Isparta’nın Yalvaç ilçesinin bir kilometre kuzeyinde bulunan, Helenistik dönemde kurulan ve Roma ve Bizans medeniyetlerine ait kalıntıları bünyesinde barındıran Pisidia Antiokheia antik kentinin kazıları 150 yıl sürdü ve kazı bitiminden sonra bile gelen eserler müze ihtiyacını doğurdu. Bu nedenle Yalvaç Müzesi 1966 yılında açılışı yapılıp hizmete sunuldu. Yalvaç Müzesi 1975 yılına kadar memurluk, sonrasında da müdürlük haline getirildi. Yerli-yabancı ziyaretçi sayısının artması ve mevcut depolar ile teşhir vitrinlerinin yeterli olmaması nedeniyle çağdaş müzecilik anlayışı ile tümüyle yenilenerek teşhir ve tanzimi tamamlanan Müze, 16. 07. 2000 yılında halkın hizmetine sunuldu. Bugün Göller Bölgesi’nde gerek eser zenginliği, gerekse ziyaretçi açısından en eski ve en büyük müze olma özelliğini korumaktadır.

Yalvaç Müzesi kapalı teşhir ve bahçe teşhiri olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Müzede dört adet kapalı teşhir salonu bulunmaktadır. Bunlar; Prehistoria Salonu, Klasik Eserler Salonu, Etnografya Salonu ve St. Paul Salonu’dur. Bahçe Teşhirinde ise pek çok eser sergilenmektedir. Prehistoria Salonunda Yalvaç ve çevresinde gerçekleştirilen pek çok kazıdan elde edilen küçük eserler ile vatandaşlardan satın alma ve bağış yoluyla gelen eserler sergilenmektedir. Vitrinlerde ostotek (mermerden yapılmış küçük lahit), memeli hayvan fosilleri (gergedan, mamut, at gibi), İlk Tunç çağına ait pişmiş toprak eserler (vazolar, kulplu ve kulpsuz kaseler gibi), Göller Bölgesi’nin tipik çanak çömlekleri, Dephas, Rython gibi ritüel kapları ile birlikte Ana Tanrıça Kültürünü yansıtmak için Neolitik Çağdan İlk Tunç Çağlarına kadar gelen pişmiş topraktan yapılmış tanrıçalar ile pişmiş toprak ve mermer idoller sergilenmektedir.

Klasik Eserler Salonunda Antiocheia heykeltıraşlık okulunun özgün mermer yapıtlarının yanı sıra, kolosal heykellerin baş ve torso gibi parçaları; Klasik Çağa ait küçük kaplar (lekythoslar, aryballoslar ve askoslar), içki kapları (kyliksler, skyphoslar ve phialeler) ve diğer günlük kullanım kapları; unguantarium ( gözyaşı şişesi); Men Kutsal Alanından gelen mermer ve pişmiş toprak eserler; Roma çağına ait mermer tanrı ve tanrıça heykelleri (Zeus, Kybele, Aphrodite); MS I. yüzyıla tarihlendirilen kolosal bir Zeus heykeli; çeşitli hayvan figürinleri (boğalar, horozlar, köpekler) ve muhtelif kadın heykelcikleri; altından yapılmış yüzükler, küpeler, kolye uçlar vb. sergilenmektedir.

Etnografya Salonunda ise şömine, ahşap işçiliği, kapı, tavan, dolap kapaklarıyla Yalvaç Evi'nin yanı sıra günlük kullanım eşyaları, elbiseler, silahlar vb. Türk kültürünün en güzel örnekleri sergilenmektedir. Son olarak St. Paul Salonu ise Hristiyanlık dönemine ait bronzdan ve pişmiş topraktan yapılmış kandiller, St. Paul ve Barnabas gibi bazı azizlere ait yağlı boya tablolar ve vaftiz havuzu yer almaktadır.

Bahçe teşhirinde ise Antiokheia antik kenti tiyatro binasına ait pek çok parça bulunmaktadır. Ayrıca sütunlar, sütun başlıkları, mezar stelleri ve lahitler gibi birçok parça bahçede sergilenmektedir.