Sigeion

Doğal ve Kültürel Miras Antik Kent

Çanakkale Yarımadası eski çağların Troas bölgesi’ni kapsamaktadır. Neolitik Çağ’dan itibaren yarımadada birçok yerleşim yeri kurulmuştur. Troya’nın batısında, Hellespontos’un girişinde stratejik bir noktada, denize doğru uzanan bir burun üzerine MÖ 700 yıllarında kurulmuş olan Sigeion, Arkaik Çağ’da bölgedeki en büyük yerleşimlerden biri olması bakımından önem taşımaktadır. Edirne K.T.V.K. Kurulu’nun 26.05.1995 tarih ve 2413 sayılı kararı, Bakanlar Kurulu’nun 96/8676 sayılı kararı ile ilan edilen Troya Milli Parkı içinde Arkeolojik sit alanıdır. Strabon, Sigeion Antik kentinin MÖ VII. yüyılda Troas bölgesine göç eden Lesboslular tarafından kurulduğundan bahsetmektedir. Ayrıca Coğrafyacı Damastes’in Sigeion kentinde doğduğundan bahsetmiştir. Strabon coğrafyacı Damastes’ten iki yerde bahsetmiştir. Biri Homeros’un Troyalıların ülkesi dediği Troas’ın sınırları konusunda; diğeri Kypros Adası’nda bir kent olan Hierokepias’ın konumu üzerine yaptığı yorumları eleştirmesindedir. Sigeion özellikle Arkaik ve Klasik çağlarda Aşağı Menderes Ovası’nın en büyük şehridir. Dağlık arazisi olmadığı için kereste ve odundan yoksun olan kentin geliri ağırlıklı olarak Karadeniz ile Atina arasındaki ticarete ovadaki tahıla ve balıkçılığa dayanmaktaydı. Kentin lokalizasyonu konusunda çok uzun yıllar farklı görüşler ortaya atılmış olup, J. Cook ve A. Akarca’nın önerdiği Yenişehir Köyü büyük oranda kabul görmektedir. 1970’li yılların başında J. M. Cook, Troas bölgesinde kapsamlı bir arkeolojik ve topoğrafik çalışma gerçekleştirmiştir. 1973 yılında yayımlanan bu çalışma; Troas bölgesi çalışmaları için önemli başvuru kaynakları arasındadır. Yerleşim üzerinde Osmanlı dönemi seramiği ağırlıktadır. Bunun yanında Cook’un belirttiği gibi Arkaik ve Klasik Çağ seramikleri az sayıda da olsa yüzeyde görülmektedir. Gri renkli Aiol seramiği daha önceden Cook’un da belirttiği gibi yüzeyde bulunmamaktadır. 2005-2007 yıllarında T. Schäfer başkanlığında Kara Menderes Ovası’nda Troya yakınındaki Sigeion yüzey araştırması gerçekleştirilmiştir. Yerleşim yaklaşık olarak 150-200 metre genişliğinde ve 900 metre uzunluğundadır. Güneydoğu yarısı daha geniş, kuzeybatı yarısı daha dardır; iki kesim ortaya doğru hafif bir eğimlidir. Şehrin ana kapısı bu kesimde olmalıdır. Yüzeyde Arkaik Çağa ait çok az sayıda seramik parçaları vardır. Seyyahlar, XVI. ve XVII. yüzyılda tuğla ve mermerden yapılmış tonozlu bir şehir kalıntısından bahsetmektedir. Bu kalıntılar, Büyük Konstantin’in Konstantinopolis‘ten önce inşasına başlattığı başkente aittir. Burası ‘Neapolis’ yani Yenişehir kentidir. Yazılı kaynaklarda Athena mabedinden bahsedilmesine karşın, üzerinde kurulan Yenişehir Köyü nedeniyle, Sigeion’dan geriye yapı kalıntısı kalmamıştır. Doğal limanı olmamasına karşın kıyı gemilerin karaya çekilmesine elverişli idi. Ayrıca Kumkale Burnu kıyının poyraza karşı korunmasını sağlamıştır. Cook’a göre şimdi dolmuş L şekilli bir mendirek Rum Köyü zamanına ait olmalıdır. XVI. yüzyılda tepe üzerinde Rum yerleşimi olarak kurulan Yenişehir Köyü, XX. yüzyıl başlarında Erenköy’e (İntepe) taşındığı için köye ait yapı temelleri yüzeyde görülmektedir. Ayrıca Arkaik Çağa ait az sayıda mimari kiremit parçaları yüzeyde seçilmektedir. Yerleşimi çevreleyen herhangi bir sur kalıntısı tespit edilmemiştir. Ancak Strabon, Mytileneli (Lesbos/Midilli Adası’nda kent) Arkhaianaks’ın eski kentten aldığı taşlarla, Sigeion’un çevresine sur yaptırdığından bahsetmektedir. Günümüzde Sigeion’da hiçbir yapı kalıntısı kalmamıştır. Her ne kadar Lesboslular, Troas bölgesinin tümünde hak iddia ederlerse de Sigeion, Olympia oyunları birincisi Phrynon yönetimindeki Atinalılar tarafından zapt edilmiştir. Herodot, uzun süre Sigeion için Atinalılar ile Mytilenelilerin mücadele edip sonunda kentin, antlaşma ile Atinalılara kaldığından bahsetmektedir. MÖ VI. yüzyılın ilk yarısında Atinalılar tarafından ele geçirildi ve Attika-Delos Deniz Birliğinin ilk üyelerinden biri olmuş ve MÖ IV. yüzyılın sonlarına doğru tiranlarca yönetilmiştir. Leaf, kentin Atina kolonisi zamanından kalma kaliteli Attika seramiklerinin (MÖ V. yüzyıl) varlığından bahsetmiştir. Bölge, MÖ 334 yılında Büyük İskender, MÖ 300 yıllarında da Lysimakhos’un eline geçmiştir. Bundan sonra İlion ile birleştirildiyse de başkaldırdığı için bu kent tarafından yıkılmıştır. Karadeniz’in kuzeyinden buğdayını alan Atinalılar için Sigeion önemli bir koloniydi.

