Geleneksel Yiyecek Üretim Sistemi

Gastronomi

İsminden anlaşılacağı gibi geleneksel üretim, yıllardır kullanılan en eski üretim şekli olup, menüde yer alan yemekler tüketiciye sunulacak işletmenin mutfağında üretildikten sonra sıcak veya soğuk bekletilerek kısa bir süre içinde servis edilmek üzere hazırlanmasıdır. Geçmiş yıllarda, tüm hazırlık aşamaları ve pişirme işlemi aynı kurum içinde gerçekleştirilir, yemeklerin içine giren ham maddeler en temel haliyle temin edilerek üretim için hazırlığı kurumlarda yapılırdı. Dolayısıyla üretim mutfaklarında kasaphane, ekmek ve sebze hazırlama bölümleri gibi pek çok üniteye ihtiyaç duyulurdu. Yıllar geçtikçe, besinlerin farklı formlarına ulaşılabilirliğin kolaylaşması, işletmede yeterli işbirliğine sahip olunamaması, yüksek işçilik maliyetleri vb. sebeplerle geleneksel üretim sisteminde de yenilikler yapıldı. İşçilik maliyetlerini düşürmek ve harcanan zamanı kısaltmak için yiyecek içecek hizmetleri yöneticileri yarı işlenmiş ürünleri satın almaya başladılar. Örneğin; etler temel parçalara ayrılmış pişirilmeye hazır halde veya porsiyonlar halinde; ekmekler hazır olarak ekmek fırınlarından alındı veya hazır karışımlar kullanılarak hazırlandı; ön yıkama, ayıklama, doğrama, soyma, gibi işlemleri yapılmış olan dondurulmuş (donuk) veya konserve besinler temin edildi. Tüm bu uygulamalar üretim zamanını ve üretim için ihtiyaç duyulan işbirliğinü kısaltmak amacıyla yapıldı. Farklı derecelerde işlenmiş besinler günümüzde geleneksel üretim sisteminde kullanılmaktadır.

Geleneksel üretim tipi, işbirliği kapasitesi yeterli olan özellikle ham maddenin kolay temin edilebildiği, yemek üretimi için gerekli olan ekipman ve faaliyetlerin yapılabilmesinde yeterli alana sahip olan işletmeler açısından nispeten ekonomik bir yöntem olarak etkin biçimde uygulanmaktadır. Geleneksel üretim tipini tercih eden işletmeler, restoranlar, okullar, hastane ve diğer sağlık kuruluşları ile işçi çalıştıran fabrikalar vb. daha küçük ölçekli yemek hizmeti veren kuruluşlardır.

Geleneksel üretim tipinin diğer üretim yöntemleriyle karşılaştırıldığında ürün kalitesi üzerine etkisi ise daha çok duyusal ve besin öğesi içeriğini etkileyen faktörler üzerinden olmaktadır. Ancak niceliksel özellikler de işletmenin otomasyon düzeyine göre etkilenmektedir. Geleneksel üretimde doğrama işleminin işletmede personel tarafından yapılması, otomasyon düzeyinin düşük olması sonucu kısıtlı zamanda gerçekleştirilecek üretimde besin öğesi içeriğini ve duyusal kaliteyi etkileyen faktörlere dikkat etmeye yönelik yapılacak işlemler (ağartma, pişirme yöntemleri, yemeği sunumdaki görsel efektler vb.) uygulanmayabilir.

Geleneksel üretimin avantajları: Geleneksel üretimin pek çok avantajı arasında kalite kontrolünün etkin olarak yapılabilmesi ilk sıralarda yer almaktadır. Menüler, standart tarifeler, ham madde kalite kontrolü gibi pek çok süreçte istenen standartta kalitenin sağlanması toplu beslenme hizmetleri yöneticisinin elinde bulunmaktadır. Geleneksel üretim sistemi, diğer üretim sistemleriyle karşılaştırıldığında tüketicilerin bölgesel ve bireysel tercihlerine daha fazla yanıt verebilir. Ekonomik açıdan bakıldığında ise daha iyi satış yapabilmek ve mevsimsel fiyat dalgalanmalarından yararlanabilmek için menülerde değişiklik yapma olanağı sağlayan esnek bir sistemdir. Ayrıca dondurulmuş ürünler için gereken depolama alanına ihtiyaç duyulmayan ve taşıma maliyeti son derece düşük olan bir sistemdir. Sisteme maliyet getiren en önemli kalemler ise enerji ve ham maddedir.

Geleneksel üretimin sınırlılıkları: Geleneksel üretimde kısıtlı zamanda yemeklerin yetiştirilmesi stresi sistemin düzensiz işleyen bir yapıya dönüşmesine yol açmaktadır. Planlanan menülerin günden güne farklılık göstermesi günler arasından iş yükü dağılımının dengesiz olmasına yol açmakta ve personelden yüksek verimlilik sağlanmasını zorlaştırmaktadır. Çünkü geleneksel üretim sisteminde, yemek üretim dönemlerinde kalifiye olmayan bir personelin yapabileceği bir iş kalifiye personele de verilebilmektedir. Geleneksel üretim ile işletmelerin günde üç öğün hizmet vermesi, vardiyalı personel çalıştırılmasını gerektirmektedir. Dolayısıyla vardiyalar arasında iş planlamasının yapılması da zordur. Günde 13-14 saat çalışabilecek nitelikli işbirliği, üretim için yeterli sayı ve fonksiyonda ekipman ve işbirliği maliyetini düşürmek için işlenmiş veya yarı işlenmiş besinlerin temini geleneksel üretim sisteminde etkin bir üretimin gerçekleştirilmesini sağlamaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar

Brown M. (2008). Chilled Foods: A Comprehensive Guide. İngiltere: Woodhead Publishing; Davis, B., Lockwood, A., Pantelidis, I. ve Alcott P. (2008). Food and Beverage Management. Oxford; Elsevier Ltd.; Mortaş, H. ve Şanlıer, N. (2016). Yeni Üretim Tekniklerinin Mikrobiyolojik ve Duyusal Kalite Açısından Değerlendirilmesi, Türkiye Klinikleri Nutrition and Dietetics, 2 (3):14-20; Mortaş, H. ve Şanlıer, N. (2019). Temel Üretim Sistemleri. Toplu Beslenme Sistemleri (Basımda); Payne-Palacio, J. ve Theis, M. (2012). Foodservice Management. New Jersey: Prentice Hall.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Şanlıer, N. ve Doğan, S. (2007). Geleneksel Yiyecek Üretim Sisteminden Yeni Üretim Sistemine Geçiş, Yemek Dünyası, 4 (9): 40-46.