Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı (TMGT)
Sivil Toplum Kuruluşu Aktivite Merkezli STK
(İstanbul, 1950-1980)
Maddeye katkıda bulunan yazarlar:
-
2019
1950’li yıllarda kurulan Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı (TMGT), kurulduğu yıllarda tüm dünyada ve her alanda örgütlenmeye başlayan bir gençlik kuşağının Türkiye’deki eşdeğer kurumu niteliğindedir. O yüzden TMGT kendi döneminin dünya görüşünü sergiler. Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı Ana Tüzüğü‘nde TMGT’nin amacı: “Türkiye’de çeşitli sahalarda çalışan ve çalışacak olan genç insanları ulusal bir ülkü etrafında birleştirerek kültür dayanışmasını sağlamak, ulusal sorunlarda Türk gençliğinin görüşlerini Türk ve dünya kamu oyuna açıklamak, ulusumuzun gençlik sorunlarını Atatürk’çü bir görüşle yorumlamak, açıklamak ve çözümlerini göstermek, “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” prensibinin tüm dünyada geçerli olması için diğer ülke gençleri ile ilişkiler kurmak, onlara ulusumuzu tanıtmak, gençlik turizmine katkıda bulunmak, ulusal sorunların çözümünde ulusumuz çıkarına bir kamu oyu yaratmak” şeklinde tanımlanmıştır. TMGT, Devrim Ocakları, Kadınlar Birliği, Teksif ve Türkiye İzciler Birliğinden oluşan bir yapılanmaydı. 1980 Askeri Darbesi ile kapanmıştır. Bu sürece kadar TMGT, Türkiye gençliğinin gereksinim duyduğu (turizm de dahil olmak üzere) her alanda bir öğretim kurumu gibi faaliyet gösterdi. Rehber kursları, izcilik, folklor, trafik eğitimi gibi birçok alanda aktif faaliyetleri söz konusudur. TMGT, eğitim bakımından özellikle açtığı rehberlik kurslarıyla turizme verdiği ağırlığı ortaya koydu. Bununla birlikte TMGT, yurt dışından öğrencileri (özellikle üniversite) ve turistleri getiriyordu. Konaklama aşamasında birkaç otelin yanı sıra genel itibariyle getirdiği öğrenci ve turistlerin öğrenci yurtlarında kalması sağlanıyordu. O dönemin en tercih edilen konaklama tesisleri, Eskişehir ve Balıkesir öğrenci yurtlarıdır. Öğrenci yurtlarının yanı sıra bazı bölgelerde yer alan (Ankara, Antalya ve Kapadokya) Turizm ve Tanıtma bakanlığına ait binalarda, belirli anlaşma ve koşullar çerçevesinde konaklama tesisi olarak kullanılabiliyordu. Bu nedenle TMGT, hem Türkiye turizminin hem de seyahat acentacılığının ve tur operatörlüğünün gelişiminde çok önemli bir paya sahiptir. Aynı zamanda Türkiye turizmine nitelik ve nicelik bakımından birçok değişim ve katkı sağladı. Bu katkılarına bir örnek olarak, 1977 yılında Türkiye’nin her yerinde aynı anda atmış altı otobüsle tur düzenlenmesi gösterilebilir. O dönemde bahsi geçen turlarda her biri 30-40 kişiden oluşan 400 grup ağırlanmıştır. TMGT’nin bir yılda sekiz bin dolayında öğrenci ve turisti ağırlaması bir başka katkı örneğidir. 1970’li yıllarda İstiklal Caddesi’nde merkezi olan TMGT’nin İstanbul, Aksaray ve Ankara’da ofisleri mevcuttu. Aynı zamanda Belçika’da bir temsilciliği bulunmaktaydı.
Referanslar
Akman, T. K. (2013). Seyahat Acentacılığı ve Tur Operatörlüğü. İzmir: İlya Yayınevi; Arslan, R. (2017). Türkiye’nin Turizm Politikası (1923- 1960). Turkish Studies. (12):19, 1- 16; Kozak, N., Kozak, M. ve Kozak, M. (2013). Genel Turizm. Ankara: Detay Yayıncılık; Turizm Gazetesi, https://www.turizmgazetesi.com/news.aspx?id=85766, (Erişim tarihi: 23.07.2019).
Ayrıntılı bilgi için bakınız
Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı Ana Tüzüğü (1975). TMGT. İstanbul: Fakülteler Matbaası.
-
2020
Milli Gençlik Komitesi, Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMGT) ve Milli Türk Talebe Birliği’nin (MTTB) çok siyasallaştığı gerekçesiyle, İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi öğrenci derneklerinin öncülüğüyle 1949 yılında kuruldu. Milli Gençlik Komitesi’ne daha sonra Türk Kadınlar Birliği, Kızılay Gençlik Kolu, Anadolu Oymağı, Milliyetçiler Derneği ve Türk İzciler Derneği kurucu üye oldular. Örgüte 1952 yılında Türk Devrim Ocakları ve Türkiye Tekstil İşçileri Federasyonu da katıldı. Milli Gençlik Komitesi’nin adı, 8. 03. 1954 tarihinde Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı (TMGT) adını alarak, kapatıldığı tarihe kadar bu adla anıldı. Tüzüğüne göre Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF), Türk Devrim Ocakları, Türkiye Tekstil İşçileri Federasyonu ve Türk Kadınlar Birliği, Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı’nın asli üyeleridir. Daha sonra bu kuruluşlara 1957’de Türkiye İzciler Birliği de eklendi ve ideolojik olarak farklı bir yöne sapması dolayısıyla Milliyetçiler Derneği üyelikten çıkarıldı.
TMGT’nin kuruluş amacına dönük olarak, Türkiye’de çeşitli konularda faaliyet gösteren gençlik kuruluşlarını bir çatı altında toplayarak başta öğrenciler ve işçiler olmak üzere gençliğin sorunlarına çözüm getirmenin yanı sıra Türk gençliğini Türkiye’de ve dünyada temsil ederek dünya barışına katkıda bulunmayı amaçlan çalışmalar içinde oldu. TMGT’nin yönetimi TMTF’ye bağlı birlikler, üye öğrenci dernekleri ve ilgili fakültelerdeki öğrencileri örgütlerinin doğal üye olarak yer aldıkları genel kurulda yapılan seçimle iş başına geliyorlardı.
TMGT pek çok alanda faaliyet gösterdi. TMGT’nin bünyesinde yer alan bölümler arasında Uluslararası İlişkiler Bölümü, Ekonomi Bölümü, Tarım Bölümü, İşçi Bölümü, Folklor Bölümü, Turizm Bölümü, Tiyatro Bölümü ve Kitap/Yayıncılık Bölümü sayılabilir. Faaliyet gösterdiği dönemlerin ve özellikle de 1960’lı yılların siyasal atmosferi içerisinde ülke sorunlarına kayıtsız kalamayan TMGT, 27. 05. askeri darbesinin gerçekleşmesinde önemli rolü olan 28. 04. 1960’taki üniversite gençliğinin Demokrat Parti (DP) iktidarına yönelik protestosunda öncü bir rol oynadı. Darbe sonrasında da askeri yönetime desteğini açıkladı. TMGT, TMTF üyeleri ile birlikte köy köy dolaşarak “27 Mayıs İhtilali’nin meşruiyetini” köylülere anlattılar. Özellikle 1965 yılında TMGT yönetiminin bütünüyle Atatürkçü, çağdaş ve laik yaşam biçimini savunan bir kesime geçmesinin ardından TMGT’nin ülke sorunlarına ilişkin çalışmaları daha da arttı. Bu dönemde TMGT’nin göze çarpan çalışmaları arasında yer alan Milli Petrol Kampanyası geniş bir yankı uyandırdı. Bu bağlamda Mobil, Shell, BP ve Castrol gibi uluslararası petrol şirketleri protesto edildi. Yürütülen faaliyetler arasında özel okullar devletleştirilmelidir yürüyüşleri TMGT, TMTF ve Fikir Kulüpleri Federasyonu’nun işbirliğinde yapıldı. ABD’nin 6. Filosu’nun 1969 yılında Beşiktaş’da düzenlenen gösterilerle protesto edilmesi de bu etkinlikler arasındadır.
Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı dünyadaki öğrenci federasyonlarının toplantılarında üye dernek olarak Türkiye’yi temsil etti. TMGT aynı anda Uluslararası Gençlik Turizmi Örgütü Federasyonu (Federation of International Youth Tourism Organisation, FIYTO), Uluslararası Öğrenci Seyahatleri Merkezi (International Student Travel Center, ISTC), Bureau International Travaille Etudiant Jeunesse ve dönemin Doğu Bloku ülkelerinin öğrenci derneği BITEJ’e üye oldu. Hem kapitalist hem de sosyalist bloğa ait öğrenci derneklerine üye olan dünyadaki iki öğrenci/gençlik derneğinden biri oldu. Ayrıca Avrupa Ekonomik Topluluğu (bugünkü adıyla Avrupa Birliği), Avrupa Milli Gençlik Komiteleri Konseyi (CENYC) ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonun da üyesi oldu. TMGT, 1964 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla kamu yararına dernek statüsü kazandı. Dernek uzun yıllar, şimdilerde Cağaloğlu’ndaki Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bulunduğu binada ve Tünel’deki (İstiklal Caddesi) merkezinde faaliyet gösterdi. TMGT, 12 Eylül Askeri Darbesi’nden sonra, 05.11.1980 tarihinde askeri yönetim görevlilerine dernek yöneticilerinden Deniz Tüfekçi tarafından binanın anahtarı teslim edilerek, faaliyetlerine son verildi. Böylelikle TMGT’nin bütün arşivi kayboldu.
TMGT’nin turizmle ilgili çalışmaları: TMGT’yi diğer öğrenci derneklerinden ayıran en önemli yönü, turizm alanında yürütülen çalışmalarıdır. TMGT’nin turizmle ilgili çalışmaları 1959 yılında başladı. Bu bağlamda uluslararası gençlik toplantılarına ev sahipliği yapması, dünya gençliği ile yürütülen ilişkiler, turist rehberliği ve dil kursları, öğrenciler için doğa ve kültür gezileri ilk akla gelen faaliyetlerdir. TMGT’nin 1965 yılında düzenlediği 16. Uluslararası Öğrenci Turizm Konferansı’na 50 dolayında farklı ülkeden temsilciler geldi. 1975 yılında FIYTO ve TMGT’nin organizasyonunda İstanbul’da yapılan etkinliğe 2.000 kişi katıldı. Turist rehberliği kursları TMGT’nin en önemli ve en ciddi gerçekleştirilen etkinlikleri arasındadır. Dönemin önde gelen akademisyenlerinin dersler verdiği bu kurslar 1955’den itibaren 1975 yılına kadar 20 yıl devam etti. Pek çok kişinin TMGT’nin rehberlik kurslarına devam ederek profesyonel turist rehberi olduğu ve rehber olarak çalıştığı biliniyor. Yine dernek tarafından verilen öğrenci belgeleri özellikle Avrupa ülkelerine seyahat eden Türk öğrencilerine indirimli tren seyahatleri ve hostellerdeki konaklamalarında kayda değer indirimler sağladı.
