Alabanda Antik Kenti
Doğal ve Kültürel Miras Antik Kent
Maddeye katkıda bulunan yazarlar:
-
2020
Günümüzde Aydın’ın Çine ilçesinin yaklaşık olarak yedi kilometre batısında bulunan antik kent, Marsyas (Çine) Çayı’nın batısında yer almaktadır. Günümüzde Gökbel Dağı’nın kuzeyindeki tepelerin eteklerinde konumlanan Doğanyurt Köyü, Araphisar Mahallesi’nde yer alan kent Amasyalı coğrafyacı Strabon’un da ifade ettiği gibi İç Karia olarak bilinen bölgenin en önemli kentlerindendir. Alabanda’da yapılan çalışmalarda kentin MÖ IV. yüzyıl öncesinde şimdiki konumundan daha yukarıda olduğu ve bu eski yerleşimin MÖ IV. yüzyılın ortaları veya ikinci yarısında ovaya daha yakın olan bugünkü yerine taşındığı fikri ağırlık kazanmıştır.
İlk kazı çalışmaları Halil Edhem Bey tarafından 1904-1905 yıllarında gerçekleştirilmiştir. Kazının gerçekleştirildiği alanlar klasik çağ mezarı, dorik tapınak, batı tapınak, Apollon Tapınağı ve temenostur. Kazı çalışmaları uzunca bir sürenin ardından 1999 yılında Aydın Müze Müdürlüğü adına Emin Yener tarafından tekrar başlatılmıştır. Temizlik, kazı ve çevre düzenleme çalışmaları şeklinde, ağırlıklı olarak Apollon İsotimos Tapınağı ve tiyatroda çalışılmıştır. Sonrasında kazılar, Doç. Dr. Suat Ateşlier ve ekibince 2011-2013 yılları arasında devam ettirilmiştir. Alabanda’nın geçmişine ışık tutmak için 2015 yılı itibariyle Doç. Dr. Ali Yalçın Tavukçu başkanlığındaki bir ekip ve Aydın Müze Müdürlüğü ortak çalışmalara başlamıştır. Kentin arkeoloji dünyasına ve turizme kazandırılması için Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nden alınan izinlerle Aydın Müze Müdürlüğü başkanlığında kazılar yapılmaktadır.
Antik kentte Tiyatro, Zeus Khrysaoris Dorik Tapınağı, Klasik Çağ Anıt Mezarı, Apollon Isotimos Tapınağı, Batı Tapınak, Merkezi Hamam, Payandalı Sarnıç, Bizans (Doğu Roma) Suru, Bouleuterion ve Agora alanlarında temizlik ve çevre düzenleme çalışmaları yürütülmüştür. Bölgedeki genel bitki örtüsü temizlenerek yapıların bitki örtüsü sebebiyle zarar görmeleri engellendmiştir. Aynı zamanda da görüntü itibariyle örenyeri daha temiz bir görüntüye kavuşmuştur.
1904 yılında Zeus Khrysaoreus Tapınağı, Halil Edhem Bey tarafından yürütülen kazı sonucu ortaya çıkarılmıştır. Dor nizamında inşa edilmiş olan bu tapınak, tiyatronun 200 metre kadar kuzeybatısında yapay bir teras üzerine inşa edilmiştir. 1999 yılında yeniden başlatılan kazı çalışmalarında
Apollon İsotimos Tapınağı'na ait temeller ve aynı tapınağın üzerine Bizans döneminde inşa edilen kiliseye ait olan kalıntılar gün yüzüne çıkarılmıştır. Tapınağın hangi tarihte inşa edildiğine dair bir fikir birliği bulunmamaktadır; ancak, mimari bezekler ve frizin stiline göre MÖ II. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenmektedir. Agora ise, ilk olarak Halil Edhem Bey tarafından 1904 yılında kazıldı. Kuzeydoğu ve kuzeybatı köşeleri ortaya çıkarıldmıştır. Agora'nın nasıl bir mimari yapısının olduğu konusunda bilgi sahibi olabilmek amacıyla 2012 yılında Ateşlier ve ekibi yapının genelinde bitki örtüsü temizliği yapmıştır.
1999 yılında, Aydın Müzesi tarafından yapılan çalışmalarla tiyatro'nun yaklaşık 1000 metrekarelik bir bölümü açılmıştır. Alabanda Tiyatrosu, kentin kuzeyinde bulunan bir tepenin yamacında kuruludur, yapı güneybatıya bakmaktadır. 1904 yılında Halil Edhem Bey tarafından incelenen ve planı çıkarılan Bouleuterion oldukça iyi durumda günümüze ulaşmıştır. Yapının kuzey ve güney duvarları büyük ölçüde doğu ve batı duvarları ise kısmen ayaktadır. Hamam yapısı ise konumu itibariyle kentin orta yerinde bulunmakta ve yalnızca toprak üzerine yayılmış sütun, duvar kalıntıları ve ayrıca kemerleri ile dikkat çekmektedir. Planı hakkında kesin bir bilgi vermek mümkün olmasa da girişinde geniş kenarlı bir kapının varlığı, yapının muhtemelen bir hamam-gymnasium kompleksi olabileceği konusunda ipucu vermektedir. Alabanda’nın, toplam uzunluğu 4,5-5 kilometre olan sur duvarları, üç zirvesi olan bir tepenin zirvelerini birbirine bağlayarak yamaçların üzerinden kuzeydeki ovaya hafif bir meyille inmektedir. Ateşlier’in Bizans (Doğu Roma) surları olarak adlandırdığı kısımda kazı, koruma ve restorasyon çalışmaları yapılmıştır.
