Karatay Han

Kervansaray ve Han Han Doğal ve Kültürel Miras Kervansaray Han

Kayseri’nin 50 kilometre doğusunda yer almaktadır. İç Anadolu’yu Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya bağlayan Kayseri-Malatya karayolunun üzerinde bulunmaktadır. Atabey Emir Celaleddin Karatay tarafından yaptırılan Han’ın iki kitabesine göre holü, Alaeddin Keykubad zamanında, avlusu da 1240-1241’de Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında tamamlanmıştır. Klasik planlı Selçuklu kervansaraylarındandır. XIII. yüzyıl Anadolu’sundaki bütün süsleme türlerine (geometrik, bitkisel, figüratif ve mukarnas gibi) yer verilmesi ve vakfiyesinin bulunması açısından döneminin en önemli yapısıdır.

Selçuklu dönemi hanlarından Kervansaray, Mübarizeddin Ertokuş Kervansarayı ve Karatay Han’ın vakfiyesi bulunmaktadır. 1247 yılında düzenlenen Karatay Han vakfiyesinde hanın ve handa çalışan görevlilerin masraflarını karşılamak için pek çok gayrimenkulün vakfedildiği, hanın işleyişini idare ve kontrol etmek için bir heyetin tayin edildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca; hamamcı, imam, müezzin, baytar, nalbant, aşçı, ayakkabıcı, kervanın konaklama işini yapan, erzak ve ambar memurunun çalıştığı tespit edilmektedir.

Hana gelen müslim, gayrimüslim, hür-köle her yolcuya günlük bir kilo ekmek, 250 gram pişmiş et ve bir tabak da yemek verilmesi şart koşulurdu. Tek seferde ne kadar yolcunun konaklayabileceği kesin olarak tespit edilememekle birlikte, vakfiyede mutfakta kullanılmak üzere satın alınması istenen malzemelerin miktarları bu konuda az da olsa fikir vermektedir.

Vakfiyeden, Han’da kalan insanların ayakkabılarının tamir edildiği, fakir yolculara yeni ayakkabı verildiği, hasta olan fakir yolcuların ilaçlarının karşılanarak tedavi süresince handa kalmalarının sağlandığı, fakir yolcuların handa ölmeleri durumunda defin masraflarının vakfiyeden ödendiği anlaşılmaktadır. Handa kalan yolcuların ihtiyaçları yanında hayvanların nallanması için bir nalbant ve hastalandıklarında bakımlarını yapmaları için bir baytar görevlendirilirdi.

Han, genel olarak iki bölümden oluşmaktadır. Bunlardan kuzeydeki, beş sahınlı bölüm, kapalı barınak mekânıdır. Kapalı bölümün güneyinde ise avlu ve servis mekânları bulunmaktadır. Hanın dış duvarları oldukça yüksek yapılıp adeta küçük bir kale görünümündedir. Kervansarayın girişinin bulunduğu güney cephenin duvarları, ikisi köşelerde, birer tanesi de taç kapının doğu ve batı tarafında bulunan kulelerle desteklenmektedir.

Tüm cephelerde payandalar arasına gelecek şekilde birer adet çörten (yağmur oluğu) yerleştirilmiştir. Güney cephesi batı kısmında taç kapıya yakın olan çörten Anadolu Selçuklu mimarisindeki en ilginç ve etkileyici çörtenlerden biridir. Bu çörtenin ön yüzünde oturur vaziyette bir insan figürü, batı cephesinde boğa figürü, doğu cephesinde ise diğerinden farklı olarak boğa figürünün başı cepheden verilmektedir. Bu cephede taç kapıya daha uzak olan ikinci çörten yeleli aslan şeklinde tasarlanmıştır.

Giriş eyvanının batısında muhtemelen yönetici odaları, doğusunda ise mescit, hamam ve mescidin güneyinde muhtemelen görevli odası olduğu düşünülen bir mekân yer almaktadır. Hamama, mescidin doğusundaki kapıdan geçilerek girilmektedir. Hamam soyunma, soğukluk, iki adet halvetten oluşan sıcaklık, su deposu ve külhandan oluşmaktadır. Hamamın bir diğer önemli özelliği de hala köyün su ihtiyacını karşılayan orijinal su kaynaklarına sahip olmasıdır.

Hamamın giriş kapısının güneyinde yer alan dikdörtgen mekânın üzeri de sivri tonozla örtülüdür. Bu mekânın da hangi amaçlar için kullanıldığı tam olarak tespit edilememiştir. Ancak tarihi kaynaklarda geçen bimaristan (hastane) bölümünün bu mekân olabileceği düşünülmektedir. Çünkü bu mekân diğer bölümlerden ayrılmış durumdadır. Hastaların diğer alanlardan soyutlanmış bir mekânda tedavi edilmiş olması mümkündür. Yine kaynaklarda geçen eczane bölümünün de hamamın giriş kapısı ile bimaristan olduğu düşünülen en güneydeki mekân arasında kalan küçük mekânın olabileceği kabul edilmektedir.

Handa süsleme, alışıldığı gibi taç kapılarda yoğunlaşmaktadır. Ayrıca çeşme, eyvan kemeri ve mescit kapısı da süslenmektedir. Avlu taç kapısında, geometrik ve bitkisel düzenlerin yanı sıra boydan insan kabartmaları ile hayvan başları dönemin sosyo-kültürel anlayışını yansıtması bakımından dikkat çekicidir.

Referanslar

Aslanapa, O. (2011). Türk Sanatı (On birinci baskı). İstanbul: Remzi Kitabevi; Denktaş, M. (2007). Karatay Han. İçinde; H. Acun (Editör), Anadolu Selçuklu Dönemi Kervansarayları (ss. 359-379). Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Denktaş, M. (2007). Karatay Han. İçinde; H. Acun (Editör), Anadolu Selçuklu Dönemi Kervansarayları (ss. 359-379.). Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları.