Assos Örenyeri

Doğal ve Kültürel Miras Örenyeri

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale Köyü'nün sınırları içerisinde bulunmaktadır. Biga Yarımadası’nın güneye bakan kıyısında ve Lesbos Adası’nın karşısında yer alan Assos’un yakın çevresinde Alexandreia Toras, Neandreia, Apollon Smintheus Kutsal Alanı, Kız Kalesi, Babakale gibi arkeolojik açıdan önem arz eden bölgeler bulunuyordu. Truva’dan sonra bölgenin en çok ziyaretçi ağırlayan örenyerini 2018 yılında 151.101 kişi ziyaret etmiştir. Örenyeri bugün Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü (DÖSİMM) kapsamında işletiliyor olup gişeden alınacak bilet ya da müze kart ile gezilebilmektedir. Örenyeri 2017 senesinde UNESCO Dünya Geçici Miras Listesi’ne dahil edilmiştir.

1879 yılında Joseph Thacher Clarke ve Francis Henry Bacon’un Dor Mimarisi konulu araştırmaları için bölgeyi ziyaret etmesi ve bu ziyaret raporlarının Amerikan Arkeoloji Enstitüsü'nün başkanı Prof. Dr. Charles Eliot Norton’un dikkatini çekmesi ile Assos örenyeri üzerindeki ilk çalışmalar başlamıştır. Enstitü tarafından Osmanlı Devletin’den alınan izin neticesinde 1881 yılında ilk sistematik kazı gerçekleştirilmiştir. 1881-1883 yılları arasında gerçekleştirilen bu kazılardan elde edilen buluntuların üçte ikisi Osmanlı Devleti’ne bırakılırken Amerika’ya götürülen üçte birlik kısım bugün Boston Güzel Sanatlar Müzesi’nde (Boston Fine Art Museum) halen sergilenmektdedir. Alandaki kazılar bu dönemden yüz yıl sonra 1981 yılında tekrardan Prof. Dr. Ümit Serdaroğlu'nun liderliğinde başladı. Bugün gerçekleştirilen kazılar ise, 2006 yılından beri Prof. Dr. Nurettin Arslan'ın başkanlığında devam etmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izin ve maddi desteği ile yürütülen kazıya Efes Pilsen ve Amerikan Arkeoloji Enstitüsü de destek vermektedir.

Antik kentin kuruluş tarihi konusunda bir kesinlik yoktur. Hitit kralı I. Tudhalya’nın yıllıklarında (MÖ XIII. yüzyıl) geçen Assuwa isimli kentin Assos olduğu ileri sürülmektedir. Homeros’un İlyada destanında Satnioeis Irmağı’nın kıyısında ve sarp kayalıklarda kurulan Pedasos’un da Assos kenti olduğu düşünülmektedir. Kente dair daha somut bilgileri Lesbos’lu Hellanikos vererek kentin, MÖ VII. yüzyılda Lesbos’un Methymna kentindeki Aioller tarafından kurulduğunu aktarmıştır. Kent MÖ 560 yıllarında Lidya krallığı yönetimine girmiştir. MÖ 547 yılında Pers Kralı Kyros’un Anadolu seferleri sonucunda Hellespontos Phrygia’sı satraplığına dahil olmuştur. MÖ 334 yılında Büyük İskender’in ordularının Çanakkale’yi geçmesinden sonra bağımsızlığını kazanmıştır. MÖ 241 yılından itibaren Pergamon Krallığı’nın hakimiyetine girmiş ve bu hakimiyet MÖ 133 yılında Pergamon Kralı III. Attalous’un topraklarını vasiyet yolu ile Roma’ya bırakması ile son bularak Roma yönetimi süreci başlamıştır. MS 16 yılında Roma’nın ünlü komutanı Germanicus ve karısı Agrippina tarafından ziyaret edilen kent MS 56/57 yılında Hıristiyanlığın kurulması sürecinde oldukça önemli bir yeri olan Aziz Pavlos’u ağarlamıştır. 395-1453 yılları arasında Bizans hakimiyetini yaşayan kent, 1081-1097 yılları arasında Çaka Bey’in Troas bölgesindeki bazı kentleri ele geçirmesi ile ilk Türk hakimiyetine sahne olmuştur. 1097 yılında İmparator Ioannes Dukas’ın önderliğinde tekrardan Bizans topraklarına katılmıştır. 1203-1224 yılları arasında Troas bölgesinin Latinler tarafından istila edilmesi ile Latin yönetimine girmiş, fakat bu da 1224 yılında İznik İmparatorluğu’nun bölgeye hakimiyet kurması ile son bulmuştur. 1261 yılında Troas bölgesi tekrar Bizans hakimiyetine geçti. XIV. yüzyılda ise önce Karasi Beyliği'nin ardından Osmanlı Beyliği'nin kontrolüne girmiştir.