Tarihçi Herodot, ‘Herodot Tarihi’ adlı eserinde Çanakkale Merkez İlçe sınırları içinde bulunan Abydos, Dardanos, İlion (Troya), Ophryneion, Rhoiteion, Sigeion kentleri ve Skamandros (Kara Menderes) hakkında bilgiler vermektedir. Strabon Coğrafya adlı eserinde Sigeion (Yeniköy) kentinin konumundan bahsetmektedir. Strabon kentin konumu hakkında şu bilgileri vermiştir: “Rhoeteion’dan sonra yıkık bir kent olan Sigeion, Donanma Merkezi, Akhaların bir limanı ile kampları, Skamandros’un ağzı ve Stomalimne denilen yer gelir, çünkü Simeios ile Skamandros ovada birleştikten sonra aşağı doğru çok miktarda alüvyon taşır ve kıyıyı doldurarak batak ve yosunlardan oluşan bir kör ağız meydana getirmektedir. Sigeionlular burnunun karşısında, Khersonesos’da, her ikisinden de Thrakia’yı anlattığımda sözünü ettiğim Eleussa ve Protesilaos’un tapınağı vardır.” Troas bölgesindeki konumu ve kentin yıkılışı hakkında şu bilgileri vermiştir: “Bu kıyının uzunluğu Rhoeteion’dan Sigeion’a, Akhileus anıtını kastediyorum, düz bir hat olarak 60 stadiadır” (Bir Attika Stadia’sı 177,60 metredir). Bu yolun tümü, sadece Akhaialıların limanından 12 stadia uzaklıkta olan şimdiki İlion’un değil, aynı zamanda İda Dağı'nın yönünde, 30 stadia içeride olan Eski İlion’un da yukarı kısmında uzanmaktadır. Halen Sigeion çevresinde bir tapınak, Akhileus’un, Patraklos’un ve Antilokhos’un anıtları vardır ve İlionlular, Aias da dâhil bu dört kahramana kurbanlar sunarlar, fakat kenti yağmalamış olan Herakles’i onurlandırmazlar. Denilebilir ki, her ne kadar Herakles burasını yağlamamışsa da, gene de daha sonraları, tahrip olmuş bu kent, başkaları tarafından tamamen yağmalanabilecek bir şekilde kalmıştır. Bu nedenle ozan (Homeros) şöyle der, “O, İlios kentini yağmalamış ve sokaklarında insan bırakmamıştır.” Burada İnsan bırakmamıştır'dan nüfusun tümü değil, sadece erkek nüfus kast edilmiştir. Fakat sonradan, tanrılara ve adaklara bağlı olanlar kenti tümüyle yok etmişlerdir. Buna neden olanların, kendilerinin tamamen haklı, hâlbuki Herakles’in (Laomedon’un atları nedeniyle) haklı olmayan bir savaş yaptığını söylenmektedir. Yazarlar buna karşı efsaneyi öne sürülmektedir. Efsaneye göre savaş atlar için değil, fakat deniz canavarı ile Hesionê için teklif edilen ödül nedeniyle çıkmıştır. Fakat bu görüşlere değer vermeyelim çünkü bunlar, efsaneler hakkında tartışmalara yol açıyor ve böylece bazı daha önemli nedenleri, yani İlionluların neden bazılarını onurlandırıp, bazılarını onurlandırmadığı görmemizi engellemektedir. Anlaşıldığına göre ozan, Herakles’i anlatırken kenti küçük olarak tanımlamış, eğer doğruysa “Sadece altı gemi ve çok az insanla İlion kentini yağmaladı” demektedir. Bundan da anlaşılıyor ki Priamos, evvelce de söylediği gibi çok küçük bir özden büyüyerek krallar kralı olmuştur. Bu kıyıdan biraz daha ileri gidildiğinde, Tenedos’a ait olan kara parçasının başladığı yerdeki Akhaion’a gelinir”. Strabon, Skepsisli (Kurşunlu Tepe) tarihçi Demetrios’un yazdığı günümüze ulaşmayan Troas’ın Tarihi adlı eserinden Troya’ya göre Sigeion’un konumundan şu şekilde bahsetmiştir: “Demetrios’a göre bu bölgede İda Dağı silsilesinden başlayan ve biri doğruca Rhoeteion’a ve diğeri de doğruca Sigeion’a uzanan bir burun vardır. Bunlar denize doğru yarım daire oluştururlar ve şimdiki İlion’la denizden eş uzaklıkta, ovada son bulurlar ve