2013 yılının kazı sezonunda kentin kuzeydoğusundaki ovalık alanda yer alan tepe üzerinde, 2012-2013 yılının kazı sezonunda yapılan arkeojeofizik çalışmaları sonucunda, iki odadan oluşan bir yapı tespit edilmiştir. Bu tepeliğin Romalı Tarihçi Livius’un antik kaynaklarda bahsettiği Tanrıça Roma Tapınağı olduğu düşünüldüğünden 30.07.2013-15.09.2013 tarihleri arasında kazı çalışması yapılmıştır. 2013 yılında Ateşlier öncülüğünde yapılan jeofizik taramaların ve kazı çalışmalarının sonucunda bu alanda toplam yedi havuz yapısı, kanalizasyon sistemini oluşturan pişmiş toprak künkler, akıtmalıklar, “U” biçimli oluk parçaları ele geçmiştir. Açığa çıkarılan künk sistemleri, payandalarla desteklenmiş duvarlar ve havuz yapılarından dolayı yapının bir tapınak değil, daha çok su ile alakalı olduğu düşünülmüş ve payandalı sarnıç olarak adlandırılmıştır. 2016 yılında gerçekleştirilen kazılarda yapının bir sarnıç olamayacağı düşüncesi oluşmuştur. 2017 sezonunda devam eden kazılarda elde edilen verilerle yapının işlevi kesin olarak belirlenmiştir. Yapının hypocaust sisteminin ortaya çıkarılması sonucunda hamam olduğu tespit edilerek Doğu Hamamı olarak adlandırılmıştır.
Klasik Çağ oda mezarı Halil Edhem Bey tarafından 1904 ve 1905 yıllarında yapılan kazılar esnasında ortaya çıkarılmıştır. Bir ön ve bir de ana odadan oluşan, aile mezarı olarak kullanılan ve iki odadan meydana gelen yapının içinde ikişer kattan oluşan beş adet kline bulunmuştur. Kentin dört bir yanında bulunan nekropol alanlarında yapılan ayrıntılı incelemeler sonunda yaklaşık olarak 500 lahit tespit edilmiştir. Kentin güneyinde, Kemer Deresi üzerinde bulunan su kemeri, Roma stilinde yapılmış ve üst kısmı yıkılmıştır.
Referanslar
https://aydin.ktb.gov.tr/TR-64417/alabanda-araphisar.html, (Erişim tarihi: 26.09.2020); Tavukçu, A. Y., Temür, A., Tavukçu, Z. A., Ceylan, M., Coşkun, S. ve Eker, K. (2018). Alabanda 2017. 40. İçinde; Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu (ss. 147-160). Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi; Tavukçu, Z. A. (2015). Alabanda: Tarihi Coğrafya, Topoğrafya, Araştırma ve Kazıları, Güzel Sanatlar Enstitüsü Dergisi, (35): 223-256.
-
2020
Bir Karia kenti olan Alabanda, Aydın’ın Çine ilçesine yedi kilemetre uzaklıkta bulunan Araphisar Köyü’nde yer alıyor. 2019 yılında 2.796 ziyaretçiye kapılarını açtı. Kentin adının at yarışı anlamına geldiği biliniyor. Bizanslı bir tarihçi olan Stephanos’un verdiği bilgiye göre, Kral Kar’ın oğlu olan Alabandros’un bir at yarışını kazanması sonucunda, kent bu ismi aldı. Alabanda Örenyeri’nde ilk kazıların 1905-1906 yılları arasında Ethem Hamdi Bey tarafından yapıldı. 1999 yılından bu yana ise, örenyerinde Aydın Müzesi tarafından, arkeolog Emin Yener başkanlığında kazılar sürdürülüyor. Alabanda Örenyeri’nin tarihi MÖ beşinci yüzyıla kadar uzanıyor. Alabanda’daki yapılar genel olarak; Hellenistik Dönem ve Roma Dönemi’nden kalan surlar, meclis binası, tiyatro, Apollon Tapınağı, agora, su kemeri, Dor Tapınağı ve hamamdır. Tarihçi Strabon’a göre, Alabanda’da yaşayanlar eğlenceyi oldukça seviyor, bolluk ve bereket içinde yaşıyorlardı. Alabanda Antik Kenti’nde sikke (madeni para) basımı da MÖ üçüncü yüzyılda başladı, sikkelerin üzerinde Pegasus figürünün olduğu ortaya çıkarıldı. Yapılarının çoğunun halen toprak altında olduğu Alabanda Antik Kenti’nin, ileride gerçekleşecek kazılar ile beraber gün yüzüne çıkarılacağı, arkeoloji ve turizm dünyasına yenilikler sunacağı düşünülüyor.
Referanslar
http://www.cine.bel.tr/6-Alabanda-BelediyeYaziDetayi.aspx, (Erişim tarihi: 12.04.2020); https://aydin.ktb.gov.tr/TR-64417/alabanda-araphisar.html, (Erişim tarihi: 12.04.2020); Yener, E. (2000). Alabanda Antik Kenti Kazı Temizlik ve Çevre Düzenleme Çalışmaları. İçinde; K. Olşen, F. Bayram, H. Dönmez, K. Ataş, N. Güder ve N. Toy (Editörler), 11. Müze Çalışmaları ve Kurtarma Kazıları Sempozyumu. Ankara: Kültür Bakanlığı Milli Kütüphane Basımevi.