Güvercinkayası Höyüğü ve Kazıları
Arkeolojik Kazı Doğal ve Kültürel Miras Yerleşim Kazısı Höyük
-
2020
Diğer bir adıyla Porsuklukaya, deniz seviyesinden yaklaşık 1.000 metre yükselen İç Anadolu Platosu’nun doğu ucunda, yaklaşık 80 bin kilometrekarelik bir alanı kaplayan verimli topraklarıyla Volkanik Kapadokya Bölgesi’nde, Aksaray’ın Gülağaç ilçesine bağlı Çatalsu Köyü’nün yaklaşık bir kilometre batısında, Mamasun Barajı göl alanı içinde yer almaktadır. Yerleşme Kızılırmak güney yayı, Tuz Gölü ve Hasan Dağı arasında kalan bölgede, eski Melendiz Su/Uluırmak yatağı kıyısında güneyden ve kuzeyden yüksek kayalıklarla, doğudan ise bir sırtla sınırlanan dar bir vadide, havza seviyesinden yaklaşık 16 metre yükselen, 70x70 metre boyutlarında bir ana kaya yükseltisi üzerinde yer almaktadır.
Güvercinkayası yerleşmesi ilk olarak 1994 yılında Aksaray, Nevşehir ve Niğde İlleri Yüzey Araştırmaları sırasında Prof. Dr. Sevil Gülçur tarafından saptanmıştır. 1996-2007 yılları arasında Aksaray Müze Müdürlüğü adına kurtarma kazısı, 2007-2018 yılları arasındaysa Bakanlar Kurulu kararlı kazı statüsünde, İstanbul Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi, Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle yine aynı bilim insanının başkanlığında uluslararası bir ekiple kazılarak, tümüyle gün ışığına çıkarılmıştır.
Projenin önceliği, arkeologlar tarafından tarih öncesi dönemler içinde kırsal köy yerleşmelerinden kasabalara, kasabalardan da kentlere götürecek ivmelerin yaşandığı yaklaşık MÖ 6000-3000 yıllarını kapsayan Kalkolitik dönemdir. Orta Kalkolitik dönemde ortaya çıkan yer seçimi, ekonomik girdilerin önceki dönemlere oranla daha fazla depolanması, sürü hayvancılığının yeni bir iş kolu olarak geçim ekonomisine katılması, ekstraktif madenciliğin başlaması gibi iç dinamiklerin savunma sistemlerinin oluşmasında da itici bir güç olarak rol aldığını göstermektedir. Bu bağlamda Güvercinkayası, Orta Kalkolitik dönemin en kapsamlı araştırıldığı ana merkezdir. Anadolu’nun şimdiye değin bilinen en eski iç kalesiyle de önemini pekiştirmektedir.
Günümüzden en erken 7.200 yıl öncesine tarihlenen bu kaya üstü yerleşmesi Orta ve Son Kalkolitik dönemler boyunca iskân görmüştür. Höyüğün ana yerleşmesi Orta Kalkolitik döneme (I.-II. tabakalar) (MÖ 5200-4810), Post-Obeyd süreci yansıtan III. tabaka ise yaklaşık MÖ 4500 yıllarına tarihlenmektedir.
Güvercinkayası’nın Orta Kalkolitik döneme tarihlenen ana yerleşmesi, yaklaşık 4.000 metrelik kullanım alanıyla küçük ölçekli bir köy ve normlaşmış mimari unsurlarıyla planlı bir görünümdedir. Arazinin doğal yapısıyla uyumlu kalıcı mimarisi, bir tasarım ürünüdür. Genel mimari şema, bitişik düzendedir. Konutlara girişler, kuzeyden ve geniş doğu terası üzerinden gelerek yerleşme içinde çatallanan üç sokakla sağlanmıştır. Sokakların etrafına yapı adaları sıralanmıştır. Kapıdan bir eşikle girilen konutlar, bir ana mekân ve ana mekândan ince bir bölme duvarıyla ayrılmış kiler hücresinden oluşmaktadır. Her konutun taşınmazları birbirinin aynıdır. Kapının bulunduğu dar cephenin bir köşesine oturtulmuş içten kubbeli dikdörtgen fırın, odanın ortasında kapıyla aynı eksende yerden hafifçe yükseltilmiş yuvarlak ocak, bölme duvarıyla uzun duvarın bir köşesine tutturulmuş tahıl peteğiyse her konutun olmazsa olmazlarıdır. Bazı konutlarda uzun duvara, fırın ağzına 90 dereceyle gelen, at nalı biçiminde bir közlük yaslanmıştır. Yine neredeyse her odada, eşik önünde bir kapı mili taşı ve odanın herhangi bir yerinde taban döşemesi içine oturtulmuş, taştan portatif bir dikme sokusu bulunmaktadır.
Yerleşim dokusunu geçim ekonomisine göre düzenleyen anlayışta öne çıkan unsur artı ürün ve onun idaresidir. Bu anlamda şimdiye kadar çağdaşları içinde İç Anadolu’da örneği olmayan bir sur ile yerleşme fiziksel olarak ikiye ayrılmıştır. Surun arkasındaki konutlarda bulunan ürün fazlasının koruma altına alındığı, bu alandaki (iç kale) konutların ve malların yüksek statülü kişi ya da gruplara ait olabileceği önerilmektedir.