İlion bu iki burnun bitiminin ortasındadır, hâlbuki eski yerleşme bu çıkıntıların başlangıcının arasındadır ve gene der ki, bu iki çıkıntı arası hem içinden Simoeis’in aktığı Simoeislilerin hem de Skamandrosluların Ovasını içerir”. Sigeion V. yüzyıl ortalarında Atina-Delos Deniz Birliğine talentin altıda biri vergi veriyordu. Sigeion’da Atina hâkimiyeti İskender zamanına kadar sürmüştür. MÖ IV. yüzyılda Atina sikkeleri tarzında ön yüzünde Athena başı, arka yüzünde baykuş vardır. Geçen yüzyıllar içinde batılı gezginler köy kilisesinde korunan yazıt ve kabartmalardan bahsetmiştir. Bunlardan biri 575-550 yıllarına ait, İon ve Attika lehçelerinde bustrofedon şeklinde yazılmış, Sigeion halk meclisine ayaklı bir kap armağan eden Prokonessos’lu Fanodikos’un iki metre uzunluğundaki mezar taşıdır. British Museum’da korunan bu yazıt Yenişehir’in Sigeion olarak lokalize edilmesini sağlamıştır. İngiltere Cambridge şehrindeki Fitzwilliam Müzesi’nde korunan bir kabartma Sigeion’un komşu şehirlerden biri ile MÖ IV. yüzyılda yapılan antlaşmanın baş kısmına aittir. Bir yapı içinde Sigeion’u temsil eden tanrıça Athena ile zırhlı iki adam tasvir edilmiştir. Üstündeki yazıda sağ taraftakinin Homeros kahramanlarından Protesilaos olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda antlaşma, Protesilaos’un büyük saygı gördüğü ve yakınında mezarının bulunduğu, Boğazın karşı yakasındaki Gelibolu Yarımadası’nın ucundaki Elaios şehri ile yapılmış olmalıdır. Şehrin etrafındaki kuzey, doğu ve güneyinde olmak üzere yedi adet Tümülüs vardır. Bu Tümülüslerin Homeros kahramanlarına ait olduğunun düşünülmesi; Strabon’un Sigeion yakınlarında Akhilleus, Patroklos ve Nestor’un oğlu Antilokhos’un anıtlarının olduğunu yazmasına dayanmaktadır. Bunlar arasında şehrin kuzeyinde Orhaniye bataryası önünde XVIII. yüzyılda Levhevalier’in Akhilleus’a ait olduğunu düşündüğü tümülüs bulunmaktadır. Kuzeyde yamacın başladığı yerde ise Levhevalier’e göre Patroklos’a ait Tümülüs vardır. Üçüncü Tümülüs Akhilleus tümülüsünün doğusunda yolun altındadır. Akhilleus ve Patroklos tümülüsünden çok daha küçük olan bu Tümülüsün Nestor’un oğlu Antilokhos’a ait olduğu düşünülmektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

Akarca, A. (1978). Troas’da Aşağı Kara Menderes Ovası Çevresindeki Şehirler, Belleten XLII/165: 1-52; Calvert. F. (1860). Contributions to the Ancient Geography of the Troad: On the Site and Remains of Ophrynium, Archaeological Journal, 17: 291-296; Cook, J. (1973). The Troad An Archaeological and Topographical Stud. Oxford: Oxford University Press; Herodot (1991). Herodot Tarihi (Türkçesi: M. Ökmen). İstanbul: Remzi Kitabevi; Sevin, V. (2001). Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası l. Ankara: Türk Tarih Kurumu; Strabon (2012). Antik Anadolu Coğrafyası, Kitap: XII-XIII-XIV (Çev. A. Pekman). İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları; Tombul, T. (2015). Çanakkale Kültür Envanteri, Arkeolojik Yerleşim Alanları ve Sanat Tarihi Yapıları. Çanakkale: Çanakkale Valiliği Yayını; Yılmaz, D. (2019). Neolitik Çağ’dan Demir Çağı Sonuna Kadar Çanakkale İli Merkez İlçesi Arkeolojik Yüzey Araştırması, 2016-2018. İçinde; D. Yılmaz (Editör), Kuzey Troas’ta Yeni Araştırmalar Neolitik Çağ’dan Demir Çağı Sonuna Kadar Çanakkale Merkez Yüzey Araştırması. İstanbul: Ege Yayınları : 1-127.