Beyşehir Gölü Milli Parkı

Doğal ve Kültürel Miras Ulusal Park

(Beyşehir, Konya, 1993 - )

Konya ili sınırları içinde, 86.855 hektar büyüklüğündeki Beyşehir Gölü Milli Parkı, 1993 yılında ilan edildi. Milli Park’ın doğu kıyıları boyunca uzanan Dedegöl (Anamas) Dağları, göl sularının turkuaz mavisi olması, içindeki adaların varlığı güzel doğa manzaraları sunmaktadır. Göl ve çevresi, göçmen kuşlar için barınak olması, kıyıların su sporlarına elverişli olması, tarihi ve kültürel değerler açısından da önemlidir.

İç Anadolu ile Toros Dağları arasında bir geçiş alanında bulunan Beyşehir Gölü; Türkiye’nin üçüncü büyük gölü, en büyük tatlı su gölüdür. Gölün çevresi yaklaşık 154 kilometre, yüzey alanı yaklaşık 68.893 hektar, ortalama derinliği 10 metredir. Beyşehir Gölü tektonik oluşumlu bir göl olup, yağış ve yüzey akışlarından beslenmektedir. Dedegöl Dağları’ndan gelen suların yeryüzüne çıktığı kaynaklardan biri Kargılı Deresi, Kubad Abad Düdeni Gölü besleyen ana su kaynaklarındandır. Yakın zamanda gölde bir düden (Avşar Düdeni) daha keşfedildi. Göl fazla sularını Suğla Gölü’ne, oradan Çarşamba Çayı ile Konya Havzası’na akıtmıştır. Beyşehir Gölü yüzeyi kış aylarında donmaktadır.

Gölün kıyılarında çok sayıda koy ve körfez bulunmaktadır. Göl içerisinde, su seviyesine bağlı olarak sayısı değişen, çeşitli büyüklüklerde yaklaşık 60 civarında ada olup, bu adalar çok sayıda kuş türü için güvenli üreme ve beslenme alanlarıdır.

Toroslar ve Batı Anadolu Dağları’nın kesişim noktasında bulunan milli park, çok sayıda bitki ve hayvan türünün doğal yaşam alanıdır. Göl ve çevresi; ormanlık ve makilik alanlar, akarsular, göl, sazlık ve bataklık alanlar olarak temsil edilmektedir. Lübnan sediri, adi ardıç, katran ardıcı, göknar, karaçam, kermes meşesi, dişbudak, ceviz, karadut, erkek eğreltiotu, dağ lalesi, gibi bitkiler milli park ve yakın çevresinde yayılış gösteren bazı bitki türleridir. Milli parkta bulunan 560 bitki türünden 88’i endemiktir.

Beyşehir Gölü su kuşları açısından oldukça önemlidir. Alanda 153 kuş türü gözlendi. Bunlardan küçük orman kartalı, alca balıkçıl, küçük balaban, gece balıkçılı, sumru alanda üreyen, elmabaş patka, sakarmeke, macar ördeği kışlayan türlere örneklerdir. Adalarda ve sığ kıyılarda çok sayıda kuş kuluçka yapmakta, göçler sırasında çok sayıda kuş sürüler halinde göle uğramaktadır. Göl ve dereler, nesli tehlike altında 12 balık türünün yaşam alanıdır. Bu türler dışında dünyada sadece Beyşehir Gölü’nde yaşayan göğce balığının nesli tükendi.

Göl, tatlı su gölü olması sebebiyle ilk çağlardan itibaren çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yaptı. Göl çevresinde Frig, Lidya, Hellen, Roma, Bizans, Osmanlı’ya uzanan birçok uygarlığın kalıntılarına rastlanmakta olup, göl çevresi, Anadolu Selçukluları, Eşrefoğulları, Hamitoğulları, Karamanoğulları hâkimiyetinde kaldı. Milli park içinde Çukurkent, Gölkaşı, Yeşildağ, Yeşildağ Höyükleriyle birlikte orijinal halini muhafaza eden üç adet Hitit Kutsal Anıtı, içinde nesli tehlike altındaki küçük balıkların yaşadığı havuzun bulunduğu bir höyükte yer almaktadır.