TMGT Turizm Masası, yıllar içerisinde oldukça başarılı işlere imza attı. TMGT Turizm Masası’nın 1979 yılındaki yıllık geliri birbuçuk milyon ABD Dolarına ulaştı. TMGT, 1977 yılının 13 Temmuzunda 66 tur otobüsünü aynı anda Türkiye turuna çıkarırken, aynı yıl yapılan tur sayısı 360 oldu. Bazı tarihlerde biur günde tura çıkan otobüs sayısı 100’ün üzerine çıkabiliyordu. Bu turlarda hizmet alınan otel, pansiyon, hostel ile lokantalarda işletmeci ve çalışanlarına yönelik hizmet içi kurslar TMGT tarafından düzenlendi. 1960 ve 1970’li yıllarda sırt çantalı gençler ile hippilerin Nepal, Katmandu, Hindistan’a yönelik seyahatlerinde TMGT’nin de önemli rolü oldu. TMGT kiraladığı otobüslerle Sultanahmet’ten Hindistan’a, Nepal’a yıllarca otobüs seferleri düzenledi. TMGT bir seyahat acentası gibi çalıştı. TMGT Turizm Müdürlüğü (Bölümü) Amatör Turist Rehberliği Kursları, Gençlik ve Öğrenci Yurtdışı ve İçi Çalışma Kampları, Trafik Ehliyet Kursları, Öğrenci Trenleri, Öğrenci Yurtları ve Hosteller, Öğrenci Kartları ( FIYTO / ISTC / HOSTEL KARTI ), Fotoğrafçılık Kolu ve Festival Organizasyonları olmak üzere sekiz birimden oluşuyordu. Turizm Müdürlüğü bütün bu işleri birim şefinin altında çalışan operasyon sorumlusu, satın alma ve kontrat sorumlusu, tur hesaplama ve programlama sorumlusu, ulaşım ve otobüs kontratları sorumlusu, rehber planlama ve ilişkiler sorumlusu, AR-GE ve tur analizleri sorumlusu, turistik enformasyon büroları bulunuyordu. Turizm Müdürlüğünün muhasebe işleri adı altında bir bölümü daha vardı ve bu birim; önbüro, uluslararası kart satışları ve öğrenci tren bileti sorumlularından oluşuyordu.
TMGT’nin ilk Turizm Şube Müdürlüğü görevini 1959-1964 yılları arasında, sonraki yıllarda turizm alanında çeşitli işler yapan Oktay Alpin yürüttü. Oktay Alpin, Turizm Danışma Toplantılarında TMGT’yi birkaç kez temsil etti. Zaman içerisinde TMGT’nin Turizm Masası’nda turizm alanındaki çalışmaları ile tanınan pek çok kişi görev aldı. Bunlar arasında, Hami Fidanoğlu, Kasım Zoto, A. Ahmet Özatacan, A. Bektaş Bozdağ, Behlül Üsdiken, Berge Ulaş, Caner Saka, Cavit Kavak, Çetin Kayra, Deniz Tükfekçi, Emre Kocaoğlu, Ergican Acarbaş, Ertuğrul Karaoğlu, Feyzullah Ulugün, Haşim Orbay, Hüseyin Muti Akgün, İsmet Kazan, M. Mesut Uzal, Mehmet Ata Tansuğ, Metin Kazan, Nejat Gürsoy, Nevin Pakalın, Oktay Alpin, Özer Sarcan, Serdar Karcılıoğlu, Ufuk Mestanoğlu, Veysel Günsel Yusuf Yazıcı ve diğer pek kişi bulunuyor. TMGT kökenli kişiler tarafından sonraki yıllarda en az 100 seyahat acentası kuruldu.
Referanslar
Alpin, O. (2018). Oktay Alpin (Görüşen: Aysel Yılmaz). İçinde: N. Kozak (Editör), Türkiye Turizmi Sözlü Tarih Araştırması Görüşme Metinleri, Cilt - VII: Seyahat Acentacılığı, Turist Rehberliği, Türk Hava Yolları (ss. 155-168). İstanbul: Yıkılmazlar Basım Yayın; Fidanoğlu, N. (2018). Hami Fidanoğlu (Görüşen: E. Ozan Aksöz). İçinde: N. Kozak (Editör), Türkiye Turizmi Sözlü Tarih Araştırması Görüşme Metinleri, Cilt - IX: Turizm Bakanlığı, TURBAN, TURİNG, TMGT, TMTF, Hippiler, Turizm Yatırımcılığı, Diğer Alanlar (ss. 511-516). İstanbul: Yıkılmazlar Basım Yayın; Kazan, B. (2012). Türkiye’de Yaşanan Gençlik Hareketleri ve Öğrenci Olayları (1945-1960). (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Öztürk, E. (2016). 1960 ve 1970 Yılları Arasında Türkiye’de Öğrenci Hareketleri. (Yayımlanmamış doktora tezi). Ankara: Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Sağan, A. (2013). Demokrat Parti Döneminde İktidar-Sivil Toplum Kuruluşları İlişkileri. (Yayımlanmamış doktora tezi). İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.; Saka, C. (2018). Caner Saka (Görüşen: Arzu Turan). İçinde: N. Kozak (Editör), Türkiye Turizmi Sözlü Tarih Araştırması Görüşme Metinleri, Cilt - VII: Seyahat Acentacılığı, Turist Rehberliği, Türk Hava Yolları (ss. 30-44). İstanbul: Yıkılmazlar Basım Yayın; Tüfekçi, D. (2018). Deniz Tüfekçi (Görüşen: Nazmi Kozak). İçinde: N. Kozak (Editör), Türkiye Turizmi Sözlü Tarih Araştırması Görüşme Metinleri, Cilt - IX: Turizm Bakanlığı, TURBAN, TURİNG, TMGT, TMTF, Hippiler, Turizm Yatırımcılığı, Diğer Alanlar (ss. 498-510). İstanbul: Yıkılmazlar Basım Yayın.
Kuruluşu
Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı (TMGT), kamu yararına dernek niteliğinde, merkezi gençlik örgütü olup kuruluş girişimleri, 1949’da Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF) tarafından başlatıldı. Aynı yıl İngiltere’de Dünya Gençlik Örgütü’nün toplantısına katılan TMTF, bir “Milli Gençlik Komitesi”nin oluşturulmasını kararlaştırdı. Türkiye’de toplanan Dünya Gençlik Teşkilatı Kongresi (WAY) nedeniyle bu kuruluşa TMGT tarafından hediye edilecek halı Hereke Fabrikası tarafından dokunmuştur.
Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı, 12 – 13 Ekim 1951 tarihlerinde Türk Kadınlar Birliği, Yeşilay Gençlik Kolu, Kızılay Gençlik Kolu, Anadolu Oymağı (daha sonra İzciler Birliği) ve Milliyetçiler Derneği’nin bir araya gelmesi ve TMTF’den ikişer temsilcinin katılmasıyla oluşmuş bir kuruluştur.
Komite’nin yayınlamış olduğu “Avrupa ve Gençlik” adlı broşürde özetle şöyle söylenmekteydi: “Avrupa bugün iki yol ağzındadır. Ya ilerleyecek ve yeni birleşik bir Avrupa’yı kuracağız ya da eskiden olduğu gibi her 20 – 30 senede bir savaşacağız. Seçmek bize aittir. Cesaret ve ileri görüşle aydınlık bir geleceği oluşturabiliriz. Gerekli önlemleri derhel almamak Avrupa’nın ölüm fermenını imzalamak olacaktır.” Belli ki teşkilat Avrupa Birliği’ni öncelikli hedef olarak görüyordu.
“Milli Gençlik Komitesi” adıyla oluşturulan bu kuruluşa 20 Haziran 1952’de Türk Devrim Ocakları, 1954’te Türkiye Tekstil ve Örme Sanayii İşçileri Sendikaları (Türkiye Tekstil İşçileri Federasyonu -TEKSİF) ve Avrupa ve Dünya Federasyonu Fikrini Yayma Cemiyeti dahil olmuştur. 8 Mart 1954’te tüzüğünü değiştirerek “Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı” adını alan kuruluş, hazırlamış olduğu tüzükte Milli Talebe Federasyonu, Türk Devrim Ocakları, TEKSİF, Türk Kadınları Birliği (ve daha sonra da 1957’de katılan) Türkiye İzciler Birliği’ni asil üyeleri olarak kabul etmiştir. Böylece büyüyen komite çeşitli gençlik, kadın, işçi, öğrenci ve izci kuruluşlarının temsilcilerini içeren bir örgüt durumuna geldi.
TMGT Kongresi 17 Temmuz 1954 tarihinde federasyon merkezinde toplanmış olup Kadınlar Birliği, Devrim Ocakları, Tekstil ve Örme Sanayi İşçileri (Teksif) ve TMTF’n,n bağlı olduğu TMGT Genel Kurulu’nda W.A.Y. - Dünya Gençlik Teşkilâtı kongresi için Singapur’a gidecek sekiz kişilik Türk delegasyonunun seçimi yapılmış, ayrıca Uluslararası İşçi Üniversitesi’nin yeri tespit edilmiştir. Üç gün süren toplantı da ayrıca Santral Mensucat Fabrikası – İşçi anlaşmazlığı, Kıbrıs ve Irak Türklerinin kültürel durumları, sonbaharda toplanacak “Türkiye Birinci gençlik Konseyi ve Milli Eğitim Bakanlığı’nda Özel Gençlik İşleri Bürosu’nun kurulması konuları görüşülmüştür.
Aynı gün yayınlanan bir açıklama ile TMGT, Santral Mensucat Fabrikası’ndan çıkarılan 87 genç işçinin uğradıkları maddi ve manevi kayıplar üzerinde durarak, gençliğim herhangi bir şekilde sömürülmesine izin verilmeyeceği hatırlatılmakta ve işçilerin işlerine iadeleri istenmekteydi.
1 Aralık 1954 tarihinde Yeni İstanbul gazetesinin beşinci kuruluş yıl dönümünde birçok ileri gelen simanın yanı sıra TMTF Spor Komisyonu başkanı A. Muzaffer Erinç’in de kutlama mesajı vardı.
Türkiye’de çeşitli yönlerde çalışan gençlik hareketlerini birleştirerek dayanışmayı arttırmak, özellikle öğrenci ve işçilerin gençlik kesimiyle ilgili sorunlarını çözmeye çalışmak, dünya gençliği ile Türk gençliği arasında dayanışmayı sağlamak, Türk gençliğini yurtta ve dünyada temsil etmek ve de dünya barışı için çaba göstermek gibi gayeler çerçevesinde kurulan TMGT’nin kurucularından Milliyetçiler Derneği, TMGT’nin tutumuna aykırı bir görüş benimsediği gerekçesiyle 1959 yılında teşkilattan çıkarılmıştır.
31 Temmuz 1959’da TMGT, TMTF bünyesinde meydana gelen dayak olayı ile ilgili olarak ihtirasları ve politikayı bir tutan kişilere izin verilmeyeceğini yayınladığı bir açıklama ile duyurmuştu.
TMGT’nin 10 Kasım 1959’da Atlas Sineması’nda düzenlediği Atatürk’ü anma programında üye kuruluşlar olarak, TMTF, Teksif, Türkiye Kadınlar Birliği, Türkiye İzciler Birliği Cemiyeti, Türk Devrim Ocakları, gözlemci üyeler olarak da Türkiye Ziraatçiler Cemiyeti, Tiyatro Derneği, Avrupa ve Dünya Federasyonu’nu Yayma Cemiyeti görünüyordu.
