Göbeklitepe

Doğal ve Kültürel Miras Örenyeri UNESCO Dünya Miras Alanı

Şanlıurfa ilinde bulunan Göbeklitepe, Türkiye için değil bütün dünya için çok önemli bir neolitik dönem çanak-çömleksiz arkeolojik kazı alanıdır. Göbeklitepe 12 bin yıllık tarihi ile dünya tarihinin bilinen teorilerini değiştiren yeni bulgular ve kanıtlar ortaya koymuştur. XXI. yüzyılın en önemli arkeolojik keşfi olan Göbeklitepe tüm insanların ilgisini çekmektedir. Göbeklitepe’nin arkeolojik buluntu sahası yaklaşık 91 dönümlük büyük bir alanı kaplamaktadır.

Anıtsal tapınaklarının bulunduğu kazı alanı Şanlıurfa ilinin Haliliye ilçesinin sınırları içinde şehir merkezine 17 kilometre ve Örencik köy yerleşmesine birbuçuk kilometre uzaktadır. Güneye doğru eğimli Harran Ovası’nın kırılıp çökmesiyle doğusunda Tektek Platosu, batısında Çaykuyu Platosu, kuzey kısmındaki alanda ise Göbeklitepe meydana gelmiştir. Göbeklitepe’nin güneyinde Harran Ovası, kuzeydoğusunda ise Cullap Ovaları bulunmaktadır. Tamamen İkinci Jeolojik zamanda oluşan Eosen kireç taşlarının hakim olduğu sahada kurulan Göbeklitepe’nin anıtsal yapıları yakın civardaki kalker ocaklarından temin edilmiştir. Çevresine göre daha yüksek olan (800 metre) ve etrafındaki arazilere tamamen hakim bir noktada kurulan Göbeklitepe için dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı da korunaklı bir alan seçilmiştir. Göbeklitepe’nin bulunduğu yerin hâkim rüzgâr yönü kuzeybatıdan esen rüzgârlardır. Konum itibariyle sırtını kuzeybatı rüzgârlarına kapatarak kabaca güneye doğru kurulmuştur. Bu coğrafi özelliklerine göre Göbeklitepe’nin yer tercihinin bilinçli bir seçim olduğu anlaşılmaktadır.

İlk yüzey araştırmaları Chicago ve İstanbul üniversiteleri, Güneydoğu Anadolu Tarih Öncesi Araştırma Karma Projesi kapsamında 1963 yılında yapılmıştır. Bu araştırmalarda bu alanın mezar taşlarının bulunduğu bir arkeolojik saha olduğu belirlenmiştir. Daha sonra 1994 yılında daha önce Neolitik dönem yerleşmesi olan ve Atatürk Barajı'nın altında kalacağı için kurtarma kazısı yapılan Nevali Çori kazı ekibinde bulunan Klaus Schmidt yaptığı incelemelerde Göbeklitepe’nin Neolitik döneme ait olabileceğini fark etmiştir. Şanlıurfa Müzesi yönetiminin önderliğinde İstanbul Arkeoloji Enstitüsü ve Almanya Heidelberg Üniversitesi Tarih Öncesi Enstitüsünün ortak projesinin kapsamında 1995 yılında Alman arkeolog Klaus Schmidt'in başkanlığında kazı çalışmaları başlamıştır.

Göbeklitepe’de Klaus Schmidt tarafından yapılan kazılarda, diğer neolitik yerleşim yerlerinden farklı olduğu ve daha önce hiçbir yerde rastlanılmayan dini anıtsal yapılar tespit edilmiştir. Göbeklitepe’de yapılan incelemelerde çapı 30 metreyi bulan ve çemberimsi planlı oldukları tespit edilen yaklaşık 20 anıtsal yapı bulunmuştur. Bunlardan altısı kazı sırasında ortaya çıkarılmış, diğerleri değişik yöntemlerle (jeomanyetik ve jeoradar) yapılan ölçümler sonucunda belirlenmiştir. Bu çemberimsi planlı yapıların merkezinde iki adet boyu beş metreyi bulabilen kireçtaşından yapılmış T biçimli dikilitaşlar bulunmuştur. Aynı formda yani çemberimsi planlı ama daha küçük boyutlu dikilitaşlar ise yapı duvarlarının iç çeperlerine merkez iki dikilitaşa yönlendirilmiş olarak yerleşiktir. Kireçtaşından yapılmış olan dikilitaşların üzerlerine hayvan motifleri ve çeşitli soyut semboller kabartma tekniği ile yapılmıştır. Göbeklitepe’nin dikilitaşları üzerlerindeki hayvan motifleri ve çeşitli soyut semboller bu büyüleyici anıtsal yapıların ustalık isteyen bir taş işçiliğini, içerik zenginliği bakımından da estetik ve mimari bir düşünce yapısını yansıtmaktadır. Bu eserler aynı zamanda da yapıldığı dönem için üst düzeye ulaşmış bir kültürü ortaya koymaktadır.

Göbeklitepe’deki anıtsal yapıların yaklaşık 12 bin yıl öncesine ait olduğu yapılan testlerle tespit edilmiştir. Başka bir anlatımla, bu dönem insanoğlunun geçici (avcı-toplayıcı) bir hayat tarzından, yerleşik hayat düzenine (çiftçi-üretici) geçmeye başladığı neolitik (çanak-çömleksiz) döneme denk gelmektedir. Arkeolojik kazılarda ortaya çıkan bütün eserler; 12 bin yıl öncesinde bu alanda yaşayan insanların daha önce bilinen bilgilere göre basit bir hayat tarzları olmadığını ortaya koymuştur.

