Assos Antik Kenti
DOĞAL VE KÜLTÜREL MİRAS Antik Kent UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi
-
2025
Assos Antik Kenti, Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale Köyü sınırları içerisinde, deniz seviyesinden yaklaşık 238 metre yükseklikte yer alan sönmüş volkanik bir tepe üzerine kurulmuştur. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan bu antik kent, özgün mimari yapıları ve doğayla olan uyumu sayesinde dikkat çeker. Mimaride yaygın olarak kullanılan andezit taşı, bölgenin volkanik yapısından kaynaklanmaktadır. İlk yerleşim izleri Bronz Çağı'na kadar uzanan Assos, Hitit metinlerinde geçen Assuwa ve Homeros’un İlyada’sında anılan Pedasos gibi çağdaş yerleşimlerle birlikte tarih sahnesine çıkmıştır. Midilli Adası'ndan gelen Methymnianlar tarafından MÖ VII. yüzyılda kurulan şehir, zamanla Lidya Krallığı’nın bir parçası olmuş, ardından Perslerin hâkimiyetine geçmiştir.
Kent, özellikle MÖ IV. yüzyılda en parlak dönemini yaşamıştır. Bu dönemde ünlü filozof Aristoteles, MÖ 347-345 yılları arasında burada yaşamış ve bir felsefe okulu kurmuştur. Assos, MÖ V. yüzyılda Atina Birliği’ne katılmış; ancak MÖ IV. yüzyılın başlarında yeniden Perslerin kontrolüne girmiştir. MÖ 334’te Büyük İskender’in Persleri bölgeden sürmesiyle birlikte Assos’ta yeni bir dönem başlamıştır. Daha sonra Pergamon Krallığı’nın hâkimiyetine giren şehir, MÖ 133’te Bergama’nın Roma'ya devredilmesiyle Roma İmparatorluğu egemenliğine geçmiştir. Hristiyanlık açısından da önem taşıyan kent, MS 56-57 yıllarında St. Paul tarafından ziyaret edilmiş ve Batı Anadolu’da Hristiyanlığı benimseyen ilk şehirlerden biri olmuştur.
Assos’un en etkileyici yapılarından biri, kentin en yüksek noktasında yer alan akropoldeki Athena Tapınağı’dır. MÖ 530 yılına tarihlenen bu tapınak, Dor düzeninde inşa edilmiştir ve Anadolu’da bu düzende yapılmış tek tapınaktır. Tapınağın orijinal 38 sütunundan altısı günümüze ulaşmıştır. Akropolisin batı kısmında MÖ IV. yüzyıla ait surlar ve 14 metre yüksekliğindeki kuleli ana kapı yer alır. Bu ana kapıdan başlayarak gymnasium, agora ve bouleuterion gibi önemli yapılar sıralanır. Daha güneyde, denize doğru ise MÖ III. yüzyıldan kalma, 5.000 kişilik bir tiyatro yer alır. Kentin etrafını saran 12 metre yüksekliğinde ve 3.100 metre uzunluğundaki sur duvarları dikkat çekici bir koruma sistemi oluşturur. Nekropol alanında bulunan andezit lahitler ise Assos’un mezar mimarisi açısından önemini gözler önüne serer. En aşağıda yer alan liman, antik dönemde kenti önemli bir ticaret merkezi hâline getirmiştir.
1900’lü yılların başlarında Athena Tapınağı’ndan bazı eserler Louvre gibi Avrupa’nın önde gelen müzelerine taşınmıştır. Bu eserlerde hem efsanevi yaratıklar hem de hanedanlara dair sahneler tasvir edilmiştir. 2018 yılında gerçekleştirilen kazılarda ise Hellenistik döneme ait, zarar görmemiş bir aile mezarı ortaya çıkarılmıştır. Üzerinde "Aristios" ismi bulunan bu mezar, biri normal gömülmüş, diğerleri ise yakılıp küllerinin urnelere konulduğu toplam 21 kişilik bir aileye aittir.
Assos, hem tarihi geçmişi hem de mimari kalıntılarıyla, Anadolu medeniyetlerinin zenginliğini gözler önüne seren eşsiz bir arkeolojik mirastır.
Referanslar
Müzeler, (2025). https://muzeler.org/assos-antik-kenti--966914, (Erişim tarihi: 06.04.2025); Turkish Museums, (2025). https://www.turkishmuseums.com/museum/detail/2019-canakkale-assos-orenyeri/2019/1, (Erişim tarihi: 06.05.2025); Turkish Museums, (2025). https://turkishmuseums.com/blog/detail/5-soruda-kazi-alanlari-assos/10031/1, (Erişim tarihi: 06.05.2025).