1960 – 1970 Dönemi
İlk genel başkanlığını Erdoğan Meto’nun yaptığı TMGT, merkezi Brüksel’de bulunan Dünya Gençlik Örgütü’nde Türkiye’yi temsil etti. Kurucularından olduğu merkezi Fransa Strasburg’da olan Avrupa Milli Gençlik Komiteleri Konseyi (CENYC), UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ve Milli Olimpiyat Komitesi üyeliklerinde bulundu. 1960’tan sonra siyasal nitelikli çalışmalar yürüterek 1961 Anayasası’nın halkoylamasında kabul edilmesi yolunda kampanya açtı. Sonraki yıllarda petrol ve maden politikaları, eğitim, beslenme ve gıda sorunları gibi çeşitli konularda toplantılar ve seminerler düzenledi, bu sorunlara ilişkin görüşlerini belirten yayınlar yaptı. İstanbul’da “Güncel Hukuk Sorunları Sempozyumu” düzenledi.
Yine TMGT’nin 10 Kasım 1963’de Atlas Sineması’nda düzenlediği Atatürk’ü anma programında konuşmacılar Orhan Hançerlioğlu, Behçet Kemal Çağlar ve Trabzon Müftüsü Abbas Hacıefendioğlu idi.
TMTF ve başka örgütlerle birlikte gösteriler düzenledi. Ayrıca eğitim, turizm, trafik, folklor alanlarında çalışmalar yürüttü. Uğur Mumcu, dönemin en büyük gençlik kuruluşu olarak TMGT’yi belirtiyordu. O yıllarda “Tımgıtlı yani TMGT’li Tokta” lakabı ile anılan Toktamış Ateş, “Gençlik Örgütleri” başlıklı makalesinde dönemi şu sözlerle aktarıyordu: “MTTB üst yönetimi; İstanbul Hukuk öğrencisi Rasim Cinisli’nin, Yüksek Ticaret’li, Yüksel Çengel’den yönetimi devralmasına kadar ‘ilerici’ nitelikteydi. Daha sonra, MTTB içindeki iktidar mücadelesi ‘İslamcılarla’ ‘Türkçüler’ arasında geçer oldu. Türkiye Milli Talebe Federasyonu; (TMTF) ise 1949 yılında, biraz da üniversite yönetimlerinin; yani devletin öncülük ve özendirmesiyle vücuda getirildi. İşin içinde ‘yönetimler’ olmasına karşın; TMTF, demokratik bir yapıdaydı. Tüm öğrencilerin doğal üye oldukları ‘cemiyetler’ birleşerek, ‘üniversite öğrenci birliklerini,’ bu birlikler de (bağımsız cemiyetlerle birlikte) Türkiye Milli Talebe Federasyonu yönetimini belirlerdi. Merkez yönetimi, hangi kentin öğrencilerinden seçilirse; genel merkez o kentte olurdu. Diğerleri ‘mahalli yönetimleri’ oluştururlardı. 1963’te; Erzurum’da yapılan kongrede, Ahmet Ketenci’nin genel başkan seçildiği kongre sonrasında; TMTF, git gide sola açılan bir yapıya kavuşmuştu (O yönetimde Toktamış Ateş kültür ve sanat komisyonunun başına getirilmiştir). Daha sonraları, uluslararası normlara uyması açısından, Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı (TMGT) oluşturuldu. TMGT, alışıldık öğrenci örgütlerinden değildi. ‘Teksif Sendikası,’ ‘Türk Kadınlar Birliği,’ ‘Türk Devrim Ocakları,’ ‘Türk İzciler Derneği’ gibi derneklerin de eklenmesiyle oluşturulmuştu. Bu örgüt kanalıyla, uluslararası öğrenci ve gençlik örgütlerine katılma olanağı doğmuştu.”
Öte yandan, Kıbrıs Türk’tür Cemiyeti’nin bir ayağını teşkil eden sendikalar o dönemde hükümet tarafından finanse edilen ve ideolojileri devlet tarafından belirlenen örgütlerdir. KTC ile sendikalar arasındaki işbirliği ile KTC şube başkanlarıyla sendika başkanlarını aynı kişilerin teşkil etmesine kadar gidebilmektedir. Tekstil Örme Sanayii İşçileri Sendikası Başkanı Bahir Ersoy, hem Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı’nın (TMGT) başkanı, hem de KTC’nin kuruluş üyesidir.
TMGT heyetlerinin, 02.04.1962 İkinci İnönü Zaferi’nin 41. yıldönümü ve 25.01.1964 Kıbrıs konusu nedeniyle İnönü’yi ziyaret ettikleri görülmekte olup, Türkiye Millî Gençlik Teşkilâtı temsilcileri İnönü’den Kıbrıs konusunda bugünkü olaylara son verilerek, güvenliğin kurulmasını istemişlerdir. İnönü gençleri dikkatle dinledikten sonra, güvenliğin sağlanması için çalışıldığını, Londra Konferansı’nda bunun sağlanmasının mümkün olduğunu, ancak Konferansın her ân değişiklikler göstererek devam ettiğini ve nasıl sonuçlanacağının bilinemeyeceğini söylemiştir. İnönü gençlere, “Bu konuda millî duygularınıza saygı duyuyorum. Ben de bu duyguları sizinle paylaşıyorum,” demiştir.
Gençler Başbakana (WAY) Dünya Gençlik Teşkilâtı Yönetim Kurulunun; Avrupa, Asya ve Afrikalı birer genç ile iki Türkiyeli gencin Kıbrıs’a giderek olayları yerinde izlemesi konusunda bir karar aldığını bildirmişler, İnönü’de bu karardan memnunluk duyduğunu açıklamıştır. Gençler vergi reformu konusunda da Hükûmeti destekleyeceklerini Başbakana söylemiş ve bu reformların “Başbakanın radyo konuşması çerçevesinde gerçekleşmesini” istediklerini de belirtmişlerdir. İnönü, bu konuda da gençleri dikkatle dinledikten sonra “Kimse vergi vermek istemiyor” diye yakınmıştır.
28 Ocak 1963'te Kıbrıs'ta Türk varlığının devamı için canlarını veren şehitler anısına Lefkoşa'da dikilen anıt için düzenlenen törene Cumhurbaşkanı muavini Dr. Fazıl Küçük, T.C. Büyükelçisi Dr. Mazhar Özkol, Türk Cemaat Meclisi Başkanı Rauf Raif Denktaş, Türk bakan ve mebusların yanı sıra TMGT Genel Başkanı Doçent Dr. İsmet Giritli (1961 Anayasasının ilk taslağını hazırlayan bilim adamlarından) ve Milli Şair Behçet Kemal Çağlar da katılmışlardı.
CHP Gençlik Kolları’nın özellikle 1950’li yılların sonlarına doğru en çok ilişki içerisinde bulunduğu gençlik kuruluşu olan TMTF’nin TMGT’nin etkin üyeleri arasında olmasının da etkisiyle CHP Gençlik Kolları – TMGT ilişkileri oldukça gelişmiştir. Öyle ki; CHP Gençlik Kolları ilerleyen süreçlerde TMGT’ye üye olmak isteyecek, ancak kanunen bu mümkün olmayacaktır.
2-3 Ağustos 1961 tarihlerinde 64 ilden 400 delege ile Ankara Gölbaşı sinemasında Türkiye siyasi tarihinin ilk gençlik kurultayı olarak gerçekleştirilen CHP Gençlik Kolları’nın Birinci Kurultayı’nda Faaliyet Raporu üzerinde görüşmeler bittikten sonra divan başkanlığına bir önerge verilerek CHP Gençlik Kolları’nın da batılı ülkelerde olduğu gibi, Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı’na üye olabilmesi için Genel Merkez’den izin alınması istenmiştir. Önergenin lehine söz alan Tarhan Erdem, TMGT’nın kuruluş esaslarına değinerek, bunun faydalı olacağını iddia etmiştir. Önergenin aleyhinde söz alan Muzaffer Yüce ise hem hukuken hem de bu iki kuruluşun gayeleri bakımından birbiriyle farklı olmasından dolayı bu teklifin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını söylemiş ve teklifin reddini istemiştir. Ancak yapılan oylamada teklif kabul edilmişse de Muzaffer Yüce’nin de iddia ettiği gibi bu birleşme sağlanamamıştır.
Bu konuyla ilgili olarak Gençlik Kolları’nın Genel Başkanı yıllar sonra “Siyasi partilerde TMGT’nın doğrudan ilişkiye girmesi doğru bulunmadığı için TMGT’ye girme girişimi sonuçsuz kalmıştır” (Erol Ünal İle Görüşme, İstanbul, 7 Kasım 2008 ) diyerek, bu girişimin başarılı olamamasının nedenini ortaya koymuştur.
Abdullah Emre İleri de Erol Ünal’ın söylediklerine paralel olarak; “CHP Gençlik Kolları’nın TMGT’na girme girişimi, TMGT’nın siyasi bir kuruluş olmaması nedeniyle gerçekleşmedi. Ama CHP’li gençler, CHP’lilik kimliği dışında başka şekillerde TMGT’nda yöneticilik yaptılar” (Abdullah Emre İleri ile Görüşme, Ankara, 6 Ekim 2008) Nurettin Sözen ise; “TMGT’ye girişimi, o günün koşullarında dernekler yasasının engelinden dolayı sonuçsuz kalmıştır. Bunun için dernekler yasasında yapılması gereken değişiklik gerçekleşmeyince CHP Gençlik Kolları’nın TMGT’ye girme durumu temenniden öteye geçememiştir” demiştir. (Nurettin Sözen İle Görüşme, İstanbul, 6 Kasım 2008).
27 Mayıs sonrasında TMTF, TMGT ve Devrim Ocakları’yla ilişkiler kuran CHP, bu kuruluşların tam anlamıyla siyasi nitelik taşımaması ve bu nedenle de her kongrede bu kuruluşlarda anlayış değişikliğinin meydana gelmesi ihtimaline karşı daha siyasi bir kuruluş kurmaya yönelmiştir. 27 Mayıs 1960 öncesinde ve sonrasında DP aleyhtarı gösterilerde üniversitelerde en güçlü odak olan “Halk Partisi Gençlik Kolları,” üstünlüğü aydınlar arasında hızla yayılıp taraftar toplayan sosyalist FKF’ye kaptırmaya başlamıştı. TMTF - Türkiye Milli Talebe Federasyonu ve TMGT - Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı gibi yarı – resmi gençlik kuruluşlarının gücü ve etkisi hızla azalıyordu. Keza İslami eğilimli üniversitelilerin ele geçirdiği Milli Türk Talebe Birliği de kan kaybediyor, Türkeşçi Ülkü Ocakları üyeleri yavaş yavaş üniversitelerde örgütlenmeye başlıyordu.”
CHP’nin geride kalmak istememesini açıklayan Süleyman Genç, SDDF’nin ortaya çıkışını şu sözlerle yorumlamaktadır: “SDDF, FKF’ye karşı gençlik kolları kanalıyla etkin bir mücadele verilememesinin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.” Netice itibariyle öncelikle okullarda Sosyal Demokrasi Dernekleri kurarak örgütlenmeye başlayan gençler, 1967 yılında bir araya gelerek Sosyal Demokrasi Dernekleri Federasyonu’nu kurmuşlardır.
