-
2025
Sürdürülebilir kullanım alanı; tabiatı koruma amacıyla belirlenmiş kurallar çerçevesinde, belirli sınırlar içinde ekonomik faaliyetlerin sürdürülmesine izin verilen, çekirdek koruma bölgesi ile insani faaliyetlere açık alanlar arasında kalan geçiş kuşağıdır. Bu alanlar, koruma ve kullanım dengesini esas alarak hem ekosistemlerin bütünlüğünü korumayı hem de yerel halkın ekonomik yaşamını desteklemeyi hedefler. Bu alanların temel amacı; doğanın taşıma kapasitesini aşmadan, sınırlı ve denetimli bir şekilde tarım, hayvancılık, geleneksel üretim, ekoturizm ve çevreyle uyumlu diğer ekonomik faaliyetlerin gerçekleştirilmesini sağlamaktır. Aynı zamanda koruma altındaki çekirdek bölgeye yönelik baskının azaltılması hedeflenir.
Sürdürülebilir kullanım alanları genellikle üçlü bir zonlama sisteminin parçasıdır:
- Çekirdek Bölge: Her türlü müdahaleye kapalı, mutlak koruma alanıdır.
- Sürdürülebilir Kullanım Alanı: Sınırlı ekonomik faaliyetlere izin verilen geçiş bölgesidir.
- İnsani Faaliyet Alanı: Yerleşim yerleri, tarım arazileri ve geniş ölçekli faaliyetlerin yürütüldüğü alanlardır.
Türkiye'de bu alanlar, Milli Parklar Kanunu (2873), Çevre Kanunu ve Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi çerçevesinde tanımlanmakta ve Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ilgili birimlerince denetlenmektedir.
Kapsamlı kullanım örnekleri; Doğa temelli eğitim etkinlikleri, ekolojik tarım ve hayvancılık faaliyetleri, yöresel ürün üretimi ve gastronomi faaliyetleri (örneğin: keçi sütü üretimi, lavanta işleme), ekoturizm ve rehberli yürüyüş rotaları, küçük ölçekli yerel kooperatif çalışmaları sayılabilir. Aynı zamanda Türkiye'den örneklere bakıldığında;
- Küre Dağları Milli Parkı (Bartın–Kastamonu): tampon bölgesi, odun dışı orman ürünleri ve eko-gastronomi için kullanılabilmektedir.
- Datça–Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi: Arıcılık ve yerel ürün üretimiyle öne çıkmaktadır.
- Munzur Vadisi Milli Parkı: Çevresinde geleneksel üretim faaliyetleri sürdürülen geçiş bölgeleri barındırmaktadır.
Sürdürülebilir kullanım alanları, doğa dostu gastronomi turizmi için potansiyel sunmaktadır. Yerel halk tarafından üretilen coğrafi işaretli ürünlerin bu alanlarda tanıtılması, tüketiciye ürünün üretildiği çevreyi deneyimleme fırsatı sunmaktadır. Aynı zamanda ziyaretçilere yerel mutfak kültürünü tanıma ve doğayla uyumlu üretim süreçlerini gözlemleme olanağı vermektedir. Bu alanlar, doğa koruma ile kalkınma arasında denge kurmaya çalışan stratejik planlama bölgeleridir. Başarıya ulaşabilmeleri için yerel halkın katılımı, etkili izleme–denetim sistemleri ve sürdürülebilirlik ilkelerine bağlılık zorunluluğu bulunmaktadır.
Referanslar
Uyar, Ç., Küçükosmanoğlu, G. G. ve Küçükosmanoğlu, A. (2025). Evaluation of Socio-economic Impacts of Ecotourism Routes in Türkiye’s Forests and Protected Areas, Kent Akademisi, 18(2): 780-799; Karabulut, A. E. ve Özçevik, Ö. (2025). Aligning National Protected Areas with Global Norms: A Four-Step Analysis of Türkiye’s Conservation Laws, Sustainability, 17(8): 3432.