Meriç Köprüsü (Mecidiye Köprüsü)

Doğal ve Kültürel Miras

Bulgaristan’ın güneybatısında Rila Dağları'ndan doğan Enez’de Ege Denizi’ne dökülen Meriç Nehri’nin üzerine kurulan bir köprüdür. 1842-1847 yılları arasında Sultan Abdülmecit tarafından yaptırıldı. Bu nedenle bir diğer adı da Mecidiye Köprüsü olarak biliniyor. Bununla birlikte yıllar içerisinde Sultan Mecid, Abdülmecid, Cisr-i Cedid (Yeni Köprü), Cisr-i Sani, Dış Köprü ve Mahmudiye isimleri ile anıldı. Sultan II. Mahmud zamanında yapılması kararlaştırılan köprü, maddi yetersizlikler sebebiyle Sultan Abdülmecit zamanında ancak beş yılda tamamlanabildi. Edirne’deki en büyük köprülerden bir olan Meriç Köprüsü, Edirne-Karaağaç yolu üzerinde Karaağaç Mahallesi ile Edirne’nin bağlantısını sağlayarak Tunca Köprüsü'nden geçtikten sonra karşımıza çıkmaktadır.

Meriç Köprüsü'nün yerinde daha önceleri ahşap bir köprü bulunuyordu. Ancak su baskınlarına dayanamayan köprünün yerine yeni ve daha sağlamının yapılmasına karar verildi. Yeni Köprü 13 büyük ayak üzerine kurulan 12 kemerli, yekpare korkulukları olan muazzam bir eserdir. Uzunluğu 263 metre, genişliği yedi metre olan köprünün mermer yazıtlı köşkü ve hemen karşısında padişahların gün batımını izlediği aynalı tonozlu üst örtüye sahip olan Seyir terası (köşk balkonu) yer alıyor. Bu balkonun farklı bir şekilde taştan değil de mermerden yapılması yapıyı daha da özel kılıyor. Dört adet dikdörtgen ayak üzerine oturtulan balkonun iç kısmında oturmak için yine mermer bir seki bulunuyor.

Köprünün üzerinde sanatsal açıdan pek çok figür barındırması ve bu figürlerin her birinin taşıdığı anlam Meriç Köprüsü’nün en önemli özellikleri arasında sayılabilir. Köprünün Edirne yönünde ve köşk balkonu tarafında birinci boşaltma gözünün kemeri üzerinde kemere sarılan ejder figürleri ve altı köşeli yıldız kabartması ve 12 hayvanlı takvim görülüyor. Çok eski bir Türk geleneğinin sembolü olan ejderlerin, kemerin iki yanından açılarak kilit taşına doğru hareket etmesiyle başlarının karşı karşıya geldiği görülüyor. Türklerde ejder sembolünün anlamı kötülüklerden koruyan olarak biliniyor. Yapının suyla ilişkili olması ve 12 hayvanlı Türk takviminde ejder yılında çok yağmur yağması sebebiyle bu sembollerin bereket getirici anlamında da kullanıldığı söyleniyor. Selçuklu esintileri taşıyan ve eski bir Türk geleneği olan bu figürlerin benzerleri Selçuklular döneminde Kayseri-Sivas yolu üzerinde bulunan Sultan Hanım Köşk ve Mescidi Kemeri’nde, Karatay Han ve Susuz Han’da mukarnas frizleri arasında da görülüyor.

Referanslar

Çolak, A., Dündar, Y., Baki, Z., Emek, D. ve Şahin, Ö. (2017). Gezi Rehberi Edirne Kırklareli Tekirdağ. İstanbul: Trakya Kalkınma Ajansı Yayınları; Halaçoğlu, Y. (2002). Türkler. Osmanlı Cilt-12. Ankara: Yeni Türkiye Yayınları; Seyahat Dergisi. (2019). Meriç Köprüsü Edirne, https://seyahatdergisi.com/meric-koprusu-nerede-nasil-gidilir-ve-hakkinda-bilgiler/, (Erişim tarihi: 28.11.2019); Trakyanet. (2019). Köprüler, https://www.trakyanet.com/trakya/edirne/edirne/236-kopruler.html, (Erişim tarihi: 30.11.2019)

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Edirne Valiliği. (2019). Meriç Köprüsü, http://www.edirne.gov.tr/meric-koprusu, (Erişim tarihi: 30.11.2019); Karakuş, S. E. (2018). Osmanlı İdaresinde Edirne (1789-1839) (Yayımlanmamış doktora tezi). Elazığ: Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.