Boş Zaman

Kavram Sosyoloji

Boş zaman kavramı, etimolojik açıdan Yunanca skhole ve Latince licere kelimelerinin birleşiminden oluşmuş olup, İngilizce leisure kelimesi ile ifade edilmektedir. Yunanca skhole kelimesi, iş dışı, zorunluluklardan muaf olma anlamında öğrenme ve kültür ile ilişkili iken Latince licere kelimesi, genelde izinli olmak ya da özgür olmak anlamlarına gelir. Boş zaman, en basit ve yalın anlamı ile iş ve yaşamsal gereksinimlerin karşılanması için ayrılan süre dışında kalan zamanı ifade eder. Bireyin kendi isteğiyle, özgür olarak yöneldiği ve zorunluluk içermeyen etkinliklerde bulunabileceği süreyi kapsar.

Boş zamanın çerçevesini çizen iki ayırıcı unsur vardır: Çalışma yaşamında geçen süre ve yaşamsal ihtiyaçlar; örneğin, yeme içme, uyku, temizlik vb. gereksinimlerin karşılanmasında geçen süre. Boş zaman, bu iki yaşam alanı/süresi dışında kalan, tümüyle bireysel, isteğe bağlı ve gönüllü katılım gerektiren zamana karşılık gelir. Bu zamanda, özel ya da spesifik nitelikteki aktivitelere katılmak, istemli ve özgür tercihlerde bulunmak söz konusudur. Bu yönleriyle boş zaman, kişinin iş ve mecburi kişisel ihtiyaçları dışındaki aktiviteler için harcadığı zaman aralığı olup serbest zamanın bir parçasıdır. Kişiler serbest zamanlarında iş/çalışma gayesi gütmeksizin diledikleri gibi hareket ederlerse bu aktivitelerden mutluluk, hoşnutluk veya tatmin duygusu yaşarlarsa bir boş zaman eylemi gerçekleştirmiş olurlar.

Boş zamana anlamını veren bazı özellikler bulunmaktadır: a. Dışsal baskı/zorlama olmaksızın bireysel kontrole bağlı olması, b. Eğlenme, hoşnutluk ve mutluluk duygusu taşıması, c. herhangi bir ücrete tabi olmaması ve d. Kendi kendine tatmin edici deneyimlerin yaşanabildiği zaman olması. Boş zamanı anlamlandırmaya dönük görüşler çeşitlidir. Örneğin; 1. Boş zamanın çalışma zamanının tersi, kendine özgü, dinlenmenin/yenilenmenin çalışma için olmadığını savunan klasik görüş. 2. Belli bir sosyal sınıfa ait, onun sembolü olduğunu savunan görüş. 3. Kişinin kendisini geliştirmesi, rahatlaması, eğlenmesi, bilgisini artırmasını içeren bir tür aktivite şekli olduğunu ileri süren görüş 4. Hayati aktiviteleri içeren yeme-içme, uyuma ve kişisel bakım gibi faaliyetleri geçirdiğimiz zamanın dışında kalan zaman 5. Boş zamanın özgür seçime dayalı (kişisel gelişim, öz zenginleşme ve memnuniyet) bir var olma mevki olduğunu savunan görüş.

Boş zaman için bir milat vermek gerekirse, Antik Yunan, Roma veya Ortaçağ’a kadar götürülebilir. Eski Yunan’da Atina‘da yüksek sınıfa mensup olanlar, çalışmaktan, iş yapmaktan azade olduklarından, boş zamanlarında genelde entelektüel, kültürel ve sanatsal faaliyetler içinde olurlardı. Boş zaman bu dönemde, ruhsal ve entelektüel aydınlanma fırsatı ve ideal özgürlük anlamlarına gelir. Roma ve Ortaçağ boyunca, işten ayrı, özerk ve bağımsız bir boş zaman algısının mevcut olmadığı bilinmektedir. Boş zamana bugünkü anlamını veren esas gelişmeler modernite ile birlikte, özellikle Endüstri Devrimi ile ortaya çıkmıştır denebilir. Endüstri Devrimi ile toplumsal yapıda büyük dönüşümler yaşanmış, seri üretim yapılan fabrikalar ve burada çalışan işçilerin hayatının yeni bir biçimde düzenlenmesi söz konusu olmuştur.

Endüstri Devrimi'nin yarattığı dönüşüm iki yönlüdür. Birincisi, zamanın yeniden düzenlenmesi gereği, ikincisi, geleneksel tarım ekonomisinin aksine endüstriyel üretimin hanenin dışında yer almasından dolayı, sosyal alanda mekânın yeniden düzenlenmesi. Böylelikle gündelik hayat, mekânın üçe bölünmesine (ev, fabrika ve kent ) paralel şekilde zamanın da üçe bölünmesi (sekiz saat iş, sekiz saat uyku, sekiz saat boş zaman) şeklinde yeniden organize olmuştur. Sonuçta, endüstri devrimine dayalı zaman/mekân tanzimi, doğal olarak, zamanın doğrudan iş ve iş dışı zaman olarak kavramlaştırılmasının önünü açmıştır. Ne var ki, endüstri toplumunun başlangıç dönemlerinde iş/çalışma ve boş zaman arasındaki ilişki sorunsuz değildir. Yeni sanayi düzeninin temsilcileri için boş zaman, potansiyel bir problem teşkil ediyordu. Yeni sanayi düzeninin oluşumunda ilk koşullardan biri, geleneksel eğlence biçimlerinin bastırılması ve marjinalleştirilmesi şeklinde temayüz etmekteydi. Kuşkusuz, yeni çalışma ilişkilerinin yeni boş zaman biçimlerini gerektirdiği açıktı. İşçiler açısından sınıfların geliştirilmesi için rasyonel boş zamanın (çalışmanın dışında kalan, saygın ve genellikle kişinin kendisini geliştirdiği faaliyetler) ilerletilmesi, bulunan çözümlerden biriydi. Şu da bir gerçektir ki, günümüzde, makineleşme ve otomasyon sayesinde çalışma süreleri eş zamanlı ve otomatikman aşağıya çekildi. Yine, endüstriyel ülkelerde yaşam koşullarının iyileşmesi, refah artışı ve sağlık alanındaki gelişmeler insan ömrünün uzamasına yol açmış, insanlar eskiye oranla daha az çalışıp daha uzun ve kaliteli yaşama şansına kavuşmuşlardır. Bu tür gelişmeler, boş zamanın artması, bu zamanı kaliteli şekilde değerlendirme anlayışının yaygınlaşmasına neden olmuştur.

