Selçuklu Uygarlığı Müzesi

MÜZE Tarih Müzesi

(Kayseri, 2014 - )

Maddeye katkıda bulunan yazarlar:
Yazar: PELİN CANDAR (2025) (Madde metni için tıklayınız)
Yazar: TUĞBA BAĞBAŞI (2025) (Madde metni için tıklayınız)
1 / 2

"Çifte Medrese" olarak da bilinen Gevher Nesibe Darüşşifası ile Gıyasiye Medresesi, Anadolu Selçuklu Mimarisinin önemli örneklerinden biridir. Bu yapı kompleksi, Selçuklu Sultanı II. Kılıçarslan’ın kızı Gevher Nesibe Sultan’ın vasiyeti doğrultusunda, kardeşi I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 1205-1206 yıllarında inşa ettirilmiştir. Mimari sadeliği ve tarihsel işleviyle öne çıkan bu külliye, Anadolu'nun mimarlık mirası içerisinde günümüze ulaşabilmiş en değerli yapılar arasında yer almaktadır.

Osmanlı döneminde sınırlı onarımlar görmüş olan yapı, uzun süre harap durumda kalmıştır. Ancak 1960’lı yıllarda başlayan restorasyon çalışmalarıyla yeniden ayağa kaldırılmış, 1980’li yıllardan itibaren ise Erciyes Üniversitesi bünyesinde Tıp Tarihi Müzesi olarak kullanılmaya başlanmıştır. 2012 yılında ise müzenin kullanım hakkı yerel yönetime devredilerek, burada Selçuklu dönemine odaklanan kapsamlı bir müze oluşturma süreci başlatılmıştır.

İki yıl süren titiz çalışmalar sonucunda, yapının çatı başta olmak üzere çeşitli bölümleri onarılmış; müze koleksiyonu ve sergi içeriği özenle hazırlanmıştır. Nihayetinde bu tarihi ve kültürel yapı hem Kayseri kent hafızasında hem de Anadolu’nun evrensel kültürel mirası içinde taşıdığı önemi yansıtan bir Selçuklu Müzesi’ne dönüştürülerek, 21 Şubat 2014 tarihinde ziyarete açılmıştır.

Tematik bir kurguya sahip olan müze, Kayseri'nin tarihsel birikiminden hareketle Anadolu Selçuklu uygarlığını çok yönlü bir biçimde ele almaktadır. Müzenin bir bölümü, "Selçuklu Kenti," "Selçuklu Mimarisi," "Sanat", "Bilim," "Kıyafetler", "Kayseri'de Selçuklular" ve "Anadolu'da Selçuklular" gibi başlıklarda Selçuklu medeniyetini tanıtmaktadır. Diğer bölümü ise yapının özgün işlevine uygun biçimde sağlık temasına odaklanarak; "Hastalıklar," "Tedavi Yöntemleri ve Tıbbi Aletler," "Hekimler," "Eczacılık," "Su ve Sağlık," "Müzikle Tedavi" ve "Renkle Tedavi" gibi konuları ele almaktadır.

Müze, yalnızca klasik sergi anlayışıyla sınırlı kalmayıp, dijital ve etkileşimli uygulamalarla ziyaretçilere deneyimsel bir öğrenme imkânı sunmaktadır. Ziyaretçiler, sesli anlatımlar, uygulamalı alanlar ve teknolojik araçlar aracılığıyla Selçuklu uygarlığına ilişkin bilgileri daha etkili biçimde edinme fırsatı bulmaktadır. Ayrıca çocuklara yönelik hazırlanan özel bölümde çizgi filmler ve eğitici oyunlarla çocukların Selçuklu kültürünü sevmesi amaçlanmaktadır. Müze bünyesinde ayrıca çeşitli sanatsal ve kültürel etkinliklerin düzenlenebileceği alanlar da yer almaktadır.

Referanslar

Kayseri Belediyesi, (2025). https://www.kayseri.bel.tr/kesfet-listeleme/selcuklu-uygarligi-muzesi, (Erişim Tarihi: 11.04.2025); Selçuklu Müzesi, (2025). http://www.selcuklumuzesi.com/ustmenu.asp?id=8&euid=1&sid=8, (Erişim Tarihi: 11.04.2025.

2 / 2

Selçuklu Müzesi, Kayseri il merkezine yer alan Mimar Sinan Parkı içerisinde yer almaktadır. Günümüzde müze binası olarak kullanılan yapı, Anadolu Selçuklu dönemine ait Gevher Nesibe Sultan tarafından yaptırılan Çifte Medrese'dir. 

Çifte Medrese adıyla bilinen yapı, Kayseri’de 1205/6 yılında Gevher Nesibe Sultanın vasiyeti üzerine şifaiye-gıyasiye (çifte) medreseleridir (Dişli 2014: 13). Selçuklu döneminde hem darüşşifa hem de tıp eğitimi veren bir yapı kompleksidir. 

Yapı üzerindeki inşa kitabesine göre yapı H. 602/ M. 1205-1206 yılında inşa edilmiştir (Yoska 2005: 127). Kayseri merkezde yer alan bu tarihi yapı Anadolu Selçuklu Dönemine ait günümüze sağlam bir şekilde ulaşabilen en erken tarihli darüşşifadır (Cantay 1992: 41-44). 

Anadolu Selçuklu dönemine ait olan yapı, tek katlı ve darüşşifa, hamam, medrese ve Gevher Nesibe Sultan’ın türbesini içinde barındıran bir külliyedir. Çifte medresenin Daruşşifa ve medrese bölümlerine giriş taç kapısı ayrı ayrı yerlerde olup, ön cephede yer almaktadır. Anadolu Selçuklu dönemi mimari geleneğine uygun olarak tasarlanan taç kapı beden duvarından dışa taşkın, sivri kemerli ve mukarnas kavsaralı tasarlanmıştır. Giriş açıklığı basık kemerli ve dikdörtgen formludur. Taç kapı üzerinde yer alan bordürlerde geometrik süslemeler hâkimdir. En içte yer alan bordür çok kollu yıldız motifler ile bezenmiştir. Taç kapı üzerinde yer alan beyaz mermer kitabe mevcutturn (Çayırdağ 2010: 372)  .

Külliye’nin medrese taç kapısı, oldukça sade tasarlanmıştır. Taç kapı üzerinde bezeme öğesi yer almamaktadır. Mukarnas kavsarası olmayan taç kapıda giriş açıklığı dikdörtgen formda ve basık kemerli olarak tasarlanmıştır.

Küllliye’nin dış cephesini çepeçevre dolaşan belirli aralıklarla yerleştirilmiş çörtenler bulunmaktadır. Külliyenin pencereleri döneme uyun olarak tasarlanmış olup, mazgal şeklindedir. Medrese ve darüşşiya yapıları birbirine bitişik olarak inşa edilmiştir. İki yapı arasındaki geçiş bağlantısı yapı içerisindeki bir koridorla sağlanmıştır. Yapı inşasında kesme taş malzeme kullanılmıştır. Medrese ve darüşşifa yapıları plan açısından incelendiğinde her iki yapının da revaklı, açık avlulu, ve dört eyvanlı plan şemasına sahip olduğu görülmektedir. Darüşşifa bölümünün batısındaki koridordan bimarhaneye geçiş yapılmaktadır. Burası akıl hastalarının tedavi edildiği birimdir. 

Yapıda bulunan türbe ise medrese bölümündedir. Türbe iki katlı, alt kat cenazelik üst kat ziyaret amaçlı düşünülmüştür. Türbede herhangi bir kitabeye rastlanılmamış ve mezar taşı günümüze ulaşmamıştır. Günümüzde cenazelikte yer alan sanduka semboliktir. Türbenin külah kısmında Ayet’el Kürsi yer almaktadır. Bu ayetin sonuna ise dinde zorlama yoktur, anlamına gelen “Lâ ikrâhe fi’d-dîn” Ayeti bulunmaktadır. 

Darüşşifa ve tıp medresesi için büyük bir vakıf kurulmuş, fakat vakfa ait vakfiye kaybolmuştur. Osmanlı dönemine ait XVI yüzyıl vakıf tahrirlerinde bu vakfın kayıtları bulunmaktadır. Osmanlı döneminden itibaren darüşşifa bölümü medrese olarak kullanılmıştır. Yapı, Birinci Dünya Savaşı'nda askeri hizmet binası olarak kullanılmıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2007 yılında yapılan restorasyon çalışmaları sonucunda yapı Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ne bırakılmıştır.

Günümüzde Selçuklu Uygarlığı Müzesi olarak kullanılmaktadır. Müze içerisinde madeni, cam ve seramik gibi malzemelerden yapılan eserler sergilenmektedir. Anadolu Selçuklu dönemine ait olan eserler kronolojik olarak öğrenci hücreleri içerisinde sergilenmektedir. Müzede madeni ve seramik aydınlatmak araçları, madeni ve seramik kap kacaklar oldukça dikkat çekicidir. Ayrıca müze içerisinde Türklerin Anadolu’ya geliş serüveni kronolojik olarak teknolojik donanım ile ziyaretçilerin hizmetine sunulmuştur. Müze içerisinde yer alan akıllı ve dokunmatik ekranlarda yer alan bilgi kutucuklarından dönem hakkında siyasi, sosyal, kültürel yönde bilgiler verilmektedir. Darüşşifa ve medrese arasında yer alan bağlantı koridorunda yine teknoloji yerinde kullanılarak Selçuklu dönemi günlük hayat sesleri dinletisi müzeye gelen misafirlere dinletilmektedir. Darüşşifa bölümünde ise akıl hastalarının eskiden nasıl tedavi edildiğine dair bilgiler sunulmakta ve odalar içerisinde bal mumu heykelleri ile gösterime sunulmaktadır. İnsanların burçlarına göre müzikle tedavi şekilleri ve hangi burca hangi müzik makamının iyi geldiğine dair kısa bilgiler de yine bu alan içerisinde yer almaktadır. Teknoloji kullanılarak su sesi ve zeminde su efekti verilen alan gelen ziyaretçilere sakinlik ve huzur sunmaktadır.

Referanslar

Bağbaşı, T. (2018). Kayseri Selçuklu Uygarlığı Müzesi’ndeki Keramik Kandiller. (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Kayseri: Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Cantay, G. (1992). Anadolu Selçuklu ve Osmanlı Darü’ş-şifaları, 41–44; Çayırdağ, M. (2010). Gevher Nesibe, Kayseri Ansiklopedisi, C-III, İstanbul; Dişli, G. (2014). Anadolu Selçuklu ve Osmanlı Darüşşifalarında İşlevsel Sistemlerin ve Koruma Ölçütlerinin İrdelenmesi. (Yayınlanmamış Doktora Tezi). Ankara: Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü; Yoska, E. (2005). Türkiye Selçuklularında 13.yy da Tıbbı Gelişmeler. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Kayseri: Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.