1961-71 döneminde kendilerini “Kemalist”, “Kemalist sosyalistler”, “Sol Kemalistler” olarak niteleyen Milli Türk Talebe Birliği (MTTB), Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF), Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı (TMGT), Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB), Türkiye Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu (TDGF), Sosyal Demokrasi Dernekleri Federasyonu (SDDF), “Kemalist Devrimciler Birliği” gibi örgütler söylenebilir. Bu örgütlenmeler, “Mustafa Kemal’in başlattığı burjuva devriminin bitirilmemiş olduğu, bunun tamamlanması gerektiği” tezini savunan örgütlerdi.
TMGT 1964’te bakanlar kurulu kararıyla “kamu yararına çalışan” derneklerden sayıldı. Aynı yıllarda Gençlik adlı aylık bir dergi yayımladı. 1966’da TMTF genel kurulunda sağ ve sol eğilimli gençlik grupları arasında anlaşmazlık çıktı. Sol eğilimli gençlik kesiminin ağırlık kazanmasının ardından örgüt siyasal baskılara uğradı; bütçeden verilen ödenek kesildi. Örgüt üniversite reformuna yönelik öğrenci eylemlerinde, Amerikan 6. Filosu’na karşı protesto gösterilerinde (1968-69) etkin biçimde yer aldı.
Amerika’nın Akdeniz’de bulunan 6. Filosu’ndan altı parça savaş gemisi, içinde 4.600 Amerikan bahriyelisiyle birlikte 29 Ağustos 1968 sabahı saat 8’de limanımıza gelecekti. TMTG Genel Başkanı Kazım Kolcuoğlu da buna karşı çıkanlar arasında yerini almıştı.
15 Haziran 1967 Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı (TMGT) Merkez Yürütme Kurulu, 15 Haziran günü yayımladığı bildiride İsrail saldırısını kınar ve “Büyük Türk ulusu, dünya barışını tehlikeye atan emperyalist saldırganları lanetleyen bir tarih bilincine ve milli uyanıklığa sahiptir,” ifadesine yer vermiştir..
1968 Dönemi, Türkiye solunun her kesiti için büyük bir çalkalanma ancak aynı zamanda bir sıçrama dönemi idi. TMTF’deki fikir ayrılıkları sonucu yeni sol gruplar oluşuyordu. Çıkan çatışmalarda militanlaşmış bir öğrenci grubu TMGT’de toplanmaya başlamıştı. Kemalistlerle ittifakı önemseyen bu grubun önderliğini Deniz Gezmiş, Mustafa Gürkan ve Cihan Alptekin yürütüyorlardı.
1960’lı yıllarda ülkenin bir ihtilal döneminden henüz yeni çıktığı dönemde merkezi İstanbul Tünel’de olan Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı başkanlığını 40 yaşında bir avukat Alp Kuran yapıyordu. Yekta Güngör Özden de 1960-1961 yıllarında TMGT İkinci Başkanlığı’nda bulunmuştur.
Alp Kuran, ABD Cumhurbaşkanı Lyndon Baines Johnson’un, Honolulu Konferansında, Türkiye’yi Vietnam’a benzetmesi ve komünizm tehlikesini neden göstererek, Türkiye’nin iç işlerine karışmaması yönünde bir mektubu 12 Şubat 1966, Cumartesi günü Başkan Johnson’a göndermişti.
10 Kasım 1963 tarihinde Atatürk’ü anma törenleri için TMGT tarafından bastırılan davetiye de TMGT’yi oluşturan kuruluşlar şöyle belirtilmiş: TMTF, TKB (Türk Kadınlar Birliği), TZC (Türkiye Ziraatçılar Cemiyeti), TD (Tiyatro Derneği), DTFD, TGHD, Teksif, TİB (Türkiye İzciler Birliği), TDD. Kurumun Ankara’da şubesi ve çeşitli bölgelerde temsilcilikleri vardı.
TMGT, o dönemde “Gençlik” adlı bir dergi çıkarmasının yanı sıra çeşitli yayınlara da sahiptir. Örneğin Robert J. Alexander’ın yazdığı ve Arif T. Payaslıoğlu tarafından çevirilerek 1964 yılında yayınlanan “İktisadi Kalkınmanın Esasları,” “Alp Kuran, Kapalı İktidar, 1962,” “Alp Kuran, Petrol ve Gençlik, 1965,” gibi.
TMGT, 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle 29 Ağustos günü TMTF, Türk Devrim Ocakları, Teksif, Türkiye Kadınlar Birliği ve Türkiye İzciler Birliği ile yayınladıkları ortak bildiride Türk ulusunun varlığını korumasının ancak çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkması ile mümkün olduğunu, bunun için kırk üç yıl önce başlatılan zaferi, ekonomik kurtuluş savaşı ile tamamlamak zorunda bulunduğumuzu belirtmişler, lüksün önlenmesini, ekonomik yaşamın kilit noktalarının devletin elinde olmasını ve petrolün millileştirilmesini istemişlerdir.
İstanbul’daki üniversite gençliği, 1966 yılını çeşitli kültürel çalışma ve eylemlerle geçirmiştir. O yıllarda iktidarda bulunan Adalet Partisi, 27 Mayıs Devrimi’ne karşı bir tepki içerisinde idi ve ülkenin çeşitli yerlerinde Atatürk heykellerine, büstlerine yapılan saldırılar artmıştı. 1966 yılında, Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 26. yıldönümünde, Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı, Türkiye Milli Talebe Federasyonu, Türk Devrim Ocakları, Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) ve 17 Nisan Derneği tarafından ortaklaşa düzenlenen bu açık oturumu, Doç. Dr. Cavit Orhan Tütengil yönetmişti. Açık oturuma konuşmacı olarak katılanlar ise, açık oturumu bildiren el ilânında yazılan sıraya göre: İlhan Selçuk, Yaşar Kemal, Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya, Şerif Tekben, Prof. Dr. Sabahattin Eyüboğlu, Alp Kuran, Cavit Savcı, Mehmet Başaran, İbrahim Türk, Halil Basutçu ve Süleyman Üstün idi. Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya, Türk Devrim Ocakları genel başkanı, Alp Kuran, TMGT genel başkanı, Cavit Savcı, TMTF ikinci başkanı ve Süleyman Üstün de TÖS genel başkanı idi.
O yıllarda Devrim Ocakları Tiyatrosu’nun İzmit’te oyunlar oynadığı bilinmektedir.
17 Eylül 1966’da TMGT, MDD ve TMTF yayımladıkları bildirilerle bazı yayın organlarının, eski Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in ölümünü izleyen günlerdeki tutumlarını kınamışlardı.
1968-70 arası TMGT Genel Başkanlığı’nı Av. Kazım Kolcuoğlu yapmıştır. (1963-66 da Türk Devrim Ocakları’nın yönetim kurulu üyesi, 1966-68 de TMGT yönetim kurulu üyesi, 1978-83 arası İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi.) TMGT o tarihlerde Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi gibi büyük kuruluşların bünyelerindeki evrensel gençlik birimlerinin üyesidir. TMGT üyesi dernek ve federasyonlar şunlardır: Tekstil Sendikası, Türkiye İzciler Birliği, Türk Kadınlar Birliği, Türk Devrim Ocakları, Öğretmen Dernekleri Federasyonu (Fakir Baykurt ve Bahri Savcı Genel Başkanlıklarını Yaptı) ve Ziraatçılar Birliği.
15 Şubat 1969’da başlayan Büyük Eğitim Yürüyüşü’ne TMGT de destek verirken, Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı (TMGT) organizasyonunda Türkiye Devrimci Gençlik Federasyonu (TDGF), Üniversite Asistanları Sendikası (ÜNAS), Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS), Ankara Üniversitesi Öğrenci Birliği, Hacettepe Üniversitesi Öğrenci Birliği ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi Öğrenci Birliği, Yapı İşçileri Sendikası (YİS), Sağlık İşçileri Sendikası (Sağ-Kur), 10 Kasım 1970, Salı günü, “Mustafa Kemal Yürüyüşü” düzenlediler. Bu o günlerde yapılan en kalabalık yürüyüştü.
Deniz Gezmiş, 1968‘de Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı’nın önderlik ettiği AÜTB, DÖB ve ODTÜ-ÖB’nin de içinde bulunduğu Samsun’dan Ankara’ya “Tam Bağımsız Türkiye için Mustafa Kemal Yürüyüşü“‘nü düzenledi. Planlamaya göre 1 Kasım günü Samsun’dan yola çıkılacak, 10 Kasım günü Anıtkabir’e varılacak ve Atatürk’ün önünde saygı duruşuyla eylem noktalanacaktı. İstanbul’dan Devrimci Öğrenci Birliği’ne ve Ankara’dan FKF’ye bağlı gençler Samsun’da buluşarak yürüyüş kolunun ana gövdesini oluşturdular. TMGT Genel Başkanı da yürüyüşçüler arasındaydı. Ankara Üniversitesi, ODTÜ ve Hacettepe Üniversitesi öğrenci birlikleri de yürüyüşü destekliyordu. Yürüyüş kolu Ankara’ya yaklaşırken CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, CHP’li gençlerin “karanlık fikirlilere uymamaları” çağrısında bulundu. Yürüyüşü destekleyen CHP’li gençleri yanına çağırarak, bundan vazgeçmelerini istedi. 10 Kasım günü Ankara’da halka dağıtılacak bildirinin altında imzaları bulunan TMGT İkinci Başkanı Taylan Benli, Ankara Üniversitesi Öğrenci Birliği Başkanı Bilal Moğol ve ODTÜ Öğrenci Birliği Başkanı İskender Odabaşoğlu, Ankara Valiliği’ne başvurarak imzalarını geri çektiler.
Gezmiş, 28 Kasım 1968‘de ABD büyükelçisinin İstanbul’a gelişini prototesto etmek amacıyla düzenlenen eylemde tutuklandı ancak tekrar serbest bırakıldı. 23 Haziran 1969‘da TMGT’nin toplandığı Birinci Devrimci Miliyetçi Gençlik Kurultayı’nsa FKF Genel Başkanı Yusuf Küpeli ile birlikte bir program hazırladıktan sonra hakkında tutuklama kararının olmasından dolayı Filistin‘e kaçtı.
2 – 12 Ağustos 1969 tarihleri arasında düzenlenen 13’üncü Uluslararası Kültür Festivali’ne, TMTF Gençlik Tiyatrosu da beş yıl aradan sonra ilk kez katılmıştı. Emine Işınsu Okçu’nun 1966 TRT Radyofonik Oyunlar Yarışması’nda birinci olan üç bölümlük, Zahit Nokay’ın yönetiminde Nurdoğan Kayaalp, Seçil Satır, Volkan Saraçoğlu, Şahap Aşık, Samim Gülbay, Gültekin Kurtul, Bayram Gülen, Refik Ceylan’ın yer aldığı “Bir Yürek Satıldı” adlı oyunu sundular.
1970-1980 Dönemi
TMGT’nin bazı yöneticileri 12 Mart 1971 Müdahalesi’nden sonra tutuklanarak yargılandılar, ancak belki de MTTB’yi dengelemek amaçlı olarak TMGT kapatılmadı. Bu arada TMGT UNESCO’nun Türkiye Milli Komisyonu’na başvurarak, idam cezasının kaldırılmasını istedi. Mektupta şöyle deniyordu. ”Bugünkü hukuk anlayışı ve ceza uygulaması çağdaş düşünceye, bilimsel görüşe ve tekniğe uydurulmalı, geliştirilmelidir.”
TMGT, 27 Mayıs 1972 yılında Hürriyet ve Anayasa Bayramı nedeniyle düzenlediği 27 Mayıs Sergisi’nin açılış kokteyline misafirlerini Genel Başkan Cevdet Hacaloğlu’nun şık bir davetiyesi ile davet etmişti.
TMGT uluslararası ilişkilerde de yer almakta ve Almanya’nın Kaub kentinde yapılan kongre sonunda Avrupa Gençlik Teşkilatı Başkanlığı’na seçilen Hollanda Veliaht Prensesi Prenses Beatrix’i Türkiye’ye davet etmiş, prenses de memnuniyetle kabul ettiğini belirtmişti.
TMTF 1972 Yılında İzmit’te Birinci Müzik Festivali’ni gerçekleştirdi ama bildiğimiz kadarı ile gelenekselleşemedi. TMTF Müzik Komisyonu Başkanı Adnan Taşçı, bu festivale Türkiye’nin hatta Balkanlar’ın en büyük amatör orkestra kadrosu ile katıldıklarını, halk müziği ile armonize edilen folklor müziği ve caz orkestrasının 85 kişiden oluştuğunu söylemekteydi. Gösteriler SEKA ve Gölcük Garnizon sinemalarında yapılmıştı. Şef Nedim Otyam tarafından yönetilen çok sesli koro çok beğenilmişti.
1975 Yılında TMGT İzmir Başkanlığı ve CHP İzmir İzmir İl Gençlik Teşkilatı Başkanlığı’nın ortaklaşa düzenledikleri eğlence gecesinden sonra komünizm propagandası yaptığı iddia edilen TMGT İzmir Şb. Bşk. Mehmet Emin Şit, saz sanatçısı Aşık Şahturna ve takdimci Hasan Hüseyin Yalçın tutuklanmışlardı.
1975 baskılı ana tüzüğünde görüldüğü üzere TMGT, Dünya Gençlik Örgütü (WAY), Dünya Gençlik Teşkilatı (CENYC), Avrupa Gençlik Teşkilatları Konseyi, Avrupa Gençlik Vakfı Danışma Kurulu (YAC), Avrupa Tarım Konfederasyonu (CEA), UNESCO Milli Komisyonu, Uluslararası Öğrenci Seyahat Konfederasyonu (ISTC), Uluslararası Gençlik Rurizm Teşkilatları Federasyonu (FIYTO), Uluslararası Gençlik ve Öğrenci Değişim Bürosu, Uluslararası Gençlik Hostelleri Federasyonu (IYHF) üyesi idi.
1974 – 1976 yılları arasındaki süreçte de CHP Gençlik Kolları’nın en önemli faaliyetlerinden biri örgütlenme ağını geniş tutarak, çeşitli sivil toplum örgütleri, sendika ve meslek odalarıyla ilişki kurması olmuştur. Öyle ki, CHP Gençlik Kolları’ndan bu kuruluşlar içerisine dahil olan gençler, bir süre sonra bu kuruluşlarda söz sahibi olarak, bir anlamda CHP Gençlik Kolları örgütlenmesinin alt yapısını oluşturmuştur. Örneğin; CHP’li gençler bu dönemde üniversitelilerle birlikte, 12 Mart öncesindeki SDDF benzeri bir örgüt olarak kurulan Halkçı – Devrimci Gençlik Örgütü’nün (HDGÖ) aktifleşmesine katkıda bulunmuşlardır. Bununla birlikte CHP’li gençler TMGT içerisine girerek hem bu kuruluşa etkinlik kazandırmışlar hem de CHP Gençlik Kolları ile ortak eylem yapmasını sağlamışlardır.
CHP Gençlik Kolları tarafından 9 – 10 – 11 Ocak 1976 tarihlerinde, Ankara Çağdaş Sahne’de düzenlenen Üçüncü Demokratik Sol Düşünce Forumu’nda CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Zeki Alçın’nın belirttiği üzere şunları söylemiştir: Gençlik Kolları 1975 seçimlerinde, ilk defa olarak, CHP varlığına el uzatmaya kalkan faşist saldırılara karşı sınırlı gücünü zorlayarak CHP toplantı, gösteri ve yürüyüşlerini saldırılardan korumayı başardı. CHP Gençlik Kolları, kendi tebliğinde de özünü sunmaya çalışacağı sol partinin örgütlenme ve sol sosyal güçlerin öncüsü olma, geniş saha örgütlenmesinin uygulamasını yapmaya çalıştı, demokratik kitle örgütleri ile – halkevleri, TMGT gibi – sendika ve kooperatiflerle eylem ve düşünce yandaşlığını ve beraberliğini geliştirdi. Yurt çapında bir öğrenci derneğinin kurulması için uğraş verdi. Üniversite ve fakültelerde yandaş örgütlerinin seçim kazanmalarına yardımcı oldu.
68 Kuşağı önderleri Deniz Geçmiş ve Oral Çalışlar örneğinde olduğu gibi 1975’den itibaren, TMGT’nin Tünel’deki merkezi, Dursun Karataş, Paşa Güven, Bülent Uluer ve Celalettin Can gibi devrimci öğrenci liderlerin toplantılar yaptıkları ve eylem kararları aldıkları önemli uğrak yerlerden biriydi. Çeşitli fraksiyonlardaki siyasi önder ve militanlar TMGT’nin Kültür Komisyonu’nu ele geçirmişler, Hukuk Fakültesi’nde öğretim görevlisi ve son TMGT başkanı Suat Abdik’in belli belirsiz muhalefetine rağmen terk etmeye yanaşmıyorlardı. Bu dönemin Genel Sekreteri İbrahim Başak, Ankara Şube Başkanı da İsmail Gençer’di. Suat Abdik’in bir uçak kazası sonucu Samsun’da vefatından kısa bir süre sonra 12 Eylül Darbesi ile TMGT kapatıldı. Son merkezi, İstiklal Caddesi Yeşilçam Sokak’ta bir vakıf hanında idi.
TMGT ve Turizm
TMGT, o zaman tüm dünyada ve her alanda örgütlenmeye başlayan bir gençlik kuşağının ülkemizdeki eşdeğer kurumu niteliğindedir. O yüzden TMGT kendi döneminin dünya görüşünü sergilemektedir.
1980 Askeri Darbesi’yle kapanana kadar TMTG, turizm de dahil olmak üzere, Türkiye gençliğinin gereksinim duyduğu her alanda bir öğretim kurumu gibi çalıştı. Folklordan trafik eğitimine, izcilikten rehber kurslarına kadar bir dizi alanda faaliyet gösterdi. Hatta AISEC gibi kuruluşlara destek verdi. O yıllarda sürücü belgesi çok zahmetliydi. TMGT’nin daha sonra CHP milletvekili olacak İstanbul Emniyet Müdürü’nün desteği ile verdiği direksiyon kursları öğrencilere zahmetsiz ve çok masrafa girmeden belge almayı sağlıyordu. Bu kurslara katılmak için çok sayıda genç TMGT’nin kapısına yığılmıştı.
1955’de İstanbul Belediyesi, 1960’lı yıllarda TMTF, daha sonra Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı (TMGT) ve Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) ayrı ayrı rehberlik kursları açmışlardı. TMTF gibi gönüllü çalışanlardan oluşan TMGT, uluslararası alanda da dönemin gençlik örgütlerine (FIYTO, BITS, IUS-BITEJ, IYHF ve ISTC) üye idi.
TMGT, TMTF’ye benzer bir biçimde, yabancı dilde eğitim yapan lise ve dengi okullardan aldı kaynağını. Yabancı dil bilen her kesimden öğrencinin gerek sosyal gerekse bireysel güdülerini doyurabileceği bir alan olan bu örgütlenmeler, gönüllü bir çalışma grubunun havasını taşıyordu. Öğrenciler boş zamanlarında turizm faaliyetleri başta olmak üzere birçok alanda faaliyet gösterirdi. Üniversitelerden de katılım yüksekti. Türkiye’nin turizmine TMGT’nin yaptığı katkıların bir örneği 1977 yılında Türkiye’nin her yerinde aynı anda 66 otobüsle tur düzenlenmesidir. Bu turlarda 400 grup ağırlandı ve her grup otuz-kırk kişiden oluşuyordu. TMGT bir yılda sekiz bin dolayında öğrenci ve turisti ağırlayabiliyordu.
Turizme verdiği ağırlığı, açtığı amatör rehberlik kurslarıyla da gösteren TMGT, bu kurslarda üniversitelerden bu işin uzmanı hocaları çağırıyordu. Bunlardan biri Mehmet İhsan Tunay idi. Kurslar için gerekli olan kaynağın bir kısmı öğrencilerden kayıt ücreti olarak alınırken, büyük bölümü yürütülen faaliyetlerden elde edilen komisyonlardan sağlanıyordu.
Gönüllü çalışan öğrencilerin gerek kart satışlarından gerekse sembolik olarak aldığı paralardan başka hiçbir gelir kaynakları yoktu. Bu paraların çoğu zaman verilemediği dahi olurdu.
Bu dönemde gerek TMGT gerekse TMTF’nin yurtdışından getirdiği öğrenci ve turistler birkaç otelin dışında genellikle öğrenci yurtlarında konaklatılıyordu. Balıkesir, Eskişehir öğrenci yurtları o dönemlerin en gözde konaklama tesisleriydi. Bu kuruluşlar öğrenci yurtlarının yanı sıra Ankara, Antalya ve Kapadokya gibi bazı bölgelerde Turizm ve Tanıtma bakanlığına ait binaları belirli anlaşmalar çerçevesinde konaklama tesisi olarak kullanıyordu.
Ancak TMGT’nin özgünlüğü TMTF gibi gelen turistlerin, götürülen köyler ve yörelerde geleneksel evlerde konaklatılmasıydı. Konaklama tesislerin çok yetersiz olduğu o tarihlerde gidilen köy ve kasabalarda ev sahiplerine evlerini hostel türü konaklama yerlerine dönüştürmelerinin olanakları aranıyor buralardaki insanlara bu yönde çalışmaları öneriliyordu. Bu turların bir kısmında karşılaşma (rencontre) adı verilen, turist gençler ile ülkemiz öğrencilerinin birlikte toplantılar düzenleniyor, kültürel alışveriş dışında münazaralar yapılmaktaydı.
O dönemde konaklama tesislerinin yetersizliği sorununun yanında ulaşım olanaklarının çok yetersiz olması, turistik gezilerin kalitesini düşürüyordu. Örneğin, Nemrut Dağı’na geziye götürülen turistler belirli bir yüksekliğe kadar jiplerle ondan sonra ise katırlarla taşınıyordu. Ama sırf bu nedenle tura katılmış olanlar da vardı.
Diğer yandan ulaşım araçları da son derece sınırlıydı. Genellikle yarım burunlu Mercedes, Magirus Deutz Apollo tipi arabalar kullanılır bunlarla yapılan yolculuklar çok zaman alırdı. O dönemin bir diğer sorunu da Telefon gibi iletişim araçlarının yetersiz düzeyde olmasıydı. O dönemin sorunlarının ne derece ağır olduğunu, bir Fransız turistin ölümünü haber vermek aşamasında çekilen zorluklar ortaya koyuyor. Bu turistin ailesine haber verebilmek için bir gün telefonun bağlanması beklenilmişti.
TMGT ve TMTF Türkiye turizmine hem sayısal hem de niteliksel bir dizi değişim getirdi. O dönemlerde getirilen yeniliklerden biri şu anda bütün dünyada uygulanan vadeli ödeme olanaklarına ilişkindi. TMGT’nin başlattığı bu uygulamada peşin ödeme yerine kupon usulü (voucher) ödeme gerçekleştiriyor, otel ve diğer turistik birimlere ödenen paralar vadeye bağlanıyordu. O dönemin iktisadi koşullarının ve özellikle enflasyonun bu denli yüksek olmadığı bir süreçte otelciler ve lokantacılar bu kuponları yaklaşık bir yıl sonra TMGT’den tahsil ediyorlardı. Bu sistem aynı zamanda muhasebe açısından bir kontrol sistemini de olanaklı kılıyordu.
Türkiye turizminin ve bir anlamda acentacılığının/operatörlüğünün gelişiminde çok önemli yeri olan TMGT’in bünyesinde bugün çok yakından tanıdığımız kişileri de barındırıyordu. Bunlardan bazıları bugün seyahat başta olmak üzere birçok alanda faaliyet gösteriyor. Bülent Akarcalı ve Mehmet Ali Birand’dan Erdoğan Alkin’e kadar birçok kişi TMGT bünyesinde uzun yıllar çalışırken TMGT yurtdışında da (Belçika’da ve Fransa’da bir yurtdışı temsilciliğe sahipti) birçok bağlantıya sahipti.
TMGT 1970’li yıllarda Türkiye genelinde on altı öğrenci yurdu ve konaklama birimlerinde hizmet verirken dünyanın diğer gençlik örgütleri içinde İngiltere ve İsviçre 64’er tane konaklama tesisini gençlik turizmine açıyordu. TMGT’nin getirdiği öğrencileri barındırdığı yerlerin başında, Adana Erkek Yapı Enstitüsü, Adana Erkek yurdu, Afyon Lisesi, Ağrı Naci Göyçe Lisesi, Amasya Kız Öğretmen Okulu, Ankara Yenişehir Sağlık Koleji, Artvin İlköğretmen Okulu, Bursa Aykaç Öğrenci Yurdu, Denizli Lisesi Pansiyonu, Edirne Lisesi, Erzurum Atatürk Üniversitesi, İstanbul Youth Hostel, Yücel Turist Hostel, İzmir Türk Eğitim Derneği ve Ürgüp Sivritaş Öğrenci Yurdu geliyordu.
Bu konaklama tesislerinde fiyatlar, 1976 yılı için yalnızca yatak için yedi ile otuz Türk Lirası arasında değişirken, yatak+kahvaltı on beş – otuz Türk Lirası arasında idi.
TMGT ile gelen öğrencilere demiryolları ve deniz yolları ile yapacakları turlarda yüzde on ile kırk arasında indirim sağlanırken aynı dönemde THY, uluslararası uçuşlarda yüzde 60’a varan indirimler veriyordu.
Turizm konusunda da TMGT ile bir çekişme içinde olan MTTB (Milli Türk Talebe Birliği) 03.08.1975 – 16.10.1976 tarihlerini kapsayan faaliyet raporunda bunu şu sözlerle açıklıyordu: “TCDD Sirkeci Gar Müdürü ile görüşülerek, TMGH, GHD (Gönüllü Hizmetler Derneği) ve yandaşlarının aleyhte çalışmalarına rağmen istasyonda bir gişe tahsis edilmiş, TCDD ve aynı zamanda Bizim lehimize olan istasyonda öğrenci bileti satılmaya başlanmıştır. TMGT Başvuru tarihi geçtikten sonra hayali ve öğrencilikle ilgisi olmayan dernekler kurup TCDD’ye başvurması ve TCDD’nin de bunu kabul etmesi düşünülmesi gereken bir durumdur.”
1970’li yıllarda İstiklal Caddesi Tünel 471/2 numaralı binada merkezi olan TMGT’nin İstanbul Aksaray, Sultanahmet ve Ankara Yenişehir’de turizm ofisleri vardı. 1978 Yılında TMGT, Tünel’de yalnızca kart, vb. işlerini yapan bir önbüro bırakarak, Aksaray Yeşiltulumba Sokak’taki Yol-İş’in binasına taşında. Burada bir yıl kaldıktan sonra İstiklal Caddesi Yeşilçam Sokak’ta vakıflara ait bir binaya taşındı.
1975 baskılı ana tüzüğünde görüldüğü üzere TMGT, Dünya Gençlik Örgütü (WAY), Dünya Gençlik Teşkilatı (CENYC), Avrupa Gençlik Teşkilatları Konseyi, Avrupa Gençlik Vakfı Danışma Kurulu (YAC), Avrupa Tarım Konfederasyonu (CEA), UNESCO Milli Komisyonu, Uluslararası Öğrenci Seyahat Konfederasyonu (ISTC), Uluslararası Gençlik Turizm Teşkilatları Federasyonu (FIYTO), Uluslararası Gençlik ve Öğrenci Değişim Burosu, Uluslararası Gençlik Hostelleri Federasyonu (IYHF) üyesi idi.
Bugün 1949 yılında kurulan ISTC ve 1950 yılında kurulan FIYTO güçlerini birleştirmek amacıyla 2006 yılında kurdukları “World Youth Student and Educational (WYSE) Travel Confederation” altında hizmet vermekteler.
TMGT Görevlileri ve Yetişen Turizmciler
Bahattin Yücel, Talha Çamaş ve Türkiye’de turizmin kitleselleşmesinin öncülerinden Kültur’un sahibi Hami Fidanoğlu, Evren Turizm Kazım Zoto, Gürkay Armağan Sarı, Pacha Tours Mümtaz Teker, Pacha USA Mazhar Pepemehmetoğlu, Gestair Charters Süleyman Anılmış, Portekiz Abdullah Çoruhlu, İntra Travel Ertuğrul Karaoğlu gibi TMGT rehberlik kurslarına katılanlardan bir başkası da daha sonra ünlü maden mühendisi ve yazar olan Prof. Dr. Orhan Kural’dır.
TMGT Yöneticileri ya da faaliyetlerine katılanlar arasında diğer akla gelenler ise şunlardır: Genel Başkanlar Metin Kumbasar, Çetin Özek, Engin Ünsal ve Aydın Aybay; Av. Ertuğrul Maat (D. 1934 İstanbul. Hukukçu, yazar, işadamı, gazete sahibi ve 14. dönem Bursa milletvekili. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Hukuk Fakültesi’nde okurken, TMGT Genel Sekreterliğine seçildi. 1957’de İstanbul Demokrat Parti Gençlik Kollarını kurdu. Türkiye Milli Talebe Federasyonu seçimlerinde önemli rol oynadı. Bursa'da serbest avukat olarak çalıştı. Askerliğini yapıp Bursa'ya dönüşünde, Adalet Partisi'ne (AP) girdi.); Spor Hukuku uzmanı Av. Kısmet Kerkiner, Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı (TMGT) Dış İlişkiler Komitesi Üyeliği ve Başkanlığı (1965 -1969); Erol Manisalı, TMGT Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı olarak Avrupa Konseyi’nin CENYC örgütünde beş yıl Türkiye’yi temsil etti (11.11.2014 Cumhuriyet Gazetesi’nde “Dünden Bugüne Gençlik” başlıklı yazısı); G. Yön. Kurulu Üyesi Av. Ahmet Güryüz Ketenci (D. 1938 Çayeli, Osman, TMTF Başkanlığı, TMGT Genel Yönetim Kurulu Üyeliği, Türk Devrim Ocakları Genel Başkanlığı yaptı).
Feyzullah Yavuz Ulugün’ün Anımsadıkları
1975-76 Dönemi’nde bizden bir dönem önce katılanlara özenerek rehberlik kurslarına başladım. Gözümüzde rehberlik, gönüllü de olsa bir öğrenci için önemli bir harçlığın kazanılması, yabancı dilin geliştirilmesi, uluslararası ilişkiler ve dostlukların kurmanın ilk adımları, hatta kültürlerin doğrudan paylaşımı idi. Gençler için tam kimliklerinin oluştuğu bir evrede uluslararası düzeyde bir formasyon olanağı idi ve bu gelişim / değişim çok keyifli bir ortamda geçiyordu. Eminim ki yolu TMGT’ye uğramış her kişi kimliğine çok şey katmıştır. Kurs dönemi inanılmaz keyifli ve dostluk dolu bir ortamda geçti. 1977 Eğitim gezimizde (ters yönde iki otobüs Akseki’de karşılaştı) eğitmenlerimiz hem GS Lisesi’nden ve rehberlikten ağabeylerimiz, her ikisi de tıp öğrencisi olan Aydın ve Ayhan ağabeylerdi. Bir başka kurs eğitmenimiz ise Mesut Uzal idi.
Bu esnada çok başarılı bir dönem geçiren Kasım Zoto ve grubu TMGT’den ayrıldı. Söylenen mazeret Kültür Komisyonu’ndan birinin Muhasebe Müdürünün kafasına daktilo atılmasıydı. Yerine Mesut Uzal geçti. Bu yıllarda TMGT Genel Sekreteri Haşim Süner’di. Kasım Zoto, Kültur’u, Hami Fidan, Evren Travel’ı, Kayhan Süer Ortu’yu kurarak turizme devam ettiler.
Anadolu gezisi ve imtihan sonrası yapılan törende bizler artık rehber olmanın sevinci içindeyken yöneticiler “son bir ders” daha dediklerinde oldukça şaşırmıştık. Meğerse program dışında Kürt ve Ermeni sorunlarını anlatacaklarmış. Kürt sorunu o günlerde daha ziyade Doğu Sorunu başlığı altında görece bilgimiz olan bir konuydu ama iyi eğitim aldığını varsayan bizlerin birçoğu için Ermeni sorunu büyük bir sürprizdi. Daha sonraları rehberlik yaptığımda bu son dersin ne önemli olduğunu gördüm.
İlk yıl çaylak bir rehber olarak tur alma şansım olmadı. Çeşitli şirketlerin havaalanı transferlerini yapmak ya da bizden tecrübeli rehber arkadaşların turlarına katılmakla yetindim. Bu arada TMGT Tünel ve Sultanahmet bürolarında gönüllü çalıştım. Bir süre TMGT’nin yaz aylarında hostel olarak çalıştırdığı Sultanahmet’te Balıkesir Öğrenci Yurdu’nda TMGT’nin temsilcisi olarak görev yaptım. Yurt Dev-Genç’in kontrolünde idi, onları temsilen de Konyalı lakaplı Mehmet isimli biri vardı. Ancak pek sağlam ayakkabı değildi ve ufak meblağların peşindeydi. TMGT’nin zarar gördüğü düşüncesiyle bir gün Konyalı ile münakaşa ederken içeri giren biri ne oluyor diye bağırdı. Ben de heyecanlı bir şekilde durumu anlatmaya çalışırken okkalı bir tokat yedim. Ne olduğunu anlayamadan yanındakiler beni dışarı kaçırdı. Meğer tokadı atan Paşa Güven imiş, mecbur kabul ettik.
Sultanahmet bürosunda gençlik turizmine yönelik çeşitli kartları vb satarken büroyu o dönemlerde çok meşhur “Magic Bus” ile ortak kullanıyorduk. Bu otobüs Londra’dan hareketle Nepal’e kadar giden iki katlı bir ulaşım aracıydı. Hippiler ve maceraperestlerin gözdesiydi. Burada tanıdığım “at hırsızı” lakaplı …….. Sultanahmet’te pratikten yetişen turizmcilerin ilginç bir örneği idi.
Bu arada Mesut Uzal da TMGT’den ayrılmış yerine Zeki Önel geçmişti. Bir süre sonra okul ve kurs arkadaşım Hüseyin Muti Akgün, Turizm Departmanında teknik müdür olunca ilk grubumu almıştım. Bir “Nouvelles Frontiers” Fransız grubu idi. TMGT ve Doğan Tur’da birkaç tur daha yaptıktan sonra turizm bölümünde çalışan Metin Kazan, Ali Dalyan, Mustafa Kesim, Ümit Kızıltan (şimdi Kanada’da), Cem Yazıcı‘dan oluşan grup da TMGT’den ayrılarak yine TMGT kökenli Mesut Uzal, Ufuk Mestanoğulları’nın eklenmesi ile, adı kurucuların sayısından esinlenmiş “7 Tur”u kurdular. Tek başına kalmış 1977-78 yılları Teknik Müdürü (Operasyon Müdürü) Hüseyin Muti Akgün’e yardım için artık İstiklal Caddesi Yeşilçam Sokak’taki vakıflara ait bir binaya taşınmış olan TMGT’ye daha uzun süreler gider olmuştum. Kısa bir süre sonra Hüseyin de Tıp Fakültesine devam etmek için ayrılınca önce teknik müdür, kısa bir süre sonra da Turizm Bölümü ve Acentesi Müdürü oldum. Görevi yeni TMGT Genel Sekreter İbrahim Başak önermiş, daha doğrusu ikna etmişti. Gençlik cesareti olmasa, hiç kabul edilecek bir pozisyon değildi. Ancak bu kadar kısa bir süreç içindeki peşpeşe ayrılmalar beraberinde çok ciddi finansal ve personel sıkıntıları getirmişti. Daha da önemlisi gerek yurtiçi gerekse yurt dışında onarılması zor güven eksikliği doğurmuştu. Unvanım genel müdürdü ama benden başka da çalışan yoktu, büroyu ben açıyor ben kapıyordum. Hatta temizliğini bile ben yapıyordum. Fakat kısa sürede kursiyerler içinden gönüllüler büyük bir şevkle yardıma geldiler, özellikle kızlar günlük işlerde büyük katkı verdiler.
Sultanahmet bürosundaki Boğaziçi kökenli bir grup arkadaş (Arap lakaplı Osman Yağcıoğlu, Muhittin …., Emin Deniz Tüfekçi) önemli bir yükü alırken genel Sekreter İbrahim Başak da sezonda açılan Sultanahmet ofisi yanı sıra hala bir satış ofisimizin bulunduğu Tünel’deki binadaki işleri üstlenmişti.
Görünürde elimizde koca sezon için tek bir grup dahi yoktu. Daha da önemlisi bir sürü borca karşılık, kasada delikli bir kuruş yoktu. Kara kara düşünüp çözüm ararken ISTC şemsiyesi altında öğrenci turistlere yönelik sigorta işlemleri yapan, bizim de Türkiye temsilcisi olduğumuz ISIS’dan gelen bir ihtarname geçtiğimiz yılsonu itibarı ile yetkimizin iptal edildiği hatırlatılarak boş poliçelerin iadesi isteniyordu. Tek gelirimiz kartlar ve sigortalar idi. Bir de o yıllarda Limasollu Naci dışında bizim yaptığımız yurtdışı lisan kursları idi. Öğrencilere yönelik direksiyon kursları da yeni çıkan yönetmelikler doğrultusunda zaten çoktan kapanmıştı. TMGT olarak, gençler ve öğrencilere yönelik olarak FIYTO Gençlik Kartı (yurtdışında kimi indirimler sağlıyordu ancak Türkiye’de pek avantajı yoktu), ISIC Uluslararası Öğrenci Kartı (müzeler dahil bir çok yerde, özellikle THY’de yüzde 60 indirim sağlıyordu, IYHF Gençlik Hostelleri Kartı ve kitapçığı (ucuz konaklamanın yanı sıra çeşitli uluslardan gençlerin tanışma ve sosyokültürel alışveriş merkezleriydi) Tünel ve Sultanahmet bürolarımızdan satılıyordu. Sirkeci’de kurulan desk’ten de bu kartların yanı sıra gençlere düşük bir sabit ücret karşılığında Avrupa trenlerinde istediği güzergaha ikinci sınıf vagonlarda sınırsız seyahat olanağı sağlayan BIGE (daha sonraları INTERRAIL) kartı satılıyordu.
Çaresizlikten uygulamaya koydurduğum yöntem poliçelerin düzenleme tarihlerine 31 Aralık yazılması ama geçerlilik tarihlerine ise kullanılacak tarihlerin yazılması idi. Böylece önemli bir rahatlık yaşadık. Ama bunun da sonradan verilmesi gerekli bir hesabı vardı. Sigorta şirketini birkaç ay idare ettikten sonra sezonu atlatmıştık. Yaz sonunda tüm sigorta yaptıranlara, eğer sigorta poliçelerini kullanmamışlar ve geri getirirlerse “leh geri kullanım fonu”ndan (hiçbir anlamı olmayan ve olmaması da özellikle istenen bir cümle idi) cüzi bir miktar para geri alabileceklerini belirtir, bir yazı yazdırdım. Sigorta yaptıranların hepsinin öğrenci olduğu düşünülürse tamamına yakınının geri döndüğü kolayca anlaşılır. Geriye kalan bu poliçeleri iptal etmiş göstermek, kalan az miktar poliçe tutarını ödeyeceğimiz bildirmekti. Durumumuzu bilen ISTC’nin de baskısıyla kabul edilmek zorunda kalındı. Bu küçük başarımız TMGT’de emek vermeye başlamış yeni gönüllülerimiz arasında büyük bir motivasyon kaynağı oldu. Onur duyulacak bir şey değildi ancak sevgiyle bağlı olduğumuz TMGT’nin kurtarılması için doğrusu başka da seçenek yoktu.
O sırada döviz yokluğundan yurtdışına çıkış izni üç yılda bir veriliyordu. Ancak dikkatimi çeken bir ibare, “karşı tarafın davet ettiği, masraflarının karşılanacağını belirttiği kültürel çıkışların” bu uygulamadan muaf olduğu idi. Birkaç yıldır göz ardı edilen gençlik kampları faaliyetimiz bu tanıma uyuyordu. Yurtdışında bu işleri yapan kuruluşlar ile yapılan yazışmalar ve Cumhuriyet gazetesine verilen “hakkınızı kaybetmeden yurtdışına çıkış” ilanı beklemediğimiz bir ek kaynak olmuştu. Kampa gideceğim diyenlerin birçoğunun gitmeyeceğini tahmin ettiğimden ek bir depozito uygulaması getirmiştim. Tabii ki çoğu TMGT’ye kalmıştı. Ama Genel Sekreter’imizin baskısı ile elli yaşlarında bir kişiye de Gençlik Kamplarına katılacağına dair davet mektubu getirmek zorunda kalmıştık.
Uluslararası Gençlik Kampları birikimini yıllar sonra İzmit Belediyesi ve Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği bünyesinde İzmit’te, bu kez eski GHD yöneticilerince kurulmuş Gençtur adlı kuruluşla gerçekleştirmiş. Aynı keyfi İzmit’li gençlere yaşatmaya çalışmıştık.
Görünür de hiç turumuz yoktu. Yapı ve duruş itibarı ile bize en yakın olduklarını var saydığım Fransız LVJ –Loisirs et Vacance de la Jeunesse ile İtalyan ETLİ’ye durumumuzu açıklayan ancak bir zafiyet içermeyen ancak içinde siyasi hatırlatmalar da bulunan iki mektup yazdım ve teleks ile gönderdim. Bir süre sonra ETLI’den iki turun konfirme edildiği mesajı geldi. Tarihler belli ama ne güzergah ne de ne fiat verildiği belli değildi. Ortada buna dair hiçbir belge yoktu. Daha sonra samimiyeti ilerleteceğimiz ETLI Giovanil’in müdürü Alfredo Maggioni’ye telefon açarak durumu anlatmak zorunda kaldım. Önemli desteğini aldım. Kısa bir zaman sonra da LVJ’den “deneme mahiyetli” bir başka grubun onayını aldım. Ardından üzerine gittikçe Belçika Jeune Caravan Belge – JVC, Çekoslavakya - ÇKM ve Fransa Besançon’dan birkaç tur daha konfirme edildi.
Ancak sezon gelmişti ve otel rezervasyonlarında ciddi sıkıntılar yaşadım. TMGT’nin durumu her kes tarafından biliniyordu, bu çekingenliğe yol açıyor ya da yüksek fiat taleplerini doğuruyordu. Kaldı kı o günlerin otel kapasitesi düşünülürse boş oda bulmakta zorluk çekiyorduk. Örneğin Bursa’da çaresiz kalmıştık. Nihayetinde yıllardır çalıştığımız Kırlangıç Otel’in yeni bir otel açılacağını, orayı denememizi isteyince dört yıldızlı Dilmen Otel’le ilişkiye geçtik. Bizim gruplarımız gençlerden oluşuyordu ve genellikle iki yıldızlı otellerle çalışıyorduk. Sahibinin güzel indirim yapmasına rağmen fiatı maliyet hesaplarımızın üzerindeydi. Ne yazık ki başka çare de yoktu. Zararına da olsa rezil olmaktan kurtulmuştuk. Tek korkum genç konuklarımızın otelde yapacakları etkiydi. Korktuğum başıma gelmediği gibi, tam tersine konuklarımızdan otelin çok lüks olduğu ve kendilerini rahatsız hissettikleri şikayeti geldi. Bir Aziz Nesin hikayesi yaşamıştık. Yıllar sonra Ayvalık’ta kaldığım otelin adına dikkat edip, yöneticisi genç hanıma sorduğumda Adapazarı kökenli bir aile olduklarını Bursa’daki Dilmen Oteli babasının yıılar önce sattığını ve aynı ismi burada devam ettirdiklerini öğrendim. Hoş bir sürprizdi.
En azından moraller düzelmiş, borçlar ödenir olmuştu. Çark, ağır da olsa dönüyordu ama TMGT yönetiminin özellikle de Kadınlar Birliği Başkanı Günseli Özkaya’nın yönetim kurulu toplantılarına katılmak için istediği uçak bileti gibi masraf talepleri bizleri inanılmaz şaşırtıyordu. Halbuki biz Vakıflar’a ait ofisin kirasını bile, diğer borçların öncelikli olduğunu düşünerek ödemiyorduk.
