Surf & Turf

GASTRONOMİ

Surf and Turf, deniz mahsulleri ile kırmızı etin birbirleriyle uyumlu bir şekilde aynı tabakta sunulan bir yemek tarzıdır. Bu özgün yemek biçiminde, deniz ürünleri “Surf” (dalga), kırmızı et ise “Turf” (toprak) terimiyle nitelendirilmektedir. Başlangıçta Amerika ve Avustralya’da tanınan bu yemek, günümüzde dünya genelindeki lüks restoranların menülerinde sıkça yer bulmuş ve hızlı bir şekilde popülerleşmiştir. “Surf” terimi karides ve ıstakoz gibi balık ve deniz ürünlerini, “Turf” ise kırmızı et kategorisini simgelemektedir. 1960’lı yıllardan sonra “Surf and Turf” teriminin gıda ürünlerini tanımlamak için ilk defa Amerika’da Ocak 1966’da New York’taki bir restoran tarafından tanıtılan bir ıstakoz ve biftek yemeğinin reklamıyla ortaya çıktığı bilinmektedir. Bu kavram özellikle ABD’de yaygınlık kazanmışken Avustralya ve Birleşik Krallık’ta daha çok Reef and Beef olarak adlandırılmaktadır. 

Surf and Turf, çeşitli pişirme yöntemleri, soslar ve yan yemeklerle zenginleştirilen bir yemek tarzıdır. Bu yemek tarzı, hem denizden hem de karadan elde edilen proteinleri ve tatları bir araya getirerek zengin ve dengeli bir yemek deneyimi sunmayı amaçlamaktadır. Surf and Turf menülerinde deniz ürünleri genellikle ıstakoz, karides, kalamar, ahtapot, kral yengeci, deniz tarağı ve kerevit gibi seçenekleri içermektedir. Ancak, etli yapısı ve lüks algısı nedeniyle ıstakoz en çok tercih edilen seçenektir. Yüksek maliyetinden dolayı, ıstakoz yerine karides veya ahtapot kullanımı da yaygındır. Kırmızı et tercihi yaparken genelde balık etine benzer yumuşak ve kaliteli etler tercih edilmektedir. Bu yüzden sıkça bonfile veya kontrfile kullanılmaktadır. Kırmızı et, genellikle ızgara veya fırında pişirilerek hazırlanırken; deniz ürünleri haşlama, buharda pişirme veya ızgara yöntemleriyle hazırlanmaktadır. 

Surf and Turf günümüzde lüks restoranların menülerinde yer alan modern bir yemek kültürü olarak değerlendirilmektedir. Menülerin içeriği; müşteri talepleri, hedef kitle ve restoranın konsepti doğrultusunda şekillenir. Bu durum, Surf and Turf menülerinin çeşitliliğini artırmaktadır. Yemeğin sadece lezzet öğeleri değil, aynı zamanda görsel sunumu da titizlikle tasarlanmış bir biçimde dikkat çekmektedir. Bir tarafta okyanusun lezzetini barındıran karides, ıstakoz gibi deniz ürünleri; diğer yanda ise eti doyurucu ve zengin bir tatla sunan bonfile veya kontrfile gibi kırmızı etler yer almaktadır. Bu iki grup, çeşitli pişirme yöntemleriyle bir araya getirilerek hem damakta hem de görsel olarak etkileyici bir sunumla ortaya konmaktadır. Aslında Surf and Turf, yalnızca bir yemek değil; deniz ürünlerinin hafifliğini etteki yoğunlukla harmanlayan bir “lüks” algısı ve gastronomik uyumun bir örneğidir. Hem değişik tatları tek bir tabakta denemek isteyenler hem de zarif bir akşam yemeği arayanlar için iyi bir seçenek olduğu söylenebilir.

Referanslar

Akdağ, G., Özata, E., Sormaz, Ü. ve Çetinsöz, B. C. (2016). Sürdürülebilir gastronomi turizmi için yeni bir alternatif: Surf & Turf, Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 4(3): 36–54. https://doi.org/10.21325/jotags.2016.36; Özmen, Ş. ve Deniz, G. (2024). Sürdürülebilir gastronomi kapsamında Türk aşçıların yapay yiyeceklere bakış açısı (Yüksek lisans tezi). Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi; Samav, U. (2024). Gastronomide güncel yaklaşım: Surf and turf, İçinde; A. Ünal, E. Çilesiz, ve O. Çelen (Editörler), Turizm ve destinasyon araştırmaları VIII (ss. 157–174). PA Paradigma Akademi; Sanders, M. E. (2000). Hot trends: From turf to surf. IDEA Health & Fitness Source, 18(5): 30; Şen, A. (2021). Surf and turf, İçinde; S. Derinalp (Ed.), Neogastronomik akımlar (ss. 143–148). Atlas Akademik Basım Yayın Dağıtım Tic. Ltd. Şti.

Konuyla ilgili diğer maddeler için bkz.: