Türkiye’nin güneyinde yer alan Antalya, yalnızca deniz, kum ve güneş turizmiyle değil; zengin tarım arazileri, tarihi dokusu ve özgün mutfak kültürü ile de dikkat çeken bir Akdeniz kentidir. Binlerce yıl boyunca Hitit, Lykia, Roma, Selçuklu ve Osmanlı gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan bu coğrafya, bugün turizmin yanı sıra gastronomi alanında da önemli bir çekim merkezi haline gelmiştir. Ilıman Akdeniz ikliminin sağladığı ürün çeşitliliği ve yörük kültürünün etkisiyle şekillenen Antalya mutfağı, yerel halkın gündelik yaşamında olduğu kadar, turistik sunumların da önemli bir parçası olmuştur. 

Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yapılan tescillere göre Antalya’da toplam 14’ten fazla gastronomik ürün coğrafi işaret belgesi almıştır. Bunlar arasında Finike Portakalı, Alanya Avokadosu, Antalya Kabak Tatlısı, Manavgat Altın Susamı, Antalya Serpme Böreği ve Antalya Piyazı öne çıkan örneklerdir. Bu ürünler, Antalya’nın tarımsal üretim gücünün gastronomiye yansımasını simgelerken; yerel işletmelerde, otel menülerinde ve festivallerde sergilenerek gastronomi turizminin de önemli bir unsuru haline gelmiştir. Coğrafi işaretli ürünler, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda kültürel sürdürülebilirlik aracı olarak da görülmektedir; yöresel kimliğin korunması ve aktarılması bağlamında kritik bir rol oynamaktadır.

Bu ürünler arasında Antalya Piyazı, sahip olduğu ayırt edici özellikleriyle bölge gastronomisinde özel bir yere sahiptir. 29 Aralık 2017 tarihinde “mahreç işaretiyle” tescillenmiş olan bu geleneksel lezzet, klasik piyaz tariflerinden belirgin şekilde ayrılır. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yapılan piyaz, genellikle zeytinyağlı salata, ordövr veya meze olarak tüketilirken, Antalya'da bu yemek tarator sosu ile harmanlanarak doyurucu bir ana yemek haline getirilmiştir. Antalya piyazının kökeni yüz yılı aşkın bir geçmişe dayanır ve halkın kültürel belleğinde güçlü bir yere sahiptir. Dolayısıyla, piyaz, bir yemekten ziyade bir gelenek ve yöresel kimlik öğesi olarak kabul edilir. 

Antalya Piyazı’nın en belirgin özelliği, yapımında kullanılan küçük taneli sıra tipi kuru fasulye ve yoğun kıvamlı tahinli tarator sostur. Coğrafi işaret belgesinde detaylı olarak tanımlanan bu tarifte; kuru fasulye bir gün önceden tuzlu suda bekletilir, haşlanıp ılımaya bırakılır. Tarator sosu; yerli susamdan elde edilen açık renkli tahin, kaya tuzu ile dövülmüş sarımsak, taze limon suyu, üzüm sirkesi ve isteğe bağlı birkaç kaşık haşlanmış fasulye ile hazırlanır. Bu sos, haşlanmış fasulyenin üzerine gezdirilir ve isteğe göre doğranmış domates, beyaz tatlı soğan, haşlanmış yumurta, zeytinyağı ve maydanozla süslenerek servis edilir. Geleneksel olarak bu lezzet, sade ve dikkatli sunumuyla ön plana çıkmıştır; tarifte yer alan her bileşen yerel üretime dayanır ve ürünün “mahreç” marka kimliği buradan kaynaklanır. 

Piyazın ana yemek olarak servis edilmesi ve sosunda kullanılan tahin, onu diğer piyaz çeşitlerinden lezzet, görünüm ve sunum olarak ayırır. Antalya’da yetişen Çandır Fasulyesinin kullanımı, geçmişte piyaza kendine has bir lezzet profili kazandırmıştır; günümüzde ise bu özellikleri taşıyan benzer fasulye türleri tercih edilmektedir. Antalya Piyazı’nın tarihsel süreçte salatadan veya soğuk mezelerden sıcak yemeğe evrilmiş olması, yöre halkının beslenme alışkanlıklarındaki, tarımsal üretimdeki ve kültürel pratiklerdeki değişimin bu yemeğe yansıması olarak görülebilir.  

Ürünün coğrafi işaret tescili ile yalnızca tarifin korunmasını değil, aynı zamanda üretim ve sunum süreçlerinin standartlaştırılması da amaçlanmaktadır. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın yürüttüğü denetim süreçlerinde kullanılan malzemelerin kalitesi, ürünün geleneksel özelliklere uygunluğu ve sunum şekli dikkatle kontrol edilmiştir. Ürün, yalnızca Antalya ili ve ilçeleri sınırları içerisinde ve belirlenen kurallara uygun olarak üretilip servis edildiğinde “Antalya Piyazı” adıyla anılabilmektedir. 

Yapılan akademik araştırmalar, Antalya Piyazı’nın yerel halk ve turistler nezdinde bir tanıtım unsuru olarak değerlendirildiğini ortaya koymaktadır. Antalya’ya gelecek ziyaretçilere önerilen yerel lezzetlerin başında Antalya Piyazı’nın yer alması bu durumu desteklemektedir.  Bugünlerde Antalya’nın kırsal kesimlerinde düzenlenen festivallerde, otel büfelerinde ya da geleneksel lokantalarda sunulan Piyaz, yerli ve yabancı turistler için önemli bir otantik deneyim sunmaktadır.

Antalya Piyazı; yerel üretime, gastronomik çeşitliliğe, kültürel kimliğe ve turistik tanıtıma katkı sağlayan bütüncül bir ürün kabul edilmiştir. Tarator sosunun verdiği karakteristik lezzet, küçük taneli fasulyenin dokusu ve yüzyıllardır süregelen üretim pratiğiyle bu yemek, bir tabak fasulyenin ötesinde, Antalya’nın mutfak mirasını taşıyan bir simge haline gelmiştir. Doğru yöntemlerle üretilip sunulması sürdürülebilir olduğunda, bu lezzet yerel halkın sofralarında olduğu kadar, kentin tanıtımında da bir gastronomik ürün olarak yerini almaya devam edecektir.

Referanslar

Kaynakça: Arslan, F. (2023). Gastronomi turizmi açısından coğrafi işaretli ürünlerin algılanma düzeyi: Antalya Örneği, International Journal of Contemporary Tourism Research, 7(1): 1–8; Şengül, S. ve Türkay, O. (2016). Akdeniz mutfak kültürünün gastronomi turizmi bağlamında değerlendirilmesi, Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 4(Special issue1): 86–99; Zanbak, M. (2021). Antalya’da Coğrafi İşaretler: Antalya Piyazı. YÜCİTA Yayını; Türk Patent ve Marka Kurumu. (2017). Antalya Piyazı Coğrafi İşaret Tescil Belgesi. Tescil No: 315; T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. Antalya piyazı. Kültür Portalı. https://www.kulturportali.gov.tr/portal/antalyapiyazi, (Erişim tarihi: 09.05.2025).

Konuyla ilgili diğer maddeler için bkz.: