Hamam

Kavram Hamam

Yıkanma amacıyla kullanılan yapı olarak adlandırılan hamam kelimesinin kökü ısıtmak, sıcak olmak anlamındaki Arapça bir kelime olan hamam’dır. Bu bakımdan sözlük anlamı, ısıtılan yer demek olan hamam, yıkanılacak yer, yunak veya ısıdam manasında kullanılmaktadır.

İnsanlık tarihinde çeşitli medeniyetler yıkanmak amacıyla çeşitli mekanlar yaptılar. Yıkanmak için yapılan ilk kapalı mekanların izlerinin Hindistan, Eski Mısır, Antik Ege ve Yunan uygarlıklarına kadar uzandığı belirtilmektedir. Genel olarak hamam yapıları Roma İmparatorluğu döneminde tanınmaya başladı, fakat Türkler tarafından toplumsal hayatın bir parçası haline getirildi. Türk hamamlarında erken dönem Yunan ve Roma dönemleri ile Bizans mimarisinin yoğun izleri görülmektedir. Hamamların temizlik amacının dışında toplumsal yaşamın bir parçası haline gelmesi Osmanlı İmparatorluğu sayesinde oldu.

Hamam kültürü Türklerle özdeşleşirken, Türkiye denildiğinde akla gelen yapılar arasında Türk hamamları gelmektedir. Türk hamamı XV. yüzyıl ortalarında, Türk banyosunun Anadolu hamam kültürü ile bir araya gelmesiyle oluşan bir yapı türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Dört yanı çevrilen işlemeli duvarlar, kubbeli yapılarıyla hamamlar, sadece yıkanmak amacıyla değil aynı zamanda bir sosyalleşme alanı olarak görüldü. Kız beğenme, gelin-güvey hamamı, 40 hamamı gibi çeşitli kültürel etkinliklerin yapıldığı hamamlar, tellağı, natırı, külhanbeyi ile yaşayan ve kuşaklar boyu aktarılan bir kültürün simgesi olarak görülmektedir. Yüzyıllarca toplumun sıkılıkla kullandığı mekanlar olan hamamlar için bir kültür gelişti; kullanılan eşyalar, çalışan kişiler ve yapılan kültürel etkinliklere kadar çeşitli kavramlar türetildi. Türk hamamı denildiğinde kurna, musluk, göbek taşı, tellak, natır gibi isimler akla gelirken hamam tasları, keseler, lifler, nalın veya takunya, peştamal, şerbetlikler, gülabdanlar ve buhurdanlar hamamı hamam yapan diğer aksesuarlar olarak görülmektedir.

Hamamlar özel veya genel hamamlar olarak sınıflandırıldığı gibi erkek ve bayan için ayrı kısımlarının yapılıp yapılmadığına göre tek ve çift hamamlar olarak isimlendirildiği görülmektedir. Tek hamamlar erkeklerin kullanımına açılmış olup belli saatlerde bayanların kullanmasına tahsis edilirken çifte hamamlar ise biri erkeklere diğer bayanlara ait olmak üzere birbirine bitişik olarak inşa edilen iki hamamdan oluşmaktadır. Genel olarak bayanların giriş kapısı mahremiyet düşüncesiyle tali yola açılırken erkeklerin giriş kapısı ana yola açılmaktadır. Özel hamamlar ise köşk, saray, tekke vb. hamamları gibi sınırlı sayıda insanın kullanımına açılan küçük ölçekte hamamlardır.

Türk hamamları mimari olarak iç düzenlemesi bakımından beş bölümden oluşur. Bu bölümler soyunma bölümü, aralık bölümü, soğukluk bölümü (ılıklık), sıcaklık bölümü (harare) ve ısıtma bölümüdür (külhan). Soyunma bölümü hamamın ilk bölümü olup soyunma ve kabul işlemlerinin yapıldığı alandır. Bu alan genel olarak ısıtılmaz ve ferahlık hissi vermek amacıyla bu bölümün ortasına fıskiye ya da genel olarak süsleme havuzunun yapıldığı görülmektedir. Aralık bölümü, soyunma bölümünden soğukluğa geçişteki ara mekândır. Soğukluk bölümü (ılıklık), sıcak bölüme geçerken ya da sıcak yıkanma sonrası, vücudun sıcağa ve soğuğa alışması için kullanılan mekandır. Sıcaklık bölümü (harare) hamamda yıkanma işleminin yapıldığı yerdir. Bu bölüm külhana (hamamı ve suyunu ısıtan, kapalı ve geniş ocak) en yakın yer olduğu için en sıcak bölümdür. Bu bölümde herkesin teker teker yıkandığı kurna, hamamın merkezinde olan göbek taşı ve külhanın üstü olan sıcak halvet ve külhana uzak yer olan soğuk halvet de yer almaktadır. Isıtma (külhan) bölümü ise sıcaklık bölümünün duvar bitişiğinde yer alan boyutları genel olarak her hamamda farklı olup ısıtma olarak odun veya son zamanlarda kömür, mazotun kullanıldığı, hamamın ısıtılmasını sağlayan ateşin yakıldığı, yakıtların depolandığı ve ayrıca atıkların biriktirildiği alandır.

Toplumsal yaşamda Cumhuriyet dönemi sonrasında yaşanan değişimler, özellikle yıkanma gereksinimlerinin konutlar içinde giderilmeye başlanılmasıyla yeni hamam yapımı azaldı ve eski hamamların sayıları da gün geçtikçe azaldı. Bazı hamamlar tamir ve restorasyona gitmesine rağmen, hamamların gelir getirme özelliği azaldıkça hamam yapıları ya tamamen ya da kısmi olarak ortadan kalkmaya başladı. Fakat son yıllarda bazı hamamların özgün fonksiyonlarının turistik amaçlı olarak devam ettirilmesi, yapılan oteller içinde yer alan özgün yapıları korunmaya çalışılarak inşa edilen hamam yapıları bu kültürü yaşatmaya devam etmektedir. Türkiye’ye gelen turistlerin Türk hamam kültürüne olan yoğun ilgisi hamamları günümüzde tekrardan önemli hale getirdi. Türkiye’de birçok otel içinde yer alan SPA merkezlerinin büyük gelir getiren ve yoğun turist kabul eden alanlarından birisinin hamam olması bu kültürün devam etmesini sağlamaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar

Başa, B. A. (2009). Türk Hamam Kültürünün SPA & Wellness Mekânlarının Tasarımına Etkileri, Journal of World of Turks, 1(1): 207-220; Ertuğrul, A. (2009). Hamam Yapıları ve Literatürü, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, 7(13): 241-266; Ürük, Z. F. (2016). Medeniyetler İçinde Hamamın Gelişimi ve Kültürel Olarak Mekân Analizleri, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, 4(28): 185-209.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Kozak, N. (2018). Sunuş, İçinde; N. Kozak (Editör), Türkiye Turizmi Sözlü Tarih Araştırması. Cilt I: Alanya, Side, Antalya. İstanbul: Yıkılmazlar Basın Yayın.