Göbeklitepe bugünkü kazı bilgilerine göre dini amaçlı ve insanların zaman zaman buluştuğu anıtsal yapıların bulunduğu bir mekândı. İnsanın kendi elleriyle yaptığı bilinen ilk tapınaklardır. Göbeklitepe keşfedilmeden önce yerleşik hayata geçmemiş ilkel avcı-toplayıcı toplumlarında inancın olmadığı düşünülüyordu. Böylesi karmaşık bir tapınağı inşa etmesi için insanın önce barınak yapmayı öğrenmesi, sonra tarıma başlayarak yerleşik hayata geçmesi gerekiyordu. Göbeklitepe bu bilgilerin hepsini değiştirmiştir. Kazılarda bulunan anıtsal yapılar burada yaşayan insanların; yerleşik hayata geçmeden önce anıtları taşımak ve yerleştirmek için gelişmiş bir mühendislik bilgisini, üzerine hayvan ve benzeri şekilleri çizerek sanat ve estetik yönlerinin bulunduğu şaşırtıcı bir kültürü ortaya koymaktadır. En önemlisi daha avcı-toplayıcı olan bu insanların bir inanca sahip oldukları ve bu inançları için görkemli tapınaklar yaptıkları anlaşılmıştır.

Üç farklı katmandan oluşan bir yapıya sahip olan Göbeklitepe’nin ilk katmanı taşınmış taş ve topraktan oluşmaktadır. İkinci ve üçüncü katmanda T biçimindeki dikili taşlardan oluşan çemberimsi yapılar bulunmaktadır. Bu dönemde yaşamış olan avcı-toplayıcı toplulukların özelliklerini yansıtmaktadır. Göbeklitepe’nin çevresinin jeolojik yapısı bazalt ve kireç taşından oluştuğu halde, anıtsal yapıların bulunduğu alanın dışında taş ve toprak tabakaları bulunmaktadır. Göbeklitepe’nin anıtsal yapılarının üstleri doğal erozyonla değil o dönemde yaşayan insanlar tarafından bilinçli olarak toprakla örtülmüştür. Çemberimsi anıtsal yapıların üstlerinin MÖ 8000 civarında neden örtüldükleri bilinmemektedir. Ancak yapıların bilinçli bir şekilde tamamen üstlerinin toprakla örtülmesi, günümüze kadar bozulmadan ulaşmasını sağlamıştır. Yaklaşık bir-iki kilometre yakınındaki taş ocaklarından tonlarca ağırlıktaki T biçimli taşların Göbeklitepe’ye nasıl taşınabildiği konusunda değişik görüşler olmakla birlikte; taşınma işleminin tam olarak nasıl yapıldığı açıklanamamaktadır.

Göbeklitepe arkeolojik kazı çalışmaları 1995 yılından beri kazı başkanı olan Klaus Schmidt’in 2014 yılında vefat etmesiyle kesintiye uğramış; 2018 yılında Klaus Schmidt’in öğrencisi olan Dr Lei ile yeniden başlamıştır. Yaklaşık 100 yıl sürmesi beklenen kazı çalışmalarının 2019 yılına kadar ancak yüzde 8’i tamamlanmıştır. Göbeklitepe kazıları devam ettikçe yeni bulgular ortaya çıkacak; belki de şimdiye kadar bildiğimiz birçok bilgi tarihin derinliklerine gömülecek ve Göbeklitepe yeni bilgilerle insanlık tarihine ışık tutmaya devam edecektir. Dünya kültür mirası olan Göbeklitepe’nin dış etkilerden daha fazla tahrip olmaması, ziyaretçilerin daha rahat gezmeleri için kazı alanı ve ortaya çıkarılan anıtsal yapıların üstleri özel bir mimari ile örtülmüştür. 42. UNESCO Dünya Miras Komitesi Toplantısı’nda Dünya Mirası Kalıcı Listesi’ne 2018 yılında dahil edilen Göbeklitepe dünyada ve Türkiye’de büyük bir ilgi uyandırdmıştır. Kültür ve inanç turizm merkezlerinden biri olan Şanlıurfa’da, 2019 Göbeklitepe Yılı sayesinde turizmde yoğunluk yaşanmaya başlamıştır. Bunun sonucunda Türkiye ve Şanlıurfa ekonomisinde turizm yoluyla önemli kazanımlar sağlanacaktır.

Göbeklitepe’yi ziyaret eden misafirler Şanlıurfa’da bulunan konaklama tesislerinde kalabiliyorlar. İklim koşulları müsait olduğu için bölge yılın her mevsiminde ziyaret edilebiliyor. Şanlıurfa’ya ulaşım hava ve karayoluyla sağlanmaktadır. Göbeklitepe, Şanlıurfa şehrine yakın 17 kilometre uzaklığındadır; yolu asfalt olup standardı yüksektir. Göbeklitepe kazı alanına ulaşım taksi ve özel araçlarla yapılabiliyor. Ayrıca belirli saatlerde toplu taşıma araçları ile ulaşmak da mümkündür. Gelen ziyaretçiler için Göbeklitepe yakınlarında sosyal tesisler bulunmaktadır.

Referanslar

Akbıyık, M. (2019). Dünya İnanç Tarihinin Başlangıç Noktası “Göbeklitepe”. İçinde; 5.Uluslararası Türk Dünyası Turizm Sempozyumu. Taraz: Dulati Taraz Devlet Üniversitesi; Foster, B. R. (2007). Mesopotamia. İçinde; J. R. Hinnells (Editör), A Handbook of Ancient Religions (ss. 161). Cambridge: Cambridge Üniversitesi Yayınları; Schmidt, K. (2007a). Göbeklitepe En Eski Tapınağı Yapanlar (R. Aslan, Çev.). İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları; Schmidt, K. (2007b). Göbeklitepe. İçinde; N. Başgelen (Editör), Türkiye’de Neolitik Dönem. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları.