Nevizade Sokak

Gastronomi

Kanuni Sultan Süleyman’ın diplomatik ve ticari ilişkilerinin iyi olduğu bilinen Fransa Kralı I. Fransuva’ya bir jest olmak üzere, 1535’te Fransız elçiliğinin Galata surları dışında bir alana çıkmasına izin vermesiyle Pera’da (bugünkü ismiyle Beyoğlu) yerleşim başlar. İlk adımı atan Fransızlar’dan sonra diğer elçiliklerin ve elçiliklerle ilişkili ticaret erbabının da bu bölgeye yerleşmeleriyle bölgenin gelişimi hızlanır. 1800’li yılların başına kadar Pera, bağ ve meyve bahçeleriyle kaplı ve mezarlıkların olduğu bir tepelik olup, nüfusu az olan ve mütevazi bir yaşam sergileyen kırlık bir bölgedir. Ancak 1839 yılında ilan edilen Tanzimat Fermanı’ndan sonra Osmanlı’da Batılılaşma süreci ve yeni yasal düzenlemeler ile gayrimüslimlere sağlanan izinler nedeniyle Pera, elçilerin, uzmanların ve Levanten’lerin yoğunlukta olduğu bir yerleşim yeri haline gelir. Rum yoğunluğu olan Pera bölgesinde zamanla Ermeniler, Museviler ve Müslüman Türkler de yaşamaya başladı.

XIX. yüzyılın ortalarından itibaren elçilik binaları, kilise, sinagog vb. dinsel yapılar, okullar, görkemli konutlar, yabancı seyyahları ağırlayan ilk oteller ve ilk belediye, postane, telgrafhane gibi yapılar çoğalmaya başladı. Pera’da batı tarzı bu yapılara pasajlar, tavernalar, balohaneler, birahaneler, pastaneler, tiyatrolar, operalar, sinemalar, kitapçılar mağazalar ve terziler eklenince Grand Rue de Pera yani Cadde-i Kebir (Büyük Cadde) ve günümüzde İstiklal Caddesi adını almıştır. Cadde ve çevresi kültür, sanat ve ticari anlamda renkli bir yaşamın odak noktası oldu.

Galata ticari kuruluşlara ve onların resmi binalarına rağmen Beyoğlu; konut, ticari ve kültür-sanat binalarına ev sahipliği yaparak farklılık gösterdi. Çelik Gülersoy’a göre, Galata’da çalışan zengin kesim havası temiz ve ortamı nezih olan Pera’da oturur ve eğlenirdi. Avrupa kentlerinin küçük bir örneği olan Pera’da varlıklı Levanten ve Hıristiyanların tüm zenginliklerini ve kültürlerini sergileyen mimari yapıların varlığı ve Fransız/İtalyan tiyatrolarının kuruluşu çoğaldı. Grand Rue de Pera’nın tam ortasındaki Naum Tiyatrosu, Avrupa’daki önemli opera yapılarından biri haline geldi. Tüm bu gelişmelerle Beyoğlu, Osmanlı Devleti’nin batıya yönelen yüzü olarak değerlendirildi.

Birinci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı'nın sonunda ticari ve kültürel-sanat yaşamı sekteye uğrayan Beyoğlu ve İstiklal Caddesi ve de arka sokakları, günümüze kadar gelen süreçte ise, siyasi ve yönetimsel karışıklıklar, caddedeki sosyal, kültürel ve ekonomik yaşamı etkilemiş olmasına rağmen merkezi bölge olma özelliğini sürekli korumaktadır. 1990’lı yılların başında yaya yolu olan İstiklal Caddesi, Tünel-Taksim arasında tek hatlı, nostaljik tramvay seferleri ile de ilgi odağıdır. Geçmişten günümüze her sınıftan insanın ağırlandığı, sokaklarında farklı amaçta ve kılıklarda insanların dolaşıp, çeşitli dillerin konuşulduğu, alafranga yemeklerin yendiği ve değişik eğlence mekanlarında vakit geçirildiği bir mekandır. Bu ticari ve kültür aksı içinde en çok ilgi çeken yerlerden biri olan Nevizade Sokak, yeme-içme ve eğlence mekanları ile sosyal yaşamının 24 saat canlı olduğu yerdir.

