Efes Celsus Kütüphanesi
Doğal ve Kültürel Miras Antik Dönem Kütüphanesi UNESCO Dünya Miras Alanı
(Efes, MS 113 - 117)
Kütüphanelerin tarih sahnesinde yerini alması yazılı tarihin başlangıcına kadar uzanmaktadır. İnsanoğlunun sahip olduğu bilgileri kayıt altına alma, yazılı hâle getirme ihtiyacı ve bu bilgilerin muhafaza edilerek gelecek kuşaklara aktarılma gereksinimi kütüphanelerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Tarihsel süreç içerisinde kütüphaneler çeşitli medeniyetlerin görsel ve yazınsal hafızası olma özelliği taşıyan bilgi tapınakları olarak karşımıza çıkmaktadır. Yazılı kaynakların ilk örnekleri medeniyet tarihine liderlik yapmış olan Sümerliler döneminde kil tuğlalara yazılmış olan bilgiler, fırınlarda pişirilerek rutubetsiz ve kuru yerlerde yüzyıllar boyunca saklanmıştır. Anadolu topraklarında kurulan kütüphaneler tarihte bilinen en eski kütüphaneler arasında kabul edilmektedir. Bu kütüphanelerden biri de tarihsel süreç bağlamında önemli uygarlıklara ev sahipliği yapmış, Hellenistik ve Roma dönemlerinde sürekli yerleşim yeri olarak kullanılmış, batıyı doğuya bağlayan önemli politik ve ticari bir liman kenti olan Efes antik kentinde yer alan Celsus Kütüphanesi’dir.
Roma İmparatorluğu döneminde önemli bir kamu kütüphanesi olarak yapılan Celsus Kütüphanesi günümüzde İzmir ilinin Selçuk ilçesinde bulunan Efes antik kentinde yer almaktadır. Celsus Kütüphanesi Roma Senatörü ve Prokonsülü (Genel Vali) Sardesli Tiberius Julius Celsus Polemaeanus adına oğlu Tiberius Julius Aquila Polemaeanus tarafından MS 113-117 yılları arasında bir heroon (Anıt mezar) olarak yaptırılmıştır. Kütüphanenin doğu tarafında ortada bulunan giriş kapısının sağ cephesinde yer alan bir kısmı kırılmış ve tahrip olmuş yazıtta;
Asya Prokonsül’ü Tiberius Julius Celsus Polemaeanus için, oğlu konsül Tiberius Julius Aquila Polemaeanus kendi serveti ile Celsus kütüphane binasını, bütün dekorasyonu, sanat eserleri ve kitapları ile birlikte kurdu yazmaktadır. Celsus Kütüphanesinin bakımı, korunması ve kütüphaneye yeni kitapların kazandırılması amacıyla Tiberius Julius Aquila Polemaeanus tarafından 25 bin altın para (Denarius/Denarii) miras bırakılmış olup, bu durum Roma İmparatorluğu’da miras veya bağış yolu ile kitap temin edilmesi hususunda önemli örneklerden biri olarak kabul edilmektedir.
UNESCO Dünya Kültür Miras listesi'nde yer alan Efes antik kentinde bulunan en görkemli yapılarından biri olan Celsus Kütüphanesi konum olarak Mermerli Cadde’nin doğuya kıvrılan köşesinde, hellenistik dönemde yapılan ticari agoranın güney kapısı yanında küçük bir alanda bulunmaktadır. Celsus Kütüphanesi Roma ve Yunan kütüphane mimarisi özellikleri taşımakta olup, antik dönemin İskenderiye ve Bergama Kraliyet kütüphanelerinden sonra sahip olduğu kitap sayısı bakımından en büyük ve en zengin üçüncü kütüphanesi olarak kabul edilmektedir.
Bunun yanı sıra, ilk defa Yunan kökenli olarak Roma Senatosu’na giren ve kraliyet ailesine mensup olmayan fakat Roma İmparatorluğu’nun doğu vilayetlerinde üst düzey görevlerde bulunan biri için onursal bir kütüphane olarak yapılmış olması önem taşımaktadır. Kütüphane içerisinde yaklaşık olarak 12 bin adet rulolar halindeki kitabın galerilerden ulaşılan üst iki kattaki dolap nişlerinde saklandığı düşünülmektedir. Bu kitapları nemden ve sıcaktan korumak amacıyla yapının iç ve dış duvarları arasına yaklaşık olarak bir metrelik boşluk bırakılarak koridor vasıtası ile ayrılmıştır.
Adına kütüphane yaptırılan Tiberius Julius Celsus Polemaeanus’un mezarı yapı içerisinde bugün hala varlığını koruyan lahitte yer aldığı düşünülmektedir. Binlerce yıllık tarihe sahip olan Celsus Kütüphanesi’nin tarihsel süreç içerisinde 150 yıl kütüphane olarak kullanıldığı tahmin edilmektedir. Zaman içerisinde farklı dönemlerde pek çok hasara ve tahribata maruz kalmıştır. MS 262 yılında Gotların saldırısına uğrayarak yağmalanmış ve tahrip edilmiştir.
