Tüketicilerin yeşil ürün ve hizmetleri satın almak için karşılamaya istekli olduğu fiyat noktalarına odaklanmaktadır. Müşteriler genellikle çevre dostu olan yeşil bir ürünü veya hizmeti biraz daha yüksek bir fiyata satın alırlar. Yeşil bir fiyatlandırma programının tasarlanması ve başarısında tüketicilerin ilgi düzeyi önemlidir. Tüketiciler, konsepte olan ilgilerini ve çevresel olarak tercih edilen hizmet hizmetlerini benimsemek için ödeme yapmaya istekli olduklarını göstermelidirler.

Yeşil pazarlama, bir şirketin çevresel koruma yaklaşımını benimseyerek ürünlerini veya hizmetlerini tasarlaması, tanıtması, fiyatlandırması ve dağıtma çabası olarak tanımlanabilir. Yeşil veya çevresel pazarlama, doğal çevre üzerinde minimum zararlı etki ile bu ihtiyaç ve isteklerin karşılanmasını sağlayacak şekilde, insan ihtiyaçlarını veya isteklerini karşılamayı amaçlayan her türlü alışverişi oluşturmak ve kolaylaştırmak için tasarlanmış tüm faaliyetlerden oluşmaktadır. Yeşil bir fiyatlandırma programının en önemli hedeflerinden biri, müşteri katkılarıyla desteklenen yenilenebilir hizmet artışını en üst düzeye çıkarmaktır. Katılımcı müşteriler tipik olarak, ek yenilenebilir hizmetin artan maliyetini karşılamak için ek bir prim ödemeyi kabul ederler. İnsanların yeşil fiyatlandırmaya katılma anlayış ve isteklilik düzeyleri gelir modellerine ve kullanımlarına göre değişeceğinden; kurumsal müşteriler, yeşil fiyatlandırmanın işletmelerine katkıda bulunabileceğine ikna edilmelidir.

İşletmeler, yüksek düzeyde sosyal sorumluluk misyonu edinmelerinin çevresel ve sosyal yönden bilinçli tüketiciler arasında marka sadakatini artırabileceğini giderek daha fazla keşfetmektedir. Yeşil fiyatlama gibi sürdürülebilir iş uygulamalarının önündeki en önemli engel, ilk dönemlerdeki kısa vadeli maliyettir. Çevre dostu olmak genellikle başlangıçta maliyetlidir, ancak uzun vadede ödüllendirici kazançlar oluşturmaktadır. Tüketicilerin yeşil ürün ve hizmetlere vermiş oldukları değer ve satın alma istekleri yeşil fiyatlandırma fırsatlarını artırabilmektedir.

Yeşil bir ürün ya da hizmetin fiyatı ile yeşil olmayan bir ürün ya da hizmetin fiyatı arasındaki boşluk, fiyatlandırma boşluğu olarak bilinmektedir. Yeşil hizmetlerin fiyat noktasını pazardaki hakim hizmetlerle bitişik hâle getirmek için düşürerek veya yeşil hizmetlerin müşteri gözünde algılanan değerini artırarak (aşağıdaki elde edilen faydalara eklenerek) fiyat engelleri aşılabilmektedir. Yeşil fiyatlandırmanın avantajlarından bazıları şunlardır: 1) kârlılığın yanı sıra sürdürülebilir uzun vadeli büyüme, 2) başlangıçta maliyeti daha fazla olsa da, uzun vadede para tasarrufu, 3) şirketlerin ürün ve hizmetlerini çevre yönlerini göz önünde bulundurarak pazarlamalarına, yeni pazarlara erişmeye ve rekabet avantajından yararlanmaya yardımcı olma, 4) Çalışanların, çevreye duyarlı bir şirkette çalışmaktan gurur ve sorumluluk hissetmelerini sağlar.

Tüketicilerin yeşil hizmetler hakkında bilinçlendirilmesi ve satın almaya motive edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, günümüzde şirketler tarafından yeşil hizmetlerin reklamı ve tanıtımı için büyük miktarda para ve kaynak harcanmaktadır. Yeşil tanıtım, tüketicilerin yeşil hizmetlere duyarlılığını artırmanın yanı sıra, yeşil pazarlama ile ilgili profilleri göndermek için sosyal ağ sitelerini kullanmak gibi çevre dostu bir şekilde ürünleri tanıtmayı gerektirmektedir.