Burmahan

Kervansaray ve Han Kervansaray

Anadolu Selçukluları'ndan günümüze kalabilmiş önemli kültür varlıklarımızdan biri de, kervansaraylardır. Selçuklu yol güzergâhlarında belirli menzillerle inşa edilmiş ve yolcuların ihtiyaçlarının karşılandığı yapılara kervansaray, bu yapıların şehir merkezlerinde olanlarına han denmesi günümüzde genel kabul görmeye başlamıştır. Bu yapılarda verilen hizmetlerin niteliği kervansarayın bulunduğu yerin önemine ve yapının büyüklüğüne göre değişiklik göstermekteydi. Her kervansarayda olmasa bile bu yapılarda yatılan ve yemek yenilen bölümler, mescit ve hamamlar, ahırlar, hela ve çeşmenin bulunduğu servis mekanları ile ambarlar yer almaktaydı. Bu yollarının güvenliği, kervanın başına Kervansalar adı altında bir idareci, Rahdar veya Tutgavul kumandasında da bir muhafız kıtasının görevlendirmesiyle sağlanarak, tüccarların canı ve malı garanti altına alınmış, oluşabilecek zararların devletçe tazmin edilmesi ile de devlet sigortası uygulanmıştır. Anadolu Selçuklu Devleti'nin ticaretten en fazla gelir sağladığı alanların başında doğu-batı ve kuzey-güney doğrultudaki ana kervan yollarıyla yapılan güvenli ulaşımın sağladığı olanaklar oluşturmaktaydı.

Sivas Divriği Duru Köyü’nün Burmahan Mezrası'nda bulunan Kervansaray, Selçuklu kervan yollarından Divriği-Kemah ve Kemah-Arapgir-Malatya yollarını bağlamaktaydı. Çaltı tren istasyonuna üç kilometre mesafedeki yapı, küçük bir tepenin üzerinde yer almaktadır. Kot farkından dolayı yapının barınak kısmının çoğu toprak seviyesinin altındadır. Divriği’ye 40 kilometre mesafedeki yapının kuzeyinden Çaltı Suyu geçmektedir. Özgün işlevini yitirdikten sonra yapının bir kısmı konut ve depo olmak üzere örülmüş, kapatılmış veya yıkılmıştır, 1982 yılına kadar da bir kısmı Çaltı İlkokulu olarak kullanılmıştır. İçine, dışına ve üstüne yapılan eklentilerle üzerinde bir köy-mezra oluşmuş, dıştan kısmen görülebilen yapının avlusunun doğu ve güneyi günümüzde bu yerleşimin altında kalmıştır. Yapının kuzeybatısında bir kısmı şimdiki yapının altında kalmış olup, başka bir yapıyı işaret edecek kalıntılara rastlanmaktadır.

Sakaoğlu yayınında; “Dış cümle kapısında ve iç kapısında bulunan burmalı söve / sütunceler nedeniyle bu adı taşımaktadır. Fakat bu işleme ve alınlıklardaki kitabeler yok olmuştur.” diyerek Burmahan adının kaynağını açıklamakla beraber, kanıta kendisi de ulaşmış değildir. Güreşşever, doktora tezinde yapıdan Çaltı’da Kervansaray olarak bahsetmektedir.

Kitabesi bulunmayan Burmahanın, tarihi bilinen yapılarla bölgesel yakınlık (Mirçinge Han-1243 öncesi), form ve yapım tekniği bakımından (Karatay Han-1240-1241, Aksaray Sultan Hanı-1229-1278 ve İshaklı Han-1249) ile Mengücek Hanedanlığı döneminde (XII.-XIII. yüzyıl) Divriği-Kemah gibi önemli iki merkez arasında bulunmasından dolayı XIII. yüzyılda inşa edilen Selçuklu dönemi Mengücekoğulları yapısı olduğu söylenebilir.

Kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda dikdörtgen planlı Burmahan, Anadolu Selçuklu Kervansarayları plan tipolojisi içindeki küçük ebatlı kervansaraylardandır. Avlu ve barınağı olan kervansaraylar içinde barınağı avluya göre dar olanlar grubu içinde olup avlu güneybatıya doğru genişletilmiştir. Yapının kuzeybatı-güneydoğu doğrultuda dikdörtgen avlulu birimi (28,80x22,30 metre), aynı yönde dikdörtgen barınak (kapalı) bölümünden (içten 17,60x21,40 metre) geniştir. Üçerli iki sıra ayakla ortadaki geniş (7,05 metre, yan 4,30 metre) sivri tonozlu üç sahına ayrılmakta, barınağın önünde ise sadece kuzeyinde izlenebilen beş bölümlü revaklı (açık) avlu bulunmaktadır. Beş bölümden doğudan birincisi çeşme eyvanı olmalıdır. Avlunun barınak tarafında farklı ölçülerdeki dört mekandan güneydeki mekanın güneybatısından girişli mescit, mescidin batısında ise batıdan girişi olan iki bölümlü hamam yer almaktadır. Barınağın orta sahınında zeminden 70-80 santimetre yükseklikte, duvar boyunca devam eden seki bulunmaktadır. Dış duvarlarda izlenemeyen pencere işlevi ortadaki tonoz yayının merkezine eşit aralıklarla açılan üçer açıklıkla sağlanmaktadır.

İzlenebilen duvar teknik ve malzemelerinde farklı dönemleri çağrıştıran onarım izlerine rastlanmamaktadır. Kaynaklarda IV. Murat’ın Osmanlı-Safevi Savaşı (1623-1639) sırasında Burmahan’da kaldığı ve yapıyı onarttığı nakledilmektedir. Burmahan, IV. Murat’ın bizzat katıldığı Bağdat Seferi’ne gidiş değil dönüş (1639) güzergâhına daha yakın veya Revan Seferi (1635) olması akla yatkındır.

Yapıda cephelerde ve kemerlerde düzgün, diğer kısımlarda kaba yonu tortul kesme taş kullanılmıştır. Günümüze ulaşmış ve gözlenebilen kısımlarda yapının yoğun bir süsleme barındırmadığı, atkı kemerlerinin üzengi başlıkları ile cephelerdeki kemerlerin başlıkları profilli, hamamın ise kubbeli tonozu mukarnaslıdır. Burmahan, özenli planlaması, hayvan-yük ve yolcu mekanlarının birbirinden belirgin şekilde ayrılmasıyla, mescidin bitişiğinde ve dışarıdan girişi olanaklı kılan hamam tasarımı ile öne çıkmaktadır.

Referanslar

Aytaç, İ. (2002). Selçuklu Kervansarayları, Türkler, Cilt-7. Ankara: 854-864; Görür, M. (2007). Anadolu Selçuklu Dönemi Kervansarayları Kataloğu, Anadolu Selçuklu Dönemi Kervansarayları. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları; Güreşsever Cantay, G. (1975). Anadolu’da Osmanlı Kervansaraylarının Gelişmesi (Yayımlanmamış doktora tezi). İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü; Sakaoğlu, N. (1971). Türk Anadolu’da Mengücekoğulları. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları: 204-207; Sakaoğlu, N. (1981, 27 Temmuz). Anadolu’da Tarihi Eserler “Köy Olan Kervansaray, röportaj A. İpekçi, Milliyet Gazetesi; Şahin, M. K. (2006). Anadolu Selçuklu Döneminin Önemli Yapılarından Çakallı Han Üzerine Bazı Düşünceler. İçinde; C. Yılmaz (Editör), 1. Ulusal Geçmişten Geleceğe Samsun Sempozyumu (ss. 427-447). Samsun: Samsun Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Eğitim Hizmetleri Daire Başkanlığı; Turan, O. (1946). Selçuklu Kervansarayları, Belleten, 10 (39): 471-496; Yavuz, A.T. (1976). Anadolu’da Eş Odaklı Selçuklu Hanları, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Dergisi, 2 (2): 187-204; Yavuz, A. T. (1984). Burma Han, Suut Kemal Yetkin’e Armağan. Ankara: Hacettepe Üniversitesi Yayınları: 346-363.