Saldırı sırasında kütüphane içerisinde çıkan yangında, iç kısım tamamen yanmış sadece mermerden yapılan bölümler ayakta kalmıştır. X. yüzyılda meydana gelen deprem neticesinde kütüphane binasının tamamen yıkıldığı bilinmektedir. Celsus Kütüphanesi 1903-1905 yılları arasında R. Heberdey ve O. Benndorf tarafından yapılan kazılar neticesinde ortaya çıkarılmıştır. 1908 yılında G. Niemann ve W. Wilberg tarafından yapının rekonstrüksiyonu yapılmış, 1969 yılında V. M. Strocka tarafından yapılan inceleme neticesinde ise Celsus Kütüphanesi’nin 2/3’ünün günümüze ulaşmış olduğu anlaşılmaktadır. Son olarak bu kütüphane yapısı Avusturya Arkeoloji Enstitüsü tarafından 1970–1978 yılları arasında restore edilmiş olup, bulunan arkeolojik bulgular birleştirilerek tarih ve kültür sevenlerin hizmetine sunulmuştur.
Celsus Kütüphanesi gösterişli bir ön cephenin ardında mermer döşemeli bir kapalı mekandan oluşmaktadır. Kütüphane içerden üç katlı olarak yapılmasına rağmen dışarıdan bakıldığı zaman iki katlı olarak tasarlanan bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır. Kütüphanenin üç giriş kapısı bulunmakla beraber, salon kısmına mermer kaplı tonozlu bir avludan sonra dokuz basamaklı bir merdiven aracılığı ile ulaşılmaktadır. Bu merdivenin yan taraflarında Celsus’un hayatını anlatan yazıtların olduğu tahmin edilmektedir. Kütüphane’nin ön cephesi haricindeki diğer üç cephesi dört metre yüksekliğe kadar moloz taştan, daha yukarısı ise tuğladan yapılmıştır. Diktörtgen bir plana sahip olan kütüphane’nin girişinde sütünlar arasındaki kaidelere yerleştirilmiş olan dört tane kadın heykeli bulunmaktadır. Orijinalleri 1910 yılında Viyana Efes Müzesi'ne götürülen ve halen orada sergilenmekte olan bu heykeller soldan sağa sıralanacak şekilde; Bilgelik (Sophia-Wisdom), Bilgi (Episteme-Knowledge), Zeka (Ennoia-Intelligence) ve son olarak Erdem (Arete-Virture) temsil etmektedir. Bu dört heykel Tiberius Julius Celsus Polemaeanus’un sahip olduğu faziletlerini temsil etmekle birlikte, o dönemde yüksek mevkiye sahip Romalı bir memurun sahip olması gereken erdemlerin ne olduğu hakkında bilgi vermektedir. Ayrıca, bu heykeller mimari olarak etkileyici olmakla beraber antik dönem taş işçiliğinin muhteşem örnekleri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Celsus Kütüphanesi’nin günümüze ulaşan kısımları antik dönemde insanların okuma alışkanlığı, okur yazarlık seviyesi, bilimsel çalışmalar veya üretimle alakalı görüş kazanmamız için yeterli bilgi sağlayamasa da, antik dönemin en büyük ve zengin üç kütüphanesinden biri olması, bugünkü kütüphanecilik anlayışına ek olarak sanatsal anlamda bir yapı olarak karşımıza çıkması ve antik dönemin kütüphane anlayışını ortaya koyması bakımından önem taşımaktadır. Dünyanın önde gelen antik şehirlerinden ve uygarlık merkezlerinden biri olan ve Helenistik ve Roma dönemlerinin Anadolu’daki görkemli şehirlerinden biri olan Efes antik kenti yılda 1,5-2 milyon yerli ve yabancı ziyaretçi ağırlamaktadır. Celsus Kütüphanesinin de içinde bulunduğu Efes antik kenti turistik arz kaynakları ve kültürel varlıklar ile kültür turizm açısından önemli bir potansiyele sahip olmakla beraber dünya kültürel tarih mirasının da önemli bir parçasını oluşturmaktadır.
Referanslar
Keseroğlu, H.S. ve Demir, G. (2016). Antikçağda Bilim ve Kütüphane, Türk Kütüphaneciliği Dergisi, 30(3): 365-397; Strocka, V.M. (2013). Efes Celsus Kütüphanesi. İçinde; Yılmaz, B. (Editör), Anadolu Kütüphaneleri. (ss.103-119). Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları; Taşkın, Z. (2011). İlk Çağ Uygarlıklarında Kitap ve Kütüphane: Efes Celsus Kütüphanesi, Türk Kütüphaneciliği Dergisi, 25(1): 86-96; Usanmaz, U.O. (2017). Roma İmparatorluk Dönemi Anadolu Kütüphaneleri (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Bursa: Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Ayrıntılı bilgi için bakınız
Finley, S. (2012). Celsus Library of Ephesus: The Man and the City Behind the Famous Facade, International Journal of Libraries and Information Studies, 64 (3): 277-292.