilan edilerek koruma altına alındı. Nuh’un Gemisi kalıntıları yerli ve yabancı turistler tarafından büyük bir ilgiyle ziyaret edilmektedir.

Ahmed-i Hani Türbesi, 1651-1707 yılları arasında yaşamış önemli bir fikir adamı ve Mem-u Zin adlı eserin yazarı olan Ahmed-i Hani’ye ait olan türbedir. Sonradan 1990 yılında yanına bir de cami yapıldı. Türbe, İshak Paşa Sarayı’nın üst kısmındadır. İnanç turizmi açısından oldukça önemli bir merkezdir.

Yararlanılan Kaynaklar

Çelik, C. (2017). Doğubayazıt Şehri’nin Turizm Yönünden Kalkınmasında Tarihi ve Kültürel Değerlerin Önemi. İçinde; O. Belli, F. Kaya, İ. Özgül ve V. E. Belli (Editörler), IV. Uluslararası Ağrı Dağı ve Nuh’un Gemisi Sempozyumu (ss. 188-198). Erzurum: Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Yayını, No. 21; Karabulut, K. ve Köksal, Y. (2018). Ağrı İlinin Turizm Potansiyeli ve Turizmi Geliştirmeye Yönelik Çözüm Önerileri. Ağrı İlinin Sosyo Ekonomik Profili (ss. 205-227). Ağrı: Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Yayınları; Kaya, F. (2016). Ağrı Dağı’nın Turizm Potansiyeli ve Değerlendirme Durumu, Marmara Coğrafya Dergisi, (34): 217-229; Kaya, F. ve Arınç, K. (2004). Doğubayazıt İlçesi’nin Turizm Potansiyeli. Güneşin Doğduğu Yer: Doğubayazıt Sempozyumu (ss. 433-450). Ağrı: Çekül Vakfı; Kaya, F. ve Kocaman, S. (2014). Ağrı İlinin Turizm Coğrafyası. Erzurum: Zafer Ofset Matbaacılık.