Karatepe Kazı Çalışmaları

Arkeolojik Kazı Doğal ve Kültürel Miras UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi

Karatepe, Osmaniye’nin Kadirli ilçesinin 23 kilometre güneydoğusunda yer almaktadır. Karatepe, Antik Çağ’daki adı Doğu Kilikya’da (günümüzde Adana-Çukurova’ya denk gelen bölge), Antitoroslar'ın eteklerinde bulunan Karatep’tedir. Eski Ceyhan (Günümüzde Aslantaş) Baraj Gölü’nün her iki yakasında Karatepe-Aslantaş ve Domuztepe-Pınarözü yerleşmeleri vardır. Ceyhan (Pyramos) Vadisi'ne bakan, nehrin batı kıyısında yer alan bir tepenin üzerine kurulmuş Azatiwata isimli ait bir Geç Hitit dönemi kalesidir. Adını hiyeroglif yazılarında geçen şekliyle Adana Ovası Hükümdarı Kral Azatiwata’dan alan Karatepe, Azatiwata’nın yazlığı olarak geçmektedir. Kale, bölgenin antik dönemdeki merkez yerleşmelerinden biri olduğu tahmin edilen Mopsuhestia’ya (Günümüzdeki adıyla Misis/Yakapınar) 70 kilometre uzaklıktadır ve Azatiwata’nın hüküm sürdüğü krallık başkenti olan Pahri/Pahari’nin Mopsuhestia’da ya da Adana’daki Tepebağ Höyüğü’nde olduğu düşünülmektedir. Kalenin yapılış amacı kuzeyden gelecek olan saldırılara karşı Azatiwata’nın hüküm sürdüğü kenti, Pahri/Pahari’yi korumaktır. Karatepe’deki MÖ VIII. yüzyıla tarihlenen sarayın ve surların kalıntıları günümüzde de izlenebilmektedir. Kalenin kapılarında duvar kaplaması olarak sayılabilecek pek çok heykel ve kabartmanın bulunduğu bilinmektedir. Ancak Karatepe’nin en önemli tarafı Anadolu Hiyeroglif yazısının çözülmesine yaptığı katkılardır. Karatepe’de bulunan hiyeroglif ve Fenike yazı sistemleri kullanılarak yazılmış olan çift dilli yazıtlar Anadolu Hiyeroglif yazısının çözülmesini sağlamıştır. Karatepe, güneydeki ovalardan başlayıp Antitorosları aşan ve Orta Anadolu Yaylası’na ulaşan bölge halkı tarafından Akyol/Ağyol/Kocayol olarak isimlendirilen antik bir kervan yolu üzerinde yer almaktadır. Hititlerden öncesinden beri kullanılmakta olan yol yakın zamana kadar bölgedeki yörüklerin göç yolu olarak kullanıma devam etmiş, ancak son dönemde ormanın korunması amacıyla sürü sahiplerinin geçişine kapatılmıştır. Karatepe’deki kalenin, nehrin karşı tarafındaki Domuztepe’de bulunan daha küçük olan kale ile birlikte bu kervan yolunu kontrol altında tuttuğu düşünülmektedir. Kale’nin kuruluşundan bir süre sonra yıkıldığı ve yeniden kayda değer bir yerleşime sahne olmadığı bilinmektedir. Kalenin kim tarafından ele geçirildiği kesin olarak bilinmese de Assurlular tarafından ya da MÖ 725-720 yılları civarında V. Salmanasar tarafından veya MÖ 680 yılında Asarhaddon tarafından yakılıp yıkıldığı düşünülmektedir. Karatepe/Aslantaş ilk olarak 1946 yılında İstanbul Üniversitesi’nden H. Theodore Bossert ve Halet Çambel tarafından keşfedilip arkeolojik yazında duyurulmuştur. 1947 yılındaki kazılar H. Th. Bossert ve H. Çambel ile birlikte U. Bahadır Alkım önderliğinde Türk Tarih Kurumu ve Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü adına başlatılmıştır. Bu ekip 1951 yılına kadar birlikte kazı yapmaya devam etmiştir. Ancak bu tarihte dönemin kazı politikaları gereği ekip dağıldı. Karatepe’nin ikinci kazı dönemi Halet Çambel'in başkanlığında 1987 yılında başladı ve 2014 yılında Halet Çambel’in ölümüne kadar kendisinin başkanlığında devam etti. Karatepe-Aslantaş’ta bulunan ve restorasyonu tamamlanan eserler bulundukları yerde, açıkhava müzesi olarak tasarlanmış olan bu alanda korunmakta ve sergilenmektedir. 1958 yılında ulusal park ilan edilen 7.715 hektarlık alan Karatepe Kalesi’ni de içine alır ve bu tarihten beri ziyarete açık olan bu açıkhava müzesi aynı zamanda Türkiye’nin en büyük açıkhava müzesidir.

Yararlanılan Kaynaklar

Çambel, H. ve Öcal, A. D. (1993). Asativata Karatepe-Aslantaş Son Hitit Çağı Sınır Kalesi ve Açıkhava Müzesi. Kadirli.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Çambel, H. ve Öcal, A. D. (1993). Asativata Karatepe-Aslantaş Son Hitit Çağı Sınır Kalesi ve Açıkhava Müzesi. Kadirli.