Aziz Paul Kilisesi

Doğal ve Kültürel Miras Kilise UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi

Tarsus, Roma ve Kilikya döneminden kalma eserler açısından oldukça zengin, gezilmeye değer bir yerdir. Yaşadığı dönemde Hristiyanlığın yayılması için büyük kentlerin meclislerine mektuplar yazan Aziz Paul’un da doğum yeridir. 1992–1993 yıllarında Vatikan tarafından düzenlenen Aziz Paul Sempozyumu ve Ayini, Tarsus’un ve Aziz Paul Kilisesi’nin önemini daha da artırmıştır. Burayı hac için Kudüs’e gidenlerin uğrak yeri haline getirmiş ve Hristiyanlar burada vaftiz olmayı önemsemektedirler.

Hristiyanlığın ilk yıllarında Yahudi olarak dünyaya gelen ve Hristiyanları caydırma çabasında olan Aziz Paul de bir Kudüs ziyareti sonrası Hristiyanlığı seçti ve ömrünü bu dini tebliğe adamıştır. 2001 yılında anıt müzeye dönüştürülen Aziz Paul Kilisesi kamulaştırılmış ve turistlerin hizmetine sunulmuştur. Hristiyanlığa şekil veren ve ilk kiliseyi tesis eden kişi olarak da Aziz Paul gönüllere taht kurmuştur.

Hristiyanların Tarsus’u terki ile boş kalan kilise farklı amaçlarla kullanılıp bazı eklemelerle genişletilmiştir. 1415’te Ramazanoğlu Ahmet Bey’in camiye çevirdiği kilise 1862’de gerçekleştirilen restorasyonla bu günkü halini almıştır. Manen yüksek bir değer atfedilen kilisenin kuzey doğu köşesindeki çan kulesi bakanların hemen dikkatini çekmektedir. Yapının tavanına nakş edilen Hz. İsa, Yohannes, Mattios, Marcos ve Lucas’a ait freskler dünyaca tanınmaktadır. Orta neftte bulunan pencere Hristiyanlığa göre dünyayı temsil etmektedir. İki yanına nakş edilen manzara ve melek tasviri görenlerin ilgi ve dikkatini çekmektedir. Meleklerin de dünyayı korudukları düşünülmektedir. Nakışlı mermerler, ikona ve aziz tasvirleriyle de tarihi inanç merkezleri arasında önemli bir yere sahip Aziz Paul Kilisesi’nde iç mekân aydınlatması simetrik pencerelerle sağlanmaktadır. Kuzey ve güney yönünde de birer küçük kapı mevcuttur.

Aziz Paul’ün yaşadığı düşünülen eve ait harabenin yanında bulunan su kuyusu Hristiyan âleminde eskiden beri kutsal sayılmaktadır. Ağız tarafı silindir olarak başlayıp gövdesi kare şeklinde devam eden kuyu 1,15 metre çapında ve 28 metre derinliğindedir. Kuyu çevresinde yapılan kazılarda ortaya çıkan ve Aziz Paul’ün doğduğu eve ait olduğu düşünülen duvar kalıntıları bulunmuş ve turistlerin yoğun ilgisi sebebiyle tahrip olmasın diye cam kisvelerle koruma altına alınmıştır.