1760 yıllarında inşa edilmiştir. Başka kaynaklarda da XIV.-XV. yüzyıl arasında yapıldığı belirtilmektedir. Avluya biri kuzeyden, diğeri güneydeki iki kapıdan girilmektedir. Adıyla mahremiyeti simgeleyen cami, tünel gibi girişiyle dikkat çekmektedir. Mahrem bölgesi denmesi bazı şeylerin mahremiyet içerisinde kalmasından dolayı böyle bir plan içerisinde böyle bir düşünceyle yapıldığı söylenmektedir. Güney kapısı, harimin batısındaki minarenin kaidesinden açılan kapıdan beşik tonoz örtülü tünelvari bir geçit ve 11 basamaklı merdivenle avlunun güneybatısına ulaşılmaktadır. Avlunun doğusunda şadırvan, hela ve medreseler vardır.

Cami, düzgün kesme taşlardan inşa edildi. Avlunun güney kısmında doğu-batı doğrultusunda yerleştirilen iç mekân, güney ve kuzeydeki beden duvarlarından yüksek tutulan kemerlere bindirilen kirişlerden meydana gelen kırma çatı ile örtülü alaturka kiremitle kaplıdır. Mihrap dikdörtgen silmeli ve sivri kemerli olup nişin içine yerleştirilmiştir. Mihrabın sağında tamamen taştan yapılan orijinalliğini koruyan minberi yer almaktadır. Mihrabın her iki yanına yapının zemine daha sağlam oturup oturmadığını anlamak için kendi eksenleri etrafında dönebilen iki sütun konulmuştur. Caminin hasar görüp görmediğini belli eden sütunların 500 yıldır döndüğü söylenmektedir. Mihrabın üst kısmında iki yana yerleştirilen konsol şeklindeki kandillikler yer almaktadır. Harimin kesme taş örgülü doğu, kıble ve batı cephelerini oluşturan duvarlarda pencereler vardır. Harim kapısının kemer köşeliklerine yüzeyi boş bırakılan iki rozet yerleştirilmiştir. Harimde yer alan asıl mihrap gösterişlidir. Harim girişinin iki yanında yer alan üçerden altı altlık ve girişin üzerinde mahfile açılan iki küçük pencerenin yanı sıra son cemaat yerinin doğusunda kalan bir mihrabiye bulunmaktadır.

Caminin güneybatısına bitişik kesme taştan yüksek kaideli ve altı kapı vazifesi gören, poligonal kısa gövdeli ve şerefesi ahşap olan minare yer almaktadır. Cami, üstü minare, altı giriş olan nadir camilerden biridir. Minare kaidesini oluşturan kübik taç kapı kütlesinden minarenin çokgen gövdesine geçişte prizmatik üçgenler kullanılmıştır. Kısa tutulan çokgen minare gövdesi üstten bir kornişle sınırlandırılmış ve bunun üzerine ahşap direklerin taşıdığı saçaklı konik külahın örttüğü şerefe yerleştirilmiştir. Minareye giriş gövdenin kuzey cephesinden açılan ve tonoz örtülü geçidin üzerinden bulunan kapıdan geçilmektedir. Cami, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 15. 11. 1965 tarihinde aldığı 1668 sayılı kararıyla tescil dilerek korumaya alınmıştır.