Kosova’nın Sırbistan tarafından ele geçirilmesinin ardından, 1913 yılında zorunlu göç başladı. Halkın göçe zorlanması sebebiyle Türkiye’ye gelenlerin içinde henüz 16-17 yaşlarında bir genç vardı: Hamdi Özden. 1937 yılında Ankara’ya gelen Hamdi Özden (1921-2014), bu zorlu süreçte farklı işlerde çalıştı. Rum kökenli bir işkembe ustasının yanında işe başlaması ise uzun yıllar yaşayacak olan Rumeli İşkembecisi için atılmış ilk adım niteliğindeydi. Burada uzun yıllar çalıştıktan sonra tecrübe kazanan Özden, kendi işini kurmaya karar verdi. Meşhur işkembeci, ilk adresi olan Hamamönü’ndeki küçük bir dükkanda hizmete açıldı (1945). Hem girişimci hem işletmeci hem aşçı hem de garson olduğu bu lokanta, Rumeli İşkembecisi’nin hikayesinin başladığı yerdi. İki kişinin çalıştığı küçük dükkanda işkembe, kuru fasulye, pilav ve paça yağıyla yapılan irmik helvası sunulmaktaydı. Menünün müdavimleri kısa zamanda çoğalınca dükkan kapasitesi yeterli gelmediği için işletme, Denizciler Caddesi’nde daha büyük bir yere taşındı (1951).

İşlerin iyi gitmesinin ardından Ulus Şehir Çarşısı’nda Akman Bozacısı’nın yanında ikinci şube açıldı (1958). Fakat aşırı talebin karşılanamaması nedeniyle, şube kısa bir süre sonra kapatılmak zorunda kaldı. Denizciler Caddesi’ndeki şubeyi kayınbiraderi Abdullah’a devreden Hamdi Özden, Sakarya Caddesi’ndeki şubeyi açtı (1961). Denizciler’deki şube ise, kendisinin yokluğunda 1970 yılına kadar işletilmeye devam etti. Bayındır Sokak’ta satın alınan dükkanda yeni şube açılırken (1969), Sakarya Caddesi’ndeki şube ise aynı yıl kapatıldı. Bir sonraki yıl, bulunduğu mülk yıkıldığı için sadece birkaç yıl hizmet verebilen Maltepe şubesi açıldı. Ankara’daki koşuşturmanın ardından, şehir dışındaki ilk ve son şube olan Karaköy (İstanbul) Şubesi, Rıhtım Caddesi’nde açıldı (1981). Fakat Hamdi Özgen’in ilerleyen yaşı sebebiyle iş yoğunluğuna ayak uyduramadı ve şube kısa zamanda kapatıldı. Bu kısa zaman zarfında açılıp kapanan şubelerin ardından, günümüzde de hizmet vermeye devam eden Bestekar Sokak’taki şube açıldı (1992). İşletmeciliğini büyük oğlu Yavuz Özden’in üstlendiği, 90 metrekare mutfağa ve 240 metrekare servis alanına sahip mekan, o yılların Ankara’sında önemli uğrak yerlerinden biri oldu.

Ziyaretçi profili bakımından oldukça zengin bir demografik yapıya sahip olan lokanta, öğrenciler, yazarlar, bakanlar, gazeteciler gibi toplumun farklı kesimlerinden birçok kişiyi ağırladı. Müdavimleri arasında Celal Bayar ve Uğur Dündar gibi isimler de bulunuyordu. Rumeli İşkembecisi’nin günümüzde hizmet vermeye devam eden iki şubesi Bestekar (Tunalı Hilmi Caddesi üzerinde) ve Bayındır sokakları üzerinde yer almaktadır. Çorba, ızgara, tencere yemekleri ve tatlı çeşitlerinin sunulduğu lokanta, yedi gün 24 saat hizmet vermektedir. Hamdi Özden’in uzun yıllar emek verdiği ve marka haline getirdiği “Rumeli İşkembecisi”, bugün Özden Ailesi tarafından yaşatılmaya ve Ankara’nın en eski lokantalarından biri olarak anılmaya devam etmektedir.