-
2019
Sanayi devriminin ardından keşfedilerek önemli ulaştırma ve taşıma araçlarından biri olarak kabul edilen ve gelişimiyle birlikte sosyo‐ekonomik ve siyasal gelişmelerde rol oynayan demiryolu, vazgeçilemez ulaşım araçlarından biridir. XIX. yüzyılın ilk yarısından itibaren kullanılmaya başlanan ve teknolojik yeniliklerle dünyanın pek çok noktasında görülen bu ulaşım aracı, Endüstri Devrimi’nin bir tamamlayıcısı olarak da etkili oldu. İnsan taşımacılığının yanı sıra hammadde ve ürün sevkiyatında da kullanılan demiryolları piyasalarda ki rekabette ön plana çıktı. Tüm bu gelişmeler neticesinde dünyada hızla gelişen demiryolları Osmanlı Devleti’nin de dikkatini çekti. Ancak gerekli altyapı, bilgi, kalifiyeli mühendis ve donanımın olmaması nedeniyle imtiyaz yoluyla ilk demiryolu faaliyetleri İngilizlere yaptırıldı. İngilizler, Osmanlı Devleti'nden aldıkları imtiyaz ile İskenderiye‐Kahire arasına demiryolu ağı kurdular. Bu durumun ardından Osmanlı Devleti’nin sınırları içerisinde yer alan pek çok noktada demiryolu ulaştırmacılığı ve taşımacılığı faaliyetleri hız kazandı. 1872 yılında demiryolu faaliyetlerinin sevk ve idare için Demiryolları İdaresi kuruldu. Cumhuriyetin ilanının ardından demiryollarının kamulaştırılmasına karar verilerek 31. 05. 1927 tarih ve 1042 sayılı Kanun ile Nafia Vekaleti’ne (Bayındırlık Bakanlığı) bağlı Devlet Demiryolları ve Limanları İdare-i Umumiyesi kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi (TCDD), kuruluş tarihi de bu yıl olarak kabul edilmektedir. Bu dönem içerisinde Eskişehir, bulunduğu coğrafik konum ve geçiş güzergâhında olması nedeniyle demiryolları açısında cazip bir konumdadır. Bu nedenle 1920 yılında Eskişehir’de Anadolu Demiryolları Genel Müdürlüğü kuruldu ve ilk başkan olarak Behiç Erkin atandı. Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti demiryolları tarihinin her sürecinde etkin rol alan Eskişehir’de geçmişten günümüze eserler bulunmaktadır. Bu eserlerin varlığı ve 1997 yılında Eskişehir Şube 13. Şefliğinin ambarında yer alan sobaların boyattırılarak sergilenmesi, müze fikrinin oluşmasına sebep oldu. Almanya’dan ithal ettirilen lale motifli sobaların yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti devlet demiryolları birinci bölge Müdürlüğü ve TÜLOMSAŞ Genel Müdürlüğü tarafından temin edilen malzemelerle donatılan TCDD Eskişehir müzesi, 1998 yılında müze olarak hizmet vermeye başladı. Eskişehir Tren Garı’nın sırasında yer alan ve yaklaşık 2000 metrekare alanı kaplayan müze, bir asırlık tarihe sahip bir binada yer almaktadır. Müze’nin açık sergi alanında motorlu ve motorsuz drezinler, hemzemin geçit ve bariyerler, buharlı vidanjör, su tankeri, raylar ve lokomotif araçlar görülmektedir. Müze binasında yaklaşık beş metre uzunluğunda üç buçuk metre genişliğinde demiryolu istasyonu maketi bulunmaktadır. Buharlı, dizel ve elektrikli lokomotifler, vagonlar, eski telgraf, teleks ve manyetolu telefonlar, kömür ocakları, lambalar, levhalar ile aralarında Abdülhamit’in Anadolu-Bağdat demiryolunun yapılması ile ilgili fermanının da bulunduğu çok sayıda belge ve eski demiryolu istasyonları ve eski trenlere ait fotoğraflar bulunmaktadır.
Referanslar
Başar, M. E., ve Erdoğan, H. A. (2009). Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Türkiye’de Tren Garları, Selçuk Üniversitesi Mühendislik, Bilim ve Teknoloji Dergisi, 24(3): 29-44; Eskişehir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, https://eskisehir.ktb.gov.tr/TR-157909/tcdd-eskisehir-muzesi.html, Erişim tarihi: 19.07.2019): Özgüneş, R. E., ve Bozok, D. (2018). Turistik Destinasyonlar İçin Nostaljik Bir Öneri: Buharlı Trenler, International Journal of Social and Economic Sciences (IJSES): 40-51: Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollar, http://www.tcdd.gov.tr/content/31, (Erişim tarihi: 18.06.2019).