Yoğurt

Gastronomi Türk Mutfağı Anadolu Mutfağı

Sütün fermantasyonu ile üretilen ve tarihi çok eskilere dayanan bir besindir. Yoğurdun ilk kez kim tarafından kullanıldığı, nerede ortaya çıktığı, ne zamandan beri kullanıldığı ve nasıl üretildiği konusunda kesin bir bilgi mevcut değildir. Eldeki en eski veriler ve kanıtlar, yoğurdun eski çağlarda Orta Asya kavimlerinin hayatında yer aldığına işaret etmektedir. Neolitik çağın başlarında koyun ve keçi (MÖ 8000), ortalarında inek (MÖ 6000) ve sonlarına doğru da mandanın (MÖ 4500) Asya’da evcilleştirildiği bilinmektedir. Kazılarda bulunan süt çömlekleri üzerinde yapılan karbon-13 (13C) testlerinde bu çömleklerin MÖ yedi binli yılları işaret etmesi o tarihlerde sütün beslenmede kullanılmaya başlandığını kanıtlamaktadır. Yoğurdun ise sütün kullanılmaya başlandığı bu tarihlerden sonra çömleklerde ya da saklanmak amacıyla içine koyulan hayvan derisi veya midesinden yapılan tulumların içinde enzimler ve bakterilerin etkisiyle oluştuğu düşünülmektedir.

Günümüzde yoğurdun imalatında, streptococcus thermophilus ve lactobacillus delbrueckii subsp. bulgaricus bakterilerinin simbiyotik kültürlerinden yararlanılmaktadır.

Yoğurdun ve sütün kimyasal bileşimi hemen hemen aynı olsa da yoğurt yapım sürecinde ilave edilen maddeler, süte uygulanan işlemler ve bakteriyel fermantasyon esnasında oluşan değişimler bakımından farklılıklar görülmektedir. Örneğin yoğurt, protein ve kalori bakımından üretildiği sütten daha zengindir. Aynı zamanda sütte C vitamini bulunmazken sütten üretilen yoğurtta C vitamini bulunmaktadır. Enzimler sayesinde sütteki laktozun yüzde 70’i yoğurt yapımında parçalandığından hazmedilmesi süte göre daha kolaydır ve insanları rahatsız etmez. Yoğurdun besinsel bileşimi incelendiğinde yüzde 80-86 oranında su, yüzde 14-20 oranında kuru madde, yüzde 2-8 oranında yağ, yüzde 4-8 oranında protein, yüzde 2-5 oranında süt şekeri, yüzde 0,8-1,2 oranında mineral madde ve yüzde 0,9 oranında da asitlik ihtiva ettiği görülmektedir. Yoğurdun besinsel içeriğinde ise; enerji, protein, yağ, karbonhidrat, doymuş yağ asidi, tekli doymamış yağ asidi, çoklu doymamış yağ asidi, kolesterol, B vitaminleri, C vitamini, demir, sodyum, potasyum, kalsiyum, fosfor, çinko gibi besin ögeleri bulunmaktadır.

Ambalajlı ürünler için Türk Gıda Kodeksi’ne göre tuzlu yoğurtta tuz en fazla yüzde 1 oranında bulunmalıdır. Yoğurdun mililitresinde dokuzdan çok koliform bakteri grubundan mikroorganizma, yüzden çok küf ve maya bulunmamalıdır. İçeriğindeki süt yağı oranı yüzde 3,8 ve daha fazla olan yoğurt “tam yağlı yoğurt”, yüzde 2’den az yüzde birbuçuk ve daha fazla olanlar yarım yağlı yoğurt, yüzde 0,5 ve daha az olanlar ise “yağsız yoğurt” olarak nitelendirilmektedir. Eğer bunlar dışında bir süt yağı oranı kullanılacaksa bu ambalajlarda yüzde olarak belirtilmelidir.

Yoğurdun insan sağlığı üzerine etkisini araştıran pek çok çalışma; kan yağlarındaki bozukluğu önlemede, kalp damar sağlığını korumada, karın ve bel çevresi yağlanma risk faktörlerini azaltmada, başta kolon kanseri olmak üzere kanseri önlemede, insülin direncini ayarlamada, kötü kolesterol ve trigliserid üzerinde olumlu etkiler sağlamada etkili olduğunu göstermektedir.

Referanslar

Anonim (2009). Türk Gıda Kodeksi Fermente Süt Ürünleri Tebliği. Tarım ve Köy işleri Bakanlığı, 16.02.2009 Tarih ve 27143 Sayılı Resmi Gazete, Tebliğ No: 2009/25; Kızılaslan, N. ve Solak İ. (2016). Yoğurt ve İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri, Gaziosmanpaşa Bilimsel Araştırma Dergisi, 12: 52-59; Özden, A. (2008). Yoğurdun Tarihi, Güncel Gastroenteroloji Dergisi, 12 (2): 128-133; Yurdakök, M. (2013). Yoğurdun Öyküsü, Probiyotiklerin Tarihi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, 56: 43-60.