Antandros Kazı Çalışmaları
Arkeolojik Kazı
-
2020
Balıkesir ilinin Edremit ilçesine bağlı Altınoluk Mahallesi sınırları içerisinde yer alan Troas bölgesi kentidir. İda (Kaz) Dağının güney eteklerine konumlanan kent, ilk kez 1842 yılında H. Kiepert tarafından lokalize edilmiştir. 1881 yılında H. Schliemann’ın ziyaret ettiği kente H. Kiepert, 1888 yılında E. Fabricius ile birlikte ikinci kez uğramıştır. Kiepert ile benzer güzergahı araştıran W. Judeich de Antandros’a gelerek, kentin akropolisi olarak nitelendirilen Kaletaşı Tepesi'ne tırmanmıştır. 1911 yılında Antandros’u ziyaret eden W. Leaf, yaptığı incelemeler sonucunda kentin nekropolisinin yerleşimin batı bölümünde yer aldığı kanaatine varmıştır. 1959 ve 1968 yılında kente iki kez gelen İngiliz arkeolog J. M. Cook, diğer gezginlerle benzer tespitlerde bulunmuştur.
Antandros, antik kaynaklara göre çok farklı kökenlere dayandırılmaktadır. Alkaios Antandros’un bir Leleg yerleşimi olduğunu, Herodotos ise kenti Pelasglar’ın kurduğunu söylemektedir. Vergilius’un Phryg yerleşimi olarak bahsettiği kentten, Skepsisli Demetrios şehrin Troas Kilikiası’nda olduğunu ifade etmektedir. Stephanos Byzantios ise Antandros’u Kimmerlerin ele geçirdiğini, kente yüzyıl kadar hakim olduklarını ve bu yüzden kentin bir diğer adının Kimmeris olduğunu ileri sürmektedir. Aristoteles ise kenti Trakya kökenli Hedonislilerin kurduğunu ve adının Edonis konduğunu söylemektedir. Strabon, “Lekton’dan Kanaia’ya kadar olan kıyıya Adramytteion Körfezi demektedir. Bu körfezin başlangıç noktasını oluşturan burun üzerinde Gargara yer alır. Gargara’dan sonra iç kısımda Antandros, bunun da yukarısında Paris’in hakemlik yaptığı söylenen Aleksandreia Dağı bulunuyor. Ayrıca İda Dağı’ndan gelen kerestelerin pazarlandığı Aspaneus da burada yer alıyor. Daha sonra içinde Astyrene Artemis’i için kutsal bir alan bulunan Astyra Köyü’ne gelinir. Astyra’nın yakınında Atinalılar tarafından kolonize edilmiş ve hem bir limanı hem de bir deniz üssüne sahip olan Adramytteion kenti yer alır”, sözleriyle Antandros’un coğrafi konumu hakkında bilgi vermektedir.
Kıyı şeridinin 1987 yılında imara açılması ile birlikte başlayan temel hafriyatlarında mezarlara rastlanması sonucunda kentin nekropolisi belirlenmiştir. Nekropoliste Bursa Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü tarafından 1991-1995 yılları arasında aralıklarla kurtarma kazıları gerçekleştirilmiştir. 2000 yılında G. Polat başkanlığında gerçekleştirilen yüzey araştırmasında elde edilen veriler ışığında 2001 yılında sistemli kazılar başlamıştır. 2001-2006 yılları arasında Balıkesir Müze Müdürlüğü başkanlığında, G. Polat bilimsel danışmanlığında devam eden kazı çalışmaları, 2007 yılından itibaren Bakanlar Kurulu kararıyla, Ege Üniversitesi adına G. Polat başkanlığında yerleşim alanı ve nekropoliste olmak üzere, iki farklı alanda sürdürülmektedir.
Bugüne kadar yapılan kazı ve sondaj çalışmalarında kentin kuruluşunun Orta Tunç Çağı'na kadar geriye gittiğini gösteren seramiklere rastlanmış olsa da bu döneme ilişkin kültür tabakaları henüz ele geçmemiştir. Bulgular Antandros’un en azından MÖ VIII. yüzyıldan başlayarak kesintisiz bir şekilde MS VII. yüzyıla kadar yerleşim gördüğünü kanıtlamaktadır. Olasılıkla Arap Akınları nedeniyle kent MS VII. yüzyılda terk edilerek, Altınoluk’un hemen kuzeyindeki Şahindere Kanyon’u içerisindeki doğal kale görünümündeki Şahinkale’ye taşınmıştır. Tehlikenin geçmesinin ardından MS X. yüzyılda Antandros’a gelen küçük bir nüfus MS XIV. yüzyıla kadar burada yaşamıştır.
Yerleşim alanında farklı alanlarda devam etmekte olan kazı çalışmalarında en dikkat çeken sektörlerin başında Roma villası gelmektedir. Kaletaşı olarak nitelendirilen tepenin güneybatı yamacına üç teras üzerine yerleşmiş olan villa, sıralı oda tipi plana sahiptir. Villanın altı ana mekanı bir portikonun kuzeyine yan yana sıralanmış olup, bütün mekanlar Edremit Körfezi manzarasına sahiptir. Bu ana mekanların tabanları mozaik döşeme ile süslenmiş, duvarlarında da duvar resimleri bulunmaktadır. Bir alt terasta yer alan açık avlu, doğuda villaya ait özel hamam, batıda da mozaik taban döşemesine sahip tablinum ile sınırlıdır. Açık avlunun orta bölümünde evin su ihtiyacını karşılamaya yönelik bir kuyu ve avlunun doğu bölümüne yakın su künkleri ile getirilen suyla doldurulduğu anlaşılan bir havuz yer almaktadır. Bir alt terasta da evin sahibine ait olduğu anlaşılan yan yana dizilmiş en az sekiz dükkanın varlığı tespit edilmiştir. Villanın kanalizasyon sisteminin boyutları ve yamaç yukarı doğru devam ediyor olması, yamaçta Antandros’un elit sınıfına ait başka konutlarında bulunduğunu ortaya koymaktadır.
Roma villasının yaklaşık 150 metre kuzeydoğusunda MÖ IV. yüzyıla ait şehir surunun bir bölümüyle birlikte bir kulesi yer almaktadır. Dış yüzleri kaba olarak bırakılmış dikdörtgen bloklardan yapılmış 3,26 metre kalınlığındaki sur, yer yer 3,25 metre yükseklikte korunmuştur. Sura ait kulenin yaklaşık 30 metre güneyinde yapılan kazı çalışmalarında yine tabanı mozaiklerle süslü bir Roma evinin bazı mekanları açığa çıkarılmıştır.
Liman kenti olan Antandros’un kıyı kesiminde gerçekleştirilen kazı çalışmalarında, bu bölgede bir Bizans dönemi nekropolisi olduğunu kanıtlayan 27 mezar gün ışığına çıkarılmıştır. Su altında gerçekleştirilen yüzey araştırmasında da yaklaşık 10 metre kalınlığında, 36 metre uzunluğunda bir mendirek tespit edilmiştir.
Nekropolis, Antandros’u batısında yer alan Gargara kentine bağlayan yolun iki tarafına konumlanmaktadır. Yaklaşık 4,5 metre genişliğindeki stabilize antik yol, denize paralel uzanan alçak tepenin güney eteğinden geçmekte olup, bir bölümü açığa çıkarılmıştır. Bu yolun kuzey ve güneyinde gerçekleştirilen kazılarda bugüne kadar 529 mezar açıldı. Bu mezarlar nekropolisin MÖ geç VIII. yüzyıldan, Roma dönemine kadar kesintisiz ve yoğun olarak kullanıldığını kanıtlamaktadır. Yaklaşık 750 yıl kesintisiz kullanım, Antandros nekropolisi ölü gömme geleneklerindeki değişimin çok rahat izlenebilmesini beraberinde getirmektedir. Nekropoliste Kremasyon (yakarak gömü), toprağa doğrudan gömü, pithos, çatı kiremidi, pişmiş toprak lahit, taş lahit gibi çok farklı mezar tiplerinin görülmesi MÖ Geç VIII. yüzyıldan, MÖ VI. yüzyılın ortalarına kadar yaklaşık altı buçuk yaşından küçük çocukların dışında bütün bireylerin kremasyona tabi tutulduğunu, küçük bireylerin ise yakılmadan, ya doğrudan toprağa ya da büyükçe kapalı bir kaba konulmak suretiyle gömüldüğünü ortaya koymaktadır. MÖ VI. yüzyıl ortalarından itibaren ele geçen yetişkin bireylere ait pişmiş toprak lahit veya pithos mezarlar bu dönemden itibaren yetişkinlerin de yakılmadan gömülmeye başladığını kanıtlamaktadır. MÖ IV. yüzyıla gelindiğinde neredeyse kremasyon mezara rastlanmamış olması, ölü gömme geleneğindeki bu değişimin bu tarihlerde tamamlandığı ortaya koymaktadır. Hellenistik dönemle birlikte kremasyon geleneğinin aniden ve çok yüksek oranda yeniden ortaya çıktığı, hatta bazı kremasyon mezarların üzerine toprak üzerinden yerini belirlemeye yönelik olarak, “U” ve silindirik planlı sunakların inşa edildiği anlaşılmaktadır. Nekropolis, Erken Roma dönemi başlarında kullanım dışı kalmış ve mezarların üstü yamaçtan gelen erozyon ile kapanmıştır. Nekropolisin en üst tabakasında ele geçen MS III. ve V.yüzyıla tarihlenen şarap atölyesi ve cam işliğinin de içerisinde yer aldığı üretime yönelik yapı kalıntıları, Antandros yerleşim alanının bu dönemde batıya genişlediğini kanıtlamıştır.
Antandros’ta özellikle nekropolis alanında mezar hediyesi olarak ele geçen eserlerden kurtarma kazılarında ele geçenler Bursa Arkeoloji Müzesi'nde, sistemli kazı çalışmaları ile gün ışığına çıkartılanlar da Balıkesir Kuva-yi Milliye Müzesi'nde sergilenmektedir.
Referanslar
Cook, J. M. (1973). The Troad, An Archaeological and Topographical Study. Oxford: Clarendon; Leaf, W. (1912). Troy, a Study in Homeric Geography,Londra: Macmillan; Polat, G. ve Polat, Y. (2007). Antandros Nekropolisi 2001-2006 Yılları Ön Raporu, Arkeoloji Dergisi, 9: 1-20; Polat, G. (2012). Antandros. İçinde; A. Çilingiroğlu, Z. Mercangöz ve G. Polat (Editörler) Ege Üniversitesi Arkeoloji Kazıları (ss.210-230). İzmir: Arkadaş; Polat, G. (2013). Antandros, The Necropolis in the Classical Period. İçinde; Katja Sporn (Editör) Griechische Grabbezirke klassischer Zeit, Athenaia 6 (ss.191-201). Munich: Hirmer.