Göl çevresinde; adalar, İçşehir’de Eşrefoğlu Camii, Kubadabat Sarayı, Kız Kulesi, Eflatun Pınarı - Eflatun Abidesi (Hitit anıtı), Demirli Mescit (Subaşı Mescidi ve Medresesi), İsmail Aka (Ağa) Medresesi (Taş Medrese), Cuma Camii, Çarşı Camii, Emir Türbesi, Tahtalı-Selçuk Hamamı görülebilecek diğer yerlerdir. Piynarlı Ada, adını piynar diye bilinen meşe ağaçlarından almıştır. Adada yakın zamanda keşfedilen bir sualtı mağarası vardır.

Yürüyen Kervan Efsanesi, Kız Kalesi Efsanesi, Kül Adası ve Öküz Destanı’na ev sahipliği yapan Göl’ün en büyük adası olan Mada Adası’nda, Osmanlı döneminde Rus Kazakları, sonrasında Çeçen aileleri yaşamış, bugünse Tırtar Yörükleri yaşamaktadır. Adada, Kazaklar’dan önce gayrimüslim Türkler yaşamıştır. Gedikli Köyü’nde Honamlı Yörükleri yaşamaktadır. Yörede kaşık oyunları ve Çeçen oyunları oynanır, düğün ve bayramlarda at koşturma, güreş, sığır ve manda tokuşturma gibi faaliyetler yapılır. Eşrefoğulları döneminde halıcılığı ve kilimciliği ile ünlü olan Beyşehir, günümüzde de yörenin halı ve kilimlerinin güzel örneklerini sergilemektedir. Holbaya Halıları olarak bilinen halıların en eski örneği Eşrefoğlu Camii’nden Konya Mevlana Müzesi’nde bulunmaktadır. Beyşehir Gölü içme suyu temini, sulama, belli ölçüde plaj kullanımı ve balıkçılık faaliyetleri ile yöre insanının vazgeçilmezleri arasındadır. İçme ve Sulama Suyu Rezervi Koruma Alanı’dır.

Milli parkta, doğa yürüyüşü, atlı doğa yürüyüşü, bitki inceleme, kuş gözlemciliği, foto safari, jeep safari- offroad, dağcılık, kamp-karavan, rafting, sportif olta balıkçılığı, kano, tekne turu ve bisiklet turizmi, piknik ve avcılık gibi imkanlar sunmaktadır. Milli park için en uygun rekreasyon ve özel ilgi gezileri, mayıs-ekim ayları arasında yapılabilmektedir. Milli park alanı, doğuda Isparta karayolu ve güneydoğuda Konya-Antalya karayolu ile ülke ulaşım ağına bağlanmaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (1996). Beyşehir Gölü Milli Parkı Uzun Devreli Gelişme Planı, Analitik Etüt ve Sentez, Plan Raporu; http://beysehir.tabiat.gov.tr/, (Erişim tarihi: 18.10.2019); Doğancili, O. S. ve Tarakçıoğlu, S. (2018). Alternatif Turizm Bağlamında Göller Bölgesi Eko Turizm Değişim Planının Beyşehir Gölü Milli Parkı Açısından Değerlendirilmesi, Journal of Recreation and Tourism Research, 5 (1): 89-97; Feran, B. (2017). Beyşehir Gölü Derin Yeşil, Magma Dergisi, Ocak: 66-85; Soyaslan, İ. ve Hepdeniz, K. (2018). Beyşehir Gölü Havzasının Yeraltı Suyu Akım Modellemesi Esaslı Hidrojeolojik Özelliklerinin Değerlendirilmesi, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 9 (1): 63-74.