Cine-gastronomi, sinema ile gastronomi arasındaki çok yönlü ilişkiyi inceleyen disiplinlerarası bir yaklaşımdır. Bu kavram, yemeğin yalnızca bir tüketim nesnesi değil, aynı zamanda görsel, kültürel ve anlatımsal bir unsur olarak sinemada nasıl temsil edildiğini analiz eder. Filmler, yemek aracılığıyla karakterlerin kimliklerini, sosyal sınıflarını, kültürel kökenlerini ve duygusal dünyalarını ortaya koyar. Yemek sahneleri, sadece görsel haz yaratmakla kalmaz; aynı zamanda anlatının duygusal tonunu belirler, karakterler arası ilişkileri şekillendirir ve izleyiciyle duygusal bir bağ kurar. Özellikle “Babette's Feast” ve “Ratatouille” gibi filmler, yemek ile sanat arasındaki metaforik bağları güçlü bir şekilde işlerken; “Julie & Julia” gibi yapımlar, yemek pişirmenin bireysel kimlik inşasındaki rolüne dikkat çeker. Cine-gastronomi, aynı zamanda gastronomi turizmi açısından da önemli fırsatlar sunar. Filmlerde görülen yemekler ve gastronomik mekânlar, izleyicide deneyimleme arzusu yaratmakta ve destinasyon tercihlerini etkileyebilmektedir. Bu bağlamda sinema, hem kültürel aktarım aracı hem de gastronomik destinasyon pazarlama unsuru haline gelir. Özellikle son yıllarda gastronomi turizminin yükselen trendleri arasında yer alan "film tabanlı gastronomik rotalar", destinasyonların marka değerine katkı sağlamaktadır. Ayrıca, sinema aracılığıyla gastronomik mirasların tanıtılması, yerel mutfakların küresel ölçekte görünürlük kazanmasına olanak tanır. Yemeğin sinemada temsili, görsellik, hikâye anlatıcılığı ve kültürel bağlam açısından çok katmanlı bir analiz alanı sunar. Bu nedenle cine-gastronomi çalışmaları, hem sinema eleştirisi hem de gastronomi çalışmaları açısından verimli bir tartışma zemini oluşturmaktadır.