Boş zamana dönük yaklaşımlara bakıldığında Marx ve Veblen’in yaklaşımı önemlidir. Marx, kapitalist sistemde üretim süreci ve üretim ilişkilerini detaylı şekilde ve farklı soyutlama düzeylerinde analiz ederek, boş zamanı sınıf çatışması, yabancılaşma, meta fetişizmi ve şeyleştirme bağlamında ele alır. Ona göre, boş zamanın iki temel işlevi vardır: birincisi, emeğin yeniden üretimi sürecinde oynadığı rol, ikincisi de, insani gelişim için bir alan yaratmasıdır. Sadece iş ve iş dışında temel ihtiyaçlarını karşılamak isteyen insan sosyal kapasitesinden ve kişisel gelişiminden yoksun kalarak, makineleşecektir. Bu nedenle çalışma yaşamının düzenlenmesi ve boş zamanın bir yaşam hakkı olarak verilmesi bir zorunluluktur.

Boş zaman hakkında en bilinen ve derin analizlerden biri Thorstein Veblen’e aittir. Leisure Class adlı eserinde Veblen, Amerikan kapitalizminin hakim sınıfını, özellikle iş çevrelerini aylak sınıf olarak niteler ve bu sınıfın yaşam tarzını gösterişçi tüketim, gösterişçi artık yaratma ve aylaklıkla açıklar. Veblen’in aylak sınıf kavramı, boş zaman etkinliklerinin sınıfsal boyutuna da dikkatleri çeker. Üst sınıfların boş zaman kalıplarında belirleyici unsur tüketim performansları iken alt sınıflarda belirleyici olan uygun maliyetli etkinliklerde bulunmaktır. Spor buna güzel bir örnektir. Üst sınıf için tenis veya golf tercih edilirken, alt sınıflarda futbol ve diğer takım sporları önem taşır.

Modern dönemin önde gelen kuramcıları sadece kapitalizm ve emek süreçleriyle değil, aynı zamanda, örtük de olsa boş zamanın doğasıyla de ilgilenmişlerdir. Postmodernizm ve küreselleşme etrafındaki tartışmalar, boş zaman üzerine de odaklanmaktadır. Boş zamanın sistem tarafından bir tüketim üssü olarak organize edilmesi, boş zaman süreçlerinin sınıf, statü, toplumsal cinsiyet, kimlik, benlik, tüketim ve performans odaklı yeniden inşa süreçlerine hizmet edecek şekilde tasarlanması, boş zamanın istemli ve iradi tasarruflar ve etkinlikler alanı olduğu iddialarının sahiciliğini tartışmalı hâle getirmektedir. Zira çağdaş tüketici, gündelik yaşamın parçalanmış yüzeyi içerisinde kendisine en uygun boş zaman yaşam biçimini arayıp bulmakla meşguldür; evde ya da dünyanın turizm haritası üzerinde herhangi bir yerde, boş zaman ve kültür endüstrileri sayısız seçenekler sunarak bu alanı bağımlılaştırırken, aynı zamanda dev bir endüstri ve büyük bir ekonominin doğmuş olması gerçeğiyle de bizi yüzleştirmektedirler. Bundan dolayıdır ki, sosyal bilimciler boş zaman süreçlerine daha eleştirel bakmak suretiyle, bu alanda cereyan eden üretim/tüketim dinamiklerine dair eski modelleri ve özellikle de tüketim sürecini eleştirel tarzda okumaya büyük ilgi göstermektedirler.

Referanslar

Blackshaw, T. (2010). Leisure (Birinci Baskı). Londra: Routledge; Dumazedier, J. (2011). Boş Zaman, Sosyolojik Düşünce Sözlüğü. İstanbul: İletişim Yayınları; Kraus, R. (1998). Recreation and Leisure in Modern Society (Üçüncü baskı) ABD: Pearson Scott Foresman; Tomlinson, A. (2008). Serbest Zaman, Modern Toplumsal Düşünce Sözlüğü. İstanbul: İletişim Yayınları; Rojek, C. (1995). Decentring Leisure. Rethinking Leisure Theory. Londra: Sage.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Aytaç, Ö. (2017) İşlevselci Yaklaşım Açısından Boş Zaman Sosyolojisi: Kurumlar, Süreçler, Etkinlikler. İçinde; S. Karaküçük, S. Kaya ve B. M. Akgül (Editörler) Rekreasyon Bilimi-2. Ankara: Gazi Kitabevi.