Dinlentisel Turizm (Recreational Tourism)
Kavram Sosyoloji
Cohen’in, turizm deneyimlerini sınıflandırdığı, turistin gittiği ortamın koşullarını algılayarak verdiği tepkileri içeren düşünce-kural boyutunun odağı turizm deneyiminin turist açısından anlamı ve onun için yaşam merkezinin yeridir (yaşadığı ya da seyahat ettiği yer). Turizm deneyimi aslında bir uçta anlam merkezi arayışı odaklı derinliğe sahip tinsel seyahat ile diğer uçta daha yüzeysel ve haz odaklı modern turizmin bulunduğu bir eksende çeşitli noktalarda gerçekleşebilir. Bu bağlamda, bir kutupta yaşanılan yerin (dinlentisel deneyim), diğer kutupta ise turizm yerinin (varoluşsal deneyim) yaşam merkezi olarak belirlendiği eksende dinlentisel turizm, temel amacı gündelik yaşamın oluşturduğu gerginliklerden kurtulma olan turizm deneyimini ifade eder. Dinlentisel turizm eğilimindeki turist, yaşadığı yerin kültürüyle özdeşleşmiş bir birey olduğundan çevresel kültürlerden bir anlam bulmaz. Bu nedenle turizm deneyimi onun için, gündelik yaşantısının gerilimlerinden kurtulmanın bir aracı olarak geniş ve derin bir anlam içermez.
Kaynak: Yazar tarafından oluşturulmuştur.
Dinlentisel turizm, toplumun yapısal-işlevselci çözümlemesine göre modern bireyin tipik davranışıdır ve tıpkı sinema, tiyatro, televizyon gibi bir eğlence türüdür. Bu turizm deneyimi sayesinde birey, fiziksel ve zihinsel gücünü geri kazanarak genel bir iyi hissetme durumuna kavuşur. Bu deneyim çeşidi, hem en üst hem de en uzak şekilde, yeniden yaratılma ve canlanma yoluyla yaşamı yeniden kazanma odağı ile bir tür dini seyahat güdüsü taşır. Aslında bu deneyim sonrasında turist, yeniden yaratılmaz; çünkü dini seyahatten tamamen farklı olarak seküler yapıdaki bu deneyim derinlikten ve tinsellikten uzaktır. Seyahat sırasındaki deneyimler ilginç olsa da, öz-gerçekleşim, öz-geliştirme gibi kişisel anlamlar ve adanmışlık yönelimi taşımaz; bu nedenle, kitlesel eğlenceler gibi sığ, yüzeysel, önemsiz ve saçma etkinliklerden oluşur. Sonuç olarak, özgünlük arayışı söz konusu olmadığı için dinlenme, eğlenme ve rahatlama etkinliği olarak gerçekleştirilir.
Dinlentisel turizm deneyimine yönelen bireyler, etkileşimde oldukları etkinlikler geçici, sahte ya da gerçek yaşamla ilgili olmasa da keyiflenirler ve tam da bu nedenle bu turizm deneyimine yönelme eğilimi gösterirler. Çünkü gerçekler, keyifli değil, ürkütücü veya tiksindiricidir. Bu deneyim, modern birey için bir “basınç supabı” (Cohen, 1979: 185) işlevi görür; bu supap sayesinde birey eski haline geri döneri tazelenir ve böylece “ciddi yaşamın yırtık ve yıpranmışlıklarına” geri dönme gücünü kendisinde bulur; gündelik yaşamın baskısına katlanamayacağını düşündüğü noktada tatile çıkar. Bu bağlamda, bu turizm deneyimi, turizm yerinin çekme etmenlerinden çok bireyin içinde yaşadığı toplum ve ortamdan kaynaklı itme etmenlerinin bir sonucu olarak yaşanır. Birey de, bu deneyimin işlevinin farkında olarak bu işlevi deneyiminin anlamı haline getirir. Böylece modern toplum, kendi ürettiği bir çözüme sürekli kaynaklık edecek sorunu da yaratmış olur. Sonuç olarak, dinlentisel turizm deneyimi, kendi toplum ve kültürünün yaşam merkezinden uzaklaşmayı gerektiren ancak bunu yaşam merkezine bağlılığı güçlendirmek amacıyla teşvik eden ve bu nedenle bu yaşam merkezinin birey için asıl anlam merkezi olduğu bir anlayışı yansıtır. Dinlentisel turizm deneyimin bu anlayışı, onun eğlentisel turizm deneyiminden farkını da ortaya koyar. Bu durum, aynı zamanda turizm eleştirilerinin bir diğer konusu olarak, modern bireyin Batı değerlerine bağlılığının bir göstergesi şeklinde, deneyimi, ötekilerin değerleriyle yüzeysel ve üstün körü bir ilişki kurmaya indirgeyen dar görüşlülüğünü gösterir.
Referanslar
Cohen, E. (1979). A Phenomenology of Tourist Experiences. Sociology, 13(2): 179-201; Doğan, H. Z. (2004). Turizmin Sosyo-Kültürel Temelleri. Ankara: Detay Yayıncılık.
Ayrıntılı bilgi için bakınız
Cohen, E. (1979). A Phenomenology of Tourist Experiences. Sociology, 13(2): 179-201.