Turizmde Gig Çalışma Modeli
KAVRAM Yönetim ve Organizasyon İnsan Kaynakları Yönetimi
-
2025
Gig çalışma modeli, bireylerin kısa süreli, esnek ve çoğunlukla dijital platformlar aracılığıyla sunulan görevleri yerine getirerek gelir elde etmesine dayanan bir istihdam biçimidir. Bu model kapsamında çalışanlara, sabit maaş yerine üstlendikleri her bir görev ya da projeye göre ödeme yapılmaktadır. “Gig” terimi ilk kez müzik ve eğlence sektöründe, sanatçıların sahne aldığı tek seferlik performansları tanımlamak için kullanılmıştır. İş dünyasında bu kavram, 2008 küresel krizinin etkisiyle öne çıkmış; dijital platformların (Uber, TaskRabbit, Upwork vb.) gelişmesiyle birlikte zamanla sistematik bir yapıya kavuşmuştur.
Turizm sektörü, yapısı gereği dönemsel dalgalanmalara, yüksek iş gücü devrine ve yoğun sezonsal taleplere sahiptir. Bu nedenle gig çalışma modeli, turizm sektöründe alternatif ve esnek bir istihdam stratejisi olarak öne çıkmaktadır. Özellikle konaklama, yiyecek-içecek hizmetleri, seyahat rehberliği, etkinlik organizasyonları ve ulaşım gibi alt sektörlerde, platform tabanlı işler yaygınlaşmaktadır. Örneğin, bağımsız çalışan şoförler, rehberler veya paket servis personeli gig modeli kapsamında hizmet sunar.
COVID-19 döneminde dikkat çeken dijitalleşme ivmesiyle birlikte, gig ekonomisi turizmde bir geçim kaynağına dönüşmüştür. Geleneksel istihdamın daraldığı bu dönemde, gig çalışanları özellikle yiyecek dağıtımı, rezervasyon hizmetleri ve yerel deneyim organizasyonlarında etkin rol oynamıştır. Ancak bu model, sosyal güvenlik, iş güvencesi ve yasal tanımlar açısından hâlâ tartışmalıdır.
Turizm sektöründe gig çalışmanın yaygınlaşmasına katkıda bulunan kritik unsurlardan biri, dijital platformların işveren ve işgören arasındaki eşleşmeyi kolaylaştırmasıdır. Bu model, genç nüfusun ciddi düzeyde işsizlikle mücadele ettiği bölgelerde de istihdam yaratıcı bir kanal olarak değerlendirilmektedir. Örneğin, Malezya’da genç işsizliğine çözüm olarak gig modeli önerilmiş ve Grab, Foodpanda gibi platformlar aracılığıyla binlerce kişi geçici olarak istihdam edilmiştir.
Gig çalışma modeli, turizm sektöründe hem çalışanlara hem işletmelere çeşitli avantajlar sunmaktadır. Çalışanlar açısından en büyük avantaj, zaman ve mekân kısıtlamalarından bağımsız bir şekilde çalışma esnekliğine sahip olmaları ve birden fazla gelir kaynağına erişim olanağı elde etmeleridir. Özellikle genç nüfus ve öğrenciler, kendi zamanlarını yöneterek ek gelir elde edebilmektedir. Öte yandan, turizm işletmeleri sezonluk yoğunluklara uyum sağlamak için kısa süreli işgücü ihtiyaçlarını bu modelle kolayca karşılayabilmektedir. Bu durum, işletmelerin maliyetlerini azaltırken, verimliliği artırmalarına da olanak sağlamaktadır. Ayrıca, dijital platformlar sayesinde hizmet sağlayıcılar ve hizmetten yararlananlar daha etkin, maliyet açısından avantajlı ve güven esasına dayalı olarak eşleşebilmektedir. Turizmde müşteri deneyiminin ön planda olduğu alanlarda (rehberlik, özel turlar, hızlı teslimatlar) gig modeli kullanıcı memnuniyetini de artırmaktadır.
Turizmde gig modelinin yaygınlaşmasına karşın, sistem bazı yapısal sorunları da gündeme getirmektedir. Bu sorunların başında, çalışanların sosyal güvence, sağlık hizmetlerine erişim ve istihdam sürekliliği gibi temel haklara yeterince sahip olamaması gelmektedir. Çalışanlar, genellikle “bağımsız yüklenici” statüsünde değerlendirildiğinden işverenlerin yasal sorumlulukları ortadan kalkmaktadır. Bu durum, iş kazaları, gelir kaybı veya hak talepleri karşısında çalışanları savunmasız bırakmaktadır. Ayrıca, dijital platformların algoritma temelli iş dağıtım mekanizmaları, çalışanlar arasında eşitsizlik yaratmakta ve gelir güvencesizliğine yol açmaktadır. Özellikle uygulama bazlı teslimat ve ulaşım işlerinde yüksek iş yoğunluğu ile zaman baskısı çalışanların fiziksel ve psikolojik sağlığı açısından risk oluşturmaktadır.
Sonuç olarak, gig çalışma modeli, turizm sektöründe esnekliğe duyulan ihtiyaçla dijital dönüşümün kesişiminde ortaya çıkan dinamik bir istihdam biçimi olarak öne çıkmaktadır. Bu model, geleneksel iş ilişkilerini yeniden tanımlarken, aynı zamanda iş gücünün örgütlenmesi, korunması ve yönetişimi açısından yeni sorumluluk alanları da doğurmaktadır. Bu nedenle, turizmde gig temelli çalışmanın sürdürülebilirliği, yalnızca ekonomik değil sosyal ve yapısal dengeleri de gözeten çok boyutlu politikalarla mümkündür.
Referanslar
El Hajal, G. ve Rowson, B. (2021). The future of hospitality jobs: The rise of the gig worker, Research in Hospitality Management, 11 (3): 185-190. Doi:10.1080/22243534.2021.2006938; Healy, J., Nicholson, D. ve Pekarek, A. (2017). Should we take the gig economy seriously? Labour & Industry: A Journal of the Social and Economic Relations of Work, 27(3): 232-248. Doi: 10.1080/10301763.2017.1377048; Lin, P. M., Peng, K. L., Wilson Au, W. C. ve Baum, T. (2023). Labor market transformation in the hospitality gig economy in a post pandemic era: İmpacts of institutional governance, International Journal of Contemporary Hospitality Management, 35(4): 1490-1510. Doi: 10.1108/IJCHM-12-2021-1531; Özyürek, S. G. (2025). Turizmde gig çalışma modelinin turistik hizmetlere etkisi, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Turizm Fakültesi Dergisi, 28(1): 52-72. Doi: 10.55931/ahbvtfd.1676018; Todolí-Signes, A. (2017). The ‘gig economy’: Employee, self-employed or the need for a special employment regulation? Transfer: European Review of Labour and Research, 23(2): 193-205. Doi: 10.1177/1024258917701381