Balık restoranları, meyhaneler, kafeler ve eğlence merkezlerinin bulunduğu ve 12 ay boyunca (yaz-kış) insanlarla dolup taşan Nevizade Sokağı, sohbet eşliğinde anları çoğaltan bir atmosferde yaşanır. Ünlü Çiçek Pasajı’nın (Naum Tiyatrosu ya da Cite de Pera) arkasında ve Balık Pazarı’nı dik kesen sokak, çevresiyle kültürel bir bütünlük içindedir. Sokak ve çevresi yazarların, şairlerin ve sanatçıların buluşma yeridir. Sokaktaki meyhaneler, entelektüel tartışma yeri ve hayat, siyaset, edebiyat, sanat sahnesidir. Nevizade’deki Lambo’nun Meyhanesi, Türk şairimiz Orhan Veli’nin şiirler yazdığı ve Türk hikayeciliğinin öncülerinden Sait Faik’in ve Leyla Erbil, Leyla Umar, Güner Kuban ve Mina Urgan gibi dönemin kadın edebiyatçılarının da sıklıkla uğradığı yerdir. Şairimiz İlhan Berk burayı dünyanın en küçük meyhanesi nitelemesi olan “Bir tramvay büyüklüğündedir” diye anarak mekanın küçüklüğünü vurgular, ancak edebiyatçılarla ve edebiyat sohbetleriyle mekan büyür. Nevizade’de yarı karanlık Lefter’in Meyhanesi de şair, yazar ve sanatçılarla doludur. Yakın tarihin izlerinin yaşatıldığı ve sanatın paylaşıldığı ve de hayatın bütün gerçeğiyle konuşulduğu meyhaneleriyle ünlü bu sokak, hala entelektüel sofralarla canlıdır ve hayat doludur.

İlk zamanlarda Rumlara ait meyhanelerin daha sonra Türk meyhanelerin olduğu Nevizade Sokak, günümüzde farklı zevklere hitap eden mekanlarla turistik bir sokaktır. Nevizade Street Fest harika bir festivali deneyimi sunarak tarihi yaşatmakta ve sosyal yaşamı renklendirmektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

Akın, N. (1998). 19. Yüzyılın İkinci Yarısında Galata ve Pera (Üçüncü baskı). İstanbul: Literatür Yayınları; Avcı, S. (1994). Beyoğlu İlçesi. İçinde; Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Cilt II (ss. 220-221). İstanbul: Kültür Bakanlığı ve Tarih Vakfı Ortak Yayını; Berk, İ. (1993). Pera. İstanbul: Adam Yayınları; Cezar, M. (1991). XIX. Yüzyıl Beyoğlusu. İstanbul: Ak Yayınları Kültür ve Sanat Kitapları; Duhani, S. N. (1990) Beyoğlu’nun Adı Pera İken, İstanbul: Çelik Gülersoy Vakfı Yayınları; Gülersoy, Ç. (1994). Beyoğlu’nda Toplumsal Değişme. İçinde; Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Cilt II (ss. 218-220). İstanbul: Kültür Bakanlığı ve Tarih Vakfı Ortak Yayını; Tekeli, İ. (2013). İstanbul’un Planlaması ve Gelişmesinin Öyküsü. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Akıncı, T. (2019). Beyoğlu. İstanbul: Remzi Kitabevi; Birsel, S. (2002). Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu (Dördüncü baskı). İstanbul: Sel Yayıncılık; Freely, J. ve Freely, B. (2014). Galata, Pera, Beyoğlu: Bir Biyografi (Çev: Yelda Türedi). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları; Gülersoy, Ç. (2003). Beyoğlu’unda Gezerken. İstanbul: Çelik Gülersoy Vakfı Yayınları.