Örenyeri bugün sahip olduğu mimari yapı kalıntıları açısından önem arz eden bir antik kent niteliğindedir. Surlar, Athena Tapınağı, gymnasion, agora, stoa, bouleuterion, agora tapınağı, hamam, tiyatro ve nekropol izlerine rastlanmış önemli yapılar arasındadır. Kentte ayakta kalmış yapıların büyük çoğunluğu MÖ IV. ve II. yüzyıllar arasında inşa edilmiştir. Bu yapılar genellikle bölgenin eğimli olması sebebi ile inşa edilen terasların üzerine konumlandırılmıştır. Kentin en ihtişamlı kalıntıları olan surlar üç kilometre uzunluğunda olup, farklı tekniklerle ortalama 2,5 metre kalınlığında örülmüştür. Taşların bir kısmı Osmanlı döneminde, İstanbul başta olmak üzere pek çok kentteki yapıların inşasında kullanılmak üzere sökülerek götürülmüş; bu durum kentin denize bakan kısımlarında surların sadece temellerinin kalmasına sebep olmuştur.

Assos’un en yüksek yerine (234 metre) kurulan ve etrafı surlarla çevrili olan Akropolis içerisine Athena Tapınağı inşa edilmiştir. Dor düzeninde inşa edilen tapınak, mimarlık tarihi açısından özgün bir değere sahip olup, MÖ 540-530 tarihleri arasında yapılmıştır. Tapınağı çevreleyen 34 friz bloğundan günümüzde 15 adet, mitolojik sahnelerin betimlendiği levhalar olan metoplardan ise 68 adetten beşi sağlam kalmıştır. Sağlam kalan bu friz bloğu ve levhalar üzerinde Herakles ve Kentaur’un mücadelesi, Zeus’un Europa’yı kaçırması, Priamos’un Hektor’un cesedini istemesi gibi önemli sahneler bulunmaktadır. Akropolis alanı sonraki zamanlarda Bizans hakimiyetinde savunma duvarları ile örülerek kaleye dönüştürülürken, Osmanlı döneminde içerisine bir cami inşa edilmiştir.

Kentin nekropolü (mezarlık), sunduğu çeşitlilik açısından önemlidir. En eskisi MÖ VII. yüzyıla tarihlenen mezarlarda ölülerin yakılarak küllerinin küplere (pithos) ya da amforalara konduğu gözlenmiştir. MÖ VI. yüzyıla gelindiğinde bu gelenek kesintiye uğrayarak ölen kişilerin yakılmadan cenin pozisyonunda (hocker) boyu iki metreyi bulan büyük küplerin içine gömülmesi şekline evrilmiştir. Alanda ayrıca lahitlerin kullanıldığı mezar örneklerine de rastlanmaktadır.

Örenyerinin güney kısmında bulunan limanın korunaklı konumu, antik çağlardan Osmanlı dönemine kadar aktif şekilde kullanılmasına olanak sağlamıştır. Limanın çevresinin sarp ve dik kayalıklardan oluşması bölge içerisinde yapılaşmayı engellemiş; gemiler için limanı bir dinlenme noktası, fırtınalardan kaçıp saklanma yeri haline getirmiştir. Gemilerin mallarını boşaltıp depolama yapması amacı ile antik çağda kullanılan limanı XV. yüzyılda Osmanlı Devleti palamut ihracı için kullanmıştır.

Yararlanılan Kaynaklar

DÖSİM (2018). Kültür ve Turizm Bakanlığı Müze ve Örenyeri 2018 Yılı Toplam Ziyaretçi İstatistikleri, http://www.dosim.gov.tr/assets/documents/2018.pdf, (Erişim tarihi: 16.07.2019); DÖSİM (2019). Assos Örenyeri, http://dosim.kulturturizm.gov.tr/muze/40, (Erişim tarihi: 16.07.2019); Erşen, D. (2015). Türkiye’nin Antik Kentleri – Ege (İkinci baskı). İstanbul: Ekin Grubu Yayınları.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Arslan, N. ve Arslan-Böhlendorf, B. (2014). Assos Taşın Hayat Verdiği Kent (İkinci Baskı). İstanbul: Homer Yayınları.