Bu arada zaten Polonya’da AISEC stajında olan kursiyerimiz Ertuğrul Karaoğlu’nu, hiçbir tecrübesi olmamasına karşın BITEJ toplantısına (Genel Sekreter’in “sen git” şeklinde itirazına rağmen sırf ayakta durduğumuzu göstermek için ve zaten yurtdışında olması nedeniyle masrafının az olacağı, benim de ofiste tek yönetici olmam nedenleri ile) toplantıya katılmasını sağladık, ardından her ne kadar TMGT’den ayrılmış olsa da tam güven duyduğumuz Hüseyin Muti Akgün’ün de Atina’daki ISTC toplantısına katılmalarını güçlükle karşıladık.
Bu arada bir baskı da TÜRSAB’dan geldi, kanun gereği iki enformasyon memuru ve en az iki yıl tecrübeli acente müdürü zorunluluğu hatırlatılıyor aksi takdirde acente belgemizin iptal edileceği belirtiliyordu. Bizler rehberlik ve büro işlerini yapıyorduk ama statümüz resmi ve profesyonel değildi. Bu da bakanlığın enformasyon memuru imtihanına girip kazandıktan sonra SSK’ya iki yıldır çalışmakta olduğumun bildirilmesi ile aşıldı.
Her ne kadar amatör rehberlerimiz piyasada çalışıyor olsa da bakanlık artık brövesiz rehberlerin engelleneceğini yüksek sesle söyler olmuştu. Dolayısı amatör rehber yetiştirmek de suçtu ama TMGT’nin turizmdeki ana kaynağı da onlardı. Çare olarak Gönüllü Turizm Elemanları (GTED) adlı bir dernek kurduk. Amaç bir yandan TMGT’nin suçlanmasını önlemek öte yandan “amatör” adları nedeniyle sömürülen rehberlerimizin hakkını korumaktı. Seyahat acentelerine yönelik asgari ücret tarifesi bile yayınlamıştık. Ancak polisin bir baskını ile bu dernek üzerine de gidildiğini anladık. Bu arada göz altına alınan dernek saymanı Sinan Acarel boş yere zor günler yaşadı. Uzun uğraşlar sonucu bu derneği kapattık.
Vaziyet belliydi, bu durumda sürdürmek çok zordu. Bizler zaten üniversite öğrencileriydik, okul ve derslerle de uğraşmak zorunluluğumuz vardı. Öğrenciliğim ve daha önemlisi yapmak zorunda olduğum gemi stajları nedeniyle sürekli çalışmamın mümkün olmadığını söyleyerek köklü çözüm bulunması gerektiğini ifade ettim. Genel Sekreter İbrahim Başak zaten yakın şahidi olduğu durumu Genel Başkan Suat Abdik’e anlatttı. Başkan, bu arada Turizm Bakanı Alev Çoşkun yardımıyla Sirkeci sahildeki Sepetçiler Kasrı’nın bizim kullanımımıza tahsis edilebileceği önerisi ile geldi. Tarihsel olarak müthiş bir yapı idi ama dört duvardan ibaret, büyük bir yatırıma ihtiyaç duyuyordu. Halbuki biz bırakın yatırımı günü zor kurtarıyorduk. Yatırımcı ortak da olmayınca bu hayal gerçekleşmedi. Bizim hostel olarak kullanılmak üzere talebimiz olan üç TURGEV binasının tahsisi yapılmış, ancak gecikme nedeniyle IYHF kitapçığında yer almamıştı. Yönetimi de doğrudan bize verilmemişti. Dolayısı ile o sene bize katkısı olmadı.
Bu arada daha önce de TMGT Fransa Temsilciliği yapmış ve FKP’ye yakın olan Ümit Şen’e Genel Yönetim tarafından tekrar yetki verilmiş ve bize aktarıldığı üzere siyasi baskı ile THY koltukları kapatılmış ve TMGT ile çalışmadıkları takdirde Türkiye’ye uçamayacakları belirtilmişti. Bu toplantı da bulunan Nouvelles Frontieres temsilcisi “gerekirse yürüyerek gideriz” diye tepki verince bu plan geri tepmişti. Tüm bunlardan bizim haberimiz daha sonraları oldu. Bu arada Bulgaristan Plovdiv’de Bureau International de Tourisme pour Les Etuidants et la Jeunesse (BITEJ) ve Lisbon’da Federation Internatioal of Youth Travel Organisations (FIYTO) kongrelerime katıldım.
Nihayetinde yönetimce ne yapılabileceği bizlere sorulunca Avrupa’daki benzer kuruluşların (yukarıda adları verilen vb) dernek ve turizm şirketlerinin ayrıştığını ve çalışanların profesyonel olduğu yapıları gösterdik. Önerimiz TMGT’nin ve çalışanlarının pay sahibi olduğu bir yapı idi. Böylece yaşamlarının dönüm noktasındaki gençler isterlerse geleceklerinden endişe duymadan devam edebileceklerdi. Şirketin adı da TMGT olmalı ve yıllardır bilinen “TMGT” sembolünü kullanabilmeliydi. Başkan Suat Abdik sonunda kabul etmişti ancak yönetim kurulunun diğer üyeleri kabul etmemişlerdi. Ancak bu kısa sürede bunca ayrılışı yaşamış ve yakın şahidi olmuş Genel Başkan ve Genel Sekreter bu yeni yapılanmayı mutlaka gerçekleştireceklerini söyleyerek bizleri cesaretlendirmeye çalışıyorlardı. Ancak ben stajım nedeniyle ayrılmak zorunda kalmıştım. Bu arada Genel Başkan (aynı zamanda Hukuk Fakültesi’nde asistan olan) Suat Abdik, 23 Aralık 1979’da Samsun’dan Ankara’ya dönerken geçirdiği bir uçak kazasında hayatını kaybetti.
Bir zaman sonra İbrahim Başak arayarak “TMGT – Tarihi Merkezleri Gezi Turizmi Ltd” adlı şirketin kurulduğu ve benim de ortak olduğumu söyledi, Ticaret Sicil Gazetesi’ni gösterdi. Doğruydu gıyabımda noteri ikna ederek beni de ortak yapmışlar ve şirketi kurmuşlardı. Ancak ortaklar arasında TMGT yoktu ya da TMGT Yönetiminin bu yönde bir karar beyanı yoktu. Yalnız büyük ortak, bir zamanlar Genel Sekreter İbrahim Başak’ın yurt dışına kültürel çıkış yapması için bizi zorladığı yaşlı beyefendi idi. (Oranları ve diğer ortakları hatırlamıyorum)
İntra’nın kuruluşu
Bu iş olmaz deyip kapattım ama görünen o ki İbrahim Başak ısrarlıydı. Üç – beş ay sonra ben gemi stajından döndükten sonra Hüseyin Muti Akgün, Ertuğrul Karaoğlu ve beni bir araya getirdi. Yokluğumda Ertuğrul Karaoğlu ve İbrahim Başak bir şekilde anlaşmışlar, Hüseyin’i de ikna etmişler. Başlangıçta Ertuğrul’un dayısı Korkmaz Tekin Onay’ın üzerine kurulmuş bir şirkete ortak olmamı istediler. Çekingen olmama rağmen sonrasında ikna oldum, ortaklık katkısı olarak da annemi ikna ederek kimi mücevherlerini sattırdım.
Ben, Hüseyin ve Ertuğrul’un katıldığı Pattaya’daki FIYTO konferansından sonra Prag’daki BITEJ toplantısına ben ve Ertuğrul katıldık. Bu esnada 12 Eylül darbesinin olduğunu Amerikalı delegelerden öğrendik. Ne olduğunu bir türlü detaylı olarak öğrenemiyorduk. Prag’daki elçiliğimizi telefonla arıyor ancak “memleketimize hayırlı olsun” cevabından başka bir yanıt alamıyorduk. Yurtdışında kalmalı mı, yoksa dönmeli miyiz bilemiyorduk. Birkaç gün kaldıktan sonra Ertuğrul’a İtalya’ya ETLİ Alfredo’nun yanına gönderdim, bense Türkiye’ye döndüm. Bir hafta sonra şahıslarımıza karşı bir şey olmadığını görerek Ertuğrul’a dönebileceğini söyledim.
Bir süre sonra gerek bürodaki gerekse uluslararası toplantılardaki Ertuğrul’un tavırlarından ve Korkmaz Tekin Onay’ın “benim şirketim” sözlerinden bu sözlü ortaklık anlaşmasının hayata geçirilmesinin pek düşünülmeyeceğini görmeye başladım. Sonunda “sizin ortaklık için verdiğiniz parayı iade edeceğiz,” sözü hiç sürpriz olmamıştı. 12 Eylül Darbesi de sektöre bir darbe vurmuş olduğundan turizm benim için sona ermişti ta ki derinlerde kalmış bu hevesi yıllar sonra İzmit’te Melody Yat İşletmeciliği (sonrasında gemi acenteliği), “C” grubu Nikomedia Seyahat Acentesi ve bugünlerde Bithynia Yat İşletmeciliği A.Ş. ile tatmin edinceye kadar.
Ancak bu arada 1990’larda Makbule Orhan Hanım’ın müdürlük döneminde Kocaeli Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nde verdiğim “Gençlik Turizmi” başlıklı konferans, yıllar sonra öğrendim ki Bakanlık tarafından eğitim kaseti olarak kullanılmış. Bu da bana TMGT’nin gençlik turizmi birikiminin ne denli geçerli olduğunu hatırlattı.
Üzerinden kırk yıla yakın geçmiş olmasına karşın TMGT’nin kimliğimin oluşmasında olumlu etkisi olduğuna inanır, o günleri hala büyük keyifle anarım. Tüm “Tımgıt”lılara selam olsun.
Referanslar
Ahipaşaoğlu S. (2001). Turizmde Rehberlik. Ankara: Detay Yayıncılık; Bizim Şehir Gazetesi, 06. Kasım 1953 s. 3; Cumhuriyet Ansiklopedisi (1961 – 1980), s. 158; Gülşen, E. (2019). Osmanlı’dan Günümüze Kulaktaki Tınılar: Kocaeli’de Müzik Kültürü. İzmit; Hürkan, S. (2007). Ortanın Solunun Ulusal Ülkücüleri (Birinci baskı). İstanbul: Sinemis Yayınları; Kaya, A. (2010). Türk Siyasi Tarihi’nde CHP’nin Gençlik Kolları. (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi). İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensitüsü; Milliyet Gazetesi, 1 Ağustos 1959, s. 2; Milliyet gazetesi, 17 Temmuz 1954, s. 2; Milliyet Gazetesi, 18 Ocak 1972, s. 9; Milliyet gazetesi, 18 Temmuz 1954, s. 2; Milliyet Gazetesi, 27 Şubat 1975, s. 10; Milliyet Gazetesi, 30 Ağustos 1965, s. 3; Nebioğlu, K. G. (2009). Türkiye’de Profesyonel Turist Rehberliği (Uzmanlık Tezi). Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı; Turan, İ. (2004). İsmet İnönü “Konuşma, Demeç, Makale, Mesaj ve Söyleşileri 1961-1965”. Ankara: İnönü Vakfı; Turing Kulübü Dergisi, Şubat 1961; Türk Yolu – Bizim Şehir Gazetesi, 27 Temmuz 1962. Aktaran Mustafa Sağıroğlu, Seka Postası, s. 281; Türkyolu Gazetesi, 15 Ağustos 1950, s. 1; Yeni İstanbul Gazetesi, 1 Aralık 1954, s. 2; Yılmaz, T. S. (1997). Türkiye'de Gençlik Hareketleri. İstanbul: Toplumsal Dönüşüm Yayınları.