Güvercinkayası’nın en çarpıcı özelliği, giderek içine kapanması ve basit bir köy yerleşmesiyken zirve düzlüğünü kuzeyden kapatan bir sur ile aşağı ve yukarı yerleşme olarak daha karmaşık bir düzene geçmesidir. Doğuda ve batıda iki yüksek kaya kütlesine dayandırılan birden fazla yenileme evresi bulunan bu savunma hattı, doğu kesiminde çifte duvarlarla, batı kesimindeyse iki kuleyle desteklenmiştir. Bir dizi konut, kiler hücrelerinin bulunduğu dar cepheleriyle sur duvarlarının arkasına saklanmıştır. Aşağı yerleşmedekilerden boyutları, buluntu ve depolama ünitelerinin zenginliğiyle farklılaşan bu yapıların tümü ağır bir yangınla sonlanmıştır. İç Anadolu’nun özgün çekirdek bölgesinin sosyo-ekonomik ve yapısal gelişimi takip edilebilmekte, kentleşme öncesi süreçte Anadolu modeli kentlerin nasıl gelişmiş olabileceği konusunda değerli bilgiler sağlamaktadır.
Güvercinkayası’nın bir diğer önemi de dış bağlantılarıyla ortaya konmaktadır. Yerleşme bir yandan boyalı çanak çömlekleriyle Karaman ve çevresiyle yerleşme stratejisiyle Çukurova’dan da örneği bilinen bu süreçle ilişki içindeyken diğer yandan da Geç Kalkolitik dönemin başlarında, Doğu Anadolu ile Kuzey Mezopotamya ilişkilerine ışık tutmaktadır. Buna göre yerleşme mimarisi, çanak çömlekleri, damga mühürleri, pişmiş toprak boncukları, bakır objeleri, ölü gömme gelenekleri vb. gibi diğer buluntularıyla Geç/Post Obeyd Kültürü etkilerinin ulaştığı en batı noktadır. Ana yerleşmenin molozunu altlık olarak kullanan kerpiç tuğladan inşâ ettikleri binalarsa büyük olasılıkla Geç Kalkolitik dönemin başlarına tarihlenmektedir. Bölgeye yabancı, kerpiç mimarileri ve buluntuları ile Doğu Anadolu ya da Kuzey Mezopotamya üzerinden gelen bir grup koloniciye ait bu III. evreyle Güvercinkayası’ndaki kalıcı yerleşme sonlanmıştır.
Güvercinkayası kazı başkanlığı, bölgede çalıştığı süre boyunca kazı çalışmalarında, kültür ve doğa varlıklarının belgelenerek memleket envanterine katılmasında aktif rol üstlenmiştir. Bunun yanı sıra bölge kültür ve turizm sektörünün canlandırılmasına, gerek yerel yöneticilerle gerekse bilim dünyasından meslektaşlarla işbirliği yaparak katkıda bulunmuştur. Bu çercevede Gülçur tarafından arkeolojik kazılarda kadın işçilerin çalıştırılması özendirilmiş, yöresel sele sepet yapımı yeniden başlatıldı, ilkoğretime yönelik doğal ve kültürel çevreyi tanıtıcı eğitim faaliyetleri sürdürülmüştür. Güvercinkayası buluntuları Aksaray müze teşhir salonlarında yerini alırken, ekip kazı evi bahçesine inşa edilen Güvercinkayası Prof. Dr. Sevil Gülçur Deneysel Evleri'ni de turizme kazandırmıştır. Mamasun Barajı göl alanı içinde bulunan Güvercikayası örenyeri, su seviyesine bağlı olarak kış aylarında bir ada görünümü almakta dolayısıyla yoğun tahribata açık durumdadır. Bu özelliğiyle sadece bahar ve yaz aylarında ziyaret edilebilen örenyerinde, koruma, onarım, sergileme imkânları kısıtlıdır. Bu bağlamda 2012 yılında Demirci Kasabası’nda (Gülağaç-Aksaray) bulunan kazı ve araştırma merkezi bahçesinde yıllar içinde yapımı süren deneysel evler bir açık hava müzesi olarak düzenlenerek Demirci Kasabası’na ve Aksaray Kenti’ne kazandırılmıştır. Birbirine bitişik üç evden oluşan sergi alanı, kazıda açığa çıkarılan iki yapının birebir iç donanımlarıyla, diğer yapı ise Güvercinkayası’nın 25 yıllık sürecini anlatan bilgi panoları ve etnografik malzemelerle düzenlenmiştir. Sezonluk ziyaret edilebilecek bu alanın açılışı 2020 yılında gerçekleştirilmiştir.
Referanslar
Çaylı P., Demirtaş I., Eser, B., Gülçur, S. ve İndere, V. (2020). Güvercinkayası’nda Sembolizma, Metallurgica Anatolica. İçinde; H. G. Yalçın ve O. Stegemeier (Editörler), Ünsal Yalçın 65. Yaşgünü Armağan Kitabı (ss. 77-90). İstanbul: Ege Yayınları, İstanbul; Çaylı P., I. Demirtaş ve S. Gülçur (2020). Storage Facilities During the Middle and Late Chalcolithic Periods at Güvercinkayası. İçinde; F. Balossi Restelli, A. Cardarelli, G. M. di Nocera, L. Manzanilla, L. Mori, G. Palumbi ve H. Pittman (Editörler), Pathways through Arslantepe. Essays in Honour of Marcella Frangipane (ss. 215-229). Viterbo: Università di Roma La Sapienza and Sette Città; Demirtaş, I. (2018). Güvercinkayası “Coba Tipi Tarazlı Kâseleri”, OLBA, XXVI: 1-30; Gülçur S. (2012). The Chalcolithic Period in Central Anatolia Aksaray-Niğde Region, ORIGINI XXIV: 213-227; Gülçur, S., Çaylı, P., Demirtaş I., Eser B. ve İndere V. (2018). Güvercinkayası und frühe Urbanisierung in Anatolien”. İçinde; Ü. Yalçın (Editör). Anatolian Metal VIII (ss. 43-56). Bochum.