İmam Çağdaş

Yeme-İçme İşletmesi Lokanta

(Gaziantep, 1887 – )

Maddeye katkıda bulunan yazarlar:
Yazar: Oğuz ERKARA (2019) (Madde metni için tıklayınız)
Yazar: Gülçin ÖZBAY (2020) (Madde metni için tıklayınız)
1 / 2

İmam Çağdaş, 1887 yılında Halep’ten gelme Hacı Hüseyin Efendi tarafından kentin 48. esnafı olarak kuruldu. Hacı Hüseyin Efendi’den sonra oğlu İmam Çağdaş işbaşına geçti ve işletme onun adıyla anılmaya başlandı. İmam Çağdaş, 1964 yılında vefat edene kadar kebap ocağının başından ayrılmadı. Sonra oğlu Talat Çağdaş, ardından dördüncü kuşak Burhan Çağdaş görevi devraldı. Günümüzde ise, beşinci kuşak Talat Çağdaş işin içine girmiş durumdadır.

Gaziantep Mutfağı, özellikle Halep mutfağından çok etkilenmiş olup, tatlı ve et ağırlıklıdır. Keyvani denen yemek ustaları, gösterişli yemekler yapmayı sevmektedir. Et, bulgur, yoğurt, sarımsak, baharat, antepfıstığı ve tereyağı bol kullanılmaktadır. Pirpirim aşı, şiveydiz çorbası, beyran, yuvalama gibi yemekler hem lezzetli hem de içerdikleri farklı ürünler sayesinde çok besleyicidir. Kebap, lahmacun, baklava ve katmer sayesinde tüm Türkiye'de hatta tüm dünyada önemli gastronomi duraklarından birisi haline geldi. Gaziantep'in en eski ve en köklü lokantası olan İmam Çağdaş, adeta kentin sembolüdür. Sahipleri, kentte siyaset üstü bir konuma sahiptir. Kebap, koyun eti ile yapılmaktadır. Lahmacunda soğan yerine sarımsak kullanılmaktadır. İşletme prensipleri, temiz ve titiz çalışmak, müşteriyi iyi tanımak, hesapta yanılmamak, yenilik ve kalite anlayışıdır. Dededen kalma şu söz işletme mottoları durumunda: “Bir insanın aklını, gözünü kandırabilirsin. Ağzını asla!”

Baklava, Halep kökenli bir tatlı olmasına rağmen bugün tüm dünyada Türk tatlısı olarak rağbet görmektedir. Halep’in Türk toprağı olduğu yıllarda, önce Antep, ardından tüm ülkeye yayılmış bir lezzettir. İmam Çağdaş da baklava üretimi ve malzeme hakkında bazı prensiplere sahiptir.  Sert buğday unu kullanılmaktadır.  Bu un ve kullanılan diğer ürün ve yöntemler sayesinde baklava çıtır çıtır oluyor ve İmam Çağdaş icadı olan “İyi baklavadan ‘Hırş!’ sesi gelir.” sözü kullanılmaktadır. Yani baklavayı ısırınca çıtır hissi ve sesi anlaşılması gerekmektedir. Fıstık henüz olgunlaşmadan toplanmaktadır. Bu sayede hem daha yağlı ve lezzetli,hem de yeşil rengi henüz sarıya dönüşmemiş olmaktadır. Baklavada kullanılan yağ tam bir yıl öncesinden hazırlanmaktadır. İki çeşit yağ kullanılmaktadır. Biri baharda elde edilen çiçek yağı; diğeri ise, otların sararmaya yüz tuttuğu dönemde hazırlanan tereyağıdır. Kağıt inceliğindeki yufkalar iyi bir baklavanın en önemli parametresidir. Baklava, asırlık yönteme göre meşe odunuyla ısıtılan fırınlarda pişirilmektedir.

2 / 2

Bir asırlık geçmişi ve lezzetli ürünleriyle, bir kentin sembolü şeklinde kendini tanımlayarak ulusal ve uluslararası platformda ismini duyuran İmam Çağdaş ismindeki yiyecek-içecek işletmesinin kurucusu olan İmam Çağdaş Gaziantep’te doğdu (1878). Gaziantep gelenekleriyle yetişti. Medrese eğitimi aldı. Yedi yaşına geldiğinde babası Hacı Hüseyin Efendi’nin kebapçı dükkanında getir götür işleri yapmaya başladı ve baba mesleğini sürdürme kararı alarak babasının işletmesine kendi adını verdi. 1920 yılında Yumma hanımla evlendi. Yumma hanımın vefatından sonra 1938’de Şükriye hanımla evlendi. Gerçekleşen bu iki evlilikten altı çocuğu oldu. İşletme yönetimini önce Talat ismindeki oğlu, daha sonra ise torunu Burhan Çağdaş devraldı. Kaliteye önem veren, yenilikleri ve öncülüğü seven bir işletme anlayışı benimsedi. Çok güçlü bir hafızaya sahipti. Gördüğü bir insanı hiçbir zaman unutmaz ve yıllar sonra görse bile baba ismiyle hitap ederdi. 50-60 kişilik hesabı tüm ayrıntılarıyla hatırlardı. Hiçbir zaman alacak-verecek defteri tutmadı. İsimlerin önüne “ya” eki ekleyerek (Ya Mustafa, Ya Fikriye gibi) konuşur ve onları yüceltirdi. Düzgün bir diksiyona sahipti. Saygı konusuna özellikle de ustaya saygıya çok önem verirdi. Kıyafetlerine özen gösterir ve lekeli hiçbir şey giymezdi. Kendisinin yiyemeyeceği hiçbir şeyi müşterilerine sunmazdı. Taze ürün kullanılmasına özen gösterirdi. Haram olmaması amacıyla işletmede kullanılan her ürünü tartar ve terazinin kefesine bulaştığı miktarda ürünü yemeğe eklerdi. Helal kazanç elde etmeyle ilgili bu uygulamanın devam ettirilmesini vasiyet etti. Kendisine ait olan Akıl, göz yanılır, ama damak yanılmaz. Onu kandıramazsınız cümlesi şuanda beşinci nesil tarafından yönetilen işletmenin her döneminde temel felsefe olarak kullanıldı. Her akşam saat 16:00-17:00’ye kadar süren yoğun çalışmanın ardından önlüğünü çıkarıp, kahvesini içtikten sonra şiş kebap ve bakır tasa koyduğu rakıyla yorgunluğunu atmaya çalışırdı. Vefatına kadar çalışmaya devam etti ve bu geleneğini sürdürdü.

Yararlanılan Kaynaklar

Asırlık Lezzetçiler (2017). İmam Çağdaş Belgeseli, TRTHABER, https://www.youtube.com/watch?v=NN2tktYS8Bw, (Erişim tarihi: 12.04.2019); Çağdaş, B. ile 01.04.2019 tarihli görüşme. (Görüşen: G. Özbay); Erkara, O. (2018). İmam Çağdaş – 1887, 100 Tarihi Lokanta, https://www.100tarihilokanta.com/imam-cagdas, (Erişim tarihi: 10.04.2019); https://www.imamcagdas.com, (Erişim tarihi: 10.08.2020); Özbay, G. (2020). İmam Çağdaş. İçinde; M. Kozak ve N. Kozak (Editörler), Türk Turizmine Kanat Gerenler, Cilt-IV: Gastronomi ve Eğlence İşletmeleri (ss: 85-89). Ankara: Detay Yayıncılık.