Özellikle engelli ve dezavantajlı birey ve grupların fiziksel, ruhsal ve sosyal sağlığını koruma, iyileştirme ve geliştirmeye yönelik olarak belirli bir program dahilinde boş zaman faaliyetlerinin terapi kapsamında uygulandığı kamplardır. Bu kapsamda belirli bir engel, hastalık veya sağlık sorunları olan bireylerden oluşan gruplara yönelik çoğu zaman yaş düzeyleri de dikkate alınarak kamp programları oluşturulmaktadır. Hastalık, engellilik veya olumsuz sağlık durumlarının birey üzerinde yarattığı fizyolojik, psikolojik ve sosyal açıdan olumsuz etkileri ortadan kaldırmak ve onların işlevsel ve bilişsel zindeliklerini artırmak amacıyla bu kamplar düzenlenmektedir. Bireylerin bir arada bulunarak gerçekleştirdikleri rekreatif faaliyetler, onların fiziksel sağlıklarının yanı sıra sosyal ilişkilerin gelişmesine de katkı sağlamakta, bireylerin hem tedavilerini desteklemekte hem de yaşam kalitelerini artırmaktır.

Bireylerin sağlıklarını fiziksel, psikolojik ve sosyal açıdan korumak, iyileştirmek ve geliştirmeye yönelik gerçekleştirilen bu kamp programlarının hedef aldığı grubun çok iyi tanımlanması ve bu doğrultuda kamp planının oluşturulması gerekmektedir. Özellikle hedef kitlesine bağlı olarak bireylerin özel bir sağlık problemi veya engel durumu olması durumunda, hekim ve hemşirelerden destek alınarak kamp programının oluşturulması gerekmektedir. Doğru planlanan rekreasyon terapisi kamplarından kronik rahatsızlığı veya engeli olan çocuklar, gençler, yetişkinler farklı yararlar sağlayabilmektedir. Bu kamplarda bireyler farklı rekreatif etkinliklere katılarak eğlenceli zaman geçirirken; fizyolojik, psikolojik ve sosyal yönden de gelişim sağlanmaktadır. Rekreasyon terapisti, hekim, psikolog, diyetisyen, spor branşlarında uzman eğitmenler ve gönüllüler ile farklı meslek gruplarının işbirliği içinde gerçekleştirilen bu kampların multidisipliner bir yaklaşım ile oluşturulması gerekmektedir. Oluşturulan kamp programının sürekli izlenmesi ve sonuçlarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu süreçte yalnızca kampa katılan bireyler değil, onların ailelerinin de süreçten etkilendiği göz ardı edilmeden, aileler ile işbirliği gerçekleştirilmelidir.