Halfeti
Coğrafya Cittaslow (Yavaş Şehir) YERLEŞİM MERKEZİ İlçe Yerleşimi
-
2025
Şanlıurfa Platosu, kalker ve volkanik kayaçlardan oluşan heterojen bir jeolojik yapıya sahiptir. Platonun batı ve kuzey kesimlerinde killi-marnlı birimler yaygınken, Şanlıurfa ve Kilis çevresinde Karacadağ bazaltlarına eşdeğer volkanik kayaçlar topoğrafyayı örter. Fırat Nehri ve kollarının yüksek enerjisi, bu arazilerde derin yarılmalara yol açmış ve yer “badlands” topoğrafyasına benzer manzaralar oluşturmuştur. Ancak ana malzemenin killi-kireçli yapısı ve Akdeniz ikliminin yaşandığı Halfeti çevresindeki platoda, gömük menderesli bir dar ve derin bir vadi sistemi, plato yüzeyinde ise kırmızı renkli Terra Rossa toprakları hakimdir. Bu topraklar, özellikle Antep fıstığı tarımı için ideal koşullar sunmaktadır.
Fırat Nehri, Adıyaman havzasından Birecik'e kadar 200-300 metre derinlikteki kanyon vadilerinde, Paleosen-Eosen'e ait marn ve kireçtaşları içinde akar. Birecik'ten nehirden, alçak tepeler arasında yayılarak Suriye düzlüklerine ulaşır.
Orta Fırat Vadisi'nde Holosen dönemine ait alüvyon kayıtları ve arkeolojik bulgular, bölgenin Paleolitik dönemden itibaren ekonomik ve kültürel bir geçiş alanı olduğu göstermektedir. Holosen dönemi, iklimsel olarak iki ana evreye bölünmüş: Erken Holosen'de ılıman ve nemli bir iklim hakimken, sonraki evrede nem kırılması ve buharlaşma etkilerinin artışı gözlenmiştir. Vadideki teras oluşumları ve yerleşim yerleri, nehir yatağının konumu gibi değişkenlere bağlı olarak farklılık göstermektedir. Yüksek rakımdaki yerleşimler daha sürekliyken, vadi tabanına yakın yerlerde kesintili yerleşim modelleri gözlemlenmiştir. Saha, tarih boyunca doğal ortam bileşenleri yanında insan müdahaleleriyle sürekli şekillenmiştir. Bunların en önemlisi kuşkusuz yakın dönemde gerçekleşmiştir.
Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamında inşa edilen barajlar, nehrin doğal akışını ve çevreyle olan ilişkilerini değiştirmiş ve vadi tabanlarının su altında kalmasına neden olmuştur. Bu durum, Samsat, Halfeti ve Zeugma gibi önemli yerleşimlerin sular altında kalmasına ve vadi boyunca köklü değişikliklere yol açarken, kurtarılabilecek eserlerin çıkarılmasına ve taşınmasına yönelik kurtarma kazılarının yapılmasına yol açmıştır. Sonuçta bu bölgesel çaplı proje ile inşa edilen baraçlar, Zeugma Apamea gibi antik alanların ve Samsat ve Halfeti gibi çağdaş yerleşimlerin sular altında kalmasına ve yeni yelerlerine taşınmasına neden olmuştur. Bu süreç ayrıca Rumkale ve Birecik gibi korunaklı yamaçlarda bulunan tarihi yerleşimlerin durumunun korunmasını gerektirmiştir.
Eski Halfeti, Şanlıurfa il merkezinin 130 kilometre batısında, Fırat Nehri'nin doğu yakasında ve 385 metre yükseklikte yer alır. 2000 yılında GAP kapsamında tamamlanan Birecik Barajı'nın su başlatılmasıyla, Eski Halfeti'nin yaklaşık yüzde 40'ı (180 hektar) baraj gölü altında kalmıştır. Yerleşimin büyük kısmı, 1999 yılından bu yana Karaotlak mevkiine taşınmış; Rüştiye ve Şimaliye mahalleleri ise Yeni Halfeti'ye bağlı mahalleler olarak kalmıştır.
Halfeti, kendine özgü doğal güzellikleri, tarihi dokusu ve siyah gül gibi endemik bitkileriyle dikkati çekmektedir. Birecik Barajı üzerinde düzenlenen tekne turları, Rumkale, Zeugma, Savaşan Köyü ve Erenköy gibi turistik alanlara yakınlığı, Halfeti'yi son yıllarda önemli bir turizm merkezi haline getirmiştir. 2013 yılında Cittaslow (Sakin Şehir)'e katılan Halfeti ve çevresi, baraj suları altında kalan tarihi eserlerle de merak uyandıran bir saha olmuştur.
Gaziantep-Şanlıurfa Platosu üzerindeki Fırat Vadisi, jeomorfolojik çeşitliliği, Fırat Nehri'nin şekillendirdiği topoğrafyası ve tarihi yerleşimleriyle Güneydoğu Anadolu'nun en önemli turizm alanlarından biri haline gelmiştir. Bölgede değişen doğal ve kültürel peyzaj da insanlarda ilgi ve merak uyandırmaktadır. Halfeti, bu değişimden en çok etkilenen alanlar arasında yer almaktadır. Halfeti'nin turizm potansiyelinin, yukarıda bahsedilen çevresel değişim ve gelişim perspektifinde ele alınması, tarihi ve doğal zenginliklerinin tanıtılması ve korunması sürdürülebilir bir şekilde korunması ve kullanılması gerekir.
Eski Halfeti de yerleşik aile çok azdır, dolayısıyla çoğunlukla taş evlerden oluşan eski evlerin ve konakların butik otele dönüştürüldüğü oteller ve pansiyonlar oldukça fazladır. Ayrıca oldukça gelişmiş olan Birecik ve Nizip’te de bu imkanlar sağlanabilir. Baraj Gölü etrafında çok sayıda yüzer restoranın bulunduğu Eski Halfeti’de Urfa kebabı, haşhaş kebabı ve şabut balığı kebabı popüler lezzetler arasındadır. Ancak özellikle yaz aylarında ve hafta sonları günübirlik ziyaretçi akınına uğrayan Halfeti yavaş şehir niteliğini kaybetmektedir. Sıcaklıklarla birlikte kendini gösteren bu yoğunluk içinde sağlık açısından her türlü aktivitede dikkatli olunması gerekir.
Referanslar
Boyraz, Z. ve Bostancı, M. S. (2015). Birecik barajı sonrası yer değiştiren eski Halfeti'nin (Şanlıurfa) turizm potansiyali, Zeitschrift für die Welt der Türken/Journal of World of Turks, 7(3): 53-77; Karadoğan, S. (2018). Along the Middle Euphrates River basin between Adiyaman And Syria (South-Eastern Anatolia). Internatıional Conference On Social Sciences-Cappadocia Turgut Özal Kongre Merkezi, Ürgup, 16 – 20 April 2018, Nevşehir; Kuzucuoğlu, C., Fontugne, M. ve Mouralis, D. (2004). Holocene terraces in the middle Euphrates valley, between Halfeti and Karkemish (Gaziantep, Turkey), Quaternaire, 